27 Ekim 2014 Pazartesi

Kelebek Tozu

Klasik ama asla sıradan olmayan pazartesi maillerinden biriydi.Biraz gecikmişti.Merak etmiş ama sessiz bekleyişimi sürdürmüştüm.
Ve beklenen mail geç de olsa geldi,dokundu kalbime.Bir başlık belirlenmişti bu hafta da."Siz bir tasarımsınız. Peki senin tasarımın hangisi? "
Çözüldükçe çözüldü dilimiz.Kaleme yansıdı kelimelerimiz.Birini tanımak için yüzünü görmek şart mıydı. Yoksa kaleminin gönlüne dokunması yeterli miydi !
Klasik ama sıradan olmayan o olağan üstü pazartesi maili bizi birbirimize öylesi yaklaştırdı ki,kâh merak oluştu ona dair,kâh yakınlık hissi.
Ve dedim ki  bir mailin son cümlesinde "Sizinle aynı ritimde buluşmak,kelimelerin daha anlamlı halde can bulması,diğer deyişle harflerin duygularla sağlamlaşması ne güzel."

sıralı sırasız çözülürken içimizdeki kelimelerin dili,bir ara şunlar dökülüverdi alelade bir şekilde klavyemizden gözlerimizin önüne.
"Bazen siz istersiniz hayat verir.Ama istediğiniz konunun neresinde
olduğunuz tam işaret edilmemiştir.
Mesela siz bir kalbin tam ortasında olmak istersiniz,oysa sadece yanından
geçmektesinizdir."


...
Merak...Uzun zamandır böylesi heyecanlanmamış,böylesi merak uyandıran bir bekleyiş içinde bulunmamıştım.
Kelebeğin ömrü bir gün derler ama bir kelebek tozu hikayesi,1 hafta boyunca heyecanımı ritimli tutmaya yetecek gibi...









0 yorum:

Yorum Gönder