19 Ekim 2016 Çarşamba

Yalanci mutluluk

Oyle guzel bir his ki...
Mutlu olmadim desem pinokyadan daha cok uzar burnum.
Bir aileye kabul gormek.ikna etmek icin surekli sohbet etmek istemek.hic bir sey soylemeden cok sey anlatmak...
Karsi tarafin heyecanli hali karsisinda ezilip buzulup ne yapacagini bilememek.
Bu hissi yasattiklari icin her birine sessizce tesekkur etmek.onlara karsi susmak ama icten ice bu duruma cok sevinmek...
Bir aileye kabul gormek...cevabinin olumu olmasi icin gozunun icine bakilmasi.
Onlarim heyecani,benim saskinligim...
Zamanin akmasi.hayatin akisinda kendimi bulma cabasi. Herseyin hayirlisi...

Not:telefondan yazdigim icin harfler noktali cikiyor affola efenim.

17 Ekim 2016 Pazartesi

Tarihe not

16.10.2016
Farkli hislerle dolu bir gundu. Pek keyifli basladigini soyleyemeyecegim ama oyle bitmedigi muhakkak.aksine...
Bu tarih buraya not dusulmeliydi.gunler sonra belki donup bir seyler anlatmak istersem tarihe bakip bugin neler hissettigimi hatirlamam acisindan onemli.

Yazidan cok farkli Not: dun gece canimin ici kuzenim ayse rumeysa evlendi.ne kadar guzel bir aile ve akrabaya sahip oldugumu bir kez daha gorup icime cektim sevgilerini.varliklarina sukrettim hepsinin.dilerim ben de ilerde guzel bir aile kurabilirim.insallah... kismetimde ne var oldugunu keske gorebilseydim...simdi belki bazi seyleri bu kadar cok dusunmezdim...hayirlisi...

8 Ekim 2016 Cumartesi

Adam (!)

Ahh be adam !
Nerden çıktın ki sen ? 
Hayatım zaten oldukça yorucu ve yıpratıcı. Bir de sen zorlaştırmasan olmaz mı?
Tam her şet de yolunda derken,neden be adam,neden... Bozmasan huzurumu olmaz mı ?



4 Ekim 2016 Salı

Keşmekeş

Yoruldum...
Ellerim bilgisayardayken,kulağım telefonda aklım başka bir noktada.
Bilmiyorum...Karmaşık günler... Yazın ortasında bile böyle stresli değildik. ekipçe delirdik bugün. Kimi aradıysam sakinleştirip kapattım da birine de dert yanamadım. Yanmam... Yanamam... 
La havle der devam ederim yoluma,gittiği yere kadar.
Şuan yorgunluğumun dışında herkesin üzerime çökmüş sinir,stresi de var. Bir arınmam lazım bu negatifliklerden ama iş bitmeyecek gibi görünüyor. Boşuna hayal kurmayayım bari. Bu şekilde yarına bağlarım ben kendimi.

İyi akşamlar size. Ben akşam yemeğimden sonra içeceğim çay düşünüp bir mutlu oluvereyim en iyisi...
Siz neyi düşünür de modunuzu yükseltirsiniz ki?

28 Eylül 2016 Çarşamba

Maddeleşen Vakitler

ne anlatayım, hangi birinden bahsedeyim ?

1.4 aydır boğazlarım rahatsız. Neler yaşamadım ki. 4 kez 2 farklı doktor 3 kutu antibiyotik hap ve iğne,ağız spreyleri,gargaralar. Sonuç; metabolizma çöktü. Karatay diyeti ile vücudu toparlamaya çalışıyorum. Çok zor bir süreçti. Henüz geçmedi.  Hiç böyle bir şey de başıma gelmemişti.Şaşkınlıkla izlediğim bir süreç oluyor.
2. Dün işten izin alıp Kadıköye gitmek için yola çıktım. Otobüse bindikten yarım saat sonra rahatsızlanıp yolda indim. 30 dk ana cadde üzerinde bekleyip kendimi hala toparlayamayınca ve Kadıköy yönüne de otobüs bir türlü gelmeyince uzunca bir yol geri yürüyüp evime gelmek için minibüse bindim. Gece boyu kendimi toparladım. Şimdi iyiyim.
3.Yoluna koymak istediklerim vardı hala tam anlamıyla olmadı. Hayırlısı.
4.Elimden gelen her şeyi yapmam gereken bir durumda parmağımı oynatmak gelmiyor içimden,bilmem ki neden...
5.Yaz boyu sık sık ailemin yanına gidip geldim. Artık onlarda parça parça ve en sonunda tümüyle İstanbul'a döndüler. Yalnız yaşarken birden kalabalıklaşmak pek kolay değil. Ama diğer yıllardan hazırlıklı olduğum bir durum.
6. İşler yoğun. Durdu mu da duruyor hepten. Sorunlar var. Öte yandan anlayışlı bir patrona sahip olduğum için çok şanslıyım.
7. İş demişken, 2 hafta önce aniden patronumun babasını kaybettik. Bizim de çalışanımızdı aynı zamanda. Etkilenmedim desem yalan. Patronumun kendini dik tutuşuna ise hayran olduğumu itiraf ediyorum doğrusu. Ben bile o kadar ayakta kalamazdım ki böyle durumlarda bile oto kontrolü elden bırakmayan biriyim.
8.Yaz boyu bol bol kitap okudum ama kendime yetersiz gördüğüm rakamlardayım.Daha hızlanmam lazım.Listemi oluşturuyorum. Kışı okuyarak geçirmek planım.
9. Son derece sakin ve sessiz bir yaz geçirdim. 1-2 kişi haricinde kimseyle görüşmedim desem yeridir. Sahte olan hiç bir diyaloğun içinde,beni tatmin etmeyen hiç bir ortamda bulunmak istemedim. Kimin yanında,neyle mutlu ve huzurluysam sadece onu tercih ettim. Siz buna yalnızlık deyin ben dinlenmek dedim.
10.Kendimi yanında iyi hissetmediğim hiç kimseyle görüşmeme kararı aldım. Az insan çok huzur mottosuyla yola devam.Çok insan da olabilir lakin lüzumsuzlara kapı kapatalı çok oldu.
11.2 hafta sonra canım kuzenim Ayşe Rümeysa evleniyor. Yakınında olup bu süreçte ona yardım etmek isterdim ama ancak bir kaç el emeği işle destek olabildim.İnşallah çok mutlu bir dünya kurarlar kendilerine.Hep diyorum,Teyzem ve eniştem çok şanslı. İki damadı da aileye,kendilerine,kızlarına yakışır şekilde. Allah utandırmasın inşallah.

Bu kadar galiba; aklıma,kalbime yer eden anlatılası mevzular...

22 Ağustos 2016 Pazartesi

unutama_ma

Kendime yakıştırmadığım bir üzgünlük içindeyim.

Hatta öyle ki; dünden beri durduramadığım gözyaşlarımla, tüm dünya insanın canı cehenneme diyebiliyorum.

bir şeye ama herhangi bir şeye sıkıca sarılıp çığlık çığlığa ağlamak isteğim peydah şuan...

geçer... bu da geçer yahu.. neler geçmemiş ki...
ama iz bıraktığı muhakkak.
dün geceyi unutmayacağım...Kimbilir kaç kez gün doğacak,aylar yıllar geçecek ama  zihnim dün geceyi unutmayacak...


21 Temmuz 2016 Perşembe

İçindeki huzura sarılmaca

Yazacak ne var bilmiyorum ki...
Şahsım adına ruhumda kendime dair huzur,milletime dair büyük kaygı var.
Terazi dengesini huzurdan yana arttırabilirsem kendimi daha iyi hissececeğim.
Eve kapanıp kaldım bu günlerde.Bizim burası akşamları pek karışık.gündüz de benim iş durumum karışık. Öyle arada derede zamanlar geçip gidiyor işte. Ben iyiyim neticede. Çok iyiyim...Sağlıklıyım,huzurluyum..Dedim ya teraziyi eşitlersem daha da iyi olacağım inşallah...
...

Çabuk geçsin bu günler... Toplumca refahtan pek uzağız... Hızlıca toparlanmak lazım...İçinizdeki umudu kaybetmeyin...Ve hattta zaman geçmeden yeşertmenin yollarını bilin...

Her şartta gülümseyin efenim...Sizi diri tutacak yegane şey bu dur...

Umutlu-mutlu günler dilerim...


14 Temmuz 2016 Perşembe

Uzun Lafın Kısası mı?

Buralardayımm...
İyiyim...Hoşum... Gayet coşkuluyum...
----------


Anlatacak hem çok fazla satır başım var hem de hiç bir şeyim yok..
Bayram öncesindeki son iki haftayla beraber çok uzun bir iş tatili yaptım.  Bu sırada bayram için plan yapma ve bu planları gerçekleştirmek için fırsatlar oluşturmaya vaktim oldu.

İstediğim gibi bir bayram geçirdim diyebilirim.
Cumartesi sabahı 03 de yola çıktım kız kardeşimle beraber. Sağolsunlar  araçlarıyla götürdü bizi İstanbul'dan Karasu'ya gidecek tanıdıklar.
Ertesi gün teyzemler ailece geldiler kendi evlerine. aynı bahçe içinde olmamız sebebiyle 7/24 bir aradaydık. Yani şöyle ki en az sayımız on kişi idi. Enfazla 20 ye yaklaştığımız saatleri hatırlıyorum.
Benim için bayram arefeden geldi.
Neden mi?
Hayatımdaki çok özel erkeklerden biri olan Abicim... Kuzen sıfatıyla bilinen ama benim abi bile demeye kıyamadığım,abicim...canımm...arkadaşım... dostum.. sırdaşım...
Arefeden geldi yani,bayramı getirdi bana. 1 güncük kalabileceğini biliyorduk 2 ye çıkardık.
Böylece 2 araç olmuş oldu evde. Fırsat bu fırsat ya gezip görülebilecek turistik yerleri sıraladık 2 güne.
Şoförler gitmeden,biz tatili bitirmeden gezelim dedik doyasıya.
İlk gece abimle bir sahil turu yaptık 4 kardeş. Şahaneydi.
Ardından 2 gün boyunca nereye istersek,neyi tavsiye edersek oraya doğru yol aldı araba...
Meğer benim abicim ne harika fotoğraflar çekermiş,ne profosyonelmiş. 
ahh benim şu güzel kalbim... ah benin şu abimden vazgeçemeyen benliğim...onu herkesten üstn tutuşum...kimselere değişmeyişim,herkesten özel bilişim...
sırf bu yüzden bile üzüldüğüm dakikalarda gözyaşlarımı tutamayışım...Yine abime sarılışım...
İyi ki sen varsın... Senin için hrkese kafa tutabilirim diye kendimi sakinleştirişim...
Kendini bilmeyenlerle,beni kıskanmanın bana değil kendine zarar vereceğini hala anlayamayanlarla ömür tüketişim...

Bayram bayram içimdeki coşkuyu aşağı çekmek isteyenlere karşı direnişim...

Olsun... Yıllar sonra abimle aynı sofrada bayram kahvaltısı yapabildik ya kocaman ailemle...Öncesi ve sonrası bol bol sohbet edebildim ve hatta gezip tozduk ya birlikte... 
Daha ne...
Dahası da olsun isterdim elbette.
Bayramdan beklediğim bir kaç şey daha vardı ama azla yetinmeyi de bildim nihayetinde.
Doyasıya yaşadım her anımızı birlikte.
...

Veee sonra...
Ben hala bayram tadında günler geçiriyorum aslında.
Bu kadar uzun yazınca okunmayacağını da biliyorum ama yazmak istediklerim o kadar fazla ki,bunlar özetin özeti aslında.
Kalbimde kelebekler uçuşuyor bu ara. Hem de sebepsizce,ardı ardına... 
Teşekkür ederim dünya...
Kendimi değerli hissettirdiğin için... Bana istediğim güzellikleri ardı ardına sıraladığın için...
Ve daha içimden geçirdiğim ama yazamadığım bir çok şey için teşekkürler sana.
İyi olmayı isteyin ve lütfen iyi olun... İyi yaşayın... İyilik saçın...
Yüzünüz hep gülsün...

------------
aa bu arada ben daha sahilde yüzüme gelip dudağımı parçalayan deniz şemsiyesini anlatmadım değil mi size?
o da bir daha ki sefere...





28 Haziran 2016 Salı

Başlıksız Olsa Olmaz mı?

Öyle sersem haldeyim ki şuan. Ne yazacak halim,ne de yazacaklarımı düşünecek adaptasyonum var. Uzun zaman olmuş yazmayalı diye bir iki satır kaydedeyim dedim.
Anlatırım bir ara uzun uzun inşallah.
Biri beni bayrama ışınlayabilir mi lütfen. 10 tane antibiyotik iğne bitmiş olsun,annemin yanında,ailemle beraber hamakta dinlenirken bulmak istiyorum kendimi.
Bu bayram diğerlerinden farklı güzellikte olacak inşallah.
Uzun yıllar sonra içimde bayram heyecanı da var ya bu nedemek bilemezsiniz. Ben ki İstanbul aşığıyım,işkolik bir insan evladıyım. Yalnız yaşamayı en az ailemle yaşamak kadar çok severim.
Bir an önce annemlerin yanına gitmek istiyorum.Yıllar sonra ilk kez denize bile girme isteğini taşıyorum ruhumda.
Böylesi bayrama odaklıyken bir antibiyotiğe yenilecek değilim ya(pardon 10 adet en ağırından iğne demek lazımdı,hafife aldım azıcık:) )


Dedi ki dün akşam; ne olur rica ediyorum senden bir daha içinde tutma söylemek istediklerini. Hasta olmaya değer mi? !
Bu öğreti bana pahalıya patladı ama Olsun du... Hallederiz di... Neler geçmedi ki...
...

Haydi bir gülümseyelim şimdi... Dün gece gelen abinin evimize,ruhumuza getirdiği mutluluğa,onun için saatlerce yaptığım hazırlıkların yorgunluğuna,öncesinde çok ama çok yorucu bir gün geçirmiş olmama,bir çalışıyor bir izinli olduğumu öğrenip bocalıyor oluşuma,fena halde bozulan düzenimin nasıl yrine geleceğini bilmiyor oluşuma...
Düşünüp düşünüp mutlu olduğum bazı güzel an_ı lara...
Haydi bir gülümseyelim şimdi...Tüm dünyaya.
İyi olduğumuz,mutlu olduğumuz her şeyi yanımıza alıp kafa tutalım negatif durumlara.
Yapabiliriz var bu güç ruhumuzda. Hisset...Farket...

4 Haziran 2016 Cumartesi

Çilekli Pasta

Fotoğrafı gördüğünüzde ıyhhh diyeceğinizi düşünüyorum. Bir de benim gözümle bakın isterim.Şöyle ki ; 

bak sana ne aldım diye 2 paket uzatıldı elime.Pek aram yoktur tatlı,tuzlu bu tip şeylerle. Hemen açmadım o sebeple.
Aradan zaman geçti,merak nüksetti. Elime aldığım ilk paketten çilekli pasta diğerinden üstteki pasta çıktı. Üzerinde isim falan da yazmıyordu. Çileklinin bana denk gelmesi şaşırtıcı.
O an kendimi öyle özel hissettim ki.! 
Gözümün kenarında biriken 1 damla yaşı düşürmemek, teşekkürüme eklememek için zor tuttum kendimi. Öyle içten teşekkür ettim ki,ilk kez böyle kalbimden dilime bir yol oluverdi sanki.
Vallahi de billahi de, çok uzun zaman var ki böylesi önemsendiğimi hissetmemiş,bu kadar çok mutlu olmamıştım.
...

En son geçen seneydi sanırım. Otobüsten inip elinde turuncu bir kraker paketiyle yanıma gelen arkadaşım... Aynı şeyleri hissetmiştim bugün ile.
Hep diyorum ya ben içimden ve dışımdan,iyi ki...İyi ki kimseyi dinlememiş,kendi bildiğimi okumuşum vakti zamanında. Ben ne sevap işlemişim ki böylesi güzel insanlar girivermiş hayatıma.
Dilimde bin bir tattan arınmış,çilekli pastamın tadı, kalbimde şükür nidaları,aklımda bir şarkının nakaratı... "hep sonradan"gelirmiş güzel günler,sabretmek gerekirmiş.
..

Çilekli pasta getireniniz çok olsun.