16 Aralık 2019 Pazartesi

Değişen Hayat

Eyy Hayat...
Ne muhteşem bir dizaynın var.
Aşırı zor ve bambaşka bir yolculuğa çıkarttın beni. Hayat seyrim neredeyse tamamen değişti.
Halam gitti. Ben gittim bu dünyadan.
Bedenim kaldı ve ruhum başkalaşıp aynı bedenin içine sığmaya çalıştı.
Öyle büyüdüm,öyle çoğaldım ki,aynı bedene aynı kilodayken sığamaz oldum.
Halam gitti,ben büyüdüm...
...
Ev geçimi nedir öğrendim.
Maddi zorluk nedir bildim. Bir o kadar da,olmaz gibi görünen şeylerin nasıl yola koyulacağını izledim.
Dedim ya bambaşka bir yolculuğa çıktım halamın gidişiyle.
Ve hatta gitmeye niyetlendiği o günlerde.
Reikiyle tanıştım.
İyi ki iyi ki iyi ki tanıştım.
O bambaşka bir süreç anlatmaya başlamayayım ama dedim ya halamın gidişi büyüttü beni.
Çok büyüttü. Eskisi gibi olamıyorum bir türlü.
Olamayacağım da galiba.
VE 2-3 hafta önce reiki master oldum.
Artık ücretli seanslarımı yapıyorum.
Bambaşka bir dünyaya açıldı yolum.
Enfes bir süreç.Hiç bitmesin derken,bu hazzın artması yeni yollar açmak için de çabalıyorum.
İlk ruhsal ameliyatımı yaptım geçen hafta mesela. Harikaydı,harika.
Tekrar talep gelsin diye nasıl heyecanlıyım bilseniz.
Neyse...
Demem o ki,halamın gidişi bir çok şeyi de getirdi bana.
Sanki beni birilerine emanet etti gibi.
Tam da onun gitmeye hazırlandığı süreçte yanı başımda bulduğum,nefesini dahi yanımda hissettiğim bir kaç insan...
Beni öyle mutlu gördü ki halam...Aferin dedi...Aferin... İyi insanlar var etrafında.
Siz bana destek olanlar,bunu görmediniz,duymadınız. Ama ben duydum,bildim,mutlu oldum.
Evet hala o hastaneye girmek istemiyor,kendim için gitmem gereken doktora bir türlü gidemiyorum.
İlk kez 2 hafta önce kardeşimin nişanı için hzırlandıktan sonra,mezarlığa gittim.Ve o günkü diş ağrım ömrümce unutulmayacak acılar arasında yerini aldı.

Felaket ! bir gün yaşadım. Ağır geldi halamı mezarlıkta ziyaret etmek...Çok ağır.
Şuan bunları yazarken bile, duygularım şelale.
Doğan... Çok özlüyor. Ve ben her yerle bir olduğumda onu düşünüyorum. Ya daha çok etkileniyorsa,ya bir bana değil de ona halamı sorduğunda bu özleminin altında kalırsa...
Erkekler öyle değilmiş ama. Öyle dedi...O dediyse öyledir eminim.Değilse de beni kandırsın isterim bu süreçte.
Neyse işte. Lif örmeye devam. Aynı anda 2-3 iş yapmaya devam... Başka türlü geçmiyor bu süreç.Başka türlü dayanamıyorum bu ağırlığa.
Yaptıkça satabiliyor olmak da ayrıca mutlu ediyor tabi ki.
Bambaşka insanlar,bambaşka kapılar açıldı önüme,şükürler olsun.
Her anlamda geliştim,değiştim,büyüdüm bu süreçte.
Sorumluluk mu,alası...
Güçlük mü,alası...
Yorgunluk mu alasssııı...
Sakinlik,dinginlik,güzel olan şeylere sevincim de bir o kadar katlandı.
Zamanın değerini hep bilirdim amma an ın kıymeti gözümde nasıl farklılaştı.
O bir nefeslik zaman diliminin kıymetini nasıl bildim...
Ve her bu aklıma geldiğinde halamın can vermek için nasıl çabaladığını,aynı anda bu fani dünyada kalmak için verdiği mücadeleyi an ve an gördükten sonra unutamıyor insan.
Yaşamla ölüm arasındaki o incecik ama bir o kadar da kalın çizgiyi görmezden gelip normal hayata devam edemiyor insan. ölümü kabullenmek amenna da, o süreci sindirmek kolay olmuyor biz kullara.
her şey normalmiş gibi hatta fazla normalleştirerek yaşadığım günlerde bile içime sığmayan benden haberdar olmadı kimse.
Geçecekti biliyorum. Geçiyor da.Amma işte tortular yazılmazsa kir pas tutup yapışacak hücrelerime.
O sebeple bir kaç kelime etmek istedim bunca şeyin üstüne.
Yaşadığınız her şeyin kıymetini bilip içinden bir iyilik çıkarabileceğiniz ve ne olursa olsun şükürle karşılayacağınız günler dilerim...Kalın sağlıcakla.


30 Eylül 2019 Pazartesi

Anne Yarım; Halam

63 gün dayanabildi.
Bir gece kanı bitti diye acile gidip, sarı alan,yeşil alan,acil dahilye,genel cerrahi ve dahiliye katında toplam 8 oda değiştirdik. Özetlenecek bir zaman dilimi değil. Ama yazmalıyım. Yazmazsam içimdeki irini atamayacağımı biliyorum.
son 1 haftası yoğun bakımda geçti.
Her an yanındaydım.
Annem ve babam tam zamanı kaldı. Ben ilk 10-15 gün hiç eve gelmedim. Sonrasında gece evde kalıp,sabah bir iki saat çalışıp hastaneye koştum. Çok ama çok ama çok yoruldum.
Evde yemek yapıp,toparlayıp hastaneden gelen ve bizim varolan çamaşırları yıkayıp,hastaneye koştum. Sırtımdaki kocaman çantam ile her gün o yokuşu çıktım. Her gidişimde ya dönemezsem,yanlarında kalmam gerekirse diye düşünerek evden çıktım çünkü.
neyse anlatılamayacak kadar zor zamanlardı.
İşimi bırakmadan bu işlerle uğraştım.Kızıydım...Evde oturduğum kısa zaman dilimleri batıyordu biyerlerime.Annemler orda uykusuzken ben yatağımda yatamazdım.
Acı çektim...

......
Tek bir anını bile kaçırmak istemedim. Ziyaretçi gibi gitmem gereken zamanlarda ki artık sen kalma 3 kişi fazla oldunuz denildi. EE tabi devlet hastanesi.
Amma kaldım. Asla sadece ziyaretçi saatinde orada bulunmadım.
Öğleden sonra gittim dr uyla görüştüm. Akşam kanları alınırken yanındaydım. Daha doğrusu alınamazken,damarlardan kan yerine ödem sıvısı aktığı için(ki bu bağlamda çok ciddi de bir yaraya sahip oldu) doktor gelip,kasıktaki atar damardan kan alıyordu.  O damar ki kanı durduramazsanız ölümle sonuçlanıyordu. Ben tuttum. Hep bana denk geldi. O korkuyu bilemezsiniz.
Halamın yaşadığı o can acılarına da tahammül etmek,görmezden gelmek kolay değildi.Artık sona gelmiştik.
2 gün boyunca tüm ilaç ve müdahelelere rağmen tuvalate çıkamayınca yine gecenin 21. inde gittim dr odasına. Bu iş böyle olmaz. Bunca şeye rağmen tuvalete çıkamıyorsa bir sorun yok mu sizce ? deyince başladık dr la kafa kafaya vermeye.
Ben söyledim,o düşündü.O söyledi ben muhakeme ettim.
O zaman dedik bir ultrason çektirelim,bağırsak düğümlendi mi acaba bi görelim.
Tomografi kararı verdi dr ve gecenin 00:00 ında indirdik,çektirdik. Bir şey olmadığını öğrenip rahatladık.
Amma acısı geçmedi. Eve dönmek zorunda kaldım.
Ertesi gün bağırsaklar boşalmış amma ağrı devam.
Tansiyon yerlerde sürünmeye başlamış,yoğun bakımdan makinalar getirilerek,türlü ilaçlarla tansiyon dengelenmeye çalışıldı.
O akşam orada kalmalıydım. Bir şeyler ters gidiyordu,belliydi.
Hemşireye gittim.
Annem ve babam yanındayken benim de sizden izin istemem olmaz biliyorum. Ama hasta falan değilim, enfeksiyon a sebep olmam,hastamın durumu belli ben bu gece burada kalabilir miyim dedim.
Evet dedi hemşire,olmaz. 3 kişi çok fazla. Ama sen kal. Bu gece burada olmak istemeni anlıyorum.
Kaldım.
bilinç yerndeydi fakat halüsinasyon görmeye başladı. Ve tahminimden çok daha hızlı ilerledi. Bir gece çok hızlı yol aldı bu durum.
Sabah dr u aradım,odasında yoktu. Ciğerdeki enfeksiyonun artmasından sebep bunu yaşadığımızı biliyordum.yine de bir konuşmam lazımdı.
Tüm gece uykusuz olunca bi bahçeye çıkıp hava alayım dedim. Daha banka otur oturmaz babam aradı.
Halanı yoğun bakıma almaya karar verdiler hemen gel!
Annemle elimizdeki çayları çöp kovasına atıp nasıl koştuğumuzu görseniz...
O ana kadar gördüğüm tüm herkes yoğun bakım kararı alındığında,yer olmadığı için tüm istanbul genelinde başka hastanelere sevk ediliyordu.Çok dua ettim. Çok...Çok...Bize yoğun bakım denilmesin,başka yerlere hepimiz nasıl gideriz.
Doktorun yanına gittim. Bana bilgi verin durum nedir dedim.Ve benim tüm gece gözlemlediklerimi aktardım.

1 saat verin bana,kardeşlerimi çağırayım son kez görsünler dedim.
Demez mi sadece bir kişilik yerimiz var yoğun bakımda,siz karar verene kadar ya yer kalmazsa.
Hayıırrrr dedim. Öyle uygun görüldüyse tabi ki alın. İmzam gerekiyorsa hemen verebilirim. Sadece çocuklarını görsün diye izin istiyorum. Annem ve babam bir köşede ağlarken,hemşireler onları sakinleştirirken ben aramaya başladım. Beklemediler. Yanlış asansöre bindiğimiz için zaman kaybı olunca evdekilerde yetişip yoğun bakımın önünde görebildiler.
Sonrası...
Ah sonrası...
Ahh ahh ahhh...
Saatlerce bekeyip yanıan girip kızı olarak imza verip yoğun bakım ateslim edip doktoruyla görüştüm.
Halamı gördüm.
Sonrasında her gün bir kişi girebilirdi ama biz 2 şer kişi girebildik. Günleri paylaştık.4 gün sonra yine ben girdiğimde dr uyla görüştüm.Eve gidip herkesi hazırlamam gerektiğini,umut kalmadığını söyledi.
Bilinci açıktı ama uyutuluyordu. Fazlaca makinaya bağlıydı. Ama bizi hissediyor,tepki veriyordu. Ama en az tepkiyi bana veriyordu.
Zaten yoğun bakıma inerken; sen gelme bana, başkaları gelsin sen bana dedikodu getirmezsin dedi.
Beni istemedi.
Her girdiğimde ben burdayım,kapının dışında seni bekliyorum,yalnız değilsin.İzin vermedikleri için yanına giremiyorum ama eve de gitmiyorum duvarın arkasındayım dedim. Hep o zaman tepki verdi. Omuzlarını oynattı.
Sevindi mi,beni kovdu mu bilmiyorum.Olsun...
Cuma günü
...
Son görüşümdü. Yanından çıkınca doktorun durumu sormak bile gerekmeyecek kadar kötüydü.
Tam anlamıyla canlı cenazeydi karşımdaki.
Gözler ödemden şişmiş,kapanmıyor ama açılmıyorda...Çok kötüydü demek hafif kalıyor inanın. Çok hafif.
en son ben gördüm. O gün 4 kişi girdik yanına. Alınmaz evet.Aldırdım.
Nasıl ki 63 gün,tüm prosedürlere rağmen yanı başında kalabildiysem  ve yoğun bakıma ben teslim ettiysem,son kez gören de ben olmalıydım. Ben dayanamam,görmeyeyim artık deme lüksünü kendimde bulamadım.
Sadece hemşireye zemzem suyunu teslim ederken,kardeşi de dışarda. Babam da son kez görsün ama yanına girmesin. Kalabalık olduk farkındayım. Uzaktan baksın,son kez görmüş olsun o istese de yanın ayaklaştırmayın zaten.Bu halde gözlerinin içine bakmasın dedim.
Tamam dedi,kıyafet giymeden uzaktan gördü kardeşini.
Sonra herkesi bahçeye gönderip doktorun açıklamasını beklemeye başladım. İçimden de ne diyecek işte durum belli. Bir tek nefesi kaldı verecek diyip duruyorum. 
Yarım saat kadar zor bekledim. Güvenliğe gidip doktora bir hatırlatsanız da görüşsem unuttu galiba dedim.Aslında saatlerce ses etmeden beklerdim. 
Doktor geldi.
Bugün buralardan ayrılmayın,geceyi görmez. Bir kaç saat içinde ölüm haberini veririz dedi.
Elbetteki ağlamadım. Zaten yakında çatladığımın haberini de alırsınız bu gidişle.
Tek derdim aşağıya inip babama bunu nasıl anlatırım.
Anlattım.
Kardeşimi arayıp annemin yanına eve gönderdim. İki kardeş evde kalın ben babama yeterim dedim.
Kardeşimin müstakbel nişanlısını yanımıza çağırdım.
Allah biliyor ya,keşke yanımda olsa ona ihtiyacım var dediğim arkadaşım...
Yanınıza geliyorum dedi. Çok uzaktaydı.Kıyamadım,yorulma derken kalemim,gönlüm nasıl sevindi.
sonra olamadı,gelemedi.
Amcam geldi yanımıza. Burada kaç saat bekleyeceğimiz belli değil,eve gidelim haber gelince ben sizi geri getiririm dedi. Tekrar doktorun yanına gittik.1-2 saati kaldı dedi. Eve gittik.
Elektrikler yoktu. 10 katı yürüdüm o halde. Bittim!
10 dk oldu eve gireli,telefon geldi.
Hastaya müdahele ediyoruz,hemen gelin.
Babam,damat,abim,amcam gittiler.
15 dk sonra babam aradı.Kızım,halanı kaybettik.

O gün babamla planladığımız üzere sosyal medyadan cenaze duyurumuzu yaptık.
Babam beni yormasınlar bu işi sen üstlen demişti. Herkes beni arasın sorsun diye bu yolu izledik.
Tüm süreçte olduğu gibi tek bir göz yaşı dökmeden tamamlamaya çalıştım.
Herkesin bana ihtiyacı vardı. Kimse benim kadar dirayetli değildi çünkü.
Ertesi gün...
Malum gün...
Tabutun kapıya geldiği an,Bengü ablanın(kuzenim) bana nasılsın diye sorduğu ve O nu gördüğüm o kısacık zaman dilimi dışında neredeyse hiç ağlamadım. 
Çok kötü göründüğümün farkındayım. Gören herkes dirayetli duruşumu taktir ederken,çok kötü göründüğümü,ne çok kendimi yıprattığımı da ekledi.
Eee normaldi.Annem i kaybetmiştim.
Halam bilinirken aslında tam olarak da annemdi. Aynı evde yaşamak böyle bir şeydi.
Çok gelen olu. Dimdik duruyorum derken aslında öyle bitkindim ki. Nurgül'ün oluna girmesem cenaze aracının başında ayakta duramayacaktım. O nu görmesem öyle ağlayamayacak ve o içimde biriken gözyaşları beni kimbilir ne hale sokacaktı.
Hayatımın en zor günlerinden biriydi. Geldi,geçti.
İçimi de yüzüme de,gülüşümü de toparlayabilmiş değilim ama zaman olarak geçti.Geçiyor...Daha da çookk geçecek. 
Ama ben kendimi bu kadar kötü hissedeceğimi hesap etmemiştim.
Bu sabah kalktığımda sol tarafım komple ağrı içinde. Gözlerimin içi sızlıyor adeta.
Zaman alacak demek ki. Zamanla gülüşüm yerine oturacak,halim tavrım sıradanlaşacak. 
Her şeyi unutacağız.Ya da hayır hayır  alışacağız.
Tam anlamıyla bu. Yüzümdeki çizgiler anlam kazanacak,tebessümüm daha manalı olacak.
tüm bu yaşanmışlık zamana ayak uydurarak fikirlerimde,yüzümde yerini alarak zamana ayak uyduracak.
Neyse ne...Anne yarım halam vefaat etti.Geride kalanların da yeri belirlendi.
Şimdi dua zamanı. Sadece dua...Çokca dua...
Yanımda olanlara minnetle...Varlıklarına sonsuz şükürle...









21 Ağustos 2019 Çarşamba

Ben Geldiimm !

28 temmuzdan bu yana hastanedeyim.
---

Boya yapıyorduk. Benim odam bitti bir koridor kaldı. Babam merdivenden indi,biraz mola verip bir çay içecekti. 
Halam nefes alamayınca kanının bittiğini anlayıp acile gidelim kan alalım sabah gelir işe,hayata kaldığımız yerden devam ederiz dedik.
Annem-babam-ben
Halamı aldık. Tekerlekli sandayeyle asansöre kadar götürdük. Orada tabureye otuırtup aşağı indirdik. İner inmez tekrar sandalyeye ve taksiye.
Acil yeiş alana sıra verildi. Dr 2 saatin sonunda tahlileri görür görmez kanın 2.9 a düştüğünü ve acilen sarı acil odasına yatmamız gerektiğini söyledi.
Orada 3 gün hiç ama hiç uyumadan ve hatta ayakta başında sadece bir kişi beklemek şartıyla geçti.
Biz babamla sokakta bankta,annem halamın yanında ayakta. Annem mesaj atıp hadi sen gel ben bir hava alayım diyordu güvenliğe rica ederek değişim yapıyorduk.Çok zor şartlardı.
İlk 30 saat 1 dk bile uyumadık.Sonrasında yeşil acil odasına ve oradan acil dahiliye servisine nakledildik. 10 gün buralarda dolaştıktan sonra hala dahiliye servisinde yer açılmayınca genel cerrahi katına yatırıldık. 2-3 gün sonra da dahiliye katında yatmaya başladık. Bugün 25 gün.
Aldığı kanın sayısı yok. 
Hem kırmızı kan,hem trombosit...Vüducunda oluşan 30 küsur kg ödemi atmak için ödem söktürücü iğneler ve çok sayıda serumlar... 1 dk bile çıkarılmaksızın verilen oksijen ve havalar. 
Aşırı...Çok aşırı zor zamanlar.
Annem-babam-ben...
Hiç başından ayrılmadan geçen günler,haftalar...
Sabah 7 de eve gelip bir iki saat çalışıp çamaşır yıkayıp yenilerini alıp dönmeler...günde iki kere hastaneye gidip eve gelmeler. 
Ciğer,kalp,beyin,aklınıza ne gelirse her yerinin defalarca çekilen tomografileri.
Reçete peşinde koşturduğum geceler.
iki kişilik odalara gelene kadar umumi tuvaletlerde çektiğim eziyetler.
Bir koltuk bile bulamadan sadece sandalyede oturarak uyuyabildiğimde şükrettiğim zamanlar.
Şimdi son 1 haftada artık normal odamızda olduğumuzdan dolayı tekli açılan bir koltuğa sahibiz.
ama sorun bi yatabiliyor muyuz?
Elbette hayır. Hastamızın durumu ağır olduğundan 3 kişi kalıyoruz.Annem refakatçi,babam dr dan imzalı kağıtlı ben araya kaynıyorum.
Bir kaç gndür artık her gece kalmıyorum. Gündüz işlerimi bitirince gidiyorum.Ben gidince annem dışarı çıkıp biraz hava alıyor.
Arada eve gelip yemek,alışveriş,çamaşır işlerini hallediyorum.
Sokakta mavi sırt çantalı bir küçük kadın görürseniz daha doğrusu çantadan dolayı kendisinin görünmediği bir canlıya rastlarsanız hıhh işte o benim.
Diyorlar ki hastaneye ziyaretçi saati dışında girilmez,giremeyiz,almıyorlar.
Yoo bana kimse bir şey sormuyor. Bak nasıl sa geçerim şimdi diyip geçiveriyorum.
Çünkü buna mecburum. O saatleri bekleyemem. Her seferinde beni biri de karşılayamaz. 
Allah yüzüme gülüyor da güvenlikler de bir şey sormuyor. Ehh bir de koca sırt çantasıyla gezmeye gelmediğimi anlıyorlardır diye düşünüyorum.
------------
Çok zor vakitlerden buralara geldik. Böbrek hastası olmamasına rağmen diyalize girip 20 kg kadar su çekildi vücuttan. Daha var. Var da tek derdimiz o değil.
Ödemlere bağlı kolda oluşan yara....Durum ciddi.
Ödemin durumunu size şöyle anlatayım. Damarlardan kan gelmiyordu. Kan yerine sıvı akıyordu. 
2 ayrı hemlire gelip kan almak için girişimde bulunuyor olmayınca dr u çağırıp kasıktaki atar damardan kan ı alıyorlardı.
Her gün...Elbetteki kollarda mos mor ve acı içindeydi.
Ama olsun sağlık olsun da onlar estetik işler...
Artık kan geliyor damarlardan...Kan almaya da devam ediyor hala.
Diyaliz de devam.
Ama solunum cihazlarından ayrıldı binlerce şükür.
ahh bir de koldaki yara iyi olsa.Belki de çıkaracaklar bizi hastaneden.
Bilmiyorum. Hiç bir şey bilmiyorum.
Kim ne konuşursa kulak kesiliyorum.Hemşirelerle dost oldum.Pansumanların bir kısmını ben yapıyorum. Her deliğe girip,her yerden bir şey çıkarmaya,eksik varsa tamamlamaya,yanlış varsa düzeltmeye çalışıyorum.
AA yanlış dedim de aklıma geldi. İlk acile giriş yaparken evrakımıza baş dönmesi ve mide bulantısı ile geldi yazılmış.
Bunun böyle olmadığını bir kez söylemem yeter sandım. Meğer o geceyle bitmiyormuş.
Kovalayan ertesi günlerde asistanından,uzmanına,doçentine her başımıza gelene pardon 1 dk o öyle değil yanlış yazıld biz şu sebeplerle ve belirtilerle geldik demem gerekti.
O aksi dr bile beni dinledi. O umursamaz asistan bile aldı kağıdı kalemi benimle ders gibi yeniden her şeyin üstünden geçti. Ben sorayım sen anlat olur mu,hocama mahçup olmayayım dedi.
O kağıdı düzeltmedikleri için gidip ilk yazan memurun ağzına tıkacaktım az kalmıştı çok az. Vallahi kağıdı alıp elime kalkmıştım yerimden. Annem zor tuttu.
O asistan gelip hadi tamam baştan yazalım raporu demeseydi,o sinir,uykusuzluk ve yorgunlukla neler olacaktı kimbilir.
Daha anlatabileceğim çok fazla şey var. Ama sıkılırsınız diye kısa kesiyorum.
Yoksa oksijen tüpünün çalışmadığını öğrendiğimde  -1 deki operasyon odasından 8. katt gitmeyi bir türlü başaramayınca(doğru asansörü bulamayınca) ömrümden 10 yaş gittiğini anlatırdım size. Ben gidene kadar 8. kattaki servisten oksijen tüpü geldi de  son anda kurtardık hastamızı. Yoksa o vicdan azabıyla napardım bilmem. O marmara ne büyükmüş meğer...
neyse...hala oradayız. ben bugün çok yağmur yağdığı için gitmedim. Yarın inşallah gideceğim.Belki gece kalırım da babamı eve gönderirim anneme faydam yok bari babamı dinlendireyim.

Bunlar olup biterken kardeşim de nişan için hazırlanıyor bir yandan.
Eğer 15 eylüle kadar eve çıkarsa halam,nişan yapmak niyetindeler.
İnşallah ertelemek gerekmeden her şey su gibi akıp geçer.
Şimdilik böyle.Her an öyle çok şey değişiyor ki zaman hızlı akıyor hastanede,yetişmek güç.Gerçi ben nereye yetişeceğimi epey şaşmış durumdayım.

Bir de bu süreçte canım arkadaşlarım benden bir çok lif alıp üstüne sipariş yağdırdılar.Nereye bölüneceğimi iyice şaşırdım böylece ama kafamı dağıtmak adına iyi de gelmiyor değil tabi.

Yani kısaca; hayatı her yönüyle yaşıyorum bu ara.
Sağlık ola inşallah.





25 Temmuz 2019 Perşembe

Duygudan Duyguya...

Her şey iyi güzel de; bazı şeyler kimseyle paylaşılamıyor.
İçimde birikiyor...Eskiden öylemiydim ya...Her ne olursa olsun anlatabileceğim insanlar vardı yakınımda.Çok yakınımda.En yakınımda.
Kendime bile söyleyemediğim şeyleri ,bir başkasına rahatça anlatabildiğim zamanları özledim.
Çok özledim...


-------------

Düşünüyorum da son zamanlarda yaşadığım en önemli duygu nedir diye.
Özlem mi,kırgınlık mı,yalnızlık mı...Çıkamıyorum işin içinden.
Tek bildiğim...Ben olsam böyle yapmazdım...

Her ne olursa olsun böyle yapmazdım...
Yapmadım...
Tüm her şeyi bir kenara bırakır sevdiklerimin yanı başında dimdik dururdum.
Durdum...
Ve ben ki özleyince; her ne olursa olsun bunu dile getirir o özleme son verebilirdim.

Yapamadım...
Bu sefer yapamadım.
Varın siz düşünün ne kadar kırılmışım. Ne kadar yalnızım ve ne kadar özlemişim...
------------
not: Eylül sonu nişan var...Evde boya badana...Kafam boya kokusundan bulandı zira.:)
Kalın sağlıcakla...


20 Temmuz 2019 Cumartesi

Gülümseten Şeyler

Okuyorum; gülümsüyorum.
Yazıyorum;gülümsüyorum.
Hayal kuruyorum;gülümsüyorum.
Diliyorum,istiyorum,emek veriyorum ve gülümsüyorum.
Sonra...
Zamana bırakıyor,hayırlısı diyorum.
Her ne oluyorsa ve olacaksa hayırlısı zaten.

19 Temmuz 2019 Cuma

Son Günlerde Olan Biten,Olmaya Devam Eden

Yazmak istediklerim varrr. Biraz da beklemem gerekenler...

Halam 3 gündür Karasu'da hastanede. Kan alıyor.Durumu iyi demek isterim ama sıkıntıları gün geçtikçe artıyor. Nefes alamıyor,uyuyamıyor,hareket edemiyor falan filan.
Onun dışındaaaa bir evlilik durumuyla tüm ailenin enerjisi bir anda değişti. Gerçekten bir anda.
Haklarında hayırlısı olur inşallah.

Vee reikiii... 12. gün bitti. Bilen bilir ki ilk 21 gün önemli. Sonrasında uygun olur ise 2. eğitim alınabiliyor. ve sonrası geliyor. Son aşama öğreticilik belgenizi alıyorsunuz ve ücretli seanslar,eğitmenlik sürecine hazır oluyorsunuz.
Şuan bu konunun tamamen başındayım yani.Çok başında. En başında.
Amme buraya geldiğimden beridir ki reiki yapıyorum.Komşulara,aileye,akrabaya.
Herkes pek bir memnun.

Veee bu memnuniyetleri reiki hocam/yaşam koçum Feyza hanıma aktardığımda bir iş teklifiyle geldi bana :)
İnanabiliyor musunuz? Birlikte çalışmayı teklif etti.
O ses kaydını kaç kez dinledim,doğru anlamak ve sindirmek için...Kaç kez...
Şimdi sabırla ve heyecanla İstanbul'a dönmeyi bekliyorum. Oturup konuşacağız.Duruma göre bakacağız.
İnşallah güzel şeyler olur.
Merak seviyem gün geçtikçe ve kendimi,kendimdeki enerjiyi farkettikçe artıyor.

Bu aradaaa Doğan'ım üniversiteyi kazandı.Çok düşük puanla ama kazandı. Halam hastanede olduğu için henüz nereye nasıl olacak netleştiremedik ama sanırım yakınlarımızdaki bir üniversitede aşçılık okuyacak.Şuan en sıcak gelen o gibi...Bir kaç gün içinde netleştireceğiz tabi.Zaman daralıyor. Hakkında en hayırlı olan olsun inşallah.

Şimdilik benden bu kadar.Aslında her bir konuyu detaylıca aktarmak istiyorum ama şimdilik yeterli.
Takipte kalıınnn..

14 Temmuz 2019 Pazar

Sensiz Eksik Kalıyor

Öyle güzel șeyler oluyor ki... Seninle paylasabilmeyi ne cok isterdim, bilirsin. Kimle paylașsam tatmin olmuyorum, içimde bir yerde sana anlatma isteği, aferin alma hissi öylece bekliyor. Yani anlayacağın sensiz mutluluklar, bașarı ve daha bir çok güzel olan sey tam olarak yașanamıyor. 
Neyse, hayırlısı... 

12 Temmuz 2019 Cuma

Güzellik Bulaştıralım Birbirimize; Şifa Niyetine

Sırt çantam hazır
bilgisayar çantam hazır
kol çantam hazır.

Ee o zaman yola çıkma vaktidir.
Allah kısmet ederse gece Sakarya Karasu'da ailemin yanında olacağım. Kuzenimin 11. yaş gününe yetişeceğim.
O kendi elleriyle bize sürpriz için evi süsleyecek ama aslında kendi doğum gününe hazırlık yapmış olacak.
Gitmek için çok hevesliyim ama en çok da halam için.
Reiki seansı yapıp bir minik rahatlatabilirsem onu, çok iyi hissedeceğim kendimi.
Anlatacağım çok şey var da vaktim yok şuan.
Güzel günler bekliyor olsun bizi.Hep iyiliğe ve güzelliklere açalım kalbimizi.
Biz neyi istersek onu çekeriz biliyoruz değil mi?


8 Temmuz 2019 Pazartesi

Reiki Mucizesi

Veee sonunda reiki eğitimimi aldım...

Nereden başlasam,anlatsam bilmiyorum ama sondan başlayayım hadi çok uzamasın mevzu.
Biraz erken gittim buluşma yerimize. O çok sevdiğim cafeye.

O benden erken gelmiş. Hep erken gitmeye gayret ederiz ve ikimizde birbirimizi hiç bekletmeyiz zaten :)
Biraz sohbet edip dinlendikten sonra hadi başlayalım dedi. Nasıl yani dedim.
Herkesi beklemeden mi?
Bekleyecek kimse yok.Sen ve ben olacağız sadece dedi.
O an nasıl mutlu olduğumu anlatamam size.
Kalabalıkta olabilirdik,çok da keyifli olurdu ama o günkü programını bozup bana özel yer açması. Benim bu eğitimi ne kadar istediğimi ve hazır olduğumu anlaması,tatmin olması. Ve benim en lazım olan zamanımda bu teklifin yapılması... Öyle kıymetli ki...Tıpkı kendisi gibi... Tavırları,yaptıkları,söyledikler,verdikleri-kattıkları...
Senin için turuncu giydim deyince yaşadığım mutluluk paha biçilemez. Onun için taktığım güneş yüzüğümü söylemek alıma bile gelmemiş, o sarhoşlukla.
Hayatımda hiç bir eğitim ve dahil olduğum programı bu denli heyecanla dinlememiştim.
Her bir anını zihnimin en güzel yerine saklayıp,ipeklere sardım.
Eğitim bitti,mutluluğumuzu ve enerjimizi fotoğrafladık ama benim heyecanım hala eksilmedi. Eve geldim kalbimin kıpırtısı durmuyor.:)

İlk rekimi yaparken kalp çakramdaki enerji akışını öyle yoğun hissettim ki,şükür dengeledim.
Yoluna girdi enerjim.
Herşeyin vaktinde olması kıymetli. Heyecanın da,mutluluğun da,üzüntünün de,stresin de.
Uzun ve olması gereken durumun dışına yayılıyorsa onu bir dengelemek lazım...
Şimddiiii
Belgem karşımda ama hiç bir önemi yok inanın. Feyza Hanımdan aldığım enerji avuçlarımın içinde. Tüm mesele bu. Ben bu eğitimi almadan önce de enteresan bir şekilde bu enerjiyi hissediyor ve faydalanıyordum amma şimdi eğitimli,bilinçli ve çok daha kuvvetli ve doğru şekilde uyguluyorum.
Ruhsal,bedensel,hayatsal arınma yoluna zaten geçiş yapmıştım. İnşallah aynı düzen ve kabul ile devam edeceğim.
Zamanla aldığım eğitimin hakkını verip üst aşamalarını da hocam uygun bulursa deneyimleyeceğim. Bu enerji seviyesi beni nereye taşırsa tutup elinden yürüyeceğim.
Allah'ın bugüne kadar yaşamış olduğum tüm acı ve olumsuzluklara karşın bana vermiş olduğu bir hediye olarak kabul ediyorum, Reiki yi.
Tam zamanıymış şimdi. Çok şey olup bitti.Çok acı çektim,çok yıprandım. Şimdi enerjimi düzeltme,kendime ve başkalarına faydalı olma zamanı.
Ama ben tüm bunları yazarken de çok heyecanlıyım...Allahım ne güzel bir yola girdim ben böyle. Muvaffak eyle.



6 Temmuz 2019 Cumartesi

Reikiiii


Tüm herşeyi koydum kenara. Yarın ki eğitim için nasıl heyecanlıyım,anlatamam.

Mideme kramp girecek kadar,gece uykumu kaçıracak kadar. ki ben sayılı şey için bu denli heyecan duydum...O sebeple çok kıymetli...

Lafın özü; her zorluğun arkasından bir güzellik veriyor Allah. Seni ayağa kaldırmayı o hep istiyor da sen ne kadar inanıyorsun buna.Mühim olan o...