31 Aralık 2013 Salı

Ve Ben Geldim...

Vee ben geldim.Çok zorlu yollardan geçtim de geldim.Hayatın hiç görmediğim,bilmediğim,merak ettiğim yollarından geçtim de geldim.
Son 1 aydır dediğim gibi;beyin ameliyatı olmak çok farklı hisler kattı bana.Hayata çok farklı bir gözle bakıyorum;29 yaşında 6 ameliyat olmuş biri  olarak.
Anlatacak öyle çok şeyim var ki.He zamankinden çok daha fazla.Ama bu sefer takatim yok.Geldiği gibi giden tüm hastalıklarımın yanında bu iş beni biraz zorladı.Bir süre de böyle olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Ameliyata hazırlık ve hastane yatışı döneminde aileme ve bana destek olan tüm yakınlarımdan,dostlarımdan,canımdan öte can bellediğim insanlardan Allah razı olsun demeden geçemeyeceğim.Ben bu işi ne kadar şakaya vurup atlattıysam, çevremdeki herkes son derece ciddiye aldı.Bunu görmek beni çok mutlu etti.Ameliyata girerken;şimdiden geçmiş olsun diyen doktoruma,size de Allah kolaylık versin diyebilirken ben,.ben ameliyattayken tüm hayat enerjilerini bana gönderen,yaşanan olumsuzlukları bilmeden aileme ve bana destek olan insanlar oldu.
Korkularımı,endişelerimi elimden geldiği kadar anlatmamaya ve çok basit bir operasyona giriyormuş gibi hissederek girmeye çalıştım.Bunu kendim için yaptım.Eğer ben bu işi önemsemez isem,ameliyat daha başarılı olurdu.Ben hafife alır da girdiğim gibi çıkacağıma inanırsam her şey güzel olurdu.Aksi taktirde ardımdaki herkesi son bir kez göremeden gözlerimi bir daha hiç açmamak üzere kapayabilirdim o narkoz ile.
Ameliyata girerken makyaj yapamadım,oje süremedim.Riskler öyle büyüktü ki her bir noktamı dezenfekte ettim ben ve sonrasında doktorum.Ameliyata girerken halama hafifçe eğilip sakın merak etmeyin benim işim ters gidebilir,2 saat diyorlar ama 3-4 saati bulabilir.Korkmayın.!
Öyle de oldu.3 saat sonra çıkabilmişim odama.Yoğun bakım sürecimi odama taşıyan hizmetlerinden çok memnun olduğum bir doktorum vardı.Odamda tüm gün,ağrı makinasına bağlı kalarak her yarım saatte bir vücuduma ağrı kesici ilaç üflendi.Bir parmağımda nabız ölçer,kolumda otomatik tansiyon ölçme makinasının pompalı ucu.Diğer koluımda ağrı kesici bir serum ve izotonik serum bağlı idi.
Öyle bir ameliyattı ki bu ben odama geldiğimde ayılan insan,ertesi güne kadar kafam tam yerinde değildi.Nasıl bir narkoz verdilerse tüm günü uyuşuk geçirdim.Ertesi gün anladım ameliyatın sıkıntılı geçtiğini.boynum zorlanmadan dolayı morarmış,omuz ağrısı bağ ağrısından kat ve kat fazla ve karnımdaki ameliyat yeri.Ben neremden ameliyat oldum ki diyecek kadar önemli ve kapsamlı acılarım oldu.Olmakta kala.
İlk gün ziyaretçi alınıyordu.Ben hayal mayal görüyordum insanları.Aynı günün akşamı ateşlenince ben,yasaklandı.Doktorum enfeksiyon kapabilme ihtimalimin çok yüksek olduğunu,nasıl dikkat edersiniz bilmem ama en üst seviyede önlem alıyoruz biz siz de elinizden geleni yapın dediği bir döneme girdik.
Hastaneye gelen çiçekler odaya alınmadan evime gönderilirken,yoldan çevirdiğimiz ziyaretçiler,gelip de beni görmeden giden insanlar...Her birinin haberini almak öyle mutlu etti ki beni;çocuk misali.Sanki ilk ameliyatımdı bu ve ilk kez birilerinden ilgi görüyordum ben.
Çok garip bir his bu anlatılmaz.Anlatamıyorum.Düşünün ki,narkozdan ayılırken halama 3 şey sormuşum sürekli.Babam nerede demişim çok ez ve 2 erkek arkadaşımın ismini zikretmişim.Aradı_lar mı diye.Biri sadece bir kez aramış.Ona üzülmemem için sık sık diğer arkadaşımın adını andılar bana.Bak yine aradı seni sordu diye.O an kimin aradığının önemi de yoktu aslında.Birileri tarafından merak ediliyor olmaktı önemli olan.İşin ciddiye alınmış olduğunu görmekti,sevildiğimi,değer verildiğimi hissetmekti o kafa ile.
Ve ben bu ameliyat ile sadece sağlık bulmadım.Dostlarımı,arkadaşlarımı,akrabalarımı ve selamlaştığım herkesi tekrar tanıdım.Herkesin yerini tekrar tarttım.Evet ben hiç yapmadığım şeyi yaptım.Aranıp sorulmayı ilk defa önemsedim.İlk defa benim hiç ciddiye almıyormuş gibi göründüğüm durumun aslında hayat memat meselesi olduğunun anlaşılmasını istedim.
Sadece bir kaç kişi de yanıldım.Bazılarından o kadar ilgi beklemediğim için bazılarından ise fazla beklenti içinde olduğumdan sarsıldı hislerim.
...
Ertesi günü anlatıyordum değil mi? Ertesi gün tam bir acı...
Beyin ameliyatına giren ben,ameliyat esasında alerji kapmışım.Hem de ameliyatta kullanılan örtünün steril edilme esnasında üzerine serpilen ilaçtan.Sırtımın tamamı cılk yara içindeydi fark ettiğimizde.Doktorum çok korktu.Cildiye bölümü ile birlikte çok yoğun bir tedaviye başlanırken çektiğim acı tarifsiz.3 gün hiç uyumadım kaşıntıdan.3.günün ortasında kardeşimin sırtımı hafifçe sıvazlayarak ovalaması ile 15 dakika uyumuşum da herkes nasıl rahatlamıştı görmelisiniz. Allerjik durum olduğu babam ve doktorumun kafa kafaya vermesiyle netleşince herkes rahat bir nefes aldı.Hala o konudaki tedavi evden devam ediyor ama çok şükür yoğun sıkıntılı dönemi atlattım.
Şuan ben de olan uzun süre oturduğumda baş ağrısı,oturuş bozukluğuna bağlı karın ağrısı ve ameliyatta boynu zorladıkları için boyundaki şişlik ve omuzdaki çok ama çok yoğun sanki kırık gibi bir ağrı.elbette geçecek bunlarda.Ama biraz zorluyor bu sefer ne yalan söyleyeyim.Şuan bunları yazarken bile acım kat ve kat fazlalaşıyor.Ama hep dediğim gibi yazmazsam yaşayamıyorum ben.İyileşmem için yazmam lazım.
Tutuk boynumla,ağrıyan omzumla,zor mukayet olduğum kafam ile ancak bunları yazabiliyorum şuan. Aklıma gelenleri,ah keşke şunu da yazsaydım dediklerimi sonraki yazılarda kaleme dökmek niyetiyle,yen, yılda;başınızı ağrıtan tüm sebeplerden kurtulmanız dileğimle...
---------
Günlerdir telefon ve internet kullanmayan bu şahsın,kelimelerle dansındaki tökezlemeleri affola efenim.İç sesiyle konuşmayı bırakıp;yeniden kelime kurmaya alışacak inşallah...





25 Aralık 2013 Çarşamba

Günün Anısına

Vee her şey hazır sayılır.Gece yatarken banyo yapılacak,vücut sterilezasyon sağlanacak.(ameliyat esnasında mikrop kapma riskini minimuma indirmek için özel bir suyla tüm vücut yıkanacak.)
Ben ameliyatta iken yapılması gerekenler planlandı.Kardeşime 2 arkadaşımın telefon numarasını verdim.Mutlaka onlara mesaj atılacak,ameliyattan çıktığım haber verilecek.Bazı arkadaşlarıma ise halam ve kardeşimin telefon numaraları verildi.İsteyen merak etmeye zaman kalmadan haber alabilecek.
...
Diyarbakır Ergani'deki ana sınıfı öğretmeni Gizem hoca aradı geçenlerde.Duygu hanım dedi geçen yıl yaptığınız mont yardımlarına bu yıl ki çocuklarımın da ihtiyacı var.Ahh Gizem'cim dedim bu yıl o işle ilgilenemedim ben.Ama eğer gönüllü çıkar ise diğer arkadaşımın ilgilendiği bot yardımlarından sana gelmesini sağlarım.Bunun için biraz beklemen gerekiyor.Belki de kimse çıkmaz ve ben sana bu sözümü yerine getiremem.Ama istersen sana kendi adıma kırtasiye kolisi hazırlayabilirim.Bunun sözü en kısa zamanda yerine getirilir,tarafımdan.
Çok sevindi.15 çocuğum var şimdi benden yardım bekleyen.Hazırlıkları tamam,silgileri eksik sadece.Ben bu ameliyata girip sağ salim çıkmalıyım o çocuklarım adına.Onlar benden beklenti içindeyken ben zaman kaybedemem.Eve gelir gelmez silgileri temin edilecek,kargo işleri hallolacaktır Allah'ın izni ile.
...
Bir de avon siparişlerim hazır ki onları vermeye unutmamak için notlar yazıp,hatırlatmaları için arkadaşlarıma tembihledim.Sanırım ben ameliyata hazırım artık.Yalnız bu steril olma işi canımı sıktı bir hayli.Makyaj da yaparım ben ameliyata girerken diye espri yaptı isem de tabi ki yapmayacaktım ama kırmızı ojelerimi sürmeden gitmeyecektim.Kırmızı rengi hiç sevmeyen ben,kırmızı ojesiz de yapamam.En büyük moral kaynaklarımdan biridir hayatta.
Ama napalım emir büyük yerden. Her şey iyi gitsin istiyorsam vücuduma değen son şey,o steril su olmalıymış.İç ve dış temizlik her zamankinden daha fazla önemliymiş bu ameliyatta.
Eğer serum sol koluma takılır ise yakın zamanda tekrar bloğuma not düşmek kısmet olabilir.Ama gidişat gereği sağ kola takarlar ise yazmak zaman alabilir.
Kalbi benimle olan herkese çok teşekkür ediyorum tüm yüreğimle.Benim yüzümden ürtiker olan aile bireylerim ve yakın arkadaşıma moral vereyim derken zaman nasıl geçti anlamadım ben.Sanırım vakit geldi çattı.Bugün bitmeye hazırlanırken,güneş doğmak için can atıyor sanki.Bana şifa mı olacak yeni gün,yoksa hayat bir çıkmaza mı girecek belirsiz.Tek bildiğim ameliyata girerken iyi düşünmek,güzel şeyler düşünerek narkoz almak,uyanmayı ve ameliyatı çok kolaylaştırır.Ben bu süreci daha da genişleterek son 2 haftaya yaydım.Her şey öyle iyi gitmeli ki,ben verdiğim sözleri tutmalıyım.Ve bana verilen sözlerin tutulduğunu görmeliyim.Ameliyattan çıktığımda herkesi yeniden keşfedecek,tüm sevdiklerimin yüzlerini sanki ilk görüşümmüş gibi süzeceğim. Hayatı ve her anı yeniden ruhuma sindireceğim.
Bu hastalık sürecinde her an kalbiyle yanımda olan ve bunu bana çok iyi hissettiren yakınlarıma teşekkür edemiyorum."Teşekkür ederim",demek öyle az,öyle manasız ki...Her an sevildiğimi,değerli görüldüğümü hissettim.Meğer ben ne güzel insanlar biriktirmişim.Allah hepinizden razı olsun.Bu günler tek başıma geçmez,bu moral tek başıma gelip de yerleşmezdi ruhuma.Var'olun yahu.Sağ olun işte.Bir dee hep benimle olun...Hep hissettirin kendinizi...Sevseniz de,kızsanız da ben varım deyin hayatımın içinde...
Özelsiniz...Her biriniz,bir diğerinizden daha özelsiniz. Allah tüm işlerinizi ve yüreğinizde olması mümkün görünmeyen hayallerinizi avuçlarınızın içine bıraksın.Hepinizin mutluluk delisi olduğunu görebilmek dileğiyle.
...

3 kuzen bize ne oldu böyle.biri çok hasta henüz şifası bulunamadı.Eriyor gözlerimizin önünde.Bugün gittim de ziyaretine biraz moral olayım diye.İçim eridi resmen haline. Allah'ım şifa ol inşallah abime.
Benim canımın içi,abilerimin en güzeli,en kıymetlisi,dostum,kardeşim her şeyim...Beli tutulmuş bir haftadır yatıyor fıtık sebebiyle.Yanına gelemiyorum üzgünüm diyordu dün gece.Gelme dedim,önce iyileş hele.Kızdı,gelmek istiyorum,geleceğim yarın dedi ama bu sabah arıyor işe zor gittim ayağa kalkamıyorum.Sana gelmek için arabamı bile aldım ama oturup gelecek halde değilim diyor. Ee dedim ben daha hastanede yatacağım oraya bekleriz efenim...Ya da yok gelme beni görme o halimle...Kimseye kötü görünmek istemem bilirsin.Evime gel sen hem tamamen iyileşirsin o süreçte.
Anlaştık onunla da...İnşallah iyi olacaklar birer birer.5 günlük süreleri var...Ben evime geldiğimde onları dimdik göremez isem o zaman moral falan kalmaz işte.
Tüm hastalara şifa dileklerimiz ile sonlandıralım bu yazıyı da gelsin yeni kelimeler zinciri.




Laçkalaşan Sinir Sistemi

Ya sabır...Yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişken,biraz daha sabır...Tükeniyor sabrım.Yıprandı sinirlerim.
Kimseye tahammülüm kalmadı.Sen gelip de bana,o soruyu sordun da açıklamama itibar etmeden üsteledin ya; içimden çok şeyler geçti de susabildim ya ben,korkuyorum kendimden.Bu sinirli hale bu kadar sabır hayra alamet değil.
Hala içimde bir yerlerde sana olan saygım mı beni susturuyor,yoksa kendi moralimi aşağı çekmemek için mi bu sakin tavrım bilmiyorum.Tek bildiğim şey, kızarsam,gemileri yakacağımdan korkuyorum.
Sinirimi kontrol edemeyecek kadar gerginim şu sıra.O yüzden fazlaca sakinim aslında.
Ne olur destek ol bana.Pişmiş aşa su katma.
Ya karışma işime, ya da sessizce izle.Ben seni kırmamak için özen gösterirken, sen moralimi alaşağı etme.


24 Aralık 2013 Salı

Sağlıklı Günlere Ramak Kala

Dünden beri yaşadığım stresi bir ben bilirim.Bu hastalıkla ilgili öyle bir araştırma yaptım ki;tıp bölümünün birinci sınıf derslerine girsem bu konudan yüz alır öyle çıkarım.Resmen ders çalışır gibiyim.Bilmediğim tek bir nokta kalmadı dersem ukala diyebilirsiniz ama inanın öyle.
Öyle ki;doktorum tıbbi terimlerle konuyu anlatıyor ve yapılacakları sıralıyor.Kendi kendine konuşur gibi yani.Bir de bize anlatmak için uğraşmıyor.
eyse efenim dün başladık ameliyat hazırlıkları yapmaya.Önce 3 doktordan onay alınacak sonrasında tahliller yapılacaktı.Bir yerde tıkandı iş.Gece boyu ne uyku uyudum ne yemek yedim.Yok dedim olmayacak bu iş. Ayvayı yedin kızım sen.Ama dedim üzülme sen elinden geleni yaptın,kendini olması gerektiği gibi anlattın.Evet bu doktor böyle dememeliydi ama her şeyde vardır bir hayır;demek ki bir yerde yanlış araştırma yaptın.
...
Bugün sonuçlarımızı alıp tekrar aynı doktora giderken hahh dedim işte tam da beklediğim gibi sonuçlar.Bu iş buraya kadar.! Doktora girdik,tahlilleri gösterdik,onay verecek ki kendi doktorum ameliyatımı yapacak.
İmzaladı hemen.Ama ben imzasını görmeden bir heyecanla tekrar anlattım durumu.Tahlil iyi çıkmamış ama antibiyotikle geçirecek zamanım yok benim.Bu bende devamlı olacak...Doktor demez mi ki senin zaten bu konudaki sıkıntın ameliyatını etkilemez. Allahhh,sevineyim mi iyi habere,üzüleyim mi 24 saat boyunca kendimi yeyip bitirdiğime bilemedim yani.Duyduğum kaygıyı ,hissettiğim üzüntüyü bir ben bilirim.Belli etmemek için harcadığım çaba da cabası.Bu kadar pozitif olmaz ameliyata girecek insan, diye işittiğim lafları hiç anlatmıyorum bile...
Neyse her şeyimizi hazırladık.Eksiksiz bir şekilde doktorumuzun kapısını çaldık.Şaşırdı bizi görünce ne kadar hızlısınız dedi. Eee dedik sizin ilginiz karşısında az bile; anca yetiştirdik.Her şeyi konuştuk hallettik.Perşembe sabahı ameliyathanede görüşmek üzere odasından ayrılırken,saçlarımın nereden kesileceğini sordum,bir de karındaki dikişler hakkında bir kaç soru...
doktorum demez mi; bunlar kozmetik konular,önemsiz yani.Sen ameliyatını düşün,enfeksiyon riskini ve diğerlerini.Her şey yolunda gitmeli.
Gel de tut şimdi beni.zaten iki gündür hastanedeki terslikler beni bulmuş. Laboratuvardan,ürolojiye bir çok şekilde sinirlerim yıpranmış.
Dedim ki,ben sadece saçlarımı düşünüyorum.Kendi moralim için gidip kestirdim ve kendimi ameliyata olabilecek en üst seviyede  hazırladım.Enfeksiyon ve olabilecek tüm riskler sizin işiniz.Bu işin uzmanı sizsiniz.Ben kendi üzerime düşeni yaptım.Ameliyatım hakkında en ufak bir stres yaşamıyorum ki sizin işinizi zora sokmayayım.Kolay uyuyup,kolay uyanayım.! Size güveniyorum,siz nasıl ve ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.
O aksi bakışlı adam,o askeri tıp mezunu,askeri eğitim almış insan,günlerdir sert tavrının altında yatan gülümsemeyi dışa vurdu.Teşekkür ederim güvendiğin için,her şey güzel olacak dedi.Elbette dedim.Ben pozitifim,sırf bu yüzden bile,her şey çok güzel olacak.
Ardından bir soru sordum ameliyat öncesi yapılacaklarla ilgili.Demez mi sen bu işi biliyorsun,neden bunu sordun ki bana.bu sefer ben başladım gülmeye.Belki bilmediğim bir nokta vardır emin olmak istedim diye.Anlattı kısaca,evet dedim ben de öyle düşünmüştüm.Tüm hazırlıklar tamamlanarak perşembe görüşüyoruz o zaman dedik ve ayrıldık şimdilik,hastaneden...
Her şey çok güzel gidiyor.Zamanın çok hızlı akmasının dışında.Bir de uyarı geldi doktorumdan ben böyle zevkle hazırlanıyorken ameliyata; baş ağrıların hemen geçmeyecek biliyorsun değil mi,biraz zaman alacak.
Olsun,beklerim.Onun zamanı varsa benim de sabrım var dedim.
Böylece tüm hazırlıklarımızı bitirip perşembe sabahı ameliyathanede görüşmek üzere evimize geldik.Yeni hayata merhaba demek için son günler,saatler... Gelsin sağlıklı günler...





23 Aralık 2013 Pazartesi

Hassas İlişki

Çok kırılmıştım kendisine.Üzülmüştüm hayli...Böyle olmamalıydı.Bugüne dek her sıkıntımızda yan yana iken hayatta uzun süredir iletişim kuramıyor olmak canımı yakıyordu.Sabır dedim,bekledim.Elbet arayacaktı ama ya çok geç olursa...Ya ben onu affedemez isem. Kırığımı onaramayacak duruma gelir isem ne olacaktı. ?
Onu kaybetmek istemem ki.Önemli...Değerli...Varlığı pozitif enerji sebebi.Kendimi,yanında iyi hissettiğim,derdimi paylaşabildiğim,sırrımı verebildiğim,anlamlar ötesi bir uyum sağladığım...
Korkuyordum ya aramazsa beni bu dönemde.Ya kırılırsam ona ve geri dönmezsem kızgın,kırgın halimden...
İnadımı bilir o.Kızgınlığımı da...Ama bir o kadar,samimiyetimi de.
Eğer ona olan hislerimi saklayıp,nasılsın diye sorduğunda gayet normal bir ses tonu ile hiç bir şey yokmuş gibi sohbet etse idim, ben o an kendim olmazdım. Dost dediğim insana yalancı bir samimiyet göstermiş olurdum ki bana ve aramızdaki bağa yakışmazdı.
Üzüldüğümü, parçalandığımı ifade ettim.Baktım anlamıyor gibi oluyor kızdım,bağırdım,öfkelendim...Hemen akabinde ona olan sevgimi anlattım.Böyleyken böyle oluyor ya içim yanıyor dedim.Ben bunu hak etmedim,sen neredesin?
Bahanelerini sıraladı.Evet bahane diyorum çünkü onun benim hayatımda olmamasının tek sebebi bahaneler olabilir.Ya beni beyninden silmiş olmalı ya bahanelere sığınmalı.
İçimdeki kör kanı akıttıktan sonra sulha bağladık konuyu.Anlasana be adam anlasana,ihtiyacım var sana.Yanımda ol işte,ol ya,ol...Üzül gerekirse ama hissettir.Bencil olmama izin ver biraz.Tüm kapılarımı açmış seni beklerken,gir yüreğime,sız kalbime,oradan beynime akıver de al,üstlen sıkıntılarımı eskisi gibi.
...
Ben anlattım o dinledi.Ben bağırdım o dinledi.Sonra mevzu sohbete geldi.Dedim ki ben sana hiç bir şey belli etmeden de konuşabilirdim ama hala aramızda devam ettiğini düşündüğüm dostluğumuza yakışmazdı.Kızdı isem bilmelisin.Kırıldı isem onarmalısın. Ben sana her daim şeffaf oldum şimdi saklanmanın lüzumu yok...
Anladı beni,bilirim anlayacağını ya ondandır tepkimin çoğu zaten.
Ve dedi ki telefonu kapatırken;ameliyat olunca haber ver bana.Ben aradığımda aç telefonu,duy mutlaka.Hayır dedim.Açılmayacak o telefon sana.Telefonum açık olacak ve internetim. Çünkü beni merak eden arkadaşlarım var.İyi olduğumu bilmeleri gerek.Ama sen aradığında o telefon açılmayacak.Israr etti,sesi sertleşti,bağırdı,özür diledi.Hayır...Sen değil mi ki benim için üzülüp canın gitti de belli etmedin bunu.Kaçtın saklandın mabedine...Ben bilmedim senin ne halde olduğunu.Şimdi benden haber almaya çalışma.Hiç bu kadar kötü olmamıştın dedi.Senin tarafından hiç bu kadar kırılmamıştım dedim.Sen bana öğrettin sana soğuk kanlı olmayı.Yoksa parçalanacaktım... Ben umursamamayı seçtim...
Artık seni eskisi gibi umursamıyorum,yoksa acıyor yüreğim...
Her ne düşünürsen düşün ama aç o telefonu beni merakta bırakma nolur dedi.
Açmayacağım. Ben sana ameliyattan hemen sonra telefon açmayacağım.Sen nasıl ki uzaktasın,ruhun da bir o kadar uzak bana.Merak etme bana bir şey olmaz.Ameliyattan sonra gelirim yanına.
Ailenden birine ulaşır haber alırım ben dedi. Deneyebileceğin yollar varsa ve canın istiyorsa sen bilirsin. dedim.Gözlerimden yaşlar süzülüyordu bunları söylerken,ama mecburdum.Onu ne kadar sevdiğimi anlatmak adına bunları yapmaya mecburdum.Hastane sonrası ziyaretçi kabul ediliyor mu dedi.Hastanede bilmem ama evime tabi ki dedim.Niye sorduğunu sordum.Evime geleceğini söyledi.Ses etmedim.Sen hele bir gel de bakarız,doktor izin vermezse de uzaktan bakışırız dedim...

Anlasana be adam anla işte.Çok seviyorum seni...Yanımda ol,benimle ol istiyorum.Benim için üzülme ama yaşadığım kaygıları bil istiyorum.Bana moral verme ama yanımda ol,kendini hissettir,benden vazgeçmediğini belli et istiyorum.
Hassasım işte,konu sen olunca hassaslaşıyorum ben. Bencilleşiyorum da hatta,hiç olmadığım kadar.İlgilen benimle,unutma beni.İşin gücün olabilir ama ben de varım hayatında,ailenin bir parçası değil miyim hem...Ailen kızları gibi sevmez mi beni.Ailem oğlumuz demez mi sana.O zaman sen de gitme benden.Gitmiş gibi yapma en azından.
Gücünden,enerjinden,sevginden uzak bırakma beni işte.Yok hala bana kulak vermiyor isen de uzaklara git...Çık sevgi alanımdan...Kendimden başka kimseyi düşünemediğim şu dönemde,üzüntü olma küçülmüş yüreğime.Ya gel tut elimden, ya da git silin hafızamdan...
Sen seç...Ama beni sensizliği seçmeye mecbur etme...!




22 Aralık 2013 Pazar

Hazırlık...




Yarın olur da hastaneye yatarsam diye valizimi hazırlamış annem.Alınacak her şeyi düşünüp almış,yerleştirmiş de makyaj malzemelerimi unutmuş.Hemen ekleyiverdim.
Alerji testimin belgesini,
alerji için kullandığım ilaç isimlerini,
vücuduma dokunan antibiyotiğin reçetesini
kırmızı ojemi
mide kanamasına sebebiyet veren ağrı kesici iğnenin ismini yazıp,çantama aldım.

Vee az önce kardeşimin arkadaşından gelen kar küremi de aldım;baş ucuma koyacağım...
Ayrıca;kalbi bu günlerde benimle atan,benim için üzülen,bana destek olmak için büyük çabalar harcayan herkesin sevgisini ve enerjisini de koydum gönlüme.
Az önce aile üyelerini toplayarak bir de konuşma yaptım;hani beyin ameliyatı olanlar değişir diyorlar ya baştan anlaşalım sonra hakkımda dedikodu çıkmasın.Duygu sinirli,Duygu pek duygusal,herkesi de kırıyor bu sıralar demeyin.Ben ameliyata gireceğim ve iyileşmiş olarak çıkacağım.Ama ben odama çıktığımda,birinizin şekeri çıkmış,diğerinizin tansiyonu fırlamış ya da kalp ritminizin bozulduğuna dair bir duyum alır isem,vallahi karışmam.Herkesi yerli yerinde,en sağlıklı haliyle ve gülen yüzlerle görerek ayılmak istiyorum.Biliyorsunuz ki narkozdan ayılmam pek zaman almıyor.Kendinize ona göre çeki düzen verin.

Ben artık ameliyata hazırım...





Leyla...

Bugün yarına açılan bir kapı idi.Evde oturmak yerine dostlarımla birlikte olmayı seçtim.Günü dolu dolu geçirecektim.
...
Haktan'ımızın 4. yaş doğum günü için düştüm yollara.Hiç bilmediğim bir yerde kutlanacak doğum günü için önce biraz telaş yapsam da,İstanbul'da kim kaybolmuş ki,buldum kolayca.Sinem ve Murat çiftinin ailelerinin nereyse tamamını tanıyor gibiyim.Fotoğraflarını görüyor haklarında sürekli bir şeyler duyuyorum.Mekana gittiğimde öyle benimsediler, öyle sarıp-sarmaladılar ki beni her biri.Pek mutlu idim.Kimin yanına gitsem,kime gülümsesem bilemedim.Partinin sonlarına doğru,tam da pastamızı yemeye başlayacakken,adını çok duyduğum kendisiyle tanışmayı merakla beklediğim,Murat'ın annesi Leyla Teyze düştü yere.Önce bayıldı sandık sonra anladık acı çekiyor,ondan kalkamıyor.Dakikalar sonra kucaklanarak sandalyeye oturtuldu.Artık mekanı boşaltmamız gerekiyordu ama ne mümkün Leyla teyze yürüyemez durumdaydı.Acı çekiyor,kendini sıkıyor ama bu her halinden belli oluyordu.Uzun bir aradan sonra ambulans geldi.Adına sedye dedikleri bir plakayı iki sandalye arasına uzatıp üzerine Leyla Teyzeyi almaya uğraştılar.112 hizmeti eğer her yerde böyle ise içler acısı bir haldi.Oldukça amatör ve ilgisiz bir ekip olduklarını düşünüyorum; her neyse.
Çocukları ve eşleri ambulans ile giderken ben kalabalık etmemek adına eve döndüm.Bir elim telefonda ne zaman arasam iyi haber alırım diye düşünmekte iken arkadaşım arayıp,kayın validesinin kalçasının kırıldığını söyledi. Ahh neşeli,ah güler yüzlü ah herkesle arkadaş,herkesi mutlu etmek için çırpınan,yaşından çok daha genç ruhlu insan...Çektiğin acıları birebir görmek...Elimden hiç bir şey gelmemesi.Arkadaşıma yardımcı olamamak...Sadece sırtını sıvazlayabilmek...Bilsen ne zor...En az senin çektiğin acı kadar zor...Hani herkes arabalarına binip ambulansı takip ederken,ben hangi duraktan evime döneceğimi arıyordum ya...Yaptığım ile yapmak istediğim çok farklıydı.Senin nasıl olduğunu düşünerek geçirdiğim bir buçuk saatin anlamını,arkadaşıma destek olamamanın sıkıntısını bir tek ben bilirim.Ve dilerim ameliyatın çok iyi geçecek,herkesin Leyla güçlüdür sözleri bu hastalığında da yer bulacak ve sen sapasağlam bana sarmalar ve poğaçalar yapacaksın.

21 Aralık 2013 Cumartesi

Hasta mı Oldun?

Şuan öyle hazırım ki ameliyata.Hemen şimdi olu versem mesela.
bir kaç saat önce evden kaçmayı planlıyordum herkes şu hastalık işini unutunca dönerim diye:)
Yarına vazgeçip yurdu bile terk edebilirim.
İyisi mi ben ameliyat olup geleyim...Şuan pek hevesliyim...

:)

not:zaman yaklaştıkça tuhaflaştığımı hissediyorum.Neden böylesin demeyin. normalde böyle dengesiz biri değilim.Ama beyin ameliyatı olacak olmak bile değiştiriyorsa insanı;olunca ne olur bilemiyorum.Diğer hastalık ya da ameliyatlara benzemiyor kesinlikle.İnsana verdiği his çok farklı.Hayata bambaşka bakıyor,çok farklı algılıyorsunuz.Herkesin tavrı başka yansıyor size ve bambaşka değerlendiriyorsunuz.Beyin ameliyatı geçirmeden,hasta oldum dememek lazım.Son günlerde bunu bilir bunu söylerim...
Hastayım diyenlere neyin var deyince,grip oldum cevabına katılarak gülesim geliyor.Bir de yüzüne tükürmek istiyorum hayatı bu kadar kaba saba bir şey zannettikleri için. Hayatın anlamını ben çözmedim elbette.Ne bileyim,ben bir başka benim bu sıralar.Ve bundan böyle çok daha farklı olacak yaşanacaklar ve hissiyatlar...

Hasta mı oldun;bir daha düşün...

Yabancı



Ve bir şarkı dinlet şimdi bana.
Kendime yabancılaşayım,sadece seni düşlememi sağlasın.Hiç tanımadığım yönlerini,hiç tanımadığım seni anlatsın...Bu gece ben kendime uzak olayım.Al beni içine şarkıyla sar bu gece.

20 Aralık 2013 Cuma

Bence



Hayatın anlamı;ne yaşadığın ile, yaşadığından çıkardığın anlam arasındaki, ince çizgide saklı...!

Son Günlerde;Kardeşlerle

Neredeyse bir ay oldu araştırmaya alınalı.Nereden ne çıkacak diye koşturuyorum o hastane senin bu hastane benim.Kafa dolu,araştırıyorum-öğreniyorum,dersimi çalışıp doktora öyle gidiyorum.Derken oldukça yorucu bir süreç oluyor benim için.Yarın hangi hastaneye gitmek için işten izin alacağım diye kıvranırken,Allah patronumdan razı olsun.bir kez bile  ters laf etmeden hep bana umduğumdan fazla destek oldu. on gün önce öğrendim ameliyatlık duruma geldiğimi ve bu hafta başında netlik kazandı durumum.
İlk düşündüğüm şeyi geçeyim o hala aklımın bir köşesinde yer ediyor da hemen ardından düşündüm de,ben 13 yaşındaki kardeşime nasıl anlatabilirim bu durumu.?
Doğancımm yanıma gelsene biraz oturalım dedim.Odasında kurduğu dünyadan çıkıp geldi yanıma.Sarıldı önce kedi gibi sokuldu,öptü,öptü,öptü...Ablacım dedim hani benim başım ağrıyor ya sürekli,bunun için doktora gidiyordum ya bir süredir.evet dedi pür dikkat dinleyen gözlerini hafifçe kırparak.İşte dedim benim baş ağrılarımın gitmesi için ameliyat olmam gerekiyormuş.Küçük bir beyin ameliyatı...
Oğluşumun verdiği tepkiye şaşırdım ve öyle çok sevindim ki anlatamam. Eee hemen gidip ol abla ne var ki bunda.Ameliyat dediğin ne ki gidip olacaksın ve iyileşeceksin;sana bir şey olmaz ki.!
Tabi ki olmaz,aynen dediğin gibi ameliyat olacağım ve iyileşeceğim.Hani bir kaç gün evde olmayacağım ya beni özlersin diye anlatmak istedim. Özlersem her gün gelir görürüm,hastane yakın nasılsa.Zaten seni fazla yatırmazlar ki,sordun mu kaç gün yatıracaklarını.
Evet 5 gün gibi bir süre yatıracaklarmış. Aaa iyi sen 3 günde çıkarsın.Özlemem bile gelmesem de olur.

Ablasının bebeği...Bu kadar güçlü ve bu kadar bilinçli olmasında ablasının payı büyük.Öyle sevindim ki onlara böyle iyi ve kuvvetli yansıdığıma. Nasıl söylesem diye boşuna yeyip bitirmişim kendimi.Hiç zor olmadı.Tere yağından kıl çeker gibi.
Aa bir de diğer kız kardeş var tabi,o da ayrı hikaye.Öyle zıt karakterlere sahibimiz ki,dolayısı ile anlaşamadığımız noktalar hayli fazla. Ama son bir haftadır aramızdan su sızmaz durumda.Bir insan bu kadar mı anlayışlı olur,bu kadar m birini mutlu etmeye adar kendini.Bu kadar mı ilgili alakalı olur.Şaşkınlık içindeyim her gün.Gündüz arayıp soruyor başın ağrıyor mu diye,eve gelince sinemaya götürüyor kafam dağılsın diye.Dün gece biraz korktu gerçi çok yüksek sesli olan salonda ya sen fenalaşırsan diye.Beynim patladı resmen filmi seyredeceğim diye ama belli eder miyim hiç.Keyifle izledim sansın diye büyük bir mücadele verdim.Ama anladım ki geç de olsa;başınız ağrıyorsa gidebileceğiniz en son yer bile değil sinema:)
...
zaman yaklaştıkça biraz heyecanlanıyor ve kaygılanıyor olsam da belli etmemek için çok büyük çaba harcıyorum.Soranlara;heyecan yok,panik yok,huzur üst seviyede.Her şey yerli yerinde gibi davranıyorum.Çünkü ben etrafımda enerjimi düşürecek hiç kimseyi istemiyorum.Ben ne verirsem onu alırım ki kalbimin en içine sokarım onlardan gelecek enerjileri.Tüm eksiğimi kapatır,yenilenirim sevdiklerimin bakışlarıyla.Yani kısaca ben bugünlerde hiç doğru düzgün cümle kuramıyorum.Zaten iyi yazabilen biri değilim ama bugünlerde hepten karmakarışık cümleler çıkıyor zihnimden kaleme.Affola efenim...Telafisini yaparız evelAllah...




19 Aralık 2013 Perşembe

Radikal Değişim




Hayatımın en pozitif günlerini yaşıyorum.Arkamı dönüp de geçmiş günlere baktığımda ben bile şaşırıyorum kendime.Herkese gülümseyen,hatta sırıtan,anlayışın fazlasını gösteren,pek sevimli bir kız oluverdim son 1 ayda.Yoruldukça sevimlilik yapışıyor bedenime sanki.Üzüldükçe,endişelendikçe daha bir pozitif oluyorum.

Evet zaman daralırken biraz asabileşiyor ve gerçeklerle yüzleştiğim doğrudur.Ama yine de normal bir insandan beklenen tepkilerin altındayım biliyorum.Baş ağrısıyla kıvranırken telefon çaldığında gülümseyerek açabiliyorum.Dün üç arkadaşım da arayıp sen bizi kandırıyorsun bu kadar iyi olamazsın dediler. İyiyim dedim inandıramadım.Evet dedim hepinize aynı ses tonunu ayarladım.Kim arasa aynı tondan konuşup rolümü tekrarlıyorum.

Günler geçtikçe,daha asabi  ve fazlasıyla alıngan oldum ben.Hamile bir kadının hormon seviyesindeki artış misali,değişiyorum an ve an.Allah kısmet eder de bu ameliyatı olmama engel çıkmaz ve yatarsam o masaya,hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.Hayata aynı pencereden bakamıyorum şuan bile.Herkes gibi boşa hüzünlerim olmadı benim.Hayatın farklı telaşları içinde çırpındım durdum.Bir çok hastalık ve ameliyat olunca insan,gerçeklere daha yakın oluyor inanın.Ama şimdi her şey bambaşka.Hayat çok farklı akıyor eksenimde.Ve eğer tüm planlar işlerse tıkır tıkır,hastaneden yeni bir ben ile çıkacağım. Değerlilerim bin kat,milyon kat değerli olacak ama hayatımdan ayıklamak zorunda kaldığım insanlar içinde üzülmeyeceğim kesinlikle.Önce ben diyenlerle,benim varlığım eş değer olmayacak kesinlikle.
Hayat iş yorgunluğundan,soğuk algınlığından ibaret değil efendim.Olmadı hiç bir zaman siz öyle sandınız.Gerçekleri farkına varıp sevdiğiniz insanları kaybetmemek için özveride bulununuz.Siz başkaları kadar güçlü olmayabilir ve yanınızda gün geldiğinde o birilerini görmek isteyebilirsiniz. İşte o gün gelme ihtimaline karşın siz yine bencilliğinizi önde tutarak dünyanıza daha geniş bir pencereden bakın.Önce ben demeyin ki sonra sadece siz kalmayın zorlukların tam ortasında.

...
Bugün işime tatil verdi.Her yıl ocak ayının ortasından mart ayının ortasına dek yaptığımız tatil bu yıl hastalığım sebebiyle erken başladı.Biliyorum beni düşünüyor patronum,biliyorum huzurum için elinden geleni yapıyor ama yine de kalbini kırmaktan geri durmadım bugün.Üzüldüm işte bu erken tatile.İçim cız ediverdi bir anda;sanki çok çalışabiliyor muşum gibi son günlerde...
...
Yaklaşık 13 yıldıruzun saçlı biri iken,bugün  boynu açık halde küt kestirdi isem(50 santim kadar ), verdiğim kararları kendim bile sorgulamam.Bazen insanlar radikal değişimler yapmalılar.Ya da yapmak zorunda kalabilirler. Dilerim zorunluluklar hayatınızdan her daim uzak olur da siz seçimlerinizle yaşarsınız...




18 Aralık 2013 Çarşamba

Dost İle Sınanmak...

Bu ameliyat işleri beni tuhaf bir insan yaptı.
Her şey iyi güzel,gayet keyifle koşturuyorum hazırlıklara ama en ufak bir şeye sinirleniyor,,birilerinden ilgi bekleyip göremediğimde üzülüyorum.İlgi sevmeyen bir yapıya sahibim ben.Annem diyor ki kızım iste,kullan beni bu süreçte.Nasılsa sonra yapamazsın sen.Yine de onlar üzülecek diye içim gidiyor.Kimse benim yüzümden asmasın yüzünü diye çabalıyorum.Ama kardeşim benim deyip de ameliyat olacağımı öğrendiğinde geçmiş olsun diyenlere üzülmeden edemiyorum ben.Tamam ben iyiyim bana hiç bişicik olmaz ama kalbimden düşen parçaları tutamıyorum şu sıra.
Kimin için ne kadar değerli olduğumun sağlaması değil bu.Büyük sınav öncesi hazırlıkta,sinirlerin yıpranması sadece.Farkındayım her şeyi.Biliyorum hassaslaştım iyice.Ama yine de bir geçmiş olsundan fazlasını hak ediyorum bazılarından.Birine anlatırken bana değer verilmesi değil de,benim canım yanarken seninkinin de yanması önemli işte.Hiç bir zaman takmadığım şeyleri takar oldum bu günlerde.Anla yahu anla işte,ihtiyacım var sana.Çok zor mu bunu görmek.Çok mu zor enerji alanıma girmek. Yoksa iş yoğunluğunuzdan daha mı az yer kaplıyorum,bilemiyorum.Şu sıra ben kendimden çok, dost yakıştırması yaptığım bazı  insanları tanıyamıyorum.
Ve ben ruhumu tazelerken,bedenimdeki değişikliklerle beraber,hayatımdaki insanların yerlerini de değiştirmeyi düşünüyorum.! 

Hayat Bu Ya...

Son günlerde hayatımın en keşmekeşli günlerini yaşıyorum.Ben gibi tıbbi bilgisi yüksek bir hatun,bu günlerde korkuyor ara sıra.bir çok hastalık yaşayıp da güle oynaya ameliyata giren ben,doktorlardan önce koymuştum teşhisimi.bunun netleşmesi ve tedavi edilebilmem için uğraşıyordum uzun zamandır.Her Allah'ın günü hastanelere gidiyor kimi zaman aynı gün 2 farklı hastanede 3 farklı doktora görünüyordum.güçlü görüneceğim ya hiç bir şey yokmuş gibi davranıyor gizliden gizliye olabilecek tüm tehlikeleri araştırıyordum.Bazı doktorlar anlamazken durumumu,anlayanlar ilgilenmek istemeyip büyük hastanelere gönderirken beni,korkmadım desem yalan olur.İçimde fırtınalar koptu.Hem de ne fırtına.Tek damla gözyaşı dökmedim ailem ve dostlarım adına.Biliyorum ki ben üzülür isem onlar yıkılırlar.Ben biliyorum tıbbı,ben biliyorum beni.Ama onlar sadece duyuyor ve anladıklarını zannettikleri kadarı ile biliyorlar durumu.Duygu güçlüdür diyorlar ama içten içe bunu nasıl kaldıracak diye de kendilerini hırpalıyorlar biliyorum.sırf bu yüzden gözlerimde biriken yaşları salık veremiyorum ben.Açılan telefonları,ölümcül baş ağrılarıma rağmen kahkahalarla kapatmaya çalışıyorum.İnanmıyor çok yakın arkadaşlarım,ailem gözlerini ayırmıyor gözlerimden.Her adımımda bir çok göz takibimde biliyorum.doktorlara kafamda sorular hazır gidiyor,bak şimdi gör bunu söylerse nasıl öyle olmadığını anlatacağım diyorum anneme.Ve maalesef dediğim gibi de oluyor.Benden daha iyi bilmiyorlar benim hastalığımı.Çırpınıyorum sadece,sonuçta onların söyleyecekleri yanlış da olsa kayda geçiyor,benim bilmiş olmam önemsiz kalıyor.
Daha geçen hafta söylemiştim dostlarıma ve aileme.Beynimde sorun var biliyorum diye.İlaç tedavisi olmayacak bence,ameliyata gidecek iş dediğimde,içini karartma,ameliyatta nereden çıktı durduk yere gibi cümleler duyuyordum.tek isteğim,beni anlayan bir doktor bulduğumda verilecek karara,onları alıştırmaktı.
Ben hazırdım.Hazır olmasam da onlar kadar yıkılmazdım. Ama onların hazırlanma süreci uzun sürebilirdi ve benim durumum çok ciddi ve acildi.
Gün bugünmüş.29 yılda ilk defa beni anlayan,üstelik anlatmadan...Bir doktor buldum kendime.Tabi ki tesadüf değildi yine.Gitmeden önce araştırdım referanslarını ve tıbbi bilgilerini.Burnundan kıl aldırmayan bir adam olsa da kendisi,her şeyi ben bilirim dese de onu bulmamın tesadüf olmadığını,benim de bu işi bildiğimi ifade etmekten geri durmadım.Şimdi ona yenik düşüp susarsam,sorularıma cevap vermeme lüksüne sahip olabilirdi.
Dilim döndüğünce anlatıp kendimi,sordum aklımdan geçenleri.
Sen zaten biliyorsun diye başlayıp bir çok cümlesine,anlatı güzelce olabilecekleri.
...
İlk bu teşhisden şüphelendiğim an aklıma bir tek şey geldi.İsyan etmedim asla.Edemem,hakkım yok buna.Yaradan verdiyse bunca derdi,beni şanslı kıldığındandır bir çok kulundan.
doğarken ölmek de vardı bu hastalıktan,ben 29 yıl "sağlıklı" bir şekilde yaşayabildiysem, ne haddime idi,ona isyan etmem.Ama bunun altından nasıl kalkacağım diye düşündüm bir an.Bu sınav biraz zor be Allah'ım dediğim oldu yalan yok.Ve bir de daha erkendi dedim içimden.Benim yapmak istediklerim vardı diye geçirirken içimden tek bir hayal geçti zihnimden.Sonra toparladım kendimi.Nerede kaldı senin inancın dedim.Sen daha mı iyi biliyorsun ne yaşaman gerektiğini.İsyan mı ediyorsun yoksa alttan alttan...
Tövbe Allah'ım...Aklımdan bir an için bile geçirdiğim düşünceler için Tövbe...
...
Bugün,daha dün başladığım makalelerime ara vermek zorunda kaldım,baş ağrılarım sebebi ile.Öyle de keyif alıyordum ki ama düşündüm haftaya ameliyat olursam zaten kalacaktı uzunca bir süre.
Kısmet değilmiş,kelime uydurarak para kazanmak...Belki de hiç kısmet olmayacak yeni sezonda aynı işte çalışıyor olmak...Bilmiyorum ki ne zaman toparlayabilirim kendimi.Bilmiyorum ki ne zaman normal hale gelebilirim.
...
Bu gün çok korktum.Yine baş belası MR makinesinde tam tamına 50 dakika boyunca ayaklarım titreyerek iki kolumda kasılmış halde kaldım.Öyle zayıfım ki bu konuda,ameliyata girerken,birazdan yanınızdayım diyen ben,mr a girerken radyoloji katını seferber ettim,annemi yanıma alın lütfen diye.Bacağıma dokunsa yeter.Bir şey olursa o fark eder diye.
Öyle de oldu.Radyasyon tehlikesine karşı ben bencillik edip kadıncağızı yanı başımda tuttum.Şükür ki çok zor olsa da bitti bir çekim daha.Şimdi akımdaki tek korku,saçlarımın kaçta kaçının kesileceği,ameliyat sırasında.Ben onlarsız ne yaparım yahu...
Saçlar bir yana da dostlarım olmadan yaşayamam asla.Sanki beni çekmek zorundalar,ne zaman başım sıkışsa bir mesaj atmalıyım hiç yoksa onlara. Mr'a girerken mesaj atılır mı yahu,ben ameliyat olacağım bunun için mr a girmem gerekiyor az sonra diye bir not düştüm sevdiğimi söylediğim dostlarımın yüreklerine.Korkuttum onları,kendi bencilliğim ile.
Neyse yani sonuç olarak bir kaç tetkik daha kaldı tamamlanması gereken.Henüz ameliyat günü alınmadı ama haftaya olur diye düşünüyorum. Çok araştırıyorum,çok sorup tartışıyorum.Eğer doktorum benden bıkıp,odasından kovmaz ise,her şey de yolunda gider ise sağlığıma kavuşup devam edeceğim hayatıma.Dilerim ben yine eskisi gibi pozitif olabilirim.Dilerim;yardıma ihtiyacı olan çocuklarım için,ailem için,dostlarım için ve aklımdan geçen tüm hayallerim için hayata aynı şevkle devam edebilirim.
Olur da aksilik bu ya;bir şeyler ters gider ise dilerim iyi hatırlanırım aklına geldiğim kalplerde.

Ve bir de düşünüyorum da; ben dostlarımı nasıl telkin edeceğim yaşanacaklara...:)





16 Aralık 2013 Pazartesi

Ey dost,Geceme Doğar mısın (!)



Biraz ağlamak iyi gelecek sanırım.Keşke bunu bir dost omzunda yapabilse idim.Ama beceremezdim.Gözyaşlarımı saklamak pahasına sarılmayı bile reddederdim... Halbuki bir bankta otursam,üşüdüğüm için sarılsam, senin enerjinle gökyüzü kuşaklar oluştursa rengarenk;kamaşsa gözlerim. Ruhumda güneşler açsa...
Tahmin edemezsin bu ara ne kadar ihtiyacım var sana. Ey dost... Gel ve sarıl bana. Ne olur izin ver omuzlarında ağlayayım, aksın içimdeki zamana yenik düşen yorgunluğum... Ey isimsiz dostum gel ve sarıl bana... Ben bu gece ağlamak istiyorum senin kollarında...

Boyutsuz Aşk




Uzun zamandır planlanan bir doğum günü partisiydi bugün eyleme dökebildiğimiz.Üç kafadar can yoldaşıyız biz.Sinem,Zehra ve bendeniz.Allah bozmasın pek iyi anlaşır,çokça da severiz birbirimizi.Kimileri dost der bu ilişkinin adına kimileri kardeşlik.Biz bazen kavram bulamıyoruz aramızda.
...
Bugün 6 kişi toplandık Altuntop ailesinin evinde.Herkes eşini buldu.Çok keyifli bir gün geçirdik sabah saatlerinden akşamın karanlığına dek süren.Sinem eşi ile Zehra biricik aşkı ile birlikteydi.Benim partnerim ise hepsinden güzel hepsinden özel idi.Aşk tanımı en güzel ona yakışıyor kimse kusura bakmasın şimdi.
O öyle bir erkek ki,ilgilenmesen açıkça söyler senden beklentisini.Neden benimle ilgilenmiyorsun diye sorup sitemlerini belirtti mesela en hazırlıklarla cebelleştiğim anda.
Konuşup anlaştık hemen.Kandırması kolaydır onu.ama kısa süreli değil kalıcı çözümler bulmalı ve ikna etmeli.Yoksa soğur sevdiğinden de bir daha geri gelir mi sevgisi bilinmez ki.
İnsan hayatında kaç kez karşılıksız ve beklentisiz sevilebilir ki.Bunun ne demek olduğunu yaşamadan anlayamıyoruz maalesef.Gözlerinin içine baktığınızda pırıl pırıl parlayan bir çift göz sizi süzmekte ise o an.Siz konuşurken,yemek yerken,yürürken,dalmış iken bambaşka hayat hikayesine,onun gözleri sizin tam üzerinizdedir bazen.
Önemsememek değil de ilgi göstermeyi ihmal ettiğiniz zamanlar olabilir kendisine.Bir başka iş daha önemli gelebilir o sıra yetişmesi gereken.Bunu anlatmalısınız ona,kırılmasın diye size.Her ne kadar karşılıksız sevse de,kırılmamalı kalbi.Yoksa affetmesi zor olabilir bir hayli.
Sevgisi öyle büyük ki  benim dünyalar güzeli aşkımın.Kimseyi gözü görmez,aldatmak nedir bilmez içinde beslediği sevgiye.6 kişi içinde gözleri bulur da beni,alıp götürmek ister herkesten ayrı bir ortama.Gel film izleyelim bahanesi ile bana ilgi göster demesi eşittir birbirine.
Anlarsanız onun dilini,iletişimde sınır olmaz aranızda.Sınırsız anlaşan insanlarda ise sevginin boyutu tartışılmaz asla.
Bir insan bu kadar mı sever şimdi yani.
Bu kadar mı ayrı tutar sevdiğini.Bu kadar mı hissettirir de,mutlu eder yani.Biliyor sevildiğini ondandır belki de bu beni ayrı tutuşu.
Kalbimden ona doğru koskoca bir sevgi yumağı taşıp gidiyor bilinmez bin bir kanaldan akarak o kocaman yüreğine konuveriyor.Bir kere aktı mı sevgi silinmiyor işte.Ne yaparsan yap herkesten,her şeyden ayrı tutabiliyorsun.Ayrıştırılıyor o güzel kalpte nice sevgiler arasında farklı bir kalıba sığdırılıyorsun.
Onu sevmeyen mi var,elbette etrafındaki herkesin gözlerini kamaştıran bir can o.Lakin kaç kişi kaç kez sevse onu,o okyanuslardan derin yüreğindeki o en anlamlı duyguyu bana vermeyi tercih ediyor.
Böyle olunca katmerleniyor sevgim,ilgim,alakam ve katlanıyor onunla geçirdiğim zamanki neşem...
Yani demem o ki; ne Sinem'in eşi,ne Zehra'nın sevdiği adam...Benim beni en az benim onu sevdiğim kadar seven varlık...Yüzü güneşten parlak,ruhu çırılçıplak,aklı,fikri,zikri duygularından yansımayla dosdoğru akan...
Kimse kusura bakmasın ama benim bugün ki partnerim,arkadaşım,canım,tatlım,teyzesinin birtanesi,Duygu'sunun arkadaşı, çok daha tatlı,çok daha sevimli ve sevgili...Aşk tanımı en güzel ona yakışır pek tabi ki.
Haktan bugün beni bir kez daha özel hissettirdi.O güzel kalbindeki yerimi baki tutmak için teyzesi neler yapmalı bilemedi.En kısa zamanda bir 3 boyutlu film izlemeliyim onunla içimde kaldı ama onun deyişiyle fark etmez yani,başka bir boyutta olabilir.Yeter ki birlikte olalım biz Haktan'ımla...
Ne de olsa bambaşka bir boyutta yaşıyoruz aşkımızı. :)
...

14 Aralık 2013 Cumartesi

_Miş Gibi


Eksiğim bu aralar.Sanki bir kolum yok_muş gibi.Bir ayağım kesil_miş veyahut beynimin bir parçası yerinden sökül_müş gibi.
Ve eksikliğimin en önemli nedeni,sanki tüm duygularım bedenimden alın_mış gibi hissediyor oluşumdur belki de.
Bu da bir koruma mekanizmasıdır aslında;yenik düşmemek için zamana.
Geçecek mi?
Hayır bu sefer geçmeyecek.Geç_miş gibi yapmayı öğreneceğim.Bunun için neye ihtiyacım olduğunu çözer isem,geçmiş zaman eklerinden,gelecek zamana eklerine geçebileceğim.
Geç_miş gibi yapabileceğim...

13 Aralık 2013 Cuma

Asık Suratlı İnsanlar Çabuk Yaşlanırlar

Zor zamanlar vardır insanın hayatında.Hayat enerjisini düşürecek konular gündeme gelir.İşte o an bazılarımız kendimizi düşünüp üzülmek yerine,ailesini,dostlarını düşünüp dik durmayı seçer.Çünkü onlar zaten sizin yerinize yeteri kadar endişe duyarlar.Roller değişir.Siz onları avutmak,ayakta tutmak zorunda kalırsınız.
Bugün onlar iyi olsunlar ki,yarın sizin piliniz bititğinde yanı başınızda beliriversinler...

Ben hanemde,çevremde,yüzü asık insan görmeye tahammül edemeyenlerdenim.Çocukluğumdan beri bu böyle.Kim ki benim yüzümden asıyorsa yüzünü,ben derdimi unutur gülümsetirim onu.Ben nasıl ki dayanıyorsam sırtımdaki "yük"e,hayatımdaki sınava,beni tanıyanlar hiç bir şey yok muş gibi yapabilmeyi öğrenecekler mutlaka.
Ama tabi o arada azıcık agucuk-gugucuk yapsalar,hayallerime yenildiğimi unutturmak adına güzel cümleler sarf etseler hiç fena olmaz.
Sahi benim hayallerim vardı geleceğe dair.Çok erken değil mi,şimdi bu kış mevsimi.yüreğim üşüyor,kalbim sıcacık iken beynim buz tuttu.
Yaz gelse çözülse damarlarımdaki kan,aksa beyin sıvım kalbime doğru.Ben şimdi düşlemeye korktuğum hayallerimin gerçek olduğunu görebilsem huzurla...

Yani kısaca;herkes gülümsemeli hayata.Ben etrafımda asık suratlı insanlar görmek istemiyorum.Sonra alnınız kırışacak,dudaklarınızın kenarlarında çizgiler oluşacak,ben gencecik bir kız iken sizler çabucak yaşlanacaksınız.Aramızda beden farklı zaten ebedi...Bir de asık suratlılığınız yüzünden yaşlandırmayın kendinizi...

Kapa Gözlerini,Aç Yüreğini...!

Huzur bulmak için sebeplere ihtiyacımız vardır bazen.İçimizde saklı olandır aslında ama bilmeyiz görmeyip,hissetmeyince.Dokunulmaz da kendisine...Her kalbin hissetmesi gerekir huzuru.Ondan eksik olan, hayattan geri kalmışlığın pençesindedir.Zamanı yakalamak için para ya da başarıya gerek olmayabilir.Kişinin iç huzuru her şeyden önemlidir.Ve bu huzur,siz bir şeyler yapmak istediğiniz halde elinizde olmayan imkansızlıklardan dolayı uçup gider avuçlarınızdan.
Bir bakarsınız çok uzaklardan bir ses...Aralanır parmaklarınız,o sesin ahengi ile.Avuçlarınız açılır,tam ortasına bir parça huzur bırakılır.Yüzünüzde gülümseme oluşmadan evvel kalbinizin kıpırtısı şehirler hatta ülkeler ötesinden görülür hal alır.Sevildiğinizi öyle bir hissedersiniz ki,peşi sıra gelir size huzur esintileri.Kıymetli olduğunuzu anımsatır bu anlar.Dileğinizin ne kadar çabuk gerçekleştiğini görmeniz şöyle dursun,ne güzel insanlar biriktirdiğinizi fark etmenizi sağlar.Hep bir ağızdan,kalbinizden geçenin avuçlarınıza seslenişini duyarsınız.Ilık bir huzur esintisidir kalbinize bırakılan.Siz dilediniz,sizi seven dostlarınız duydu sesinizi.Ve açtılar umarsızca dualara kilitlenmiş parmaklarınızı.Önce avuç içlerinizi ısıttılar nefesleri ile ardından kalbinize bir yol açtılar kendi gönüllerinden öte.Şehir,ilçe,ülke fark etmeksizin gönderdiler size olan değerlerini,sevgilerini,güvenlerini.Bir anda ısınıverdi kendi yüreğinizle beraber çok sayıda minik kalplerin bedenleri.
Ne kadar doğru bir iş yaptığınızı hissettirenlere mi sevinmeli,ne kadar güvenilir olduğunuzu hissetmenizi sağlayan minik yüreklere mi teşekkür etmeli.
Meğer hala umut varmış hayatta. Hâlâ aşık olunabilir ,hâlâ birilerine güvenilebilir de mutluluğunuz için özveride bulunulabillirmiş.
Hani cennet annelerin ayakları altıntadır ya;bazen çocukların ayak altları da cennet kapılarını açabiliyor güzel yürekli insanlara.Ve siz sırf onlara kalben bağlı olmakla cenneti koklayabiliyorsunuz umulmadık zamanda.
Şimdi avuç içlerimi açıp Yaradan'a teşekkürlerimi iletirken tüm çocuklar adına;bir de isteğim var bu mübarek gün hürmetine.İmkansızlılara inanmayan ben bugün bir kez daha anladım güzel günlerin ve elimde olmayan her şeyin gelip beni bulabilmesinin mümkün olabileceğini.
Gülümse hayata.En olmadık zamanda bile aç kalbini de doldur güneşi içine.Sen parla ki,aydınlat hayat çemberindekileri.Sonrası...Gelsin huzur esintileri....Gece olduğunda kapanan gözlerin değildir o vakit.Güneş gibi eşsiz varlıkların parlaklığıdır  gözlerini kamaştıran.Uyu ve dinlen..Yarınlar daha parlak,daha canlı,daha umutlu,daha faydalı olacak.
Hayat istediklerini sana vermek için beklerken,sen de ondan kalbini dolduran hüzünlerini alması için dua et.Ve gelmesini istediğin ne varsa gönlüne sırala bu geceye.Ne malum yarın avuçlarını doldurmak için sıraya alınmayacakları.Kapa gözlerini,aç yüreğini.Uyu ve dinlen...Yarın senin ondan beklediğinden fazlasını istiyor senden...

12 Aralık 2013 Perşembe

Yaşlandım mı Ne ? !

Büyüyorken ben;eski inadımdan eser kalmadı artık.Kim ne dese kafa sallar,uyumlu hale geldim.Büyüdüm mü,yaşlandım mı bilmiyorum ama pek muhalefet etmek gelmiyor içimden şu sıra.Kendimi ifade edip,kenara çekilesim var.Sadece izlemek istiyorum çevremdekileri ve kaderimin bana getireceklerini.İnsanların bir şeyleri yoluna koymak için verdikleri mücadeleyi mesela.Uğraşma diyesim geliyor,nasılsa Allah biliyor şekillendireceği hali.Sen de öğreneceksin yakında,sabret ve tevekkül...Bekle...Umutla...Sabırla...Üzülme boşuna.Seni Yaradan üzül,kahrol diye getirmedi dünyaya.Eğer sen bir yanlışlık görüyorsan bu işte,bakış açını değiştir önce.Bardağın dolu tarafından bakarken,kendine güven ve sağlam tut elindeki değerleri.
İnsansın,üzülebilirsin elbet.ama toparlanmayı da bilmelisin.Çünkü sen hayatın ta kendisisin.Sen nasıl düşünürsen,hayatın o yönde şekillenecektir.

Velhasıl_ı kelam;üzülmeyi erteledim ben.Anın tadını çıkarıyorum sadece.Hayatı ciddiye alanlara ise gülüp geçiyorum.Gerçekler senin gördüklernden ibaret değil ki demek isteyip,sadece tebessüm ediyorum.Geçer...Her ne yaşıyorsan geçecek...Bundan öncekiler gibi bu da bitecek.Üzülme,sinirlenme kendine verilen değeri azınsama.
Her nedendir bilmem bu ara pek bir iç dünyama dönmüş durumdayım.Sanırım yazının başında da yazdığım gibi,ben artık yaşlanıyorum.Oysa henüz büyümemiştim ki.Yaşlanmak için çok erken...Yaşayacak çok güzel günlerim olacak...Küllerimden yeniden doğmayı dilerken,yaşlanıyor olmak bilmem ki ne kadar sevinilesi...Yine de geç kalmadan tadına varmayı bilmeli.Nihayetinde bu zaman bile geçici...

11 Aralık 2013 Çarşamba

Özlemin Kokusu





Onun nefes almadığı bir şehirde kokusunu duyarsın.Sanki yüreğinden bir parça göndermiştir yanına;dudaklarında tebessüm,ruhunda kıpırtı olsun duasıyla...


Benim Dünyam




"Benim Dünyam" filmine gittim bugün.Öncesinde zor zamanlardı geçirdiğim.Ve ardından yapılacak en güzel şey bu filmi izlemek oldu.
...
Annemle beraber doktorun ağzından çıkacak cümleleri bekliyorduk ki,iki dudak arasından istenmeyen cümleler dökülüverdi.tıp dilindeki adı ile teşhisi bize söyledi.Annem anlamadı.Ben şaşırdım.Anlayabileceği şekilde doktor anneme,gördüğü problemi anlattı.O an annemin yüzünün rengi kırmızı ile mor arası bir hal aldı.Şimdi ne olacak peki diye sordu doktora.
Hemen benim bilgiç tavrım girdi devreye.Doğumumdan bugüne geçen zamanı kısaca özetledim oracıkta.Gördüm ki doktorum yaşamış olduğum hastalık hakkında pek fikir sahibi değil.dolayısı ile koymuş olduğu teşhisi irdeleme ve kabul etmeme hakkımı kullandım.O öyle değildir de şöyle olabilir mi şeklinde karşılıklı konuştuk.Sen benden daha iyi biliyorsun bu konuyu.Teşhisimizi netleştirmeden önce bir başka göze ve Beyin Cerrahına daha görünelim,sonra netleştirelim dedi.Fikrinden vazgeçmedi,koyduğu teşhise güvenip güvenmediğini açıkça sordum.İhtimal veriyorum,emin değilim yanıtını alınca bir an durdum.
Yeni bir göz yani 3. defa...Ve bir de beyin cerrahı çıktı başımıza.Tahmin edilen problemin oluştuğunu düşünmüyorum beynimde lakin baş ağrılarımın tedavisi hala yapılmadığından koşturacağım mecburen bu işin peşinde.Her şey netleşmeden tedavi yapılamıyor çünkü.
Eğer öyle ise bile bunu netleştirip acilen tedaviye başlanmalı,ilerlemeden,hayati risk oluşturmadan.
bu süreç yıpratıcı bir süreç.Aile içinde düşünceye,şimdi ne yapacağız peki lere giden bir süreç.Ameliyat olursa ne olur,olmazsa ne olur.Acaba sorun nedir şeklinde sorular dönüyor hanemin içinde.
Ben mi;ben ise gözlerimden yaş gelircesine gülüyorum sudan sebepler bulup kendime.
Gayet iyiyim elbette.Ben kötü olursam,ben yenilirsem bugünlere,nasıl anlatırım kendimi de nasıl bu işi gerçekten bilmeyen,tam hakim olduğuna kesinlikle güvenmediğim doktorlara kendimi anlatabilirim ki.
Ben kendi teşhisimi kendim koyamasam da doktorları yönlendirmek zorunda olduğumun bilincindeyim.
Çünkü ben özel bir hastayım.Pek fazla insanın karşılaşmadığı bir sorun yaşıyor,tıp derslerinde yeni yeni öğrenilen bir hastalıkla yaşıyorum.Dolayısı ile benim 29 yıllık bilgim tıptaki bir kaç yıl ders kitaplarında verilen konu anlatımını bastırıyor.
Adını bile bilmeyen doktorları hiç saymıyorum bile.,
Tüm bunları yaşarken ben yenilmek şöyle dursun,üzgün değilim kesinlikle.
Ben çok şanslı bir bireyim öncelikle.Ve farkındayım Yaradanın bana bahşettiği bu ayrıcalığın.Örnek bir hastayım ben tıp adına.Zamanında öğrencilere üzerinde ders verilen canlı manken misali uygulamalar yaptırılan çocuğum.Gelişimim,hastalığım hakkında bilgi sahibi olan doktorların akıl erdiremeyeceği kadar olağan üstü.Ben "imkansız" denileni başarmış insanım.Yaşıyorum en başta ve sağlıkla.Benden beklenmeyen olağan üstü bir sağlıkla.Hem psikolojik hem de fiziksel sağlığım yaşamış olduğum hastalığın insanlar üzerinde görülen etkilerine aykırı.Yani ben tam da "Benim dünyam" filmindeki insanım aslında.Hayat farklı aileler kıyaslanmayacak ölçüde.Lakin hayata bakış açısı değiştiriyor her şeyi.İmkansızlık kelimesi ile tanıştırmamış ailem beni.Okuduğum okullar,aldığım eğitimler,sosyal hayatım,özgürlüğüm hepsi bir yana da en başta öz güveni aşılamışlar bana."Ben bir bireyim ve istersem her şeyin altından kalkabilirim."Bunun aksini hiç bir gün düşünmedim.
bugün de düşünmüyorum.Daha sonra da düşünmeyeceğim.benim yaşayacağım her şeye sabrım ve sükunetim var.Olasılıkları biliyorum ama kabul etmiyorum.bugüne kadar yaşadığım hiç bir sağlık sorununu kabul etmediğim gibi.Onlara yenilecek kadar çok zamanım yok benim.Hayata sadece bir taraftan bakabilirsiniz.bu da sizin seçiminiz.Ben pozitif olmayı seçtim.Zor olan hayatımı bu şekilde çok kolaya çevirdim.
Yani demem o ki;film güzeldi.Beklentisi yüksek biri olarak,beklentimi karşıladı.Herkes kendi hayatından bir şeyler bulmalı bence.İmkansız dediğiniz ne varsa,yenik düştüğünüz her ne sebebiniz olduysa bunu tersine çevirmek sizin elinizde.Önce siz kendinize inanın.Siz hayatsınız.Hayat sizin ışığınız.
İmkansız kelimesini hayatınızdan çıkarın,kalbinizde yanan ışığa gülümseyin...






9 Aralık 2013 Pazartesi

Yersiz Huzur

-Nerede kaldın sen,yoksa vaz mı geçtin gelmekten, dedi.
*Hayır 15 dk sonra yanındayım,trafiğe takıldım,dedim.
Geç kaldığımı anladım ki koşarak yanına vardım.Hava soğuktu,üşümüştü.Kendimi suçlu hissettim.Hasta olursa sebebi bendim.
Öyle çok köpek vardı ki bugün Kadıköy'de.Korktum.Burada daha önce hiç bu kadar köpek görmemiştim.
Yanımdan yürüyordu.Korktuğumu anlayınca daha da sokuldu.Nedendir bilmem güvende hissettim bir an kendimi.Bir yanımda o vardı.Diğer yanımdan korktuğum o sevimli hayvanlar geçiyordu.
-Koluma girmek ister misin dedi.
Sol kolunu hafifçe bana doğru uzattı.Yolun geri kalanı onun kollarında tamamladım.İçime huzur aktı.Kadıköy'de, bugün, onlarca köpeğin arasında, sanki sadece ben ve o vardı.


Hayaller Gerçek Olsa




Hani ben şimdi bir hayal kursam;korkuyorum gerçek olmasından...!
Ya mutlu olursam...
...



8 Aralık 2013 Pazar

Hayatla Yarış;Huzura Varış...



Karanlık günlerin ardından güneş doğdu bugün kalbime.Dün alamadığım nefeslerim bugün yavaşça giriyor ruhumun ta içine.Kendimle büyük bir mücadeleye girmiş,yenik çıkmış olsam da,huzuruma kavuştuğum için mutluyum.Biliyorum zor günler bekliyor beni ama olsun.Bunu atlattım ya,diğerleri geldiği gibi gider evelAllah.

Tüm bunlardan bağımsızca aklıma takılan bir soru var şimdi,cevabını hayat ne zaman verir acaba.?

................
İnsan bazen sanıldığı kadar güçlü olmadığını anladığında kızıyor kendine.Kızmak değil aslında acıyorsun,herkesin gıbda ile baktığı gücünün yerle bir olduğunu farkettiğinde.Bu musun sen diyorsun,aslın bu mu senin.Bu kadar mısın yani.Olmamalısın.Böyle anlaşmamıştık...Toparlanmalısın...Sil gözyaşını,hız kesmeden gülümsemeye devam en ruhtan,en derinden.


not:yazı yarım kaldı sanki.Tıpkı bugünü tamamlayamayan ruhum gibi.Yaparız bir ara telafisini:)



Korkunun Gözyaşı

Bitti_m...
Mis gibi pazar gününde baş ağrısına teslim ettim kendimi.Gözden akan iki damla yaş ile temizledim korkumu.

Seçim...

Ve yaşam;ensene hafifçe üfler...
Ilık nefesi hissettiğinde kıpırdayamazsın.Ne yöne dönsen sanki saracak boğazını,orada can verecekmişsin gibi gelir.
Bazen heyecandır enseye üflenen,bazen endişe,ya da korkunun ta kendisi.Her biri,sessizce geldiğinde kalakalırsın yerinde.Alışmak zaman alır,tabi zaman tanınırsa bedenine.
Korkuyla harmanladığın heyecanını baskılayabilirsen,hiç bir şey yokmuş gibi de yapabilirsin.Ensendeki nefesi yok sayabilmek, ruhunun esiri olmaktan men edillmendendir.
Bu seviye yaşamdan aldığın tatları silse de damağından,dik duruşa hoş geldin.Yenilmezsin kolay kolay.
Ensendeki nefes hangi duyguyu üflese sana,olduğun yerde karşı koyabilirsin ona.
Seçim senini,insan_ca mı yaşamak istersin,güçlü mü olmak tercihin?


Güç_süz(!)

Biliyorum böyle olmamalı.Ama elimde değil.
Herkesin gıpta ile baktığı güçlü duruşuma yenilen 2 şey var hayatta.Maalesef her defasında yeniliyor,bahis onlar olunca yerlerde sürünüyorum.
Ama biliyorum olacak ile öleceğe çare yok.!
Avuntu arıyorum,bulacağım...İnanıyorum. Hâlâ kendime bir yerlerde sakladığım inançlarım var benim.Kimse yadırgamasın ben aslında her şeyin altından kalabilecek güçteyim.Lakin zaaflarımı yenemeyecek kadar da güçsüz biriyim.

5 Aralık 2013 Perşembe

Son Günlerde

Taa Gebze’ye yakın oturan ben kendimi İstanbul’da oturuyor kabul ediyorum hala.Daha doğrusu öyle sanıyordum bu haftaya kadar.
Öyle bir koşturmaca içindeyim ki evimi otel olarak kullanıyorum diyebilirim.Ve bu süreçte çalışıyorum da ama gündüzler gece oldu bana.Gecelerim aydınlık da gündüzlerim yorgunlukla bulanmakta.
Neden derseniz tam da böyledir sebeplerim;
Sabah Kartal Devlet hastanesine gidip oradan dönüşte saat 16 da girmem gereken fizik tedavi için evime yakın hastaneye gelip saatimden önce giriyorum ki tekrar tekrar evden çıkmam gerekmesin.Akşam üstü iş saatim bittiğinde bozuk olan bilgisayarımın yerine yenisini almak için arayışlara giriyor arıyor tarıyorum.Ertesi gün sabah erkenden fizik tedaviye gittiğim hastanedeki göz doktoruna gidip işim erken bittiğinde fizik tedavi bölümüne de uğrayıp eve dönüyorum.Oturuyorum işimin başına.Akşam yine bilgisayar bulma çalışmaları.Tabii ben gittiğimde bilgisayarcım kapanmış oluyor bazen dönüp geri geliyorum ki ağlayacağım sanki yolda yürürken.
Bir sonraki gün yine sabah Kadıköy’deki ayakkabıcıma gidip bir haftadır çağrıldığım provaya iştirak ediyorum.Ardından yine dönüşte fiziktedaviye girip ve işimin başına dönüyorum.Sözde ben her gün 16 da gidecektim tedaviye ama diğer işlerimi hallederken canım çıktığından dönüşte uğrayıveriyorum 1 saatliğine yatıp dinleniyorum.Artık orayı ara durak belirledim kendime.Sanki dinlenmem için bir fırsatmış gibi gelmeye başladı.Ve tam sırtımda elektrotlarla yattığım esnada Avon müşterim arıyor,seni bekliyorum neredesin diye sitem edecekken,hemen ona saat veriyorum.Dönüşte sendeyim diye ortamı yumuşatıyorum.
Komşuya da uğrayıp gönül alıp siparişlerini öğrenince evime geliyorum.Gündüz yapamadığım işlerimi toparlıyorum.Aynı tempo ile gidecek 10 günüm daha var önümde.Neyse ki ben gidemesem de bilgisayarımı sipariş verebildim.Yarın yine ayakkabı provam var sabahın 9 unda.tabi bunun için 07:30 da çıkmam gerek evden.yarım saatliğine de olsa arkadaşımı görüp bir çay içebilirsem onun da siparişlerini teslim edeceğim.Eve gelip biraz çalışıp yine her günkü gibi ama bu sefer tam saatinde gidebileceğim inşallah. Haftaya kalıyor bir göz doktoru için kartal devlet hastanesi ve iki gün sonra nöroloji doktoru.O arada fiziğe devam tabi.Yahu her gün de olur mu bu iş böyle.Haftada bir kaç gün olsa idi iyiydi yani.Ama bir bakıma da iyi oluyor.Dinleniyorum orada yatarken 1 saatliğine.Masaj ve elektrotlarla ardından sıcak uygulama ohh miss gibi yatıyorum yatakta.Bazen keşke bitmese diye geçiriyorum içimden.Daha yapacak çok işim oluyor çünkü hastaneden arta kalan zamanda.
Bilmiyorum bu denli koşuşturma nasıl sonlanacak ama yerimde başkası olsa idi eriyip bitmişti şimdiye.Gram verebilmiş değilim bu aç susuz geçen günlerde.Ve merak diyorum ne çıkacak teşhislerde.Hiç bir şey yokken boşuna mı yoruluyorum da canım çıkıyor acaba.Varsa da bir an önce tanışsak kendisiyle de beraber baksak önümüze.Geç tanışırsak alışmak da zor olacak.Şimdi tam zamanı haydi gelsin de mat edeyim kendisini.Tüm bu yorgunluğumun acısını hastalık denen adı henüz belli olmayan illetten çıkarmayı dört gözle beklemekteyim.
Kavgam büyük olacak.Hele bir de önemsiz bir şey ise vay haline.
Ömrümden ömür gitti şu bir hafta içinde.Ben böyle yorgunluk,böyle çaba görmedim bedenimde.Uyumaya korkuyorum sabah uyanamayacağım diye.Bir yandan günü atlamadan yaşamaya da uğraşıyorum ama olduğu kadar artık.İlçeler arası trafiğe son verebilirsem bir hafta içinde,dinleneceğim Allah’ın izni ile.
Sabır ve gücüm tükeniyor bazen ama toparlanarak yola devam…Her şeyin güzel olması için ödediğimiz bedellerin bir an önce hediyelerini toplamak dileğiyle…
Şükür Rabbe…Şükür yürüyebilen,düşünebilen bir insan halinde vuku bulabildiğime,şu yer yüzünde.
/sanırım fazla pozitifiim.Kusra bakmayın ama koca bir aferin veresim var kendime.Hak ettim ama son günlerde.Etmedim mi? ettim ettim.Aferin bana aynen devam yola.Gidebildiği yere kadar umutla.Sonsuzluğa…/

Pozitif Düşünce Gücü



Yıllar nasıl geçiyor anlamıyor insan.Halbuki yaşadığımız her anın farkındayız.Unutmak için programlanmış beynimiz.Kötü şeyleri unutuyoruz ki daha sağlam ilerleye bilelim hayatta.İyi şeyler neden unutulur peki.Hep onlarla yaşasak olmaz mı ki.Olmuyor ne yazık ki aslında yazık değil ne mutlu demeli.Çünkü unutmasak yerine yenilerini ekleyemeyiz.Güzel anılarımıza bir bir katarak devam edemeyiz yaşamda.
En güzel,en özel diye tanımladığımız anları bile gün gelir unuturuz ya da hafifler kalbimizdeki kıpırtısı,tıpkı hüzünleri bastırdığı gibi zamanın.Aslında zaman değil unutturan,bilinç altı denen bir gerçek kavram var.
Tanışalı çok oldu kendisiyle.Yönetmeyi de iyi bildim zaman içinde.Olumsuz her şeyi unutarak,mutlulukları doldurdum heybeme ve sırtlandım şu küçük ömrümde.Şimdi karşıma ne negatif iş çıksa görüyor,uğraşıyor illaki pozitife çeviriyorum.Yok halledemiyor isem takılmadan ilerliyorum.Bilinç altım olumsuz meseleleri kabul etmiyor.Çünkü onlardan gelecek zararlara harcayacak vaktim yok.
Güzel şeyler olmalı yaşamımda.Mutlu olmalıyım,mutlu etmeliyim.Çok sevmeliyim önce yaşamın kendisini sonra içerisindeki varlıkların her birini.Yanında azıcık sevilirsem almışım demektir ömrü hayatım boyunca verdiğim emeği.
Hayat felsefemden şaşmadan yaşamaya çalışırken,denemeye değer diyebilirim herkese.Pozitif olmak için yorun beyninizi.İşe yaramadığını düşündüğünüz her an tekrar başa alın ve yeniden deneyin…Yıkılmadınız aslında,üzülmediniz layığı ile.Siz her meselenin altından kalkabilecek güce sahipsiniz.
Bu bilinçle yaşam döngüsü çok daha kolay inanın bana.Hemen şimdi zararın neresinden dönerseniz kar sayarak,başlayın pozitif bakmaya.En azından deneyin merak etmeyin kaybetmezsiniz.Kazandığınız küçücük bir an bile olsa,kaybettiğiniz yıllara değecektir mutlaka.

Tebdili Mekan

Değişiklikleri sevmezsin ama çok sık değişir bir şeyler.Rutin bir kişilik olmayı yeğlemediğin halde uzun süredir birbirinden farksızdır sana göre günler.
İnsan bazen gönlünde geçtiği gibi yaşayamaz.Dilediği gibi yazamadığı anların kendine verdiği huzursuzlukla eş değerdir hayattan aldığı memnuniyetsizliğin tadı.
Ve bazen hem hayat karmakarışık ilerler,hem de yazım işleri. Değilmi ki yazarken yaşıyoruz bir çoğumuz.Kalemimizle entegre hayatlar yaşıyor olmayı yadırgamamalı.
Şu sıra yerinde gitmeyen bir çok şey varken hayatımda 8 yıldır düzenli yazdığım blogcu.com sitesinden alt yapının bozukluğu sebebiyle ayrılmışken,kendi adıma bir sayfa oluşturmuş keyifle yazıyordum ki alt yapısını kullandığım sitedeki sorunlar bunalttı beni.
Yazarken refah düzeyimin yüksek olmasını isterim ki,kalemime kilit vurmak zorunda kalmayayım.
Her şey yolunda değilse bile hayatta,yazarken,olmak istediğiniz yerde hayal edebilirsiniz kendinizi.Ama rahatça tutamıyorsanız kalemi,her şeyin yolunda olmasının pek önemi kalmamıştır.
İşte bu noktada,daha rahat mekanlar,sorunsuz şablon ve güzel bir yazı ailesinin içine atarsınız kendinizi.
Tanıdık kalemler etrafınızda olsun,sıcak gülümsemeler yorumlarınıza damlasın,keyifli yazıların ardı arkası kesilmesin dilersiniz.İşte o dileğiniz blogspotta can bulabiliyor şu dakika.

Keyifle yazarken ben,sayfamda huzurla dolaşmanız dileğimle.