25 Ağustos 2022 Perşembe

Çocuğum da Yok Demezsin

Oturduğum koltuktan kalkıp masanın üzerinde duran termostan çay almak için şöyle dedim

"eğer oraya kadar sağlıkla varabilirsem çayımı alıp içeceğim" Merve güldü.

Ciddiyim dedim. O kadar güçsüzüm.

 

Bunu derken son bir haftada her gün 1.6 km yol yürüyüp bütün gün ev yerleştirip,akşam aynı yolu geri geliyorum.

Geçen gün eve vardığım için şükrederken fenalaştım. Ciddiyim :)

Ama melike bir şey istemeyegörsün. Devleşiyorum. Yemeğini ayakta yediriyor,onu kucağımda dakikalarca gezdiriyor,halının üstünde koşarak ve hatta birlikte emekleyerek oyunlar oynuyor, o yorulana kadar yorulmak nedir bilmiyorum. Bu gün onunla konuşurken dedim ki; ben bu kıza bakarken devleşiyorum. Tek elle çocuk taşıyıp tek elle iş yapıyorum mesela. Normalde mümkün değil.

Asla dengemi kaybetmiyorum Melike kucağımdayken. Sendelemiyor,asla yorulmuyorum.

Her işimi sanki o kucağımda değilmiş gibi yapıyorum. Biliyor musun, onu severken sanki içime halam kaçıyor. Ondan aldıklarımı Melikeye aktarıyorum adeta. O olsaydı bu kadar severdi,bu kadar emek verir, bu kadar kalbine sokabilirdi.Çünkü biliyorum çok aşırı seviyorum. Aynı halamın bizleri sevdiği gibi. Öyle gördüğümden değil sadece bence,gerçekten içime halamın ruhu kaçıyor sıklıkla.Eminim görüyor,çok mutlu oluyordur. Zaten ben bu hayatta ne yapıyorsam onlar orada huzur bulsun diye.


Neyse işte sohbetin bir yerinde dedi ki; çocuğum yok demezsin. O var,onu büyütüyorsun. Her anında sen varsın. Onu sen yetiştiriyorsun.

Evet dedim şükürler olsun,öyle.  Kendi evladım olsa bu kadar sevebilirdim herhalde.

Ve o cümleyi duyduğumdan beri,bu güne kadar geldiğim hayat çizgim gözlerimin önünden geçip duruyor. Bir çocuğumuz olsaydı şimdi kaç yaşında olurdu,ne zaman doğmuş olurdu yani. O büyürken biz nasıl evrilirdik.Birbirimize daha ne katardık neler götürürdük. Bir insan evladını nasıl yetiştirirdik. 
Daha pek çok şey.

Neyse işte. Allah çok büyük. Ve Allah hep bizimle.

Bu ay çok şey yaşadım.Çok fazla üzüldüm. Üzülmekten yoruldum,yorulmaktan göz yaşım akamıyor hale geldi falan yani. Ve her seferinde aklımdan şu cümle geçti. "Allah bizimle." bu beni hafifletti her seferinde.

Hep de öyle oluyor zaten. İnsan kendine yetecek gücü,kendini ayağa kaldırma gücünü yine kendi içinde buluyor.

Muhtaç olduğumuz kudret,damarlarımızda saklı :)


Bırak geçmiş, bıraakkk. Kim naptı,neden böyle oldu, nereden nerelere gelindi de yolda nasıl kalındı bıraaakkk. Allah bizimle.

Gelecek güzel günlere ve şuan tam da şuan içinden geçmekte olduğun güzelliklere odaklan.

Hadiii....



22 Ağustos 2022 Pazartesi

Melike

 Melike 

Tiyyzicim deyince dünyadaki bütün mutluluk kuşları kanat çırpıyor.

Kucağıma atladığın,bana sarıldığın her bir an için sonsuz şükrüm hiç bitmeyecek.

Ruhuma merhemsin. Gün ışığım,gökkuşağımsın.

Gözümün ucundaki bir damla yaşsın. Zaafımsın.

Yeni evinde çok mutlu ol yavrucuğum.

Güzel kızım,güzel bir ömrün olsun diye çabaladığımız şu günlerden inşallah hep birlikte galip çıkacağız. 

Seni mutlu bir insan olarak yetiştirmek hepimizin boynunun borcu. Tüm çocuklar için bu böyle ve ben hepsine yetemeyecegim için sana odaklıyım sadece.









Son Zamanlar

 Canım çıkana kadar ağlamak istiyorum.

Sus diyorum sus. Yazma,söyleme,düşünme hele hele hiç anlatma.

Şu hayatı bu kadar önemseme. İçindekileri bu kadar değerli tutma.

Ya bi bırak,herkesin canı cehenneme demeyi öğren artık.

Aaa bu kadar sabır ve bu kadar dayanıklılık canıma yetti diyorum. Yani aslında kendimi karşıma alıp  ona kızıyor,onu yargılıyor,akıl veriyorum.

Neyse sonuç olarak şu bir ayda karşımda olsa da sarılarak ağlasam,ben anlatmasam o da bir şey sormasa sadece ağlasam özgürce dediğim bir kaç şey oldu.

İşte o günlerde kendime sarılmayı,kendi yaralarımı sarmayı bir kez daha öğrendim. Nasıl güçlüyüm şuan nasıl.

Nasıl yalnızım ama nasıl.

Ve nasıl umrumda değil hiç bir şey nasıl.

Neyse ben bi yemek yapayım. Hayatımı renklendirmek adına rengarenk yiyecekleri bir araya getireyim.

Ama şu bir gerçek ki,eski hevesim yok mutfağa karşı bile.

Bu arada odamda duvarda asılı çerçeveyi farkettim. Evet bir senedir farketmemiştim. Alışıyor insan,en sevdiklerinin gözünün önünde durmasına.Her sabah ilk onları görmeye ve gece uyumadan önce bi bakıp öyle yatağa girmeye. İçim acıya acıya kaldırdım duvardan. Değil mi ki insanlar hayatından çıkarmış beni,bir fotoğrafın lafını mı edelim şimdi.





1 Ağustos 2022 Pazartesi

İlk İş Günü

 Tam bir yıl sonra hayatıma keskin bir karar ile devam ediyorum. Geçen sene bu günlerde canımdan can kopmuşcasına acıyordu tüm hücrelerim.

İyileştim. Ama gel sor nasıl iyileştim.


Şimdi iş konusunda verdiğim kararın bambaşka yerlere evrilmesiyle tuhaf bir zaman dilimi yaşıyorum.

Huzur desen çok. Zorluk desen çok.

Yokuşa sürülüyor tüm işler. Yapmak istemiyor haliyle. Ben olsam yapardım kesin de. Karşımdaki ben gibi olmadığından sorun yaşadık ya işte.

Koskoca şirket müdürünü aracı kılmaktan dolayı hiç içim rahat değilse de,öyle huzurluyum ki öte yandan.

Anlaşılmak, haklı bulunmak ve huzurum için çözümler aranması nasıl iyi geldi. Gidip sarılmak istedim kendisine,itiraf edeyim.

Bu gün ofise bekliyordu beni. Malum home ofis çalışıyorum ben. Nolur gelin birlikte çalışalım da ortamın güzelliği sizin stresinizin önüne geçsin,iyi gelsin dedi.

Yok dedim. Bu hafta olmaz. Ben kendimi biliyorum,siz de beni. Ama bilmeyene anlatmaya gücüm yok şimdi.

Eğer gitse idim,gözlerinin içine bakıp çok teşekkür edecektim.

İllaki gideceğim,illaki o teşekkürü yüz yüze edeceğim.

Belki bambaşka şeyler olacak zaman içinde. Belki kızacağız birbirimize,belki hatalarımızı göreceğiz,göstereceğiz. Sesler yükselecek,ya da tavırlar alacağız. Her şey olabilir. Sonsuz olasılıkta yaşıyoruz bunu ben çok iyi anladım. Ama o güne dair hissettiklerim baki. O çok başka bir his çünkü. Şöyle anlatayım size; halamın cenazesinde karşımda duran o kişiye bakıp ilk göz yaşımı döktüğümde hissetiklerimle aynı his işte. Sonra olan her şeyde hep o şefkat duygusunu hatırladım O gün o an bana hissettirdiklerinden dolayı ona çok uzun bir süre asla kızamadım,kıyamadım.
Sonrasını boş verin. Olacak olanın önüne geçmek gibi bir gücümüz asla yok.
Amaann ne diyorum ben yahu. Yat uyu işte. Hem zaten yarın yapılacak öyle çok iş var ki. Bugün gelme sözü verilen maaş dosyamda hesaplanır belki.
Birileri ses etmemi bekliyor çok belli. Sabrımın sınırlarından haberi olsa bunu yapar mı ki.

---------------

Pazartesi yepyeni bir başlangıç yapıyoruz. İlk iş gününüz olacak hazır mısınız demişti. Değilim deyince ben,kısa süre duraksamış ve size çikolata gönderiyim mi kutlama yapalım demişti. O diktatör adam nasıl bu kadar yüzümü güldürebildi ben hala şaşkınım. Allah'ım nolur, güzel olan her şeyi katlayarak çoğalt. Olumsuz kişi ve olaylardan fersah fersah uzak tut.

30 Temmuz 2022 Cumartesi

Neler Oldu Neler; İstifalar İşe Alımlar

 Zor bir ay geçiyor. Daha doğrusu bir kaç böyle.

Hayat.

Altını da üstünü de gösteriyor insana ki şükretmesini bilelim olduğumuz halin diye.


....


Çok yakınlarımdan bir iki kişi bilir ki iş ortamında zaman zaman problemler yaşarım. Sustuğum için de kabahatlı benim,konuşup bir şeylere karşı çıktığım için de.

Biliyorum her zaman haklı değilim. Amma emin olduğum tek bir şey var ki kendimi asla ezdirmem.

Son aylarda tam tersi oldu.  Pek güzel ezdirdim. bu niye böyle denmeden bu böyle olmaz dedi. Bunu böyle yap yoksa iptal ederim işini dedi. İş iptal olursa da sorumlusu sensin diye her gün her görüşmede ekledi.

Elimden gelenin en iyisini yapıp sustum. Hep sustum. Dün.

Bam telimin koptuğu noktaya geldim. Ok yaydan çıktı. Neler neler oldu şu 10 senede de hiç bir fırlamamıştı ok yayından. Sabrım çok kez taşmış,az ağlamamış,pek çok da tartışma yapmış ama hiç işten çıkma lafı etmemiştim çok kez bunu içimden geçirmeme rağmen.

Dün sabah muhasebeci beni arayıp sizin periyodiklerinizi inceleyeceğiz ne o fiyatlar öyle. Olur şey mi aklınız alıyor mu sizin minvalinde bir konuşma yaptı. Not olarak eklemek isterim ki; bir fiyat politikası var ve o doğrultuda ilerliyoruz. Amma velakin çok eski müşterilerimizi bu politika dışında tutmak durumunda kalıyoruz. Çoğul konuşuyorum çünkü hepimiz bu şekilde ilerliyoruz. Neyse. Duyduklarım sabrımın taşması için gayet yeterli geldi. Buraya aktaramadığım bir cümle zihnimde yankılandı.O yankıyla patronumu aradım. Müsait değilim dediğinde sonra konuşuruz deyip o saniye telefonu kapatırdım normalde. Beni dinle lütfen 2 dakikan vardır herhalde dedim.

Şaşırdı. İşten ayrılmak istiyorum ben iş telefonunu kapatıyorum sen mi alırsın bir arkadaş mı yönlendirsin yoksa kargo mu yapayım dedim. Adam hayatının şokunu yaşadı eminim.

Çok ama çok ama çok uğraştı. Allah bin kez razı olsun. Ona çok fazla konuda kızıyor ve bu kararı almamda daha doğrusu taşmış olmamda payı olmasına rağmen öyle güzel dinledi ve çözümler üretti ki.

Öyle sakin,öyle mantıklı,öyle kıymetli çözümler ve diyalog oluştu.

Kabul etmedim hiç birini. Çünkü gerçekten kararımı bildirmek için aramıştım ben onu. Çözüm üretmek için değil.

1 hafta dinlen sen deyip kapattı. Ben çalışma arkadaşlarıma kararımı bildiriyorum şimdi,benden duysunlar dedim. Lütfen yapma,bekle ben önce ömerle konuşayım dedi.(Genel müdür). İyi dedim tamam bir şey söylemiyorum kimseye ama kararım kesin. Lütfen saygı çerçevesinde bu işi noktalayalım.Ben artık bittim. 

11 dk boyunca işten çıktığımı düşünerek rahatladım,gerildim,sudan çıkmış balığa döndüm. Çok kahkaha attım Melikeyle oynadım eğlendim. Ve telefon çaldı. Ömer bey aradı.

Kısıtlı iletişimimiz olduğu için hiç bu kadar sohbet etmemiştik bu güne dek. Bir sorunum yoktu onunla,olmadı hiç. Ama bu kadar da sevmemiştim kendisini. Tanımaya vakit olmadığından demek ki.

İstifa ediyorum dedim. Kabul etmiyorum dedi. Siz bilirsiniz ben gidiyorum dedim. Sesimdeki kararlığı öyle iyi anladı ki.Başladı konuşmaya. Sordu söylemedim. Tekrar sordu tekrar ve tekrar. Anlatmadım sebebini.

Genel olarak bahsettim elbet bilmek haklarıydı ama kimseyi şikayet etmek zaten fıtratımda yokken tam da çıkarken gerek yoktu. Çözüm arayışında değildim zaten. Kararımı bilmeleri yeterliydi benim için.

Allah o Ömer beyden razıolsun.  Siz dedi nasıl gidebilirsiniz. Aklınız alıyor mu hiç? Ben gidiyıorum diyeceksiniz ben de size tamam sen bilirsin mi diyeceğim. Bu mu yani. Hukukumuz bu kadar mı? 

Siz bizim için bu kadar mısınız? Biz sizin için bir açıklamaya gerek görülmeyecek kadar mıyız ?

İstafınızı yırttım şuan duyuyormusunuz kağıdın sesini dedi.:)

Yapmayın dedim,nolur yapmayın. Ben artık fayda sağlayamıyorum bu şartlarda size. Çok yıprandım.O şartların ne olduğunu,beni bu duruma neyin getirdiğini çok kez sordu. Çok küçük bir kısmını anlatmak zorunda kaldım. Madem dedim bu kadar soruyorsunuz son noktayı söyleyeyim.

Böyle böyle oldu. Ben yetersiz hissettiriliyorum. Bana geçen duygu beni ele geçirdi ve ben mutsuzum.

Kendimi bilmek,işimi çok iyi yaptığımdan emin olmak falan yeterli gelmiyor artık. İşimi çok sevmemde bi yere kadar. Alın benim portföyümü daha iyi daha yukarılara taşıyacak arkadaşlara teslim edin. Hakkınızı da helal edin ben gideyim nolur.

Bu süreden sonra Ömer bey başldı konuşmaya. Şuan bunları yazarken gözyaşları içindeyim.

Siz dedi iletişimi çok yüksek bir insansınız niye bu kadar içinize attınız. Niye hiç bir şeyi bilmedim ben. Bu kadar mı ilgisiz kaldım size karşı,özür dilerim.

Hayır dedim ben tercih etmedim. Tamamen ben işi bu noktaya getirdim. Kimseyi şikayet etmiyorum. Kimse değişmez kimse yaptığını da farketmez. O ona göre normal. Bana göre değil. Ben artık o kişinin benimle olan iletişimini taşıyamıyorum. Hayat motivasyonu kaybettim 2 gündür iyi değilim. Böyle olmaz. Böyle olmamalı. Kendime bunu yapamam. 

Ben dedi kimseye gitme demedim. ama seni bırakamam.Sen giderken hiç kimseye de laf anlatamam.

Demezler mi o bile gitti diye. Gerçekten olmaz. Olamaz.

Bu satırları yazarken beni yanlış anlamayacağınızı düşünerek kaleme olduğu gibi alıyorum. Asla ve asla kendimi övmek için değil. Tamamen olanları aktarıp içimi boşaltmak niyetindeyim. Samimiyetime güvenin.
11 yıla doğru gidiyoruz dedi. Nasıl açıklama yapmadan noktalanabilir ki. Açıklama yaptınız şimdi tamam ama kabul edildi mi bi sorun . Burada ama ömer bey yaaa diye gülümsedim.

gözler dolu,dil tutuk,zihin karmakarışık.

Gitmek diye bir şey yok onu bi bırakıyoruz ve şimdi çözüm üretiyoruz dedi. yok dedim üretmeyelim ben o kısmı geçtim. Bundan sonra o kişi sizi aramayacak. İletişim kurmayacaksınız. Madem sebep o,artık o yok. Söz. İstemezseniz patron da yok,diğer çalışanlarda aramayacak sizi. Sadece ben. Beni de isterseniz tabi.

Karşılıklı gülümsedik. Patronumla da sizinle de derdim yok hiç bir arkadaşımla da yok şirkette kaç kişiyiz siz tam rakamı bilirsiniz. 30 mu 40 mı belki daha fazla. Herkesle iyiyiz. Bir tek o. Onunla olmuyor ve ben onu şikayet ederek çözüm bulmak da istemeyecek kadar yoruldum. En iyisi işten çıkıp herkesin rahat şekilde yaşamına devam etmesi.

Tamam işte dedi. Siz işten çıkarsanız ben rahat edemem. Böyle bir sebepten sizinle yolumuzu ayırmak olmaz. Kabul edilebilir değil.

Ben size sadece benimle iletişimde olma ve tüm soru ve sorunlarınızı benimle çözme sözü veriyorum bu şartlarda okey miyiz dedi. Bunu derken öyle samimi ve öyle sorunu çözmüş olmanın verdiği mutluluk vardı ki sesinde. Tamam dedi ikna ettim. Her şey yolunda. Onun o çabası ve gerçekten her şeyi yoluna koyma isteği karşısında gözlerim doldu. Teşekkür ederim dedim. Sadece bunu diyebildim.
Siz dedi şimdi 2 saat dinlenin ama çok değil 2 saat sonra rutin yaşamınıza devam. Pazartesi de sizi araç gönderip aldırıyorum ofise bekliyorum. yok dedim ofis olmaz onunla bu hafta karşılaşmak istemiyorum. Onunda beni görmek isteyeceğini sanmıyorum. Sorun olmayacağını söylese de beni anladığını hissettim. Yepyeni bir başlangıç yapıyoruz pazartesi ilk iş gününüz,hayırlı olsun dedi.:) Güldüm. Tamam mı,telefonu kapatabilir miyim okeymiyiz dedi. Tamam dedim çok kısık ve gözyaşları içine kaçmış bir şekilde. Duyamadım dedi. Anlaşmadıysak konuşmaya devam edeceğim ama çok da yoruldum:)
Tamam dedim öyle yapalım madem,teşekkür ederim bunca emeğinize,beni ilgiyle ve gerçekten çözüm odaklı dinlemenize. Asla bir çözüm arayışında olmadığım halde geldiğimiz nokta sizin sayenizde. Çok teşekkür ederim. Çok...

Telefonu kapattık. Ben allak bullak tabi. Sağlam sarsıldım çünkü. Ee noldu ki şimdi falan haldeyim yani.
Kuş gibi de hafifledim bir yandan. Saatler geçti. akşam 2130. Telefon çaldı. O. Muhasebeci.

Neler oldu bu gün öyle dedi.  Evet dedim işten çıkıyordum ama konuştuk hallettik devam ediyorum.

Siz dedi nasıl beni şikayet edersiniz. Niye bana gelmediniz. Bu ne biçim bir yol izlemek böyle. Ben dedim çözüm arasa idim önce sizinle konuşurdum. Niyetim o değildi. Gidiyorum demek için aradım kendilerini. Sonrasını anlatmak yazmak için gücüm yok. Ağzıma etti. Bundan sonra sizin hiç bir işinizi yapmayacağım dedi.İyi de zaten yapmaması şartı ile ben geri döndüm:)
Neyse ben ısrarla kimseyle tartışmadan günü bitirme derdindeyim. Yapılan mobing umrumda değil,iyi ayrılalım çabasındayım. Kalıyorsam da yüz yüze bakıyoruz arkamızdan kötü konuşmayalım kafasındayım. Ama herkes öyle değil tabi.
ee dedim benim maaş hesaplamam ne olacak peki? Tamam iletişim kurmayalım ama profosyonel şekilde işimizi yapabilir minimum seviyede mecburi konuların üstünden geçebiliriz.bunu yapmalıyız dedim. Gidin genel müdürünüz yapsın. Beni şikayet ettiğiniz müdür dedi. İyi dedim peki öyle yaparım. İyi akşamlar.

Genel müdüre gittim. Tüm bunları anlatmadan muhasebecinin benim maaş dosyamla ilgilenmeyeceğini kendisine sormam gerektiğini söyledim. Ben ilgilenirim sorun yok her ne ihtiyac varsa muhasebe namına ben destek olacağım siz birbirinizi görmeyin duymayın dedi.

Peki dedim,teşekkür ederim. yıktık mı koskoca genel müdürün üstüne gece gece 3 kalem iş.  bir maaş hesaplama,bir kaşe imza,bir başka iş.

Bekliyoruz bakalım. Sanıyorum ki tüm onları yine muhasebeye yaptırıp bana göndericek. Beklemedeyim. Her şeyin kolaylıkla olması için bakalım hangi olasılıklar mevcut. Görebilmek nasip olsun.








24 Temmuz 2022 Pazar

Temmuzda Hayat Bir Başkadır

 Rutinlerimi çok severim. Hatta onlara aşığım diyebilirim.

Çünkü rutinim bile çok çeşitlidir benim.

Mesela, çok uzun yıllardır her yazım aynıydı. Öyle heyecanla beklerdim ki yaz gelsin diye. Çok severdim her günün içinde olan planlı ve rutin gidişatı.

Son iki yaz mevsimi bana çelme taktı. Bildiğimden şaştım,gördüğümden başkalaştım.

Melikenin gelişiyle arşa vardım evvet ama içerde bir yerde anlatmayı seçmediğim hüzün bulutlarının arasına taht kurdum.

Ha derseniz ki belki de bu yeni rutinindir; olabilir. Olan,gelen,hissedilen her şeye amenna.

Yaşıyoruz işte,biraz gidişine biraz gelişine.


............

Teyzesinin aşkı ayın başında 1 yaşında oldu. Geçen sene o günlerde sandım ki hayatımın en güzel temmuzu. Meğer ayın sonunu görmeden değerlendirme yapmamak lazımmış. 

25 Mayıs 2022 Çarşamba

Olması Gereken Oldu

 Onu ona anlatmalıydım. 

Kolay olmadı ama olması lazımdı.

Olması gereken oldu. Bilmesi gerekeni bildi.

21 Mayıs 2022 Cumartesi

Güzel Günlere Doğru

 Susmaktan çatlar mı insan ?

Ya da şöyle sorayım. Kaç gün,kaç ay susunca çatlıyorduk tam olarak ?

Bi de Allahım, işine karışmak gibi olmasın da,biraz iyileştirmeyi hak etmiyor muyum? Hayır yani, şu olanlar bana bı kaç boy fazla geliyor da, altında kayboluyorum. Elimi tutup beni güzel günlere ışınlar mısın? 


Oluruna Bırak

 Bazen hayat istediğimiz gibi gitmiyor. Ne yaparsan yap olmayınca olmuyor. Oluruna da bırakamıyorsun hemen öyle. Ona da zaman istiyor. Ama biliyorsun ki,derdi veren Allah dermanını da içine sakladı. Bulacaksın illaki.

İnsan şifasını da,belasını da bulur çünkü. Buna çok inanıyorum. 


6 Mayıs 2022 Cuma

Anılar Anılar...

Bilgisayar ve telefondaki fotoğrafları düzenledim biraz. Anılara daldım yani. Siz deyin 3-5 yıl ben diyeyim 10 yıllık fotoğraflar.

Şuan hiç de iyi bir ruh halinde değilim. Hıçkıra hıçkıra ağlayasım var. Neyse ben gidip bir çay içeyim. Her şeyin başı da sonu da çay nasılsa. Bir de çilekli çikolata,damağımda.