16 Ağustos 2018 Perşembe

Halasının Pașa'sı




Bu minik yavru bizim evin yeni ferdi. Adi Pașa. Cinsi golden. Yasi(!) daha gun ile sınırlı.bir bucuk aylik olmak uzere onumuzdeki gunlerde. Kendisiyle henuz sanaldan tanistik. Yanina gitmek icin gunleri, saatleri sayiyorum. Ve bilen bilir ki dort ayaklilara buyuk bir fobim var. Ote yandan sevdigim her seye gosterecek cok daha buyuk cesaretim.ee sevmek bunu gerektirir. Oyle ki her gun kamera acip kendisine alismaya ve kendimi ona asina etmeye calisiyorum. Insallah bir araya geldigimizde hoș bir karsilasmayla da karsinizda olacagiz. Yani oyle umuyorum, diliyorum, istiyorum.hayirlisi...:) imza: kopek halasi :) 🐕

11 Ağustos 2018 Cumartesi

Peki Ya Siz ?

Bir gün hayatımı bir kitaba sığdırsam,tüm detaylarıyla anlatsam inanın sonunu zor getirirsiniz.
Ağlamaktan helak olur,yer yer vay be diye diye başarılarımı okursunuz.
Öyle ki,binbir zorluk falan değil,milyonlarca negatif durumun içinde bir kum tanesi gibi mutluluk arayıp durdum. Buldum da hep.Çok severim " arayan bulur" sözünü. Ne zorluk,ne kötülük,ne acı,ne olumsuzluk yaşadıysam hep içinde ya da sonunda bir güzellik illaki buldum. Bazen fark etmedim,bazen görmek istemedim. Ya da gördüğümün değerini bilemedim. Yok yok değer hep bildim. Acılarımın da, mutluluklarımın da her zaman kıymetini bildim. 
Hepsini çoğaltamadım belki.Kah tükettim,kah sakladım ama hep kendimi iyi hissedecek nedenler üretebildim.

Hayat zor ya hani. Benim ki  ekstra zor. Herkes kendi yaşadığını bilir ya hani,benim ki bir kaç boy büyük gelir bir çoğuna.
Bu sebepledir ki,sizin aldığınız hazlar,sizin kızdığınız insanlar,sizin garipsediğiniz olaylar,sizin canınızı acıtan durumlar,sizin olmadı diye üzüldükleriniz,sizin olsun diye istedikleriniz,sizin varlığında kıymet bilmedikleriniz,sizin tüm değerleriniz... Benim nefes alışverişime biçtiğim değerle eş.
Şükrüm de,minnetim de aldığım her nefeste tekrar tekrar yüceliyor gökyüzüne.

Küçücük mutluluklara,büyük çok büyük fedakarlıklar yapabilirim. Cesaretim bu yüzden benim.
Tüm evren karşıma gelse bildiğimi okuyabilir,sadece mutlu olacağım işi yapar,mutlu olacağım yerde ve mutlu olacağım hayatı yaşar,mutlu olacağım insanları görmeyi seçerim. Hayatın aldığım nefesten ibaret olduğunu ve yarının bana ne getireceğini herkes gibi ben de bilmiyor olduğuma göre iyiye odaklanmak,güzellikleri görmeyi seçmek hakkımı kullanıyorum. 
 Ya siz ; mutlu olmak için daha neyi bekliyorsunuz?

Anda Kalmak




Aldığım her nefes, nefesin içinde yaşanan her an, o ana sığan her anı çok kıymetli. Gerisi tırı vırı...
Zaten geriye ne kalıyor ki...

4 Ağustos 2018 Cumartesi

Kitaplar mı Daha Kıymetli İnsanlar mı?

Öyle bir durum ki...
Düşünün şimdi...Kitaplarınız sayıca çok aşırı değil ama her biri diğerinden çok kıymetli.Özenle yerleştiriyor,baktıkça çok mutlu oluyorsunuz. Okudukça aldığınız haz zaten ayrı.
Sonra bir sabah, biri geliyor kitaplığınızdan bir kaç kitabı kendisi için seçip almak istiyor.Öyle biri ki,hayır demek ihtimal dahilinde değil.Seve seve diyorsunuz,istediğini seçebilirsin,dilersen kitaplığımı sırtlanıp götürebilirsin.
Amma velakin,okuyunca geri getirirsin...Dimi?
Zira aksi mümkün değil,onlar benim...
Aldığım cevapla,almak istediğim cevap arasında bir uçurum olduğundan verecek cevabımda olamadı tabi.
Şeyy...Kemm...Küm... ııı...iiii....
Onları almasan mı acaba,başka mı seçsek sana...
Hayır yani bir kısmı hediyeydi de...
Sahi ne zaman okuyup geri getirirsin...
Geri getirmeyi düşünmediğini anladıktan sonra vermemek için açıkça diretmiş olsam da,almak için can atan birine karşı koyamadım.
Bir de ellerimle içine not yazdım...Nota gerek yoktu ki aslında.Nasılsa bana geri gelecekti,içine sana ne diye not düştüm ki...
Aklımda deli sorular.. Zihnimde yaşananlar...Haftalardır tek başına  ve tek çeşit kahvaltı yapan biri olarak soframı şenlendiren misafir...Sohbet... 
....
Bilir misin dün ben ne yaşadım?
Biliyor musun o insanı görmenin bendeki tramvatik etkisini. Neden o kadar kötü olduğumu sormadın...(Sorsaydın sarılıp saatlerce ağlayabilirdim). O paniğimin yorgunluktan ya da üzüntüden olmadığını çok iyi bildiğinden mi yoksa beni ilk kez o derece farklı gördüğünden mi bilmiyorum. Tek bildiğim sen bana iyi geliyorsun.
Enerjimi değiştiyor,hayata farklı bakmama sebep oluyor,her şeyin aslında çok daha kolay olduğunu hissettiriyorsun.
Borç ödemenin,iş stresinin,halamın ölüm riskinin ve hatta kendime dair tüm kaygılarımın kelebekler gibi uçup, yerine en pozitif hissiyatların yerleşmesinin bir adı olmalı. Ama aramıyorum...Elimi kalbime koyuyor ve orada dinlenmeye çekiliyorum.
Bak hatta buldum..."Huzur". Tek ihtiyacım olan da bu ya zaten. Huzur kokuyorsun...Sen bana tüm hayattan arınarak dinlenmem için gönderilmiş huzur limanımsın...Lütfen,hep orada kalır mısın?

28 Temmuz 2018 Cumartesi

Güzellikler Bulaşıcı ise Buyrun Bu Tarafa

Güzel şeyler olmaya devam ediyor. Şükrüm katlandıkça çoğalıyor.Çoğaldıkça bana mutluluk olarak geri dönüyor.
2 gün önce halamın  tahlil sonuçları netleşti. Lösemi değil. Ama diğer insanlardan çok daha yatkın. Her an her şey olabilirmiş. Bizim iliğimiz yüzde 40 küsurlarda çalışırken onun ki yüzde 15 civarında çalışıyormuş. bu da hastalığa yakalanma riskini arttırıyormuş. Bir ilaç varmış-iğne.
Her hafta bir gün 2 kolundan enjekte edilecek bir ilaç varmış. O ilaç kemik iliğinin çalışmasını,bir takım kan değerlerinin yapılabilmesini sağlayacakmış. Ama hiç bir işe yaramaya da bilirmiş.
Her ay kontrole gidilecek duruma bakılacakmış. İşe yaramaz ise yapacak bir şey yokmuş. İşe yarasa bile halsizliğin geçmez denmiş. Allah bilir elbette. Biz tedavinin seyrini olumlu yönde etkilemek adına elimizden ne gelirse onu yapacağız. İyileşmeye sözümüz var...
İlaç parayla alınamayacak,eczanede satılamayan türdenmiş. Özel bir raporla şahsa özel hazırlandı. Bugün eczacılar odasından gidip aldık ilk seansı uyguladık. Şifası da,hali-gücü de  gelir kısa sürede inşallah.
Yarın tekrar Karasuya gidiyorlar.Bu sene hep bir seyahat halindeyiz. Geçen hafta da ben Karasudaydım. 4 günlüğüne acilen gidip döndüm. Ne mi yaptım; ev aldım :)
hala inanmakta zorlansam da ciddi ciddi bir evim oldu benim. Hep hayalini kurduğum,çok ama çok istediğim ev sahibi oldum. Hem de kelepir fiyata,çok uygun şartlarla.Bulamazsın denilen özelliklerde,olmaz denilen fiyata.
Bu konuda beni benden çok tanıyıp destekleyen iki kişiye teşekkürü borç bilirim. Biri on yıl önce blogcu.com sayesinde hayatıma giren,kıymetlim olan Çağlar, diğeri zaman zaman iletişim problemi yaşasak da hep yeri ayrı olan sevgili patronum.
Benden çok bana inanıp destek vermeselerdi bu gün o evin anahtarı benim çantamda duruyor olmazdı.
Ailem tabi ki en baştaydı. Babacım bu sıcakta önce istanbula geldi ardından Karasu'da benle beraber iki gün yemeden içmeden koşturdu,aksiliklerde çözüm yolu buldu,uğraştı didindi beni bir ev sahibi yaptı.Allah yanımda olan,ödeme kolaylığı için dua eden,benimle birlikte sevinen herkesten razı olsun.
4 yıllık kredi borcu çabucak son bulsun.

Başka ne var diye düşünüyorum da... Ne çok şey birikmiş anlatacak,anlatılamayacak,anlatılmak istenen.
Şükrüm de,sabrımda,gayretimde O'nun için.
Bilirim beni hep ayrı sever,ayrı sevindirir,olmadık vakitte yüzüme tebessümler yerleştirir.Umudunu hiç kesme kulum der,ben senin yanındayım başka hiç bir şeye ihtiyacın yok. Elini kalbine koy,gözlerini kapat ve benden iste.sonra bekle.Sabret,umut et.Hayal kur. İnce ince işle. sonraaa tadını çıkar... Hayatın özeti bu kadar olsa. Aradaki can acıtıcı meseleler hiç yaşanmasa...Ama o zaman da mükafatlara bu denli sevinemezdik herhalde.
Şükrümüz bu denli kalpten gelmez,dil doldurmazdı.
Yazıyı bağlayamayan bir blogger görmektesiniz. Hayatının son bir yılında yaşadıklarından dolayı aklı karışmış,son bir ayda yaşadığı mutluluklar bulutların üzerine taşımış bir blogger. Mazur görün...İyi bakın,iyi görün... Sevgiyle kalın...

10 Temmuz 2018 Salı

Uyuyan Guzel

Cocukluguma dayanir bu huyum.
Uyuyan bir yakinimi seyretmeye bayilirim. 
Kucucuk bir cocuktum uc katli aile apartmanimizda sadece dis sokak kapisi kapaliydi. Daire anahtarlari kapilarda takili ve kapilarimiz hep acikti. Hasta bir bebek ve cocuktum. Iyilesemeyecek kadar hasta tedavisi bulunamayacak kadar caresiz. Ama umutlu.
Gunde saymadigim kadar babaanneme iner cikardim. Huzurdu onun evi. Huzurdu ona sarilmak, huzurdu bir iki kelam sohbet etmek. Huzurdu varliginin orada oylece durdugunu bilmek. O hep evdeydi. O hep baktigim yerdeydi. Hep benim babaannemdi. Hep sevgi dolu, hep iyiydi. 
Oglen uykusu vardi gunde bir saat kadar. Merdivenlerden sessizce iner uyudumu acaba diye odaya yavasca girerdim. Uyuyor ise eve cikmaz karsisina gecer izlerdim. 
Oturma odasinda ise karsidaki cekyata oturur, yatak odasinda uyuyor ise dakikalarca karsisinda durur izlerdim.
Onun zaten melekle es deger bir kalbi vardi. Ama uyurken daha da tatli ve masumdu. Acaba her insan onun kadar guzel uyur muydu? Ne zaman bir yakinim yanimda uyusa izlemelere doyamamam bundan oturudur. Kardesim, annem, babam, arkadasim...farketmez. Seviyor olusuma siginip, izlendigini anlayip uyanana kadar ya da odadan kovulana dek:) izlerim. Uyuyan bilmez zihnimin nerelere gittigini. O ani pamuklara sarip saklamak isterim. Ama olmaz... Zaman acimasizdir. Tum guzellikleri once gozler onune serip sonra aliverir elimizden. Tipki babaannemin simdi cennette olmasi gibi.
Sukur ki icimde tek bir keskeye yer birakmadan ugurladik onu bu dunyadan. Tum sevdiklerimizle cok guzel gunler yasarken, hicc keskelere yer ayirmayalim lutfen. Kiymet bilelim. Cok gec olmadan...
Veee tavsiye ederim efenimm, izleyin... Bi de uyurken izleyin sevdiklerinizi. Sevip kirildiklarinizi. Sevip de kizgin olduklarinizi. Izleyin de gorun, uyurkenki masumluklarini. Hayat o kadar iste. Bir uyku arasi. 

7 Temmuz 2018 Cumartesi

Mutluluk (.)

Teșekkür ederim Allah'ım.Çok ama çok teșekkür ederim.
Hayalini kurarken bile kalpten inanamadığım, asla olmaz ya yine de nolur Allah'im... Diye devam ettiğim șeyi gerçek kıldığın için minnettarım.Bugun, yarın, hep. Ömrümün sonuna dek.  🙏

3 Temmuz 2018 Salı

O Bir Cümle

Geçmişten bugüne zihnime yapışan bir cümle.


Aklıma geldikçe mutlu eden ve hatta duygulanmama sebep olan.Yalnız değilsin hissini kalbime yapıştıran o bir cümle. Söyleyen gayet normal zikretti belki ama benim duymaya ihtiyacım olan,çok kıymetli bir hediye gibiydi.

Ne miydi o cümle? Dedim ya çok sıradan söyleniveren ama söylenenin kalbinde çiçekler açtırıp gözlerini dolduracak cinsten.
Bazı insanlar,bazı ilişkiler,bazı söylenenler fazlasıyla kıymetli.
Tabi buna oranla üzüntüleri,kırgınlıkları da bir o kadar katmerli...


19 Haziran 2018 Salı

Son 1 Ay

Ne çok şey olup bitti şuncacık zamanda.
İçinde bir tane iyi bir şey yoktu. Ama her zorluğun içinde de kocaman mükafatlar yatıyordu.

Halamın durumu henüz netleşmedi. Perşembe günü bir teşhis konulmasını umuyoruz.Canımız ağzımızda bekliyoruz. Kendisi halsiz,bitkin.
......
Ben geçtiğimiz ay bir kanama geçirdim bilmiyorum aşağıdaki yazılarda bahsetmişmiydim.
Ardından doktorumu aradığımızda 1 hafta sonra tahlil yaptırmamı istedi ve çıkan sonuç pozitifti. İç kanama geçiriyordum. Bu Halde benden 3 saat uzaktaki arkadaşıma hastane ziyaretine gittim. Çünkü onu çok merak ediyordum durumu kritikti. (Çok şükür şimdi evinde ve iyi).
Çıkan pozitif sonuç beni kolonoskopiye götürdü.
Öncesindeki hazırlık süreci baygınlık geçirerek,kendimden geçerek tamamlandı.Sürüklenerek hastaneye gittim ve uyandıktan hemen sonra işe başladım. Öyle bir manyağım :)
Bir yat,uzan,uyu,dinlen,naz yap dimi. Naz yapmanın kelime anlamını bilmeyenlerdenim.
Neyseki sonuç temiz çıktı. Vücut bir şeye tepki olarak vermiş o kanamayı.Olurmuş arada,bazılarına.Zaten ben biliyordum etkileşim olan şeyi.

ve iki buçuk hafta önce...İş bitti,dedim markete gidip bir şeyler alayım,hem de yürümüş olurum,hava alırım. Aldım havamı !
Daha markete girmeden düştüm hem de düz yolda. Önce ayak bileklerimin üstüne düştüm ardından popomun üstüne sert bir şekilde oturdum.Cadde üzeriydi.Mecburdum kalkıp eve gelmeye.Oturacak,dinlenecek bir yer yoktu.Olsa da durabilecek gibi değildim.Evden birinin gelmesini bekleyemedim.
Eve gittim durumu anlatana kadar akla karayı seçtim.Annem gerekli ilaç ve araç gereçi aldı ve uyguladıysa da olmadı. Ben yani ben.Diri diri dikişler atılırken gık demeyen,emg ler çekilirken gözünden bir damla yaş akmayan çocuk iken 10 dk zor durdum evde.
Gidelim dedim.Gidelim hastaneye.Geçmeyecek bu böyle.
Gitmek işkenceden başka bir şey değildi. 3 kişiye tutunup taksiye zor bindim.Hastanede zaten tekerlekli sandalyeye bindirildim.Bir ayak bileği burkulmuş,bir ayak bileği önemli bir yerden çatlamış.Hemen alçıya alındı. Diğerine bandaj takmamız söylendi. Ağrı kesici iğne de yaptıktan sonra az da olsa rahatladm.
Eve gelince sol kol bileğimdeki ağrı da peydah oldu.Ona da bir bandaj ve akabinde belimin üstüne düştüğüm için popo kısmında da tahribat ve şişlikler olduğunu fark ettim.Neyseki belim sağlamdı.Zaten daha kısa bir süre önce tutulmuş ve yakılarla düzelmişti. 3 hafta kalması gereken alçı 1. haftada ayağımın üstüne basabiliyorum diye çıkarıldı. ama asla 1 ayı tamamlayana kadar basmamam gerekiyormuş.Zaten hala mosmor ve şiş. Kesinlikle tuvalet harici yerimden kalkmıyorum,kalkamıyorum. Ayağın altında 2 minder öyle oturuyorum. !
Dünden bu yana tuvalete gitmek dışında 1-2 kez kalktım bir iki metre yürüdüm. Ehh alışmam da lazım.
Zoru gitti kolayı kaldı.Şimdi ayağım bandajlı bilek fazlaca ağrılı ama bin şükür en zor durum geçti gitti.kaldı bir on gün daha.
Evde olmak hiç önemli değil de kendi işimi görebilmek ve azıcık hareket yetecek bana.
Öyle işte. Acıtasyon olmasın diye ilk anın acı ve duygusuyla yazmak istemedim size.
Ama özledim de buraları.
Yazmak ap ayrı bir heves bende.
bu aradaa; bana kitap önerisinde bulunsanıza ? Gözlerim okumaktan ağrısa da iyi okudum bu süreçte.Kişisel gelişimi abartınca biraz romana kaydım haliyle.Ama gönlüm çocuk ve kişisel gelişimlerdeeee....

Sağlıklar dilerim efendim hepinize.Ve neye ihtiyacınız varsa o hissiyat gelip bulsun sizi en kısa zamanda.


9 Mayıs 2018 Çarşamba

Sanatsal Etkileşimler

Biraz da güzel şeylerden bahsedelim.
Dün akşam kız kardeşimin halk oyunu yıl sonu gösterisi vardı. Sahnede devleşti resmen. 3 yıldır onu izlememe rağmen hala aynı heyecan ve duygusallıkla seyrediyorum. 
Öncesinde de çocuk bale gösterileri vardı. İlk kez bale gösterisi izledim. Çocuklarınkini izlemek ise nasıl duygulandırdı beni ah bir görseniz. Sanki aralarında benim çocuğum varmış gibi.
Olmayan çocuğum için etkilendim yani. 
Bir çocuk için sosyal aktivite,spor ve dansın ne kadar önemli olduğunu bilirdim bir kez de gözlerimle görüp farkettim.

Keyfim pek yerinde değil ama bunu sonra anlatırım. Şimdi dünün ve bugünün tadını çıkaralım. 
Ehh arada böyle kısa da yazarım :)
Hayranlıkla izlemekten pek fotoğraf çekemediysem de bir kaç örnek şöyle ; :)