28 Mart 2015 Cumartesi

Dar Vakitlerden Aydınlık Günlere


Dakikalardır ekrana bakıyorum,bakıyorum içimdeki mutluluğu aktaracak cümle bulamıyorum. 

Günlerdir üzerimde olan ölü toprağı attım. Öyle bir atış ki, suya sabuna dokunmadan yıkadım,süpürdüm sanki problemleri. Uykusuz geçen  günlerin,yemeden içmeden kesildiğim vakitlerin ardından şimdi bir güzel haberle şenlendi kalbim...  
Ne zor günlerden aydınlığa çıktım ben böyle. Birden sihirli bir el değmişcesine.
Şükür eda etmek lazım o vakit... Seslice,dili ve kalbi doldurur nitelikte... 

26 Mart 2015 Perşembe

Kendini Affet

Kızma
Bana kızma
Kimseye  kızma
Hele ki kendine hiç kızma.
Her ne yaptı isem affet beni
Her ne yaptı ise affet herkesi
Her ne yaptı isen affet kendini

Affetmek ruhu hafifletir. Kendini iyi hissettirir. Kin,öfke zarardan başka ne vermiş kişiye. Affet nolur,her ne oldu ise ruhuna yük etme. Bırak senin bağışlayıcı tarafın ağır bassın. Yükün hafiflesin. Ruhun huzur bulsun.
Affetmek büyüklüktür,ruhunu büyüt ne olursun. 



25 Mart 2015 Çarşamba

Kontrol Bende

Büyük başın derdi büyük olur derler değil mi? Yoksa yanlış bir örnek mi verdim. Anlatacaklarımı okuyunca siz karar verin. 
Günlerdir büyük bir otobüs firmasının işiyle uğraşıyorum. Geçen yıl da benim müşterimdi kendileri.Bu yıl da onların işini almak için en cazip ve kaliteli teklifi hazırladım.Nihayetinde işi aldım. Fakat yapılacak iş gece yarısından sonra olduğundan çok iyi programlamak gerekiyordu. İki yakada da eş zamanlı yapılacak ilaçlama sonrası,sabah elemanlar işe gidemeyecekti. Öyle iyi program yapılmalıydı ki hem gece olan bu önemli iş kaçmasın hem de yeni günün programı aksamadan ilerlesin. Neredeyse bir hafta bunu programladım. 4 ayrı adreste yapılacak ilaçlama için adım adım her şeyi ayarladım. Teknisyenlerin trafikte kaybedecekleri zamandan tutunda, aynı aracı ilaçlama ihtimallerini ortadan kaldırmaya kadar her şeyi ince eledim sık dokudum. Belgeleri kimin hazırlayacağı,faturayı kimin keseceği,hangi adrese bırakacağı,kargoyla gönderilecek belgelerin hazırlanması,sözleşmenin onaylanması vs Nihayetinde dün gece 12 den sonra iki yakada da elemanlarım hazırdı.Anadolu yakası problemsiz şekilde yapılırken avrupa yakasında sıkıntılar baş gösterdi. Gecenin 01.15 i. Telim çalar,teknisyen arar.İlaçlanması gereken araçların garajda olmadığını sabaha kadar orada beklemesi gerektiğini,araçlar geldikçe ilaçlayabileceğini söylemişler. Bunu duyunca nevrim döndü. Ben boşuna mı bir haftadır plan yaptım. Firma sahibiyle defalarca konuşup bu durumu yaşamamak için onay aldım. Her şey istediğim gibi olduğunda elemanlarımı işe çıkardım. Ne bu şimdi ! Sabah 5 e kadar bir adreste beklenecek,araçlar geldikçe ilaçlanacak diğer adrese de ertesi gün ancak gidilecek. Çünkü ilaçlama sadece sabah 5 e kadar isteniyor. Ollduu canımm... Her yarım saatte bir otobüs gelecek diye biz de çay kahve içip orada boş boş bekleyeceğiz.Ertesi günü uykuyla geçirip topluca iflas bayrağını çekeceğiz. 
Ne yapayım dedi teknisyenim. Haydi dedim yönet bakalım durumu,göster kendini. Madem adın müşteri yöneticisi,vakit şimdi. !
Araması ve durumu anlatması gereken numaraları verdim. Sorunu çözememiş. Patronumu aradım telefon açılmadı. Saat oldu gecenin 02 si.Git dedim... Evine git,uyu...
Ya patron kızarsa bana dedi. Benim işim,ben gönderiyorum sen git evine yarın ben bunu halledeceğim dedim. Zamanını çaldığım için özür dilerim. Onun adına bir hayli üzüldüm. 
Gece patronuma durumu kısaca özetleyen mail yazdım. Sabah teknisyenlerle tekrar görüşüp ilaçlanan araçların plakasını alıp, firma sahibini aradım. Durumu anlattım. Maduriyetimi hafif sert bir dille belirttim. Böyle konuşmamıştık nasıl bekletirsiniz teknisyenimi diye serzenişte bulundum.
Bana hak verdiğini tamamen benim haklı olduğumu, nöbetteki vardiya amirinin hatası olduğunu belirtti. Sorunu hemen çözmesini ve bana haber vermesini söyleyip kapattım. 
1 saat sonra arayıp tekrar özürlerini iletti.Ne zaman gelebilirsiniz dedi. Salı akşamı tekrar gidilebileceğini, hiç duraklama yapmadan ilaçlamanın yapılması gerektiğini,bu konuda hata kabul etmeyeceğimi anlattım. Ama ilaçlama uzun sürüyor,sabaha ancak biter,bunu söylemiştim dedi.
Çalışarak geçen zaman önemli değil. Bunu zaten bilerek çıktık yola. Lakin ne demek bekle,her yarım saatte bir araç gelecek önüne. Ne zamanki buradakiler biter,diğer adrese gider orada devam edersin.
Bu saygısızlıkta ne !
O zaman ben gecenin 12 sini niye bekledim. Gün içinde dinlenme molalarında gelip işimizi pekala yapabilirdik.
Sayısız kez konuştuğum adam,beni hiç böyle diklenirken görmediğinden sanırım,birden sesi yumuşadı. Aslında hafif kaba bir adamdı.
Haklısınız kızım...Tamam senin istediğin gibi olacak,ben her şeyi ayarlayacağım sorun yaşatmayacağım dedi. Ya dedim dün gece ilaçlanan araçlar denk gelirse önümüze ? Ya eksik kalırsa yapılması gerekenler... Ben her şeyi ayarlayacağım. Sen zahmet edip bana plakalarına ilçelerine kadar yazmışsın. Ben gerisini hallederim. Orasını bana bırak dedi.
Salı günü sizi aradığımda programınızı yapmış olun diyerek telefonu tekrar görüşmek üzere kapattık.
Patronuma mail yazıp,çarşamba sabahına Tolgaya iş yazmaması gerektiğini, sabaha karşı evine gidebileceği için sabah işe gidemeyeceğini belirttim. Onay aldım.
sonra işlerin takibini yapan ve ön muhasebemizi tutan kıza mail attım.Durumu anlattım,o gün geldiğinde işlerin takibini daha sıkı yapmasını ve gerekirse patronumu uyarmasını tembihledim. Çalışanların uyku düzenleri hele ki araç kullandıklarından dolayı çok önemli.
Ben mi... Başım çatlıyor... Özeti bile satırlarca tutan bu konuyu yaşamayı ve orta yolu bulması bu kadar kolay olmadı inanın. İlk defa sorun yaşamıyorum elbette ama işin saati ve ertesi günün programını etkiliyor olmasıydı sorun olan.Diğer arkadaşlar ertesi sabah 9 a iş yazmamış olsa idi bu kadar sıkıntıya girmeye gerek kalmazdı. Elemanı bekletir o işi bir şekilde bitittirirdim. Neyse... Şimdilik hale yola koyduk.  Gün geldiğinde umarım her şey planladığım gibi işler. 
O güne dek Kelimelerle Dansın stresi bitmez.Baş ağrısı geçmez. Zaten başımı ağrıtan bir ton neden varken bir de insanların plansızlığı yüzünden bu hale gelmek biraz düşündürüyor,biraz yoruyor.
Ben işimi en iyi şekilde yapmaya çalışırken, madur olanın ben ve ekibim olması can sıkıcı. Neyseki çözüm odaklı bir insanım da her şey kontrolüm altında.;) 



21 Mart 2015 Cumartesi

Yaşamın Içinden

Insan üzülür bazen. Bir olumsuz haber bir çok güzel haberin üstünü örter pekala. Hayat bu ya...
Neye inanırsan onu yaşarsın demişti Feyza. Ben inanmadıklarıma da şahit olmuşumdur şu dünyada !

20 Mart 2015 Cuma

Zihin Boşaltma Çalışması

Bu ara öyle aktif öyle sosyalim ki...Önümdeki haftasonlarına uzun zamandır plan yapamıyorum. Çok insan görüyorum,çok sohbet ediyor çok daha fazla dinliyorum,öğreniyorum,düşünüyorum. Buna rağmen kendimi çok iyi hissetmiyorum. Ne ara büyüdüm ben...Ne ara böylesi taşlaştım da herkese umut dağıtırken içimin karalığına gözlerimi kör ettim... Dipsiz kuyuların içinden,insanların kalbine umut ekebilmek,ne güzel gülümsüyorsun sen cümlelerini duyuyor olmak pek garip geliyor doğrusu. gülmüyorum ki ben,içim gülmüyor yani. Nasıl oluyor da pozitif duyguları verebiliyorum insanlara bilmiyorum.
Tek bildiğim,iyi olmak için çabaladığım ve herkesin beni tam da istediğim gibi görebilmesini sağladığım... Bir yerden başlamak lazımdı tabi..Benim ki dıştan içe bir döngü hali...Herkes kalbindekini yansıtır,ben inanlardan aldığımı koyuyorum kalbime. Umut katıyorum kendime, tebessüm ekliyorum,mutlu olabileceğime olan inancımı katmerliyorum... Sanki görüştüğüm insanlarla ropörtaj yapıyorum; konuşup,dinliyorum.Derinlerine iniyorum. Kendi acılarımın kat ve kat fazlasını görüp şükrediyorum. Ve onlardan aldıklarımı kendi acılarımla siliyorum.Bilmiyorlar...Bilmeyecekler...Bilmesinler... son günler,zor günler...Bir o kadar keyifli,bir o kadar heyecan dolu ve endişeli... Yeter ki körelmesin insanın kalbi,hayatta her şey geçici... Aldığımız nefes bile bizi yönetmeye meğilli iken biz neyin derdindeyiz ahali... düşünmeli her şeyi ve sadece iyiliklerin sevap defterine yazıldığını bilip, tamir etmeli kırılan kalpleri... İyilik kalıcı da ya ötesi ?
Neresindeyiz çemberin durup düşünmeli ve zaman kaybetmeden kendimizi değiştirmeli.

...





18 Mart 2015 Çarşamba

Yan Etki



İlaçlar iyileşmek içindi değil miydi? Ben öyle biliyordum. Mahfoldum...
Öksürük için gittiğim doktor,verdiği ilaçların yan etkisini hesap edemeyince, uyuştum !
Ben böyle de yan etki görmedim,sanki yeşil reçeteli ilaç içtim. Bir kez daha ben o doktora gitmem dediğim ve tam da korktuğum şeyin başıma geldiği için varın halimi siz düşünün


17 Mart 2015 Salı

İçe Dönüş, Kalbe Bakış

Uzun cümleler kuracak değilim.Bu hallerimi seviyor muyum bilmiyorum,kararsızım. Öyle çok içe kapandım ki. Bilenler bilirler beni zaten kimseye bir şey anlatmam. Derdim mi var,neye sevindim,ne için kalbimde kelebekler uçar, bir ben bilirim.  Hayat benimse,tüm sorumluluğunu da üstlenirim.
İnsanlara olan güvensizliğimde buna büyük etken tabi ki. Yine de hiç yok değildi adına dost dediğim.
Ama şu sıralar hiç bir kimseyle pek içimi döken sohbetler yapmıyorum. Olmuyor mu anlatacak şeyler,ebet oluyor.Yaşıyoruz nihayetinde. Ama ben fazlaca teslimiyet yaşıyorum bu günlerde. Kendime bile ihtiyacım yok sanki, bir O olsun yeterli. Allah'ım huzurumu da sana borçluyum, suskunluğumu da. dillendirme hiç bir vakit,kalbimdeki telaşı. Beni gündelik işlerin derdinden,tasasından,hengamesinden uzak tut. Kalp ve ruh gözüyle iyilikleri görebilmemi, sadece hayırlı olan işlerle meşgul olabilmemi sağla. Ve diğer her şey için gözümü,kalbimi, dünyaya kapamamı sağla.bunun için güç ver,kuvvet ver,irade ver. 
Zorlanıyorum Ya Rabb'im... Susmakta, içimde yaşadığım feveranı anlatmamakta, huzura koşan bu yolda kendi başıma mutluluğu sırtlamakta,hüznü ipeklere sarıp sarmalayıp kendi başıma yaşamakta zorlanıyorum. Bana,kendime yetecek güç vermeni istiyorum. Herkes karakterime ve kalbime güzel yorumlar yaparken ben senden eksiklerimi tamamlamanı ve beni kendime yeter bir insan yapmanı istiyorum.
Yalnızlık adına yazıp çizerken,yakınmak yerine,huzura erdiğimin müjdesini verebilmeyi nasip et zihnime.
----


beynim yeni bir ilaçla uyuşmuş durumda,ayaktayım ama bilmem kaçıncı rüyanın ortasındayım şu anlarda.

anlatmak istediklerimi ifade edebildim mi bilmiyorum. Belki daha sonra,sağlam kafayla aynı konuda yazacaklarım olabilir. "Hayırlısı". 

12 Mart 2015 Perşembe

Kalp Ateşlenirse

Ne yazayım... Ne anlatayım...
Zaman geçmek bilmiyor bu ara. Hastaydım.ateş alev yandım.gripmiş adı.Hayır hayır tüm vücudumla teslim olduğum başka bir şeydi bu. Ben zaten her ne yapıyor isem teslim olurum,inanırım ve kendimi o işin hakimiyetine bırakırım.  Hastalığı da en dipte yaşamam bundan sebeptir.Öyle açık ki kalbim gelene,gitmek bilmez bir türlü. İlla üzecek, yoracak, yaşatılacak ne varsa yaşatacak da tam alışınca acısına terk edecek vücudumu.
Gidişiyle iyileşmem gerekirken hastalığın, daha çok hasta oluşum, bağlılığımdandır. Alışkanlıklarımdan vazgeçemeyişimdendir. tüm duyguları kalbime alıp da hiç birini kapı dışarı bırakamayışımdandır. Ve tüm bu anlamsız,kifayetsiz cümleler günlerdir ateşli vücudun yerini çok kuvvetli baş ağrısına bırakmasındandır.

 Ateş... Kalpte olmasın sadece. vücuttaki düşer de kalpteki çıksa bir mesele,düşse ayrı hengame.
Gel de dokun bana, gel sev, gel de sıvazla başımı. Ya da bir şifa dile, bin hayır gelsin üzerime. Bir dua et, bin kapı açılsın önümde. 
Öyle bir şey yap ki, iyi gelsin işte şu hasta bedene...

7 Mart 2015 Cumartesi

İstek

Yüzümü ellerinin arasına alıp, hepsi geçecek desen keşke.
Şu kararmış kalbime ferahlık aksa,bir nebze.

3 Mart 2015 Salı

Söz Verdi



Söz veriyorum sana, söz dedi
Söz veriyorum sana, söz
Söz sana 
Söz
...
!







1 Mart 2015 Pazar

Onlar Bir Başka/

/Onlar bir başka; onlarla ben bambaşka./


Yıllar önce beni kız arkadaşıyla tanıştırmak istediğinde,bu gün böyle olacağımızı tahmin edememiştim. Önce internetten tanıştırdı sonra yüz yüze geldik. Nişan,isteme,düğün derken 2 yılı geride bıraktılar ama ben her vakit yanlarında olabildim. en özel günlerinden en sıkıntılı zamanlarına beni hep yanınlarında istediler. Ahh dedim nasılsa evlenince değişecekler... Şimdi iyiyiz ama evlendikten sonra beni akıllarına bile getirmeyecekler.


Bundan 3 ay kadar önce kızdım ona. Öyle çok sinirlendim ki,bundan sonra bitti dedim. Ben daha da aramam sormam onu. Sonra geldi ne oluyor sana dedi ve anlattım bana karşı yaptığını ve benim nasıl algıladığımı. Açıklamasını yaptı, yanlış anladığımı anlattı. Öyle büyük bir sevgim var ki ona karşı, affedemedim yaptığını. Eskisi gibi olamadım ona karşı. aylar geçti tek kelime konuşmadım. Aramadım yazmadım. O yazdığında ise sadece cevap, verdim uzatmadım. Ama eşiyle hep iletişimdeydik. Bazen Sezer'i çekiştirdik bazen özlem giderdik. 
Bugün bana yakın bir avm ye gelmek için Büşra ile sözleştik. Arkadaşım olan Sezer'i değil de planın her aşamasında Büşrayı aradım. Sezer gelecek miydi sormadım bile, kendi bilirdi.İsterse gelirdi.
Yoldan aradı yaklaştığını söyledi ben de çıktım evden.Buluştuk. !
Sarıldık... Her zamanki gibi sımsıkı sardı ikisi de beni. İki kolumun yettiğince çevreleyip gönlüme koydum tekrar sımsıcacık yüreklerini. Öyle özlemişim ki.
Yürümeye başladık...Gözümden bir damla yaş düşüverdi benim.Bir şey mi oldu dedi,Sezer bir şey mi söyledi? Hayır dedim rüzgardan gözlerim yaşardı.güldüm,güldü. Bir süre sonra dedi ki; siz küs müsünüz? Neden bakmıyorsunuz gözlerinize. Neden yan yana durmuyorsunuz,neden atışmıyorsunuz, konuşmuyorsunuz.
Yok dedim neden küselim ki. Biz birbirimize küsebilir miyiz ki.
Sarıldı eşi bana. Ben ondan nasıl uzaklaşırım ki dedi,o benim için değerli.Kadın gülümsedi. Asla küsmeyin, ne olursa olsun sarılın ve lütfen gerekirse didişin ama birbirinize gülümseyin dedi.
Büşra'ya gittim kocaman sarıldım. Sen ne güzel bir insansın be dedim. Sen nasıl bir kadınsın... Sizi öyle çok seviyorum ki,hanginiz arkadaşımdınız da diğerinizi sonradan tanıdım hatırlamıyorum bile bazen.
İyi ki varsın dedi kadın, olmayan kız kardeşimsin sen benim... bir gün teyze olduğunda,yoksa hala mı demeliyim? yine böyle sık görüşelim olur mu? Sahi sen hangisi olmak istersin?

Hmm bak bu konuda fazla düşünmeye gerek yok. Ben hala olmak isterim her daim. O kelime benim için çok özel. Tamam ikinizi ayırt edemem ama ben hala olmalıyım çocuğunuza. 
Ve biz bunları konuşup, yürürken, üşüdük. Kız annemi sordu,annemin selamlarını ilettim ve bir gün bize de beklediğini,epeydir gelmediklerini annemin de onları özlediğini söyledim.
Ee hadi o zaman gidelim. Zaten hava da soğuk gidip çayı sizde içelim hem de onları görelim dedi. Eşinden de onay aldıktan sonra evi arayıp haber verdik. 1 saat sonra evdeydik. Allah'ım ne güzel bir şey bu. Ne güzel bir oluşum...Ne güzel bir bağ aramızdaki. Ailemdeki herkes ayrı ayrı Sezer'i ve eşini öyle çok seviyor ki. Onlar da aileme en az benim her ikisinin de ailesine olan sevgim kadar, sevgi ve saygı duyuyorlar ki...
 Çok şükür Rabbim... Bana böylesi güzel bir arkadaşlık nasip ettiğin için...
Eşi kolundayken, koluna girebilmem için yavaşlayan,bana tutun inat etme de rahat yürü diyebilen bir arkadaşım var benim. Maden onun koluna girmiyorsun gel biz beraber yürüyelim diye kocasının kolundan çıkıp benim koluma giren bir gelinim var benim... Her ikisinin de ailesinden selamlar alabilecek kadar özlenmişim. Bir anne İzmitte diğeri ümraniyede. Her ikisi de buyur ediyorlar beni evlerine. Bizimkiler ise bugün onları görmenin mutluluğu içinde...
sonsuz şükür bizi bu hale getiren Rabb'e. Dilerim isteyen herkes arkadaşlıklarında böylesi huzur dolu zamanlar yaşayabilirler. Biz bunun için çok emek verdik Sezer'le. emeksiz ne oluyor ki şu hayatta. Ama emeklerimizin karşılığını kat ve kat veren o güzel kalpli eşi olmasa idi neye yarardı bizim sevgimizin saf hali. 
Bu aile bir bebek ile büyümeli. Ben artık hala olmalıyım sanki. 
Teyze de olabilir,hatta belki yeni bir tanım gelir aile bağlarına da teyze/hala olurum, herkesin gönlü olur. Olmaz denen neler olmuyor ki...  Önemsediğiniz herkesle harika ilişkiler kurabilmeniz dileğimle.