24 Temmuz 2015 Cuma

Ahh Hayat




Neden dikenlerini batırıyorsun hayat. Neden,ben  seni bir çiçek şefkatiyle okşamak isterken, sen beni kanatıyorsun.
Derim her yenilendiğinde yeniden canımı acıtıyorsun...
Yapma...

...



not:bu fotoğrafı çekerken mis kokulu cümlelerde kullanmayı niyet etmiştim. Neye niyet neye kısmet...

20 Temmuz 2015 Pazartesi

Neden

neden?
Neden hep bu geç kalınmışlık...
Zamansız mutluluklar yaşamaktan bıkmadık mı
Keşkelerime birini daha eklediğin için teşekkür mü etmeliyim sana,yoksa kızmalımıyım ağız dolusu laflarla. Bilemedim ben.Bugün yaşadığım birbirinden farklı durumlar aptal etti beni.

Sanırım doğalgaz kaçağındaki sızıntının eseriyim şuan.Mutlulukla bu kadar başa çıkamıyor olmamın başka açıklaması olamaz.

14 Temmuz 2015 Salı

Evimde Ramazan Ruhu



Nasıl anlatsam bu günü...

...

Çok severim misafir gelsin. Çok severim,çeşit çeşit  yemek yapayım,ağırlayayım.
Ramazan ruhu evimi şenlendirsin bayılırım. O yaşayamadığım ramazanlar içimde hep bir burukluktur benim. Ömrümce sadece 1 gün oruç tutabilmiş olmak,doktordan izinle,annemin korkularıyla...Tek bir gün ve çocukluğumda.Sonrası yavaş yavaş çekildi el ayak ramazandan. Önce babamın kalp kirizi sonra annemin ve halamın şekeri. Biz ramazanı unutalı epey oldu yani.
Zaten artık ayrıyım da annemlerden. Hem yaz aylarım hem de ramazanım tek başıma ve manasız ve anlamsız ve boş boş geçmekte.
Geçen ramazan...
Öyle güzel bir gün yaşamış,öyle güzel bir misafir ağırlamıştım ki... Tadı damağımda kaldı. Evim şenlenmişti. Haneme ramazan gelmiş idi. Kalbimde nasıl kelebekler uçuştu onun gelişiyle kendisi bile bilmez belki. Öyle özel bir misafirdi ki,öyle özel bir anlam kattı ki evime.Ruhuma ramazanı yaşattığını bilmezdi kendisi bile.
Bu yılda aynısını yaşamayı çok istedim. Keşke yine evime ramazanı getiren kendisi olsa idi. Nasip olmadı. Fakat bu gün canım...Çok değerlim,fazlasıyla kıymetlim... Ömrümce en çok sevdiklerimden,en eski bildiklerimden,yüzü yüzüme doğarken kazınan,gözleri ruhundan akan ışıkla her daim hayatımı sarıp sarmalayan...Her ne konuda olursa olsun destek olan. O varsa bana bir şey olmaz diyebildiğim abim... Farklı annelerden ama öz kardeşten öte sevdiğim.Adına kuzen denen lakin abi sıfatını doyumsuzca yaşayabildiğim...
Geçenlerde konuşurken,bayramda annemlerin yanına gitmek istediğimi ama evde Badem'i(muhabbet kuşumu) bırakmaktan korktuğumu söylediğimde,ben gelir alırım sen git tatilini yap demişti. Yok ben ayarlarım 3 gün yalnız kalabilir,ne gerek var onca yolu geleceksin ki dedim. Sen bana vermek ister misin,bende kalırsa rahat eder misin onu söyle dedi. Ne demek dedim...Ne demek... Sen varsan bir cümlede benim için hep rahat,en rahat.
Bugün iftara geldi.Heyecanı beni dünden sardı. Ne yapsam da nasıl ağırlasam.Sanki ilk defa geliyordu evime.Sanki en samimi ama yeri geldiğinde çekindiğim arkadaşlarımdan biriydi. Neyi nasıl yapsam en çok hoşuna giderdi. Neyi çok seviyordu da,bayıldığı yemekler neydi.Ne kadar tanıyordum onu,arayıp annesine mi sorsam acaba,ne ağır gelir,dokunan bir şeyler varmıydı ki. Ben en güzel neyi yapardım,becerebilir miydim acaba güzel bir sofra kurmayı.
Allah'ım bu heyecanı yaşamak...1 yıl sonra evimde tek başıma bir misafirimi,çok değerli bir misafiri ağırlamak...Üstelik yine bir ramazan ruhunu evime teneffüs ettirme çalışması. Benim için benim evime gelinmesi... Değer verilmesi...Hissettirilmesi...
Sakın fazla bir şey yapma yiyemiyorum dediği için içimden gelen her şeyi yapamadım ama elimden geldiğince bir kaç şey yapıp ağırlamaya çalıştım abicimi.
Evim özeldir.Evime gelenler özeldir. Evime kendi ruhlarını katıp  sonraki sayısız günüme işleyenler,ruhuma mühürle imzasını atanların yeri bir başkadır.
Badem'im...Gitti bugün. Çok bağırdı gitmemek için. İki gündür anlatmama rağmen gelip alacağım seni sakın üzülme dememe rağmen gitmemek için çaba gösterdi. Gözyaşlarım bir kuş için de ağlanır mı cümlesini duymamak adına kurudu kendi kapakçıklarında.
İnsanlar doğurdukları evlatları nasıl bırakıyorlar cami köşesine acaba. Bunu düşünüyorum bugün mütemadiyen. Nasıl bir vicdan taşıyoruz. Nasıl insan olmaktan bu denli uzaklaşıyoruz. Benimle onlar rasında nasıl bir fark var acaba...
Neyse.İki duygu bir arada yaşadığımdan oldukça duygusalım şuan.
Teşekkürler Allah'ım. Bu yılda evime bir gün de olsa ramazan ruhu yaşattığın için. Bademi gözüm arkada bırakıp gitmeme razı olmadığın için. Bana yaşattığın ve hissettirdiğin her güzel şeyin tadına varabildiğim için. 

Öyle işte... Bitmez bu yazı. Kalbim buruk...Kalbim mutlu...Kalbim hüzünlü...Kalbim yalnız..Kalbim kalabalık.. Kalbim kendine dost...Kalbim kendinden uzak...
...

13 Temmuz 2015 Pazartesi

Çocuk

Anlatacak çok şey var aslında ama hangi birinden başlasam diye düşünürken hiç birini anlatmamayı tercih ediyorum birden.
İçimden geçen bir cümleyi not düşmek istiyorum sadece.
Ben bir çocuk sevindirmek istiyorum. Çok içten ve gerçekten.
Allah'ım bana bu fırsatı verir mi bilmem. Bir gün bir çocuğa yetebilecek durumda ve konumda olmayı ne kadar çok istediğimi bilendir şüphesiz. Kadir gecesinin mübarekliğinde bir çok duamın yanı sıra bunu da eklerim mahçup sözlerime. Kabul ederse güler yüzüm,huzur bulur kalbim.
Bilmem belki bir gün ben de bir çocuğa yetebilecek hale gelirim. Bir bilsen bunu ne kadar çok isterim...
Yardıma muhtaç sayısız insanı görüp kılını kıpırdatmayan kullarız çoğumuz. Listenin başına da kendi adımı yazabilirim. Ne kadar az iyilik yapabiliyoruz ne kadarını içten ve gerçekten isteyerek,farkında olarak yapıyoruz. İyi insan olabilmek adına ne az gayret içindeyiz. Şahsen isterdim bir nebze faydalı işler yapabilmeyi. Bunun için bir insanın neye ihtiyacı var ki ? vicdan ve merhamet duygusu gelişmiş bireyler olabilmek yeterli. Allah'ım duy sesimizi. En başta da benimkini.Vicdan ve merhamet duygusu ver kalbime iyi insan olabilme yolunda gayret göstermemi sağla. Beni iyiye yönelt. Bir çocuğun yüzünde gülümseme olduğum günlere eriştir. Bir çocuk sevinsin,dünya değişsin... 

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Kötüsün İnsanoğlu(!)



Benim yaptığım da işmiymiş,evden çalışmak da neymiş. Allah bilir bütün gün yan gelip yatıyormuşum. Çalışmak böyle olmazmış. İnsanların sabahın köründe,otobüslerde canı çıkıyormuş. Hayat çok zormuş.Bir de çalışıyorum diye hava atıyormuşum. Aa bir de ne zaman görseler geziyormuşum. Valla hayat bana güzelmiş. Acaba ben ne şanslı olduğumu biliyormuymuşum. Onu bunu bilmem de bazen şu saygılı kişiliğime küfrediyorum. Bu kadar susabildiğime,gülümseyerek geçip gittiğime vallahi şaşıyorum. Nasıl oluyor da ben en hassas olduğum konulardan birinde insanların tepkisine kayıtsız kalıyor gibi yapabiliyorum,PES(!)
Ön yargılarınıza,yaşınıza ve yaşamışlığınıza rağmen yargılamalarınıza,hayatı bu kadar hafife almanıza,tek düzel görmenize ve kendinizden ibaret sanmanıza,doğruların çeşitliliğini tanıyamamış olmanıza,yıllarca çalışmış olup da paradan başka bir şey kazanmayışınıza PES(…)


.............
Üstüme gelme insanoğlu.Ezilirsin ağırlımda,benden söylemesi. Öyle kuvvetli,öyle ağırım ki bu ara bence sen bana hiç yanaşma.Bırakın ben kendi kalkanıma sarınıp,kabuğumun içine saklanıp yaşayıp gideyim. Yapmayın...Kötü olmayın. Bana zarar veremiyorsunuz ama kendinize yazık. Bu yaşa kadar hala iyilikten nasibini alamamış insanlar görünce kendi derdimi bırakıp üzülüyorum hallerine.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın durumundayım. Ne olur bulaşmayın.akmayın,kokmayın,yanıbaşımda dolaşmayın. Herkes kendi hayatını yaşasın da bana el uzatmasın. Beni görmesin,yok saysın.Yeterki zararı dokunmasın. Beni kendi gücümle başbaşa bırakın,az kaldı dünyaları delecek durumdayım. Enerjimi çalmayın. gidin içinizdeki pislikte,art niyette,kötülükte yıkanın da küllerinizden yeniden doğuverin.Aklanın paklanın da yaşamın tadını çıkarın. Ama ne nolur bana bulaşmayın. Hayır yani istediğinizi de alamıyorsunuz,yazık oluyor kurduğumuz cümlelere,zihninizden benim için geçirdiğiniz fesat sözlere.  Yoksa gülüveriyorum bu süreçte.İyi de geliyor hani. 

O'nun Hikmetine Sığındım...

Bir bilsen nasıl üzgünüm. Özür dilemenin bin bir çeşidi vardır elbet ama ben tekrar yapmamayı yeğlerim.Bilirsin pek hatamı kabul edebilen biri değilim. Çünkü kabul ettiğimde perperişan oluyorum işte böyle.
...

Kafamı nasıl meşgul tutarım diye düşünüyorum.İşten arta kalan zamanda  bol bol yemek yapıyorum. Yiyemiyorsak,buzluğa koyuyor lazım olunca çıkarırız diyorum. Öyle çok okuyorum ki,adaptasyon bozukluğum sebebiyle hem her gün okuyamıyor hem de sadece bir kaç sayfayla sınırlanıyordum. Şimdi haftada 3 kitap bitirdiğim oluyor.
Nefes... Son zamanlarda kazandığım en önemli şeylerden biri...Bıraksanız sabaha kadar nefes çalışabilirim. Başım dönünce mecburen bırakıyorum. 21 nefeste sınırlıyım şimdilik.
Ve bir de yapmaya çalıştığım ama başarı oranından emin olmadığım; pozitif düşünme durumu var. Öyle izole ettim ki kendimi hayattaki her şeyden. Kimse içime işlemesin,kimse bana zarar veremesin,düşüncelerime tortu oluşturmasın istiyorum. Her şeyin iyi olacağı inancına bir zarar gelmemesi için ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyorum. 1 ayı doldurdum.3. kutu ilaç bitmek üzere. ama Bayramda annemlerin yanına gidip bolca güneşleneceğim. D vitaminini iliklerime kadar çekip hemen ertesinde tahlile gireceğim. Diliyorum,istiyorum,inanıyorum ki o ameliyatı olmama gerek kalmayacak.

Aksi duruma hazır değilim. Korkuyorum. !
İyi bir şeylere hiç bu kadar ihtiyacım olmamıştı. Birine sarılmaya mesela,birinin ışık saçan gözlerine bakmaya, bir güzel söz duymaya. Yanındayımı hissetmeye.Öyle olmasa da öyleymiş gibi davranılmasına öyle ihtiyaçlıyım ki şu sıra.bu günlerde geçecek ve güleceğiz bir süre sonra ama amalarda boğulmadan ilerlemek istiyorum yolumda.