16 Aralık 2019 Pazartesi

Değişen Hayat

Eyy Hayat...
Ne muhteşem bir dizaynın var.
Aşırı zor ve bambaşka bir yolculuğa çıkarttın beni. Hayat seyrim neredeyse tamamen değişti.
Halam gitti. Ben gittim bu dünyadan.
Bedenim kaldı ve ruhum başkalaşıp aynı bedenin içine sığmaya çalıştı.
Öyle büyüdüm,öyle çoğaldım ki,aynı bedene aynı kilodayken sığamaz oldum.
Halam gitti,ben büyüdüm...
...
Ev geçimi nedir öğrendim.
Maddi zorluk nedir bildim. Bir o kadar da,olmaz gibi görünen şeylerin nasıl yola koyulacağını izledim.
Dedim ya bambaşka bir yolculuğa çıktım halamın gidişiyle.
Ve hatta gitmeye niyetlendiği o günlerde.
Reikiyle tanıştım.
İyi ki iyi ki iyi ki tanıştım.
O bambaşka bir süreç anlatmaya başlamayayım ama dedim ya halamın gidişi büyüttü beni.
Çok büyüttü. Eskisi gibi olamıyorum bir türlü.
Olamayacağım da galiba.
VE 2-3 hafta önce reiki master oldum.
Artık ücretli seanslarımı yapıyorum.
Bambaşka bir dünyaya açıldı yolum.
Enfes bir süreç.Hiç bitmesin derken,bu hazzın artması yeni yollar açmak için de çabalıyorum.
İlk ruhsal ameliyatımı yaptım geçen hafta mesela. Harikaydı,harika.
Tekrar talep gelsin diye nasıl heyecanlıyım bilseniz.
Neyse...
Demem o ki,halamın gidişi bir çok şeyi de getirdi bana.
Sanki beni birilerine emanet etti gibi.
Tam da onun gitmeye hazırlandığı süreçte yanı başımda bulduğum,nefesini dahi yanımda hissettiğim bir kaç insan...
Beni öyle mutlu gördü ki halam...Aferin dedi...Aferin... İyi insanlar var etrafında.
Siz bana destek olanlar,bunu görmediniz,duymadınız. Ama ben duydum,bildim,mutlu oldum.
Evet hala o hastaneye girmek istemiyor,kendim için gitmem gereken doktora bir türlü gidemiyorum.
İlk kez 2 hafta önce kardeşimin nişanı için hzırlandıktan sonra,mezarlığa gittim.Ve o günkü diş ağrım ömrümce unutulmayacak acılar arasında yerini aldı.

Felaket ! bir gün yaşadım. Ağır geldi halamı mezarlıkta ziyaret etmek...Çok ağır.
Şuan bunları yazarken bile, duygularım şelale.
Doğan... Çok özlüyor. Ve ben her yerle bir olduğumda onu düşünüyorum. Ya daha çok etkileniyorsa,ya bir bana değil de ona halamı sorduğunda bu özleminin altında kalırsa...
Erkekler öyle değilmiş ama. Öyle dedi...O dediyse öyledir eminim.Değilse de beni kandırsın isterim bu süreçte.
Neyse işte. Lif örmeye devam. Aynı anda 2-3 iş yapmaya devam... Başka türlü geçmiyor bu süreç.Başka türlü dayanamıyorum bu ağırlığa.
Yaptıkça satabiliyor olmak da ayrıca mutlu ediyor tabi ki.
Bambaşka insanlar,bambaşka kapılar açıldı önüme,şükürler olsun.
Her anlamda geliştim,değiştim,büyüdüm bu süreçte.
Sorumluluk mu,alası...
Güçlük mü,alası...
Yorgunluk mu alasssııı...
Sakinlik,dinginlik,güzel olan şeylere sevincim de bir o kadar katlandı.
Zamanın değerini hep bilirdim amma an ın kıymeti gözümde nasıl farklılaştı.
O bir nefeslik zaman diliminin kıymetini nasıl bildim...
Ve her bu aklıma geldiğinde halamın can vermek için nasıl çabaladığını,aynı anda bu fani dünyada kalmak için verdiği mücadeleyi an ve an gördükten sonra unutamıyor insan.
Yaşamla ölüm arasındaki o incecik ama bir o kadar da kalın çizgiyi görmezden gelip normal hayata devam edemiyor insan. ölümü kabullenmek amenna da, o süreci sindirmek kolay olmuyor biz kullara.
her şey normalmiş gibi hatta fazla normalleştirerek yaşadığım günlerde bile içime sığmayan benden haberdar olmadı kimse.
Geçecekti biliyorum. Geçiyor da.Amma işte tortular yazılmazsa kir pas tutup yapışacak hücrelerime.
O sebeple bir kaç kelime etmek istedim bunca şeyin üstüne.
Yaşadığınız her şeyin kıymetini bilip içinden bir iyilik çıkarabileceğiniz ve ne olursa olsun şükürle karşılayacağınız günler dilerim...Kalın sağlıcakla.


30 Eylül 2019 Pazartesi

Anne Yarım; Halam

63 gün dayanabildi.
Bir gece kanı bitti diye acile gidip, sarı alan,yeşil alan,acil dahilye,genel cerrahi ve dahiliye katında toplam 8 oda değiştirdik. Özetlenecek bir zaman dilimi değil. Ama yazmalıyım. Yazmazsam içimdeki irini atamayacağımı biliyorum.
son 1 haftası yoğun bakımda geçti.
Her an yanındaydım.
Annem ve babam tam zamanı kaldı. Ben ilk 10-15 gün hiç eve gelmedim. Sonrasında gece evde kalıp,sabah bir iki saat çalışıp hastaneye koştum. Çok ama çok ama çok yoruldum.
Evde yemek yapıp,toparlayıp hastaneden gelen ve bizim varolan çamaşırları yıkayıp,hastaneye koştum. Sırtımdaki kocaman çantam ile her gün o yokuşu çıktım. Her gidişimde ya dönemezsem,yanlarında kalmam gerekirse diye düşünerek evden çıktım çünkü.
neyse anlatılamayacak kadar zor zamanlardı.
İşimi bırakmadan bu işlerle uğraştım.Kızıydım...Evde oturduğum kısa zaman dilimleri batıyordu biyerlerime.Annemler orda uykusuzken ben yatağımda yatamazdım.
Acı çektim...

......
Tek bir anını bile kaçırmak istemedim. Ziyaretçi gibi gitmem gereken zamanlarda ki artık sen kalma 3 kişi fazla oldunuz denildi. EE tabi devlet hastanesi.
Amma kaldım. Asla sadece ziyaretçi saatinde orada bulunmadım.
Öğleden sonra gittim dr uyla görüştüm. Akşam kanları alınırken yanındaydım. Daha doğrusu alınamazken,damarlardan kan yerine ödem sıvısı aktığı için(ki bu bağlamda çok ciddi de bir yaraya sahip oldu) doktor gelip,kasıktaki atar damardan kan alıyordu.  O damar ki kanı durduramazsanız ölümle sonuçlanıyordu. Ben tuttum. Hep bana denk geldi. O korkuyu bilemezsiniz.
Halamın yaşadığı o can acılarına da tahammül etmek,görmezden gelmek kolay değildi.Artık sona gelmiştik.
2 gün boyunca tüm ilaç ve müdahelelere rağmen tuvalate çıkamayınca yine gecenin 21. inde gittim dr odasına. Bu iş böyle olmaz. Bunca şeye rağmen tuvalete çıkamıyorsa bir sorun yok mu sizce ? deyince başladık dr la kafa kafaya vermeye.
Ben söyledim,o düşündü.O söyledi ben muhakeme ettim.
O zaman dedik bir ultrason çektirelim,bağırsak düğümlendi mi acaba bi görelim.
Tomografi kararı verdi dr ve gecenin 00:00 ında indirdik,çektirdik. Bir şey olmadığını öğrenip rahatladık.
Amma acısı geçmedi. Eve dönmek zorunda kaldım.
Ertesi gün bağırsaklar boşalmış amma ağrı devam.
Tansiyon yerlerde sürünmeye başlamış,yoğun bakımdan makinalar getirilerek,türlü ilaçlarla tansiyon dengelenmeye çalışıldı.
O akşam orada kalmalıydım. Bir şeyler ters gidiyordu,belliydi.
Hemşireye gittim.
Annem ve babam yanındayken benim de sizden izin istemem olmaz biliyorum. Ama hasta falan değilim, enfeksiyon a sebep olmam,hastamın durumu belli ben bu gece burada kalabilir miyim dedim.
Evet dedi hemşire,olmaz. 3 kişi çok fazla. Ama sen kal. Bu gece burada olmak istemeni anlıyorum.
Kaldım.
bilinç yerndeydi fakat halüsinasyon görmeye başladı. Ve tahminimden çok daha hızlı ilerledi. Bir gece çok hızlı yol aldı bu durum.
Sabah dr u aradım,odasında yoktu. Ciğerdeki enfeksiyonun artmasından sebep bunu yaşadığımızı biliyordum.yine de bir konuşmam lazımdı.
Tüm gece uykusuz olunca bi bahçeye çıkıp hava alayım dedim. Daha banka otur oturmaz babam aradı.
Halanı yoğun bakıma almaya karar verdiler hemen gel!
Annemle elimizdeki çayları çöp kovasına atıp nasıl koştuğumuzu görseniz...
O ana kadar gördüğüm tüm herkes yoğun bakım kararı alındığında,yer olmadığı için tüm istanbul genelinde başka hastanelere sevk ediliyordu.Çok dua ettim. Çok...Çok...Bize yoğun bakım denilmesin,başka yerlere hepimiz nasıl gideriz.
Doktorun yanına gittim. Bana bilgi verin durum nedir dedim.Ve benim tüm gece gözlemlediklerimi aktardım.

1 saat verin bana,kardeşlerimi çağırayım son kez görsünler dedim.
Demez mi sadece bir kişilik yerimiz var yoğun bakımda,siz karar verene kadar ya yer kalmazsa.
Hayıırrrr dedim. Öyle uygun görüldüyse tabi ki alın. İmzam gerekiyorsa hemen verebilirim. Sadece çocuklarını görsün diye izin istiyorum. Annem ve babam bir köşede ağlarken,hemşireler onları sakinleştirirken ben aramaya başladım. Beklemediler. Yanlış asansöre bindiğimiz için zaman kaybı olunca evdekilerde yetişip yoğun bakımın önünde görebildiler.
Sonrası...
Ah sonrası...
Ahh ahh ahhh...
Saatlerce bekeyip yanıan girip kızı olarak imza verip yoğun bakım ateslim edip doktoruyla görüştüm.
Halamı gördüm.
Sonrasında her gün bir kişi girebilirdi ama biz 2 şer kişi girebildik. Günleri paylaştık.4 gün sonra yine ben girdiğimde dr uyla görüştüm.Eve gidip herkesi hazırlamam gerektiğini,umut kalmadığını söyledi.
Bilinci açıktı ama uyutuluyordu. Fazlaca makinaya bağlıydı. Ama bizi hissediyor,tepki veriyordu. Ama en az tepkiyi bana veriyordu.
Zaten yoğun bakıma inerken; sen gelme bana, başkaları gelsin sen bana dedikodu getirmezsin dedi.
Beni istemedi.
Her girdiğimde ben burdayım,kapının dışında seni bekliyorum,yalnız değilsin.İzin vermedikleri için yanına giremiyorum ama eve de gitmiyorum duvarın arkasındayım dedim. Hep o zaman tepki verdi. Omuzlarını oynattı.
Sevindi mi,beni kovdu mu bilmiyorum.Olsun...
Cuma günü
...
Son görüşümdü. Yanından çıkınca doktorun durumu sormak bile gerekmeyecek kadar kötüydü.
Tam anlamıyla canlı cenazeydi karşımdaki.
Gözler ödemden şişmiş,kapanmıyor ama açılmıyorda...Çok kötüydü demek hafif kalıyor inanın. Çok hafif.
en son ben gördüm. O gün 4 kişi girdik yanına. Alınmaz evet.Aldırdım.
Nasıl ki 63 gün,tüm prosedürlere rağmen yanı başında kalabildiysem  ve yoğun bakıma ben teslim ettiysem,son kez gören de ben olmalıydım. Ben dayanamam,görmeyeyim artık deme lüksünü kendimde bulamadım.
Sadece hemşireye zemzem suyunu teslim ederken,kardeşi de dışarda. Babam da son kez görsün ama yanına girmesin. Kalabalık olduk farkındayım. Uzaktan baksın,son kez görmüş olsun o istese de yanın ayaklaştırmayın zaten.Bu halde gözlerinin içine bakmasın dedim.
Tamam dedi,kıyafet giymeden uzaktan gördü kardeşini.
Sonra herkesi bahçeye gönderip doktorun açıklamasını beklemeye başladım. İçimden de ne diyecek işte durum belli. Bir tek nefesi kaldı verecek diyip duruyorum. 
Yarım saat kadar zor bekledim. Güvenliğe gidip doktora bir hatırlatsanız da görüşsem unuttu galiba dedim.Aslında saatlerce ses etmeden beklerdim. 
Doktor geldi.
Bugün buralardan ayrılmayın,geceyi görmez. Bir kaç saat içinde ölüm haberini veririz dedi.
Elbetteki ağlamadım. Zaten yakında çatladığımın haberini de alırsınız bu gidişle.
Tek derdim aşağıya inip babama bunu nasıl anlatırım.
Anlattım.
Kardeşimi arayıp annemin yanına eve gönderdim. İki kardeş evde kalın ben babama yeterim dedim.
Kardeşimin müstakbel nişanlısını yanımıza çağırdım.
Allah biliyor ya,keşke yanımda olsa ona ihtiyacım var dediğim arkadaşım...
Yanınıza geliyorum dedi. Çok uzaktaydı.Kıyamadım,yorulma derken kalemim,gönlüm nasıl sevindi.
sonra olamadı,gelemedi.
Amcam geldi yanımıza. Burada kaç saat bekleyeceğimiz belli değil,eve gidelim haber gelince ben sizi geri getiririm dedi. Tekrar doktorun yanına gittik.1-2 saati kaldı dedi. Eve gittik.
Elektrikler yoktu. 10 katı yürüdüm o halde. Bittim!
10 dk oldu eve gireli,telefon geldi.
Hastaya müdahele ediyoruz,hemen gelin.
Babam,damat,abim,amcam gittiler.
15 dk sonra babam aradı.Kızım,halanı kaybettik.

O gün babamla planladığımız üzere sosyal medyadan cenaze duyurumuzu yaptık.
Babam beni yormasınlar bu işi sen üstlen demişti. Herkes beni arasın sorsun diye bu yolu izledik.
Tüm süreçte olduğu gibi tek bir göz yaşı dökmeden tamamlamaya çalıştım.
Herkesin bana ihtiyacı vardı. Kimse benim kadar dirayetli değildi çünkü.
Ertesi gün...
Malum gün...
Tabutun kapıya geldiği an,Bengü ablanın(kuzenim) bana nasılsın diye sorduğu ve O nu gördüğüm o kısacık zaman dilimi dışında neredeyse hiç ağlamadım. 
Çok kötü göründüğümün farkındayım. Gören herkes dirayetli duruşumu taktir ederken,çok kötü göründüğümü,ne çok kendimi yıprattığımı da ekledi.
Eee normaldi.Annem i kaybetmiştim.
Halam bilinirken aslında tam olarak da annemdi. Aynı evde yaşamak böyle bir şeydi.
Çok gelen olu. Dimdik duruyorum derken aslında öyle bitkindim ki. Nurgül'ün oluna girmesem cenaze aracının başında ayakta duramayacaktım. O nu görmesem öyle ağlayamayacak ve o içimde biriken gözyaşları beni kimbilir ne hale sokacaktı.
Hayatımın en zor günlerinden biriydi. Geldi,geçti.
İçimi de yüzüme de,gülüşümü de toparlayabilmiş değilim ama zaman olarak geçti.Geçiyor...Daha da çookk geçecek. 
Ama ben kendimi bu kadar kötü hissedeceğimi hesap etmemiştim.
Bu sabah kalktığımda sol tarafım komple ağrı içinde. Gözlerimin içi sızlıyor adeta.
Zaman alacak demek ki. Zamanla gülüşüm yerine oturacak,halim tavrım sıradanlaşacak. 
Her şeyi unutacağız.Ya da hayır hayır  alışacağız.
Tam anlamıyla bu. Yüzümdeki çizgiler anlam kazanacak,tebessümüm daha manalı olacak.
tüm bu yaşanmışlık zamana ayak uydurarak fikirlerimde,yüzümde yerini alarak zamana ayak uyduracak.
Neyse ne...Anne yarım halam vefaat etti.Geride kalanların da yeri belirlendi.
Şimdi dua zamanı. Sadece dua...Çokca dua...
Yanımda olanlara minnetle...Varlıklarına sonsuz şükürle...









21 Ağustos 2019 Çarşamba

Ben Geldiimm !

28 temmuzdan bu yana hastanedeyim.
---

Boya yapıyorduk. Benim odam bitti bir koridor kaldı. Babam merdivenden indi,biraz mola verip bir çay içecekti. 
Halam nefes alamayınca kanının bittiğini anlayıp acile gidelim kan alalım sabah gelir işe,hayata kaldığımız yerden devam ederiz dedik.
Annem-babam-ben
Halamı aldık. Tekerlekli sandayeyle asansöre kadar götürdük. Orada tabureye otuırtup aşağı indirdik. İner inmez tekrar sandalyeye ve taksiye.
Acil yeiş alana sıra verildi. Dr 2 saatin sonunda tahlileri görür görmez kanın 2.9 a düştüğünü ve acilen sarı acil odasına yatmamız gerektiğini söyledi.
Orada 3 gün hiç ama hiç uyumadan ve hatta ayakta başında sadece bir kişi beklemek şartıyla geçti.
Biz babamla sokakta bankta,annem halamın yanında ayakta. Annem mesaj atıp hadi sen gel ben bir hava alayım diyordu güvenliğe rica ederek değişim yapıyorduk.Çok zor şartlardı.
İlk 30 saat 1 dk bile uyumadık.Sonrasında yeşil acil odasına ve oradan acil dahiliye servisine nakledildik. 10 gün buralarda dolaştıktan sonra hala dahiliye servisinde yer açılmayınca genel cerrahi katına yatırıldık. 2-3 gün sonra da dahiliye katında yatmaya başladık. Bugün 25 gün.
Aldığı kanın sayısı yok. 
Hem kırmızı kan,hem trombosit...Vüducunda oluşan 30 küsur kg ödemi atmak için ödem söktürücü iğneler ve çok sayıda serumlar... 1 dk bile çıkarılmaksızın verilen oksijen ve havalar. 
Aşırı...Çok aşırı zor zamanlar.
Annem-babam-ben...
Hiç başından ayrılmadan geçen günler,haftalar...
Sabah 7 de eve gelip bir iki saat çalışıp çamaşır yıkayıp yenilerini alıp dönmeler...günde iki kere hastaneye gidip eve gelmeler. 
Ciğer,kalp,beyin,aklınıza ne gelirse her yerinin defalarca çekilen tomografileri.
Reçete peşinde koşturduğum geceler.
iki kişilik odalara gelene kadar umumi tuvaletlerde çektiğim eziyetler.
Bir koltuk bile bulamadan sadece sandalyede oturarak uyuyabildiğimde şükrettiğim zamanlar.
Şimdi son 1 haftada artık normal odamızda olduğumuzdan dolayı tekli açılan bir koltuğa sahibiz.
ama sorun bi yatabiliyor muyuz?
Elbette hayır. Hastamızın durumu ağır olduğundan 3 kişi kalıyoruz.Annem refakatçi,babam dr dan imzalı kağıtlı ben araya kaynıyorum.
Bir kaç gndür artık her gece kalmıyorum. Gündüz işlerimi bitirince gidiyorum.Ben gidince annem dışarı çıkıp biraz hava alıyor.
Arada eve gelip yemek,alışveriş,çamaşır işlerini hallediyorum.
Sokakta mavi sırt çantalı bir küçük kadın görürseniz daha doğrusu çantadan dolayı kendisinin görünmediği bir canlıya rastlarsanız hıhh işte o benim.
Diyorlar ki hastaneye ziyaretçi saati dışında girilmez,giremeyiz,almıyorlar.
Yoo bana kimse bir şey sormuyor. Bak nasıl sa geçerim şimdi diyip geçiveriyorum.
Çünkü buna mecburum. O saatleri bekleyemem. Her seferinde beni biri de karşılayamaz. 
Allah yüzüme gülüyor da güvenlikler de bir şey sormuyor. Ehh bir de koca sırt çantasıyla gezmeye gelmediğimi anlıyorlardır diye düşünüyorum.
------------
Çok zor vakitlerden buralara geldik. Böbrek hastası olmamasına rağmen diyalize girip 20 kg kadar su çekildi vücuttan. Daha var. Var da tek derdimiz o değil.
Ödemlere bağlı kolda oluşan yara....Durum ciddi.
Ödemin durumunu size şöyle anlatayım. Damarlardan kan gelmiyordu. Kan yerine sıvı akıyordu. 
2 ayrı hemlire gelip kan almak için girişimde bulunuyor olmayınca dr u çağırıp kasıktaki atar damardan kan ı alıyorlardı.
Her gün...Elbetteki kollarda mos mor ve acı içindeydi.
Ama olsun sağlık olsun da onlar estetik işler...
Artık kan geliyor damarlardan...Kan almaya da devam ediyor hala.
Diyaliz de devam.
Ama solunum cihazlarından ayrıldı binlerce şükür.
ahh bir de koldaki yara iyi olsa.Belki de çıkaracaklar bizi hastaneden.
Bilmiyorum. Hiç bir şey bilmiyorum.
Kim ne konuşursa kulak kesiliyorum.Hemşirelerle dost oldum.Pansumanların bir kısmını ben yapıyorum. Her deliğe girip,her yerden bir şey çıkarmaya,eksik varsa tamamlamaya,yanlış varsa düzeltmeye çalışıyorum.
AA yanlış dedim de aklıma geldi. İlk acile giriş yaparken evrakımıza baş dönmesi ve mide bulantısı ile geldi yazılmış.
Bunun böyle olmadığını bir kez söylemem yeter sandım. Meğer o geceyle bitmiyormuş.
Kovalayan ertesi günlerde asistanından,uzmanına,doçentine her başımıza gelene pardon 1 dk o öyle değil yanlış yazıld biz şu sebeplerle ve belirtilerle geldik demem gerekti.
O aksi dr bile beni dinledi. O umursamaz asistan bile aldı kağıdı kalemi benimle ders gibi yeniden her şeyin üstünden geçti. Ben sorayım sen anlat olur mu,hocama mahçup olmayayım dedi.
O kağıdı düzeltmedikleri için gidip ilk yazan memurun ağzına tıkacaktım az kalmıştı çok az. Vallahi kağıdı alıp elime kalkmıştım yerimden. Annem zor tuttu.
O asistan gelip hadi tamam baştan yazalım raporu demeseydi,o sinir,uykusuzluk ve yorgunlukla neler olacaktı kimbilir.
Daha anlatabileceğim çok fazla şey var. Ama sıkılırsınız diye kısa kesiyorum.
Yoksa oksijen tüpünün çalışmadığını öğrendiğimde  -1 deki operasyon odasından 8. katt gitmeyi bir türlü başaramayınca(doğru asansörü bulamayınca) ömrümden 10 yaş gittiğini anlatırdım size. Ben gidene kadar 8. kattaki servisten oksijen tüpü geldi de  son anda kurtardık hastamızı. Yoksa o vicdan azabıyla napardım bilmem. O marmara ne büyükmüş meğer...
neyse...hala oradayız. ben bugün çok yağmur yağdığı için gitmedim. Yarın inşallah gideceğim.Belki gece kalırım da babamı eve gönderirim anneme faydam yok bari babamı dinlendireyim.

Bunlar olup biterken kardeşim de nişan için hazırlanıyor bir yandan.
Eğer 15 eylüle kadar eve çıkarsa halam,nişan yapmak niyetindeler.
İnşallah ertelemek gerekmeden her şey su gibi akıp geçer.
Şimdilik böyle.Her an öyle çok şey değişiyor ki zaman hızlı akıyor hastanede,yetişmek güç.Gerçi ben nereye yetişeceğimi epey şaşmış durumdayım.

Bir de bu süreçte canım arkadaşlarım benden bir çok lif alıp üstüne sipariş yağdırdılar.Nereye bölüneceğimi iyice şaşırdım böylece ama kafamı dağıtmak adına iyi de gelmiyor değil tabi.

Yani kısaca; hayatı her yönüyle yaşıyorum bu ara.
Sağlık ola inşallah.





25 Temmuz 2019 Perşembe

Duygudan Duyguya...

Her şey iyi güzel de; bazı şeyler kimseyle paylaşılamıyor.
İçimde birikiyor...Eskiden öylemiydim ya...Her ne olursa olsun anlatabileceğim insanlar vardı yakınımda.Çok yakınımda.En yakınımda.
Kendime bile söyleyemediğim şeyleri ,bir başkasına rahatça anlatabildiğim zamanları özledim.
Çok özledim...


-------------

Düşünüyorum da son zamanlarda yaşadığım en önemli duygu nedir diye.
Özlem mi,kırgınlık mı,yalnızlık mı...Çıkamıyorum işin içinden.
Tek bildiğim...Ben olsam böyle yapmazdım...

Her ne olursa olsun böyle yapmazdım...
Yapmadım...
Tüm her şeyi bir kenara bırakır sevdiklerimin yanı başında dimdik dururdum.
Durdum...
Ve ben ki özleyince; her ne olursa olsun bunu dile getirir o özleme son verebilirdim.

Yapamadım...
Bu sefer yapamadım.
Varın siz düşünün ne kadar kırılmışım. Ne kadar yalnızım ve ne kadar özlemişim...
------------
not: Eylül sonu nişan var...Evde boya badana...Kafam boya kokusundan bulandı zira.:)
Kalın sağlıcakla...


20 Temmuz 2019 Cumartesi

Gülümseten Şeyler

Okuyorum; gülümsüyorum.
Yazıyorum;gülümsüyorum.
Hayal kuruyorum;gülümsüyorum.
Diliyorum,istiyorum,emek veriyorum ve gülümsüyorum.
Sonra...
Zamana bırakıyor,hayırlısı diyorum.
Her ne oluyorsa ve olacaksa hayırlısı zaten.

19 Temmuz 2019 Cuma

Son Günlerde Olan Biten,Olmaya Devam Eden

Yazmak istediklerim varrr. Biraz da beklemem gerekenler...

Halam 3 gündür Karasu'da hastanede. Kan alıyor.Durumu iyi demek isterim ama sıkıntıları gün geçtikçe artıyor. Nefes alamıyor,uyuyamıyor,hareket edemiyor falan filan.
Onun dışındaaaa bir evlilik durumuyla tüm ailenin enerjisi bir anda değişti. Gerçekten bir anda.
Haklarında hayırlısı olur inşallah.

Vee reikiii... 12. gün bitti. Bilen bilir ki ilk 21 gün önemli. Sonrasında uygun olur ise 2. eğitim alınabiliyor. ve sonrası geliyor. Son aşama öğreticilik belgenizi alıyorsunuz ve ücretli seanslar,eğitmenlik sürecine hazır oluyorsunuz.
Şuan bu konunun tamamen başındayım yani.Çok başında. En başında.
Amme buraya geldiğimden beridir ki reiki yapıyorum.Komşulara,aileye,akrabaya.
Herkes pek bir memnun.

Veee bu memnuniyetleri reiki hocam/yaşam koçum Feyza hanıma aktardığımda bir iş teklifiyle geldi bana :)
İnanabiliyor musunuz? Birlikte çalışmayı teklif etti.
O ses kaydını kaç kez dinledim,doğru anlamak ve sindirmek için...Kaç kez...
Şimdi sabırla ve heyecanla İstanbul'a dönmeyi bekliyorum. Oturup konuşacağız.Duruma göre bakacağız.
İnşallah güzel şeyler olur.
Merak seviyem gün geçtikçe ve kendimi,kendimdeki enerjiyi farkettikçe artıyor.

Bu aradaaa Doğan'ım üniversiteyi kazandı.Çok düşük puanla ama kazandı. Halam hastanede olduğu için henüz nereye nasıl olacak netleştiremedik ama sanırım yakınlarımızdaki bir üniversitede aşçılık okuyacak.Şuan en sıcak gelen o gibi...Bir kaç gün içinde netleştireceğiz tabi.Zaman daralıyor. Hakkında en hayırlı olan olsun inşallah.

Şimdilik benden bu kadar.Aslında her bir konuyu detaylıca aktarmak istiyorum ama şimdilik yeterli.
Takipte kalıınnn..

14 Temmuz 2019 Pazar

Sensiz Eksik Kalıyor

Öyle güzel șeyler oluyor ki... Seninle paylasabilmeyi ne cok isterdim, bilirsin. Kimle paylașsam tatmin olmuyorum, içimde bir yerde sana anlatma isteği, aferin alma hissi öylece bekliyor. Yani anlayacağın sensiz mutluluklar, bașarı ve daha bir çok güzel olan sey tam olarak yașanamıyor. 
Neyse, hayırlısı... 

12 Temmuz 2019 Cuma

Güzellik Bulaştıralım Birbirimize; Şifa Niyetine

Sırt çantam hazır
bilgisayar çantam hazır
kol çantam hazır.

Ee o zaman yola çıkma vaktidir.
Allah kısmet ederse gece Sakarya Karasu'da ailemin yanında olacağım. Kuzenimin 11. yaş gününe yetişeceğim.
O kendi elleriyle bize sürpriz için evi süsleyecek ama aslında kendi doğum gününe hazırlık yapmış olacak.
Gitmek için çok hevesliyim ama en çok da halam için.
Reiki seansı yapıp bir minik rahatlatabilirsem onu, çok iyi hissedeceğim kendimi.
Anlatacağım çok şey var da vaktim yok şuan.
Güzel günler bekliyor olsun bizi.Hep iyiliğe ve güzelliklere açalım kalbimizi.
Biz neyi istersek onu çekeriz biliyoruz değil mi?


8 Temmuz 2019 Pazartesi

Reiki Mucizesi

Veee sonunda reiki eğitimimi aldım...

Nereden başlasam,anlatsam bilmiyorum ama sondan başlayayım hadi çok uzamasın mevzu.
Biraz erken gittim buluşma yerimize. O çok sevdiğim cafeye.

O benden erken gelmiş. Hep erken gitmeye gayret ederiz ve ikimizde birbirimizi hiç bekletmeyiz zaten :)
Biraz sohbet edip dinlendikten sonra hadi başlayalım dedi. Nasıl yani dedim.
Herkesi beklemeden mi?
Bekleyecek kimse yok.Sen ve ben olacağız sadece dedi.
O an nasıl mutlu olduğumu anlatamam size.
Kalabalıkta olabilirdik,çok da keyifli olurdu ama o günkü programını bozup bana özel yer açması. Benim bu eğitimi ne kadar istediğimi ve hazır olduğumu anlaması,tatmin olması. Ve benim en lazım olan zamanımda bu teklifin yapılması... Öyle kıymetli ki...Tıpkı kendisi gibi... Tavırları,yaptıkları,söyledikler,verdikleri-kattıkları...
Senin için turuncu giydim deyince yaşadığım mutluluk paha biçilemez. Onun için taktığım güneş yüzüğümü söylemek alıma bile gelmemiş, o sarhoşlukla.
Hayatımda hiç bir eğitim ve dahil olduğum programı bu denli heyecanla dinlememiştim.
Her bir anını zihnimin en güzel yerine saklayıp,ipeklere sardım.
Eğitim bitti,mutluluğumuzu ve enerjimizi fotoğrafladık ama benim heyecanım hala eksilmedi. Eve geldim kalbimin kıpırtısı durmuyor.:)

İlk rekimi yaparken kalp çakramdaki enerji akışını öyle yoğun hissettim ki,şükür dengeledim.
Yoluna girdi enerjim.
Herşeyin vaktinde olması kıymetli. Heyecanın da,mutluluğun da,üzüntünün de,stresin de.
Uzun ve olması gereken durumun dışına yayılıyorsa onu bir dengelemek lazım...
Şimddiiii
Belgem karşımda ama hiç bir önemi yok inanın. Feyza Hanımdan aldığım enerji avuçlarımın içinde. Tüm mesele bu. Ben bu eğitimi almadan önce de enteresan bir şekilde bu enerjiyi hissediyor ve faydalanıyordum amma şimdi eğitimli,bilinçli ve çok daha kuvvetli ve doğru şekilde uyguluyorum.
Ruhsal,bedensel,hayatsal arınma yoluna zaten geçiş yapmıştım. İnşallah aynı düzen ve kabul ile devam edeceğim.
Zamanla aldığım eğitimin hakkını verip üst aşamalarını da hocam uygun bulursa deneyimleyeceğim. Bu enerji seviyesi beni nereye taşırsa tutup elinden yürüyeceğim.
Allah'ın bugüne kadar yaşamış olduğum tüm acı ve olumsuzluklara karşın bana vermiş olduğu bir hediye olarak kabul ediyorum, Reiki yi.
Tam zamanıymış şimdi. Çok şey olup bitti.Çok acı çektim,çok yıprandım. Şimdi enerjimi düzeltme,kendime ve başkalarına faydalı olma zamanı.
Ama ben tüm bunları yazarken de çok heyecanlıyım...Allahım ne güzel bir yola girdim ben böyle. Muvaffak eyle.



6 Temmuz 2019 Cumartesi

Reikiiii


Tüm herşeyi koydum kenara. Yarın ki eğitim için nasıl heyecanlıyım,anlatamam.

Mideme kramp girecek kadar,gece uykumu kaçıracak kadar. ki ben sayılı şey için bu denli heyecan duydum...O sebeple çok kıymetli...

Lafın özü; her zorluğun arkasından bir güzellik veriyor Allah. Seni ayağa kaldırmayı o hep istiyor da sen ne kadar inanıyorsun buna.Mühim olan o...

1 Temmuz 2019 Pazartesi

Hayatımın Akışı Ya da tıkanıp Kalışı

Yaz dedi...
Ne hissedersen yaz...
Bu ara çok içine atıyorsun. Sen yazmak için doğmuşsun.
Tutma içinde,yaz...
------------
Haklıydı. 
Ama yazmaya mecalim yok bunu ne yapacağız.
Kaç gece hastanede sabahladık,kaç gün gözlerinin içine acaba son bakışım mı diye odaklandım bilmiyorum ki. 
Dün...

Akşam üzeri istanbula geleceklerdi.Artık yürümekte değil adım atmakta dahi problem yaşayınca tekerlekli sandalye aldırdım. İstanbul, Sakarya...Birazıyle ben görüştüm bir kısım medikaller listesini anneme attım.
Aldık bir sandalye. İçim acırken,rahat edeceğini düşünerek avuttum kendimi.
Ve pazar günü Sakarya'dan istanbula o sandalyeyle gelecekti. Pazartesi sabah da kalp ve hematoloji kontrolleri vardı. Evet kan problemi kalbini etkiledi.

Ama birden kötüleşmiş. Dili tutulmuş,fenalaşmış...Doğan ağlamaya başlamış...Çok korkmuş...Halbuki bir gün önce de annemin yanında olmuış.Bana söylememişler.Ama hissettim. Günlerdir olmayan şekerim 300 civarında seyrdiyor. en son 3 sene önce içtiğim ilacımı gidip aldım ama düşmüyor.
Pazar sabahı erkenden saat 8:00 d akalıp yola çıktım. bir buçuk saat yol gidip,hayat devam ediyor misali görmem gereken insanları gördüm,yapmam gerekeni yaptım. 2 saat sonra evime dönüp halamı kapıyı açarak karşılamak istedim.Eve geldim yüzümü gözümü toparlayıp enerjik bir şekilde beklerken yorgunluktan uyumuşum. annem aradı. yoldayız ben de geliyorum. Durumlar sandığından kötü diye.
Bura da derin bir nefes alıyor ve vermekte zorlanıyorum.

Hemen buzluktan tavuk çıkardım gelince sote yaparım yanına d abir kaç bir şey. Tamam işte dedim.
Halam zaten yiyemiyor,kuru ekmek-peynir...
Annem tekrar aradı biz geldik,havaalanındayız.Hemen aşağıya gel,marmaraya gideceğiz. 
O anda ne düşünürsünüz,neyi nasıl yaparsınız,ne sorarsınız,ne dersiniz...
Sadece " anne bana 5 dk ver tuvalete gireyim" dedim.
Çabuk ol dedi annem. Ki demez hiç. Acele ettirmez beni. Bilir çünkü olabileceğim en hızlı halde çıkarım kapıya. Ve en hızlı şekilde giderim gideceğim yere.
Tuvalete grip büyük sırt çantamı aldım içine bir kaç ilaç vb kendim için önemli olan şeyi koydum halama bir şal aldım. telefon şarjlarımı ilave edip koca çantayı sırtlandım.Kalabiliriz,ne olacağımız belli değil. Beni ne bekliyor habersizim.
Üstüme ne giydiğimi asansörde fark ettim. Neyseki gayet uygun ve rahat kıyafetler seçmişim.
Taksi geldi kız kardeşim içinden indi ben bindim.
O an orada hıçkırarak ağlamak istedim.
Annemin yorgunluğuna,babamın üzgünlüne,halamın haline.

Amma olabilecek en enerjik halimle yola koyulduk.
Akşam üstü 16-17 civarı girdiğimiz hastaneden sabah 05:10 civarı çıktık.
Kalp ve beyinde bir sıkıntı görülmedi. 2 ünite kan verildi. MR lar tomografiler vs vs vs
.
Eve gelip 2 saat uyuduk ben işe başladım. Onlar tekrar hastaneye olması gereken rutin kontroller için gittiler. Aslında ben olsam gelmez orada kalırdım ama halam evine gelip 2 saat uyumak istedi,yatağında.
Yine kontroller yapılmış sorun görülmemiş. Hematoloji ilacının yan etkisi denilmiş. Evet el ayak şişliği,döküntüler,iştah kayıpları vs vs olabilir. ama ya o dil tutulması,zihin bulanması.!
İlaçtan denilmiş. Üstelik ilacı bıraktıktan 5-6 gün sonra olan bu belirtiler.
2 hafta sonraya tekrar çağırmışlar.
İçleri rahatlamış ben eve gitmek istemiyorum hadi karasuya dönelim demiş halam. Gittiler.
Onlar için hazırlamayı planladığım yemekler,gelsin de biraz yüzünü göreyim,iki laf ederiz belki hayali,annemle dertleşmek,babamın yüzünü güldürmek vs vs... olamadı.
Şuanda yoldalar,varmak üzereler.Gerçi orada da ne bahçenin ne balkonun tadını çıkaramıyor. Yerinden kalkamıyormuş.
Allah'ım...Yardım et. İsyan etmiyorum asla. Güç diliyorum senden.Hepimiz için.
Kardeşimin gözyaşları kadar şifa istiyorum senden.
Mütemadiyen akan yaşlarım durmuyor.Yerken,içerken,konuşurken aklımdan çıkmıyor.
Ne olması gerekiyorsa o olacak tabi ki...Sen bize tüm olanları ve olacakları kaldırabilecek güç ver Allah'ım.
İyi haberlere sevinemeyecek kadar dolu aklım.Korkularım,endişelerim,kaygılarım.
Şimdi bu yazıyı bitir bitirmez sırt çantamı düzenleyeceğim. Birer şal,taşınabilir şarj,toka,halamın rahat yatması için küçük yastık,kendime bir eşofman,ıslak mendil ve bir kaç önemli detayı ekleyeceğim. Hadi dediklerinde dünkü gibi çantamı sırtlayıp çıkabilmek için.
Yani öyle işte...Ne diyeyim ki başka. Başınızı şişirdim yine. Ama şu ara en büyük iç sıkıntım bu benim.Anlatmazsam delireceğim.









28 Haziran 2019 Cuma

Ben Geldim

Guclu durursun durursun durursun... Ta ki o destek mesaji gelene kadar. Senin gucunu taktir edene kadar. Sonrasi...
Goz yaslarin icine icine akar... Tum hucrelerine nufus edene kadar akar. Kimsecikler gormeden rahatlarsin.
Gerci gorseler de fark etmiyor ya. Su zor gunlerde bi tek dost sensin kendine. Biliyorum. Kabul ediyorum ve kendime sımsıkıkı sarilip uyuyorum, uyaniyorum, yasiyorum.
Șuraya yazmamak icin ne cok direndim, bilemezsiniz. Iyi seyler yazmak istedim ama olmadi. Ve ben daha fazla susamadim. Affedin... Ve ne olur dua edin... Ben ve ailem yapilabilecek her seyi yapiyoruz, halam icin. Tek ihtiyacimiz olan dua... Cok dua... Cok cok dua... Neyse cepten yazmak da kolay degil, zaten su ara hic  bir seyim kolay degil. Bir ara uzun uzun anlatirim... Hadi simdi kactim... Kendinize "iyi" bakin.

20 Mayıs 2019 Pazartesi

Yeni Başlangıçlar

Kendime zaman ayırmaya öyle ihtiyacım vardı ki.
Malumunuz bir çoğunuz nasıl yorulduğumu biliyorsunuz.

Hayat öyle bir yoğuruyor ki beni. Canımı çıkarıyor,sonra tekrar ruhuma can üfleniyor. Elimdeki eenrjiyi tüketmek üzereyken bir yeni güzellikle karşılanıyorum. Ardından binbir olumsuz mesele ile savaş veriyorum.
Ciddi zorlanıyor,tepetaklak olurken bir den dikiliyorum.

--------
İşimdeki negatif düzen değişiklikten dolayı çok sıkıntılı bir kaç gün geçirirken,önüme bir fırsat çıktı.
Daha doğrusu evrenin kocaman bir hediyesi...

Çok almak istediğim reiki kursu yaşam koçum tarafından hediye edildi.O 3 şanslı kişiden biri olarak tam gün süren eğitimin içinde yarım saatlik bir bilgilendirme kursuna dahil edildim. Çok yakın bir arkadaşım da o şanslı üç kişiden biri oldu:)
Birlikte yarım saat diye gittiğimiz eğitimden diğer kursiyerlerle birlikte çıktık:)))
Sadece ilk 1 buçuk saatteki bilgilendirmeleri almamış olduk.
Üzerimde reiki yapılması,bilgilendirmeler,aylar sonra yaşam koçumu görmek,onun enerji alanına girmek...Arkadaşımla buluşmak ve yeni insanlar tanımak...Nasıl iyi geldi anlatamam.
Ve o gece gördüğüm rüya.
Sabah Feyza Hanım' anlattığımda hemen gel dedi. İlk reiki kursuna dahil olmalısın. Sakın kaçırma ve parayı düşünme. Uygun olduğunda verirsin,acele etme.
Tamam dedim. Allah kısmet ederse 16 haziranda reiki 1 eğitimimi alacağım. Çok heyecanlıyım,çok...
Kendim için bir şey yapacak olmak ve en çok istediklerimden birine sahip olacak olmak,şa ha ne...
Bolluk ve bereket kursumda da son haftaya girdik. bu cuma bitiyor. Orada d açok güzel şeyler oldu.
İyi ki iyi gözü kapalı katılmışım.
İş konusundaki meseleyi de çözebilirsek ve gelirim en azından eski haline dönerse benden mutlusu yok yani.
Zira, zihnim biraz bulanık,kalbim yorgun,endişeli.
Su akar yolunu bulur değil mi? 
İnanayım mı? :)
 İyi haftalar olsun hepimizeee...

27 Nisan 2019 Cumartesi

Güzel Haberlerleee

İlk kez bir şeye atılıyorsam,yeni ilaç bile kullanıyorsam araştırmadan,prospektüsünü okumadan,o konu hakkında detaya sahip olmadan özümsemem,kullanmam ya da yapmam gereken her ne ise yapmam.

----

Yaşam Koçum Feyza Hanım bir paylaşım yaptı bundan 10 gün önce.
"Gerçek Bolluk ve Bereket" üzerine bir WorkShop ilanıydı.
Kendisinin aracılığı ile giden 3 kişiye ücretsizdi.6 hafta sürecekti ve haftada bir gün internet üzerinden eğitim olacaktı.
Telefonuma gelen bu paylaşıma hemen dönüp biraz detay alabilir miyim dedim?
Katılmak istiyorsan acele et çünkü ilk üç kişiye hediye edilecek ve sadece 1 kişi kaldı dedi.
Hemen dedim...3. benim...kaydımı alabilirsiniz.
Aslına bakarsanız zaman sıkıntım var. İş saatini bölüp başka bir şeye organize olmam mümkün değil şu dönemde. Ama atıldım işte.
Ve ardından detaylar geldi. Cuma akşamları saat 21 de başlayıp 2 saat civarı sürüyor.
Günü,saati,şekli tamam.Tam bana göre ama içeriği hakkında fikrim yok.
Bir heyecan sardı beni.Sanki çok istediğim bir çalışmaya dahil edilmişim gibi.
Hiç araştırmadan günün,saatin gelmesini bekledim ve ekran karşısında yerimi aldım.
Umduğumdan çok daha kapsamlı,çok daha güzel,çok daha karmaşık ve bir o kadar aydınlatıcı bir çalışma.
Çookkk sevdim. Güzel farkındalıklar edindim.Rutin sıkıntılı dünyamdan çıkmak için sebeplere ihtiyacım vardı.Öyle iyi geldi ki anlatamam. 2 ders bitti bile. 4 ders sonra sanırım sertifikada verilecekmiş.Ev ödevlerimiz bile var.Hem de ekip arkadaşlarımızla eşleşmeli olarak yapıyoruz.
Hocaların hocası harika donanıma sahip iki insan bize rehberlik ediyor.Veee tadından yenmeyen bir workshop ortaya çıkıyor.
Programa meditasyonla başlanıyor olması da benim için bal kaymak oluyor tabi. İyi ki diyorum.İyi ki hemmmen katılmış,bu fırsatı kaçırmamış,kendime bu şansı vermişim.Sonuç olarak doğru insana güvenmenin çok güzel sonuçlaırnı topluyorum şu sıra.

Çok iyi geldi bana.Çok iyi geliyor farkındalık kazandıkça...
Dilerim siz de kendinize iyi gelen şeylerle meşgul olabilecek fırsatlar oluşturursunuz kendinize.
Bu arada liflerimde yaptığım kampanya da işe yaradı. 
Tek seferde 100 tllik alış veriş yapana istediği bir lif hediye kampanyamdan ilk paketi sattım.
Hafta içi kargoya vereceğim.
Ve bu anlamda kendimi çok geliştirdim. Çok iyi modeller hazırlıyor daha da iyi si için ders gibi üzerinde çalışıyorum.Görmek isterseniz, kendinize-yakınlarınıza hediye etmek isterseniz,çeyiz hazırlığındaysanız ya da çocuklar için sevimli lifler isterseniz bana yazabilirsiniz. Veyahut mail adresi verirseniz size hemmen dönebilir,modeller hakkında bilgi verebilirim.




18 Nisan 2019 Perşembe

Tebessüm Ettiren Rüya

Son derece sade,simsiyah,diz altında biten,düz,yanlarda kısacık püskülleri olan kolsuz bir elbise.
üzerine siyah ama kolları rengarenk çiçekli desenli bir ceket...

nasıl güzeldi...Seni görmek,beni düşündüğünü bilmek,senin için aldım deyip giyerken beni izlemen...

Ne kadar özlediysem artık... Kabus dolu günlerimin içinde rüyamda dahi olsa mutlu edişinle,tebessümle uyandım güne.
Hiç uyanmak istemedim oysa...Hayırlısı...

16 Nisan 2019 Salı

Sıradan Bir Gün

Dün akşam 17 de evden çıktık. Halam-babam,ben. İşimin son yarım saatini telefondan yapmaya devam ettim.Marmara ünis hastanesi acile gittik.Halamın kanı bitmişti ve benim işimin bitmesini bekledi.
İşlemlere başladık. Hızlıca halletik diye sevinirken saat 20:00 da acildeki yatağına yatırabildim. Kuzenim/Abim ben geliyorum konum atar mısın deyince kan alma öncesinde yemesi için halama bir kaç parça tuzlu bir şeyler getirmesini,burada poğaça,açma hiç bir şeyin kalmadığını söyledim.21 e doğru abim geldi,getirdi.Halam yemeye başladı.Acele de etti çünkü her an kanları takılabilirdi,geç bile kalmıştı.
Amma öyle olmadı. İlk paket kanımız 22 de geldi. 23:30 gibi ilk paket bitti.Ama diğer gelmek bilmedi. Tüm acil doktorları,hemşireleri,ilgilendi. Çok ilgilendi. ama kan bankası inlettikçe inletti hepimizi. En son o sakin adam,kimseden bir şey istemeyen babam,asistan doktorla kavga etti.Gece 01:15 de ikinci paketimiz de takıldı. Bu esnada gelmeyecekse taburcu olalım,bir paketle de idare ederiz napalım diyoruz ama taburcu da etmiyorlar,kan da getirmiyorlar.
Tüm acil ful dolu olup koridorlara sedyeler eklendi.Bildiğiniz afet anıydı sanki.Daha önceleri böyle olmuyordu.
Doktorlar geçecek yer bulamıyorlardı o derece.
Bu halde ikinci paketin de bitmesi 03 ü buldu. Eve gelişimiz 03:30-yatışımız 04 idi. Sabah 09:00 da işe başladım.Kolay olmadı tabii.Ama kimin umrunda.O iyi olsun,onlar iyi olsun da.Gerisi lafı güzaf.
Dinleniriz bir şekilde. Nitekim cuma  ve cumartesi hastanelerde olacağız yine.
Bu arada annemin gözü epey açıldı.Görmesi netleşmeye başladı ama kan değerlerinde bir kaç maddede sorun olduğundan yatıp dinlenme ihtiyacı oluyor. O da geçecek evelAllah.
Bunların hepsi bitecek.Bitecek de ben bitmem inşallah o süreçte :)
Neyse işte bugünde böyle. O pek sevmediğim,bağımlısı olmadığım ara sıra tükettiğim kahveyle duruyorum dün geceden bugüne.Tüm ihtiyacı olanlara şifa,onların yanında gezinmek durumunda kalanlara da kuvvet diliyorum en içten duamla. Aklınıza gelirsem siz de bana kuvvet dileyin olur mu? :)Keza ara ara kendimi gözyaşlarına hakim olamamış halde buluyorum.Neyse ki kimse görmeden toparlıyorum.


15 Nisan 2019 Pazartesi

İç Dökmeye Geldim

Hadi biraz yazayım
...

annem bir kaç gündür soğuk algınlığından yatıyordu.Biz de onu rahatsız etmeyelim diye diğer odada oturuyorduk.Ara sıra yanına gidip geliyordum. O gün uzun saatler gitmedim.Dinlensin,uyusun,toparlansın istedim.
Gece yanına gittim baktım bir tuhaflık var. Şeker tansiyon aletlerimi alıp geldim.Şeker yüksek...Tansiyon... 12-23 . Tansiyon ve şeker ilaçlarını bırakalı aylar olmuştu. İyiyim ben deyip içmiyordu. Hemen içti.Limonlu sular,sıvılar,daha neler neler yaptım.
Şekeri aşırı değildi onu düşürmek te kolaydı da tansiyon beni ürküttü.
1 saat kadar uğraştıktan sonra baktım ki düşmek şöyle dursun çıkmaya devam ediyor ve gözlerim görmüyor diyo,üzerimi nasıl giyindiğimi bilmeden hastaneye gittik.
Sabah 03.30 a kadar  serumlar,ilaçlar,dil altı vs vs haa bu arada hastaneye gittiğimizde büyük tansiyon 25 idi !
Büyük tansiyon 18 e düşünce eve gönderdiler.Gözler hala açılmamıştı,tansiyon yavaş yavaş düşecek,dinlen dediler.
Ertesi akşam aynı şikayetlerle tekrar gittik. O süreçte görmüyor,görmediği içn moraller yerlerde sürünüyor. Dolayısı ile tansiyon daha da çok çıkıyordu.
Cumartesi gecesi 16 ya 21 tansiyonla yine acildeydik.Bu sefer iki dil altı,2 serum ve ilaçlarla gece 01:30 a kadar kaldık. her 15-20 dk da bir ölçümler yapıldı. Göz hala görmüyor.
Büyük oranda tansiyon düştü ve eve gönderildik.Ertesi sabah göze randevu almıştım zaten kalıcı bir hasar mı oluştu diye bakınacaktık. Mutlaka sabah dahiliyeye de gelmemizi söyledi,acil doktoru.
Sabah erkenden gözümüzü yine hastanede açtık.
Tahsiller,tetkikler vs vs vs Tansiyon ilacı değişti,rapor çıkarıldı.Gözde kalıcı hasar olmadığını,tansiyon düştükçe görmenin düzeleceğini,sadece göz damarlarının büzüştüğünü ama açılacağın öğrendik.
Cumartesi akşam üstü eve geldik.
2 ayrı göz damlası günde 4 kez,tansiyon ve şeker takibi günün farklı saatlerinde,çizelgeye uygun şekilde ölçüyorum.Gıdası,sinir stres yapmaması,gelen giden olur diye evin temizliği,ev halkının yemesi,içmesi ile ilgileniyorum. Biraz da olsa gözü açılmaya başladı. Tansiyon hala yüksek olsa da acillik durum kadar değil çok şükür.
Dün gece halamın çok halsiz olduğunu fark ettim. Bugün benim mesaimin bitmesini bekliyor. Onu da marmaraya götürüp kan aldıracağım acilde. Cuma günü rutin doktor kontrolü var.Annem rahatsız olduğu için ben götüreceğim. cumartesi günü de annemin kontrolü var yine yanında gideceğim.
Tabiki bu süreçte babam da hep benimle birlikte. Tekerlekli sandalyeyi o yürütüyor. Ben rapor,ilaç vs prosedürler için koşturuyorum. 
Şimdi çalışıyorum işte. Bir kaç saat sonra halam için hazırlanacağım.Annemin ilaçlarını organize edip akşam işten gelecek kardeşime emanet edeceğim.
Bu süreçte ciddi yoruldum.Uykusuzluk ve stres bir araya gelince koordinasyonum bozuldu.Neyi nasıl yapacağım durup düşünüyorum bazen. Göz altlarım çöktü,bacaklarım sızlıyor vs vs. Amma bunların hiç biri önemli değil. Onlar iyi olsunlar ben beni hallederim,evimi de çekip çevirir onlara da yetişirim.
Kalabalık aile olmak ama bir o kadar da yalnız bırakılmak...Sadece içerlediğim bu. O da geçer. Şimdi sadece annem ve halamın sağlığına odaklanmalıyım. Bir başka şeyi düşünecek zaman değil.
Sağlığınıza iyi bakın. Kendiniz için değil,aileniz ve sevdikleriniz için. Gerçekten sizi sevenlerin ne kadar zorlanabileceklerini düşünerek,kendinize iyi bakın. Siz sevdiklerinize lazımsınız,bunu heppp hatırlayın.


10 Nisan 2019 Çarşamba

Şükürlerden Taç Yaptım,Ruhuma Taktım

Dün gelen mailden sonra ne olduğumu şaşırdım.  İstenen şeyi yapmam pek mümkün değildi bu sebeple strese girdim. Zaman geçtikçe sinirlerim iyice bozuldu ve gerginlik hat safhaya geldi. Duş alıp negatif enerjiyi üzerimden atayım dedim,olmadı.Erkenden yattım ama bir saat bile uyumadım.
Sabah erkenden uyanıp iş arkadaşım,canım Jülideyi aradım. Birlikte dertlendik.Neyi nasıl ifade edeceğimi bir kez de onunla konuştuk. Ardından ofiste yetkili arkadaşımı aradım.
Mailine saygı duyuyorum bir şeyleri düzenlemeye çalışıyorsunuz ama bu konu beni kapsamasın lütfen dedim.
Bunu derken altındaki sebepleri de kısa ve uygun şekilde anlattım.
Sessiz kaldı,sinirlenmemek için ne kadar kendimi sıktım anlatamam. Patronuma iletmem lazım dedi.
İlet lütfen,aynen bu dediklerimi söyle. Ben zaten kendisini aramadım,sen aracısın diye önce seninle konuşmak istedim,lütfen sen bunları acilen ilet dedim.
Ve gergin bekleyişim tavan yaptı.
Annem bir yandan bekle kızım,sabırlı ol,belki istediğin sonuca varırsın derken ben hayır anne sonuç belli istediklerini yapmam gerekecek,canımı çıkarmaya niyetliler,bu yazı bana zehir edecekler dedim.
Allah'ım affet...Senin mucizelerinden kısa süre de olsa ümidimi kestim.Herşey belli sandım,senin yaşatacağın güzelliklerden habersizdim. Sen bitti demeden bitmiyormuş meğer,bildim.
Kahvaltı etmedim sadece çay ve bi rlokma ekmekle işimin başındayken bir whatsap mesajı geldi.
Tamam kelimelerle dans hanım,siz şuanki çalışma şeklinizle devam edebilirsiniz.Yeni sistemdeki değişiklikler sizi kapsamayacak.
Allah'ım sanki on kg zayıfladım.Sanki en büyük dertlerden sıyrıldım Huzur doldum,hafifledim,ferahladım.

Şükür Allahım... İşten çıkmaya niyetlenip,elimin kolumun bağlandığı şu dönemde şükür verdiğin güzelliklere. Çok şükür... Bin şükür...

9 Nisan 2019 Salı

Merhaba Dünya Ben Kelimelerle Dans

Ne çok şey oldu bitti de yazmak istemedim. Evet aslında tam olarak isteksizlik bendeki.Yoksa anlatacak çok fazla şey var.

Ne bileyim susmak iyi geliyor bu ara. Kol kırılır,yen içinde kalır düsturuyla susup iyi şeyleri bile dillendiremeden  sindirdiğim bir dönemdeyim.

Günlerce günaydın mesajlarıyla uyandırıldım zerre mutlu olmadım,kalbimde kelebekler uçuşmadı.Oysaki ne çok ihtiyacım vardı. Bir güzel söz,bir güzel tavır,bir yanındayım söylemi...
Olmayınca olmuyor işte.Zorlasan da çok çabalasan da olmuyor. 
Ammannn hayat ne halin varsa gör.Ben zaten içimde koskoca bir dünya kurmuşum,orada öyle de mutluyum,öyle de kendime yeter haldeyim ki. Üzemiyorsun beni.
İçimi kanatıyorsun,çok ama çok hırpalıyorsun amma yalnız,üzgün,karamsar hale büründürmüyorsun.Dünyayı başıma yıkmıyorsun.
Ben kendi içimde mutlu olmaya başladığım günden beridir ki,tüm dünyayı tek başıma mutlu etmeyi bilmişim, sen tüm herkesi toplayıp beni mutsuz edemezsin.

-------------------------


8 Mart 2019 Cuma

Benden Haberleeerrrr


Ben buralardayım,peki ya siz?
Hemen her gün uğrayıp göz atıyorum ama yazmayı,kalbimi açmayı,zihnimi tarihe not düşmeyi istemiyorum. Ya da kendime engel oluyorum da diyebiliriz.

"Olabildiğince" kısaca özet geçeyim madem geldim,madem başladım yazmaya.

Bir ayağımız halamın hastalığı sebebiyle hastanede.Annem,babam,ben...Haftada 2-3 kez kan alan halam için dönüşümlü gitmeye çalışıyoruz.Geçenlerde acillik olup kanı 3 e düşünce... hep birlikte gittik. Akşam 8 sabah 7 arası hastanedeydik.
Oldukça zor bir zaman dilimiydi. Hastanelerde ömrü geçen ben,ömrümden ömür gitti. Neyse detaya girmeyeyim,can sıkmayayım.
Ertesi gün olanları duyanlar ardı ardına ziyaretine geldiler. Bayramlar haricinde ki o da çok eskidendi bu kadar üst üste misafir ağırlamamıştım.
Uykusuz ve koşturmalı günden sonra yine bir ayağımız hastanede ama insanlar sadece kriz anlarını bildiklerinden şuan içleri rahat:) Gel gördü ki bizim yüreğimiz ağzımızda,gözümüz halamda.

-----
Temmuz ayında aldığım evin borçları sebebiyle gayette umduğum gibi,oldukça sıkışık günler,haftalar,aylar geçirdim. Her zorlandığımda amacımı hatırlatıp,kocaman gülümseyip devam ettim. Dilimde ve kalbimde tek dua ile; Allah'ım beni ailem dahil kimseye muhtaç etme.
Etmedi...Etmez inşallah.Bu arada yaklaşık 20 yıllık bina. Ama ne var ki tüm tadilatlık işler benim evi aldığım aydan bir sonraki ay başladı. Çünkü benim evin eski sahibinden bir lira alamayacaklarını bildiklerinden kalkışmamışlar büyük işlere. Beni kaçırmadan da boya,badana,çatı,mantoloma ne varsa yapıyorlar. Bana da ek iş yapmak düştü tabi:) son bölümde değindim buna:)
Ama tam da bu dönemde ve bilirsiniz ki kış dönemi neredeyse yatarak geçer bende. Dönemsel iş yapıyoruz çünkü. İşte tam da bu dönemde işverenimle bir kriz yaşadık.Hallolabileceğini düşündüm ama olmadı. Çok sıkıntılı zamanlar geçirdim. Doğru iletişimle hallederiz sandım.Ama sandığım kadar insaflı insanlarla karşılaşmadım.
Ve ne yazık ki hala kabul etmediğim düzende,pekala çalışıyorum,Çalışmalıyım.Mecburum.
Bunların dışında ne var diye düşünüyorum. Bir kaç şey daha var ama bahsetmek istemiyorum.
Tüm kafamın içindekileri boşaltabilmek için neredeyse uykudan arta kalan tüm zamanda çalışıyorum,üretiyorum.İşim biter bitmez bazen yoğun değilse aralarda da lif örüyorum. Her gün ya da 2 günde bir bir model çıkarmaya çalışıyorum. Ve tabi ki bunları satarak kendime katkıda bulunuyorum. Sağolsun bir kaç arkadaşım bu konuda epey destek verdiler.Şu sıra durum stabil,örnek çok müşteri yok :)
Hafta sonu yeni ipler almaya gideceğim,dilerim ikinci poşete istiflemeye başlamadan önce birazını satabilirim.
İtiraf etmeliyim ki ben de hızlı örüyor,çok üretiyorum.Satılandan fazlasını yaparsan böyle birikir tabi:) orneklerden bazilari asagida 













Her şey bir yana da  ruh sağlığım için,renklerle terapi muazzam oldu. Şimdilik bu kadar...Umarım sayfama göz ucuyla bile olsa bakan herkes içine huzur çekip geri döner. Zira maksadım hastalıkları anlatıp sizi karartmak değil,her şeyin düze çıkabildiği şu günlerde bir nefeslik uğradığım sayfamda keyifli olduğunuzu,huzura koştuğunuzu bilmek...Çünkü her şey ama her şey geçiyor. İç huzur baki...












29 Ocak 2019 Salı

O Zaman Dansss

Zaman ne çabuk geçiyor deyip bir yutkunuyorum şuan.
Bir yutkunma süresince aklımdan geçenleri takip dahi edemiyorum ama bizzat yaşadım.İçimi kanatan,çok yoran,aşırı mutlu eden,ayaklarımı yerden kesen,bu da geçmez dediğim her şeyi yaşadım.
Hepimiz yaşadık tabi.Yaşayacağız da...Ömrümüz oldukça sınavlara tabiiyiz. İnansak da inanmasak da gidişat böyle.
Neyse...Çok içim sıkılıyordu dünden beri.Gece 03 de kalktığımda da içim daralmıştı baya,tekrar uyurken de sıkıntıyla uyudum.Sabah kalktığımda da. Hayr olsun...İnşallah bir yerlerde sevdiğim birilerinin canı yanmıyor, zorluklarla imtihan olunmuyordur.
Bana dönecek olursak...Dönmeyelim...Kış uykusundan uyanmak istemiyor ama sert vuruşlarla hayata döndürülüyorum. Eee yaşamayı çok seviyorum tabi.Sevilen her şeyin vefasız olduğunu da biliyorum. Bir dee bahar da gelecek yaz da ve tekrar kara kışlar da...Bunu da biliyorum.Ahh ben ne çok biliyorum :)
O zamann dansss :)




26 Ocak 2019 Cumartesi

Son Günlerde

Çok da anlatılacak bir şey yok aslında.
Keyifsizim bir süredir. Bu hafta uykusuzum da.
Halam için kan arayışlarımız sıklaştı. Hafta geçmiyor yeniden bağışçı arıyoruz ki kan alabilelim.
3 gün önce yine stresli saatler yaşadık. Öyle ki saatler sonra odadan çıktığımda gözümün biri kan içinde,yüzüm kıpkırmızıydı.
Herkes halamı bırakıp bana üzülmeye başladı.
Ben ki kendime verdiğim sözü tutarım her zaman.Yapmam dediğimi yapmam,aramam dediğimi aramam.
Çok sevdiğim birine kırgındım. Kalbim öyle kırıktı ki,çok özlememe rağmen nasılsın bile demiyordum,diyemiyordum.İçimden gelmiyordu.Ama ne zaman dara düşsem,çıkmaza girsem aklıma ilk o geldiğinden aldım teli elime. Alacağım tepkiyi umursamadan,yardımına ihtiyacım var diye bir mesaj gönderdim. Kan bulamıyorum,desteğin lazım yanımda ol,bir şeyler yapalım nolur mealinde bir mesajdı. Ben her ne yazarsam yazayım ne demek istediğimi ve hangi duygu içerisinde olduğumu çok çok iyi bildiğinden şüphem yok.Elinden geleni yaptı sağolsun  ama bulamadık.
Bir ünite A pozitif kanı bulamadık.
Sabah 9 da kan almamız için şart olan kanı bulamadık. Sabah 04 sularında uykudan uyandım ve internette dolaşmaya başladım. Zaten henüz yatmıştım.
Önce maerikadaki arkadaşıma mail attım.
"Oğuz hani seninle yıllar önce yönettiğimiz bir kan bağış sayfan vardı,neydi adresi,hal aktif mi.Bana kan lazım ve bulamıyorum nasıl bir yol izlesem,yardımcı olur musun?"
Ondan cevap gelene kadar kanbankası.com adresini keşfettim ama nasıl çalıştığına dair fikrim yoktu. Önüme çıkan formu doldurdum ve yattım. Meğer gecenin 4 ünde Pendikte A pozitf kan bağışı yapabilecek gönüllülere  sms gitmiş. Sabah 10 gibi bir kişi aradı.Ama o sırada halletmiştik zaten gerek kalmadı.
Böyle stresli bir akşam ve gece geçirince ertesi gün de pert oldum tabi.
Ne yaptınız diye soran,bulabildiniz mi diye arayan bir çok insana cevap vererek geçirdim günü de iş bitişini zor bekledim. Hemenn kendimi yatağa attım. Biraz uyuyup uyandım ama şekerim yükselmişti.akşam 22 gibi tekrar yattım. O esnada Oğuz aramış.Uykumun arasında duydum gibi ama uyanamamışım. Merak etmiş. Bu kız bu saatte uyumuş olamaz ne durumda acaba demiş. Gece 04 sularında tekrar aradı. Merak ettiğini fark ederek bu sefer açtım. 
Yaklaşık yarım saat konuştuktan sonra,biliyor musun dedim saat şuan 04:30 civarında.Ve ben uykudan uyandım,ne konuştuğumu da pek bilmiyor olabilirim.Yok dedi çok mantıklı konuşuyorsun,iyi ki aramışım seni,ufkumu açtın. Çok doğru şeyler söyledin.
Gülümsedim,görmedi.
Ahh dedim...Esas sen iyi ki aradın,gecemi de gündüzümü de gelecek günlerimi de aydınlattın.
Kan bağışı hakkında öyle güzel şeyler söyledin, öyle akıllı yönlendirmeler yaptın ki ben bunu bir uyuyup uyanınca not alıp gerektiğinde kullanacağım. 
İnsan tek başına akıl edemiyor her şeyi. Herkes de doğru akıllar veremiyor ama sen hep bana ışık oluyorsun. Akıl hocamsın,biliyorsun.
Sana ne sorsam boş çevirmiyor, faydalı bilgilerle zihnimi dolduruyorsun.İyi ki varsın be arkadaşım. İyi ki...İyi ki...
Burnumun dibindeki insanlar mesajımı görüp cevap vermezken,sen her defasında Amerika'dan yetişiyorsun.
Bu konuda çok şanslıyım. Çok insan var hangi konuda yardım istesem koşup gelebilecek,asla yalnız değilim. Kimseye haksızlık etmek istemem.Hepsinin hakkı üzerimde olur da ödeyemem.
O zaman şöyle toparlayayım; aramızda mesafe varmış gibi görünen insanların,ihtiyacımız olduğunda yanımızda bitivermesi,lazımsam hemen gelirim hiç dert etme demesi veyahut gelemem ama şöyle yaparsan bu sorunu daha rahat çözebilirsin demesi paha biçilemez.
Yaşadığınız kalp kırıklıklarını,anlaşmazlıkları,yol mesafelerini ya da istemeden de olsa açılan kalpler arası mesafeleri bir kenara bırakıp,olması gereken zamanda kalben yanınızda olabilenlerin kıymetini bilin. Ben biliyorum. Ne kadar farkettiriyorum bilmem ama çok iyi biliyorum.Her zaman varlıklarına duacıyım. İyi ki benimler. İyi ki yaşam enerjimin içindeler...

Bu günler geçecek mi bilmem ama Bu kalp yorgunlukları bitsin nolur. Zor oluyor. Zorlanıyorum.yorgunum.