Bir şeyi hatırladım,paylaşmam lazım.
Blog yazmaya başlayalı,Ekim ayında tam tam 17 sene olacakmış.
17 sene
Blogcu.com dan, blogger.com a.
Hayatımın cokk önemli bir evresi.
Vay vay vay...
Bir şeyi hatırladım,paylaşmam lazım.
Blog yazmaya başlayalı,Ekim ayında tam tam 17 sene olacakmış.
17 sene
Blogcu.com dan, blogger.com a.
Hayatımın cokk önemli bir evresi.
Vay vay vay...
Yıllar yıllar öncesinde benim için yazılmış bir yazıya denk geldim.
Bildiğim,her cümlesini ezber ettiğim,öyle ki ne zaman moralim bozuk olsa o cümlelere sarıldığım bir yazı.
Yazan kişi bunu hiç bir zaman bilmedi,bilmeyecek. Ama benim için ciddi motivasyon içeriyor.
Bu aralarda ruhum çok hassas. Kendime sarılacak,sığınacak cümleler,durumlar arıyorum. buluyorum da. Arayan bulur lafını hep çok sevmişimdir. Çok doğru bulmuşumdur. İnsan neyi ararsa onu bulur.
Şükür ki,beni motive eden, yükselten çok şey var yaşamımda.
Neyse işte. Biraz dağıttı ama çok çok iyi geldi. Bu ara ne zaman kendimi keyifsiz hissetsem,hoopp geçmiş güzel bir anıya gidiyor bir süre orada kalıyorum. Çok iyi geliyor,tavsiye ederim.
Ruhunuza iyi gelenleriniz çok olsun ve kıymetini bildikleriniz.
İyi olan her şeyin kıymetini bilin ve onu koruyup kollayın. Bunu kendiniz için yapın.İyi insanlar,çıkarsız dostlar sizi hep yükseltir. Sizi sizden daha çok düşünenlere bir sarılın bir daha bırakmayın. Her ne olursa olsun kendiniz için onları çekim alanınızdan ayırmayın.
Bence yani. Ben bunun için çok çaba gösteriyorum.
Sofraya uzanmak istedi. Ne istiyorsun kızım,ne vereyim sana dedim. Her gün kahvaltıdan sonra bir kaç çay kaşığı yedirdiğim tahin pekmezi gösterdi. "Seviyoommm" dedi. Yine beni şoke etti. vereyim kızım,seviyorsan bol bol ye dedim.
Sonra düşündüm de ne basit bir ifade. Ondan ver,ondan yiyeceğim,istiyorum vsvv değil. Seviyoomm.
Sevdiğin şeyi çok net göstermek,ifade etmek ve onu istemek. Damağında sevdiğin şeylerin tadını hissetmek istemek.
14 aylık bir kız çocuğu, bana bu gün de çok şey öğretti. Şükürler olsun ki onun teyzesiyim.
Hayatım boyunca hep sorumluluk sahibiyim ve paranın değerini de yönetimini de bildim. Ee artık yaşlar da malum zaten, bilelim bir zahmet. Ama aileyle yaşayınca sorumluluğun büyüğü anne babada oluyor yaş kaç olsa.
Son 4 aydır öyle değil. Tam anlamıyla tüm geçim sorumluluğu bende. Bir kaç ay daha öyle olacak çok belli.
Bunu yakınarak söylemiyorum. Tam aksine sonsuz şükürle yazıyorum.
Zorlanıyorum,asla su gibi akmıyor süreç. Ama öyle mutluyum ki sonuçtan. Nerden nereye diyorum. Ne halden nasıl hallere. Çok şükür. Eve,aileye herkese yetisebiliyor, sanıyorum ki eksiksiz kapatabiliyorum ayları.
Bunun için sürekli bir beyin fırtınasındayım. Neyi nasıl yaparsam daha kolay ve verimli olur vs.
Bu yazıyı da şimdi internetten bulaşık makinası tabletini sipariş verirken yazıyorum :)
Diğer alınacak elzem seyleri de listeledim. Sıraya koydum,yarın halledeceğim.
Bu arada süreci takip edip merak edenler varsa muhasebeyle aramız hala berbat ve hala prim listemi hesaplamadıkları için ödeme alamadım.
Ve hala çok sakinim,beklemedeyim.
Sular durulduğunda ortada onların yaptığı çirkinlikler kalsın,benim söylediğim negatif söylemler değil. Bunun için ben iyi tarafta sabırla dik durmaya devam ediyorum.
Bir profesyonel olun ya. Bı becerin bunu. Bu yasa gelip,bir iş sahibi olup hala amatörce hareket etmek ne. Allah aşkına ne.
Bir iş ilişkisi varsa aramızda,iki kalem işi yapmak,bir merhaba tamam peki demek falan normal yani. Olması gereken.
Niye zoru seciyorsunuz?
Son zamanda yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var.
Kimse kimseye her şeyini anlatabilecek kadar güvenip bağlanmamalı. Sonra bir şekilde o iletişim ortadan kalkınca,insan napacağını bilemiyor. Yani bir şey olunca gerçekten ne yöne döneceğini,nasıl tavır takınacağını düşünüp duruyorsun. Kendin kendine yetiyorsun o ayrı tabi zaten de,alışkanlıklar bir de. Her şeye rağmen alışkanlıklar.
Başka türlüsünü bilmediğin haller. Elin,kolun,aklın,fikrin,ruhun,beynin olmuş insanlar. Hayat bu ya ilişkiler bitebilir çok normal. Ama demek istediğim sonrası. Yaşam devam ediyor ve sen karşılaştığın, zorlandığın durumlarda ne yapacağını bilemiyorsun. Öğrenilir tabi ki. Öğreniyoruz da. Böyle böyle büyüyor,gelişiyoruz.
....
Yarın annemler gelir. İki gündür yalnızdım. Çok sıkıldım. Yalnızlığı sevdiğimi sanırdım. Pek de gerek yokmuş. Evde ses olması pek güzelmiş keza TV bile açmadan oturan insanım ben. Şimdi biraz uyuyabilirsem sabah artık biraz kitap okumam lazım. İyice saldım. Rutinleri hale yola koymak güzeldir,önemlidir. Olması gerekendir.
Rutierinizi sevin. Sevmediklerinizi değiştirin.
Sevgiler. 😇
Aylar sonra ilk kez konuştuk. Yaklaşık iki buçuk saat kadar. Her zamanki gibi önce o anlattı uzun uzun olan bitenleri. Konuşmaya çok ihtiyacı vardı. Dinleyeceğimden çok emin aradı. Hatta ilk aradığında sabah öyle erkendi ki duydum ama açamadım. Ayık olmalıydım ki,onu ilgiyle dinlemeliydim. Akşam üstü tekrar aradı. Anlattı,anlattı. Sonra sende ne var ne yok dedi. Konu başlıklarını verince ben, dumur oldu.
Sen bunları yaşarken ben neredeydim dedi; hayıflandı durdu önce.
Anlattıklarımdan sonra vay be dedi. Sen bu kararları alabilir miydin. Neler yaşattılar da sen bu keskin çizgileri çekmek zorunda hissettin.
Bu ne ki dedim bu ne ki. Ben aslında hiç bir şey anlatmadım ki daha.
Sonra dedi ki beni dinle. Her zaman konuşmayı çok sever zaten. Ben de onu dinlemeyi. Ama hayır dedim ben anlatacağım önce. Sen beni dinle. Sus dedi. Lütfen sus ve 2dk beni dinle.
Ben dinlemesini söylerken öyle aciz bı tondaydim ki,bana sarıl dedim adeta. Bana yardım et nolur. Demediklerimi anladı ki; bak dedi burda bunu söylemişsin iyi yapmışsın ama çok daha fazlası olduğu belli, susma. Yapma bunu susma. Bana anlatmadığın çok şey olduğunu farkındayım. Ama anlattığın kadarını bile ona söylemediğini de biliyorum. Yapma. Kimsenin huzurunu kendininkinden önde tutma.
Konuştu,konuştu,konuştu. Ve ben bu ay ikinci defa biri beni anlıyor diye göz yaşlarına boğuldum.
Soylediklerinde ciddi olamazsın dedi. Gerçekten bu süreci normal kabul edemezsin,olsun varsın halledilir diyemezsin,huzur içinde arkana yaslanamazsın. Valla öyleyim dedim. İnsanların çıiğliğini,pis ruhlarindan akan kelimeleri arkama yaslandım da izliyorum. Vallahi de billahi de huzurluyum. Çünkü ben çizgimi bozmadım.
Ben konuşmadım. Kimseyi kimseye şikayet edip,cirkince gülmedim.
Allah'a havale edip bekliyorum. Öyle de huzurluyum.
Olan biten her şeye rağmen mi dedi. Vallahi de her şeye rağmen dedim. Çünkü ben haklıyım. Ben doğruyum. Ben ahlaklı davranan ve iyi niyetle hareket edenim. Evet çok üzüldüm. Evet bilinçli üzüyorlar. Evet altından kalkması hiç kolay olmuyor ama ben dimdik ayaktayım.
Ölüm var be. Ben halamı toprağa verdim 3 yıl önce. Bunlar sermez beni yere.
Özür dilerim dedi. Senden çok özür dilerim.
Senin üzülmende ben de pay sahibiyim. Yapma dedim bunu yapma. Senlik ne var şimdi burada.
Ben tanıştırdım seni bu insanla. Bu gün burada olman benim vasısamla. Şimdi seni çekip alamıyorum bu üzüntünün içinden. Beni affet dedi.
Anlattığım küçücük bir şeyden adam kendine pay biçti de üzüldü. Asla tüm her şeyi bilmediği halde. Bilmeyecek de kimse.
En iyi yaptığım şeylerden biri susmaktır, yakınlarım iyi bilir. Taş çatlar ben çatlamam.
Neyse yani anlaşılmak güzeldi bı kere daha. Gerçi onun yerine çok başka insanların anlıyor olmasını tercih ederdim ama eldekiyle yetinmek gerek dimi? :)
Şükür tüm iyi niyetli insanların varlığına. Bin şükür,sonsuz şükür.
Çok güzel güne,günlere,haftaya uyanalım. Bunun için ne gerekiyorsa yapalım tamam mı , söz mü ?
:)
Birini rüyanızda görürseniz,mutlaka o da aynı rüyayı görürmüş ama hatırlamayabilirmiş çoğu zaman.
Ne ferahlatıcı bir bilgi bu benim için.
Dün gece gördüğüm rüyayı senin de gördüğünü biliyorum. Avuç içlerini öptüğümde hissettiklerimi ve senin hissettiklerini gördüm. Sen bihabersin ama ruhun hepsini bildi,aldı içine sakladı.
Ne müthiş bir dünya. Ne muazzam bir akış. Çoğundan haberimiz yok. Ama yaşadığımız her şeyde birilerinin payı var. Hem de çok. Görünmeyen ruhsal halkalarla birbirimize bağlıyız.
...
Artık bir daha fırsat olmaz demişti.
Denk gelir,Allah mümkün kılar demiştim.
Öyle çok kez denk geldi ki,öyle ummadığımız anlarda oldu hem de plansız aniden.
Şimdi kendime ayırabileceğim 2 tam günüm var elimde. Hiç beyin fırtınası yaşamadan,neyi nasıl yapsam diye düşünmeden sadece kitap okuyarak geçecek 2 tam gün.
Kitap demişken,siz de birilerine emanet ettiğiniz kitaplarınız kitaplığınıza geri gelmeyince aklınız hep onlar da kalıyor mu?
Halamı özledim.
Çok özledim.
Bu özlemi dindirmek için elden bir şey gelmemesi ne fena.
Demem o ki, elinizden gelenler varken tavır yapmak,uzak durmak, daha bı sürü yol kapatıcı hareket etmek yerine koşun sevdiklerinize.
Sarılın, öpün. Gözlerinin içine derine,en derine bakın.
Sonra bir gün özlediğinizde asla gelemeyecek bir yerde olursa o anı hatırlar,avunursunuz.