23 Nisan 2015 Perşembe

İnce Dokunuş

11 yaşındaydım. Teşhis edilemeyen bir hastalıkla mücadele ediyordum. Neredeyse her gün doktora gidiyor,çeşitli iğne ve ilaçlar kullanıyordum.Öyle çok doktor dolaştım ki,bir tanesi; artık bana gelme,çaresini bulamıyorum.Gözüm görmesin seni bile dedi. Vallahi aynen böyle oldu.Doktorun kendini yetersiz görmesi benim moralimi bozmadı ama annem çok üzüldü.Neyse...
Bir gece yarısı,sabaha karşı ateşlendim,yine böbreklerim ağrıdı.en yakındaki polikliniğe gittik.Girişte öyle çok merdiven vardı ki,babam kucağına almak istedi,istemedim.Ben giderdim,ben yürüyebiliyordum,bu ne büyük nimetti biliyorlarmıydı !

Daha önce tanımadığım şans eseri orada nöbette olan doktorun odasına gidip,kısaca hayat hikayemi anlattığımızda,o gün hayatımın seyir değiştireceğini bilmiyorduk. 2 yıl boyunca önemsenecek ciddiyette bir tedaviyle beni ameliyata uygun hale getirdi. 30 yaşındayım,hala kendisinin hatrını sormaktan büyük mutluluk duyarım.
Bir gün;
Ateşler içinde gittiğim,yürümekte zorlandığım ama kimsenin de elini tutmadan yürüme başarısını henüz kazanmışken,tek başıma odasına girdiğim o doktor; nasılsın dedi.
Hiç düşünmeden iyiyim diye cevapladım.O nurlu yüzüyle bana gülümseyişi dün gibi karşımdadır.
Sen nasıl bir insansın dedi. hiç iyi değilsin.Seni tanıdığımdan beri türlü mücadele ile hayatta kalma savaşı veriyorsun,bir kez bile hastayım demedin. Sen iyi değilsin ki şuan,neden itiraf etmiyorsun.
İyiyim dedim.Çünkü biliyorum ki iyi olacağım.Siz bana bir yol açtığınız,tedavi imkanı sağladınız,biliyorum ki iyileşeceğim.Kendimi kötü hissedersem,iyileşemem.
Gözleri doldu.Helal olsun dedi.O günden önce de ben hep iyiydim.O gün önüme bir umut kapısı açılmışken nasıl kötü olabilirdim.

Velhasılı kelam şimdi o ve bir kaç doktor sayesinde, yaşamaz denen insan hastalığı tamamen arkasında bırakarak yaşıyor."imkansız" denilen hastalık,benim enerjimle savaşmayı çoktan bıraktı.Seminerde de bahsettiğim gibi,adı var sadece bedenimde,kendisine yer yok.
...
Cumartesiden bu yana geçirdiğim zaman dilimi ömrümden kaç yıl götürdü bilmiyorum.Kimse sormasın,üzüntümü fark etmesin,destek olmak maksadıyla canımı daha çok yakmasın diye hiç bir şey yokmuş gibi yapıyorum. Mesai saatlerinin dışında da çalışıyor,avonlarımı satmaya daha çok zaman ayırıyorum. Facebooktaki avon albümüme sürekli fotoğraf ekliyor,liflerimi yeniden örüyorum.Bol bol yaptıklarımın fotoğrafını ekliyorum ve pozitif yönde yazılar yazıyorum. Görseniz sanki,bulutların üzerinde yaşıyorum.

Lakin toprak altında bir hayat sürüyorum.
Üzülme dedi,nolur üzülme.Enerjimin kimden geldiğini o an anladım. Doktorum da bana üzül demişti,Bir kez kabul et hastalığını da üzül haline.Daha kolay iyileşeceksin belki de.
Kabul etmem.Kötü durumu kabul etmem.İyileşmek için iyi rolü yapar,kendimi role kaptırır da hayatıma empoze ederim.Benim yaşam sırrım da bu işte ne yapalım. Ama anladım ki,insan kendiyle daha kolay başa çıkıyor.Sevdiklerinden birine bir şey oldu mu,bu acıyla başa çıkmak hiç de kolay olmuyor.
...
Bu sabah, dayanılmaz bir baş ağrısıyla yataktan kalktım.İşimin başına geçtim. Herkes evde olduğundan öğlene yakın bir saatte herkesin sevdiğine göre kahvaltı hazırladım.Önce oğluşu,sonra kız kardeşi öperek uyandırdım. Çayı demlemeyi unuttuğumu fark edip,kimseye çaktırmadan onu da hallettim.Afiyetle ve muhabbetle kahvaltımızı yaptıktan sonra tekrar kendime yöneldim.
Hüzün bulutlarının arasına sıkışıp kendi zarımdan çıkmak için didindim.Böyle çaba harcarken,hayatın bana verdiği bunca acıyla baş etmeye çalışırken,bir mükafat dilerim senden.
Allah'ım,inancımın doğrultusunda,sabrım da saygım da sonsuz sana. Affet her ne günah işledi isem.Ve nuruna layık gör beni. Nazarında biraz iyilik sahibi isem,huzuruma mutluluk kat.Kalbime ferahlık ver. Nasıl ki bir kabuğun içine en değerli taşlardan biri saklarsın da bulunsun diye su altına yolculuk başlatırsın.Dünya yerle gök arası değil,bir de yer altı var deyip,keşfedilmeyi beklersin yarattığın güzelliklerin.Hayatıma inci mucizesinde güzellikler ihsan eyle.
Ben kendime yetemiyorum bu günlerde.Sen bana yardımcı ol,derdimi dinleyensin ve şifasını veren. Gönlüme mutluluk tohumları ekti isen eğer filizlendir ne olur.
İyiyim derken ben,iyi olmama vesile sebepler buldur. Senin yolundan ayrılmadan,sana varmayı nasip et. Mübarek kandil günü,kalbime eş dostlar gönder,sırtımı sıvazlayan güçlere güvenecek kudret ver.

Anlatamadığım her şey için,herkesin gönlündeki kırıklarla beraber onarıcı gücünü üzerimizden eksik etme.Her kim ki umutsuzluğa düştü ise, rahmani gücünle nurlandır. Şifalı dokunuşlarını,kalbimizde hissedecek akıl ve hissiyat ver. İşimizden önce senin yolunda yükselebilme imkanını bizlere buldur.

Kandiliniz mübarek olsun,dualarınızda yer almak umuduyla...

19 Nisan 2015 Pazar

Sınav !

Dünden beri yazmamak için kendimi tutuyorum,duramıyorum.
Korkuyorum... Çok korkuyorum.
...

Harika denilebilecek bir gün yaşadım. O yanımdayken dünya zaten bana bir başka görünüyor. Yaşadığım gezegenin anlamı değişiyor. Günü anlatmayacağım ama günün sonunda,gecenin yarısında duyduğum şey canımı çok yaktı,söylemeden geçemeyeceğim.

Ben onca acı yaşamış,sayısız sıkıntı çekmiş insanım. Hepsine eyvallah diyebilmeyi başarmış,altından kalkabilmişim.Lakin bu sefer başka. Bu sıkıntıyla nasıl baş edeceğimi bilmez haldeyim.O anlatırken riski farkındamıydı bilmem ama ben gözümden düşen yaşı o görmesin diye verdiğim mücadeleyi bilirim.Aslında saatlerce yürümüş,çok konuşmuş,gülmüş olmaktan yani yorgunluktan uyuyamıyor olmam gerekirken ben sıkıntıdan uyumadım hiç. Biraz nefes egzersizi yaptım,meditasyon iyi gelir sandım. Tam anlamıyla feraha ulaşamadım. Elim kolum bağlı bekliyor olmak canımı acıtıyor.
Düşündükçe nefes alamıyorum,ölüyorum. Olabilecekleri düşünüyorum.sonra saçmaladığımı düşünmek için kendimi ikna etmeye çabalıyorum. Zihnimdeki düşüncelerin önüne geçemiyorum. Ben türlü acılar çekmiş biri olarak bu acıyla nasıl baş edeceğimi bilmiyorum. Sadece dua ediyorum.Çok dua...Hep dua... Allah'ım sen korktuğum konuyla beni baş başa bırakma.Bu acıyla baş etmek zorunda bırakma.Yalvarırım sana hazır olmadığımız bu sonuçla karşı karşıya kalmayayım.Hiç ama hiç hazır değilim. Buna dayanacak güce sahip değilim.

Düşündükçe içim çekiliyor,nefesim tam anlamıyla kesiliyor.Adını bilmediğim,tadına bakmadığım bu tarifsiz acıyı henüz yaşamadan hissediyorum.Ne olur bir de yaşamak zorunda kalmayayım. 
Anlatamıyorum,yazamıyorum.Ne olur yamak zorunda da kalmayayım.Mutluluk da yakışıyor bana, bu denli büyük üzüntülerle sınanmayayım...

18 Nisan 2015 Cumartesi

Bugün Biter Mi?

Bugün biter mi? Cumartesi günü çalışmayı herkesin aksine çok severim ben. Sakin sessiz ve güne anlam katan bir potansiyel oluşur.ama bugün saatler geçmek bilmiyor.Gözüm bilgisayar ve telefonda iken aklım onda. Yanına gitmeliyim,koşmalıyım ona. Kabıma sığamıyorum adeta. Gün beni ona kavuşturmalı ve sonra saatler bozulmalı,tarih durmalı.Bu yazı da burada,noktasız,virgülsüz öylece kalmalı.


15 Nisan 2015 Çarşamba

Ayrı Ev

...
Birden,
ayrı eve çıkmak istiyorum dedim. Bir oda bir salon bana ait düzeni olan,kendim çekip çevireceğim bir evim olsun.Yalnız yaşlanayım orada.Üsküdar'da memleketimde,tek başıma,huzur içinde,keyifle yaşayayım.
Ben ters bir tepki beklerken herkesten,ben de seninle geleyim diye bir ses duydum odanın içinden.
Olmaz dedim önce bu benim hayalim. Yardım ederim sana dedi,okuldan kalan zamanlarda beraber yemek yaparız,temizliğin de ucundan tutarım.Ya alışveriş dedim. Tamam onu da ben yaparım dedi. Eee peki hangi arada çalışacaksın diye sordum. Okuldan çıkınca işe gider akşam da sana yardım ederim ama lütfen pazar günleri uyuyayım dedi.
Olmaz dedim.Tüm gün işe gidemediğine göre,pazar günleri de çalışman gerekebilir.İyisi mi sen bu işten vazgeç.Hem zaten sana ait bir oda bile olmayacak evde. Ben salonda yatarım ne olur seninle geleyim dedi.
Ama bu benim hayalim diye tekrarladım. Aynı hayali ben de kuramaz mıyım yani. Ben de aynı şeyi isteyemez miyim,hem ben sensiz nasıl durabilirim.Gel işte beraber yaşayalım.Mutlu mutlu yaşar gideriz dedi. Ne diyeceğimi bilemedim. Sevinsem mi üzülsem mi şimdi karar veremedim.Okul dışında tüm zamanını bilgisayar başında geçiren oğluş,her türlü fedakarlığa çoktan hazır. Her itiraza verecek bir olumlu cevabı var.Ne desem ikna edemedim. Tüm zaaflarını kullansam da o bana olan zaafıyla feth etti gene beni. Ömrümce görmek istediğim gülen yüzlerden biri,ayrı eve çıkıp yalnız yaşamak istesem de bu ara sıkça,o da olabilir yanımda. Zararı olmaz,faydası dokunur yorgun ruhuma.Keşke hayaller gerçek olsa...Hayalden hedefe dönüştürebilecek gücüm olsa...



13 Nisan 2015 Pazartesi

İyilik Enerjisi

Öyle bir zaman olur ki, sohbetin sohbeti açtığı vakitlerde yabancılaşırsın,tanıyorum dediklerine.
Ve öyle anlar gelir ki,adını dahi bilmediğin sözde yabancı kişilikteki insanlar,gelir dokunur kalbine.
Arkadaş dediğinin incitici tavrı mı daha sahicidir, adını bilmediğin,belki de bir daha göremeyeceğin çaycı kadının ellerini ve yüzüğünü çok beğendiğini vurguladığı içten cümleleri mi...Düşünmeli... Belki de hiç düşünmemeli. İnsan anın tadını bir güzel cümle ile çıkarabilmeli. 
Sonsuzluk yüzüğünün kalbime verdiği sonsuz mutluluktur bugüne dair söyleyebileceklerim. Övgü almak herkesi sevindirse de,ben beğenilmenin derdinde değilim. Bir sahici kelam,bir içten tebessümdür kalbime ışık saçan.
Sohbetindeki ihaneti hissetmediğim, güven duymak zorunda kalmadığım, kısa bir molada hayatından gelip geçtiğim belki de hiç duraklamadığım insanın,yüzüğümü beğenmesi,ellerime karşı söylediği güzel sözlerdir yüzüme çiçekler açtıran... Samimiyettir aslolan... Sıcacık bir bardak çayın verdiği ferahlık gibi, üzerimdeki rehaveti alabilecek insanlardır beni ben yapan.
Bir daha göremeyeceğimi bildiğim halde,unutmayacağımdan emin olduğum anılardır günüme değer katan...
Sahi fark ettim de ben minicik bir insanmışım.Halbuki kendimi dev aynısında hissediyordum. Geçtim fotoğrafımın karşısına ve cürmüme baktım. Ne kadar ufak yer kaplıyor muşum evrende. Bu kadar ufacıkken,ne büyük dertlerim,ne büyük kazanımlarım olduğunun farkındayım. Aradaki çelişki ise benim hayata bakışımdır.Ne büyük bir enerjidir ki bu,kalıbından utanmadan,pek mutlu ve pozitif yaşıyor üzerine bir de etrafına bu enerjiyi yaymaya çalışıyordur. Arada utanmak,kalıbına sığmak,beğenin içine ruhu hapsetmek ve biraz da olması gerektiği gibi davranmak lazım. Olması gereken nedir,normalleşmek kime göredir bunu ben 30 yıldır çözebilmiş değilim. Tanımadığım insanın bir cümlesi ile günümü güzelleştirebilen, bir kez sevdiğim insanın her hatasını kabuledebilen,sevmediğim insanı da hiç bir suretle gönlüme yerleştiremeyen bir insancığım işte.
Fotoğrafta minicik çıkan,ruhunun çizgilerine kendisi bile ulaşamayan bir minik insancık var karşınızda. Hayat güzel bee... Enerjinizi tüketmeyin boşa. İyi olun,iyi yaşayın,iyi şeyler yapın,iyi şeyleri duymaya odaklanın,iyi şeyler söyleyin... İyilik bulaştırın,iyilik bulun,iyilik yayın...

Hayat kısa...Varsın hepberaber saçmalayalım.Ama ne olur saçmalamalarımız bile iyilikten yana olsun.Çocukça, cahilce,bel altı vurmadan,sadece iyi olmak adına zaman karcayalım.
Varsın kopuk olsun cümleler,varsın anlamsızlaşsın,iyi insan olmanın yollarını hepberaber arayalım. Tek takıntımız bu olsun.Tek mottomuz bu... Değişin,değiştirin,değişelim... İyileşelim...

9 Nisan 2015 Perşembe

İçimizdeki Enerji

İnsanlara ömrümü vermeye hazırım ben. Yeter ki istesin. Yeter ki bir ışık hüzmesi kadar yer açsın kalbinde ve zihninde bana.
Abla dedi sen var ya iyi ki varsın... Sayende 4 dersim düzeldi. Hiç bir şey bilmiyor,anlamıyordum.Birinden 90 puan bile aldım bu nasıl oldu anlamadım.

İstedin ve başardın dedim...
İstersen diğerlerini de düzeltebilirsin. Yok yaa onlar zor hiç bir şey anlamıyorum dedi. 
5 puan aldığın dersten 90 alan sen iken, matematikten anlamadığını söyleyebilir misin?
Güldü... Yaparım bee sen varken ben matematiği de yaparım dedi.

Ama ne var ki abla sayısal derslerden hiç anlamıyor. Bunu söyleyince Doğan'ın cevabı hazır. Çalışırsan yapabilirsin. Bak ben yapabildim.
...

Ne verirseniz onu alıyorsunuz insanlardan... Hep iyi şeyler vermek lazım bu yüzden. İyi olun... Nolur iyi olun. Kuyu kazmayın,kötü düşünmeyin,onda var bende de olsun dediğiniz tek şey iyilik olsun.İyi kalp,iyi düşünce,iyi davranış; mutlu yaşam.
...


Ben biliyor muyum hayır çok eksiğim var derslerde ama önce çalışıyor sonra anlatıyorum. Bir dee anlatırken bir formül buldum. Zor bu ben yapamam dediğinde; kendini bana bırak,ben bu konuyu çok iyi biliyorum. Şimdi ben kendi zihnimden senin beynine bir yol oluşturacağım. Ben anlatacağım sen alacaksın.Ve anlattıklarım hiç aklından çıkmayacak çünkü çok güzel anlatacağım,sanki hep biliyormuş gibi olacaksın. Bak dene bu güne kadar benimle çalışmadığına pişman olacaksın ama iş işten geçti haydi şimdi aç gözlerini ve izle beni,duy sesimi. Çok eğleneceğizz,şartla kendini.

...

Eğer ablaysanız,eğer aileyseniz,eğer dost/arkadaşsanız her an size ihtiyaç duyulabilir.Enerjinizi düşüremezsiniz. Peki ya kendiniz. En çok da kendiniz için enerjinizi yüksek tutmalısınız. Siz içinizdeki enerji kadar yaşarsınız. Bir nefeslik ömrün içinde sizi dik tutan, yaşayacaklarınıza ön ayak olan en önemli etmen içinizdeki enerjidir.Onun kontrolü ise bir tek sizin elinizde...Dikkat edin...Ona iyi bakın,üzmeyin.Size güzel günlerin kapısını o açacak.Hayatınıza pozitif yönü içinizdeki enerji verecek. Bu denli önemli bir şeyi yok sayamazsınız. Varlığını keşfetmek zorundasınız,başka türlü mutlu olamamazsınız ! 

  

7 Nisan 2015 Salı

Hayatımın Satır Başları

Son günleri bir kaç başlık altında anlatmak en doğrusu olacak.
Herkes kendi içinde yalnızdır der dururum yıllardır. Yine de pek bir yalnız hissediyorum bu ara kendimi. Çok şey yaşıyor,kimseyle bir şey paylaşmıyorum. bu da ruhta ağırlık yapıyor haliyle.
Bıraksalar günlerce ağlayabilirim... 
---
Mutluluk rolü yapardım eskiden. Şimdi adım adım yaklaşıyorum sanırım mutluluğa. Yine de eksiğim fazlaca...Evet evet tam olarak hissettiğim bu. "Eksiklik"
---
Uykusuz,yemeden içmeden kesildiğim vakitlerdi... Sabah ezanları okundu uyanık halimin üzerine. Beyinde bin türlü düşünce ile çalıştım günlerce. İstemeden verdiğim bir kararın mutsuz huzurunu yaşıyorum. Keşke şartlar farklı olsaydı...Keşke...
---
Ona olan çok büyük sevgim,kırgınlığımı silip geçmiyor ne yazık ki.  Ben hiç bir yapmamış gibi davranıyorum,o  da hiç bir şey yaşatmamış gibi yapıyor.Umarım bir gün bir yerde patlamayız birbirimize. Sevgimizin büyüklüğü bu durumun üzerini örtmeye yeter inşallah.
---
son haftalarda çok sosyal bir insanım. Yapmam gereken işler için,görüşmek istediğim insanlar için bir kaç hafta sonraki pazara randevu veriyorum.Mutluluk verici...Ama içi boş bir yoğunluk benim için.
---

Bir ay içinde 3 kez Hande ile görüştük.2 sinde diğer kuzenlerden de aramızda olanlar vardı. Bu görüşmeleri Allah kısmet ederse periyodik biçimde planlamak istiyoruz. En azından ayda bir birimizin evinde buluşup bir haftasonunu birlikte geçirmek niyetindeyiz. Bunun için güzel planlarımız var,inşallah gerçekleştirebiliriz.
---

Yusuf'un bana verdiği değer gözlerimi yaşartıyor bazen. Sevgisini,verdiği değeri öyle güzel hissettiriyor ki bu ara,ona haksızlık ettiğimi bile düşündürtüyor bana. Yine de kızdığım zamanlar olmuyor değil ama ondan böylesi değer görmek çok mutluluk verici. Keşke herkes hak ettiği değeri alabilse hayatındakilerden...
---
İkide iki yaşadığım durumu paylaşmak isterdim. İçimde yaşamak zor, Ama anlatacak kimse yok. Anlatacaklarıma benim kadar sevinecek,ya da anlayıp benim kadar üzülecek kimse yok şu ara hayatımda.
---
İnsanlar isimlerinin anlamlarını yaşarlar. Buna çok inanırım. Öyleyse benim adım Özlem olmalı. Çünkü hayatımda en çok hissettiğim duygu Özlem oluyor bu ara ve uzun yıllardan bu yana...





3 Nisan 2015 Cuma

Can İçi'm

/Yazardan tavsiyedir;aşağıdaki yazıyı okurken,sayfayı bir kaç kez yenileyin ve "sigaramın dumanı" şarkısına denk getirin,öyle okuyun./

Mis kokusuna doyamadığım... Sarılırken,habersizce ensesindeki can kokusunu içime çektiğim... Boyum kısa diye elimi boynuna atamadığım, belinden sarılıp beni kucaklamasına izin verdiğim... Bir gün ya bir gün bir şey olursa diye düşünüp kendimi kahrettiğim... O acıyla baş edemeyeceğime emin olduğum... Hayatı ondan önce ve sonra diye sınıflandırdığım; miladım. Canım... Hayatım... İyimser yanım...Pozitif algım... Göz bebeklerine baktığımda dünyayı kalbime ışınlayanım.. Varlığın şükür sebebi... Yokluğuna dayanma kuvveti, hiç olmaz dilerim.
Bir gün o ya da bu sebeple senden uzak kalmak, bu kalbe,bu küçük bedenin içindeki tüm hücrelere ölüm olur.İyi uykular dilediğim gecelerin, mutlu rüyalar gör diyebildiğim vakitlerimiz hiç tükenmesin. Her şeyi harcadığımız şu zamanda, sen benim en büyük kazancımsın. Nolur sana bir şey olmasın. Hayat seni her nereye götürürse götürsün, aklının bir ucu bana bağlı kalsın.

Hissederim inan. Koşar gelirim her nerede isen kalbine dokunur iyileştiririm. Sen varlığımın hediyesi...Sen kısa ayrılıklarda büyük özlemlerimin sebebi. Sakın terk etme beni. Gözlerimin içine baktığında yaşattığın o vicdan muhasebesi, o saklı masumiyetini yitirme olur mu.?
 Herkes gidecek bir gün,sen kal.! Sen kır şu zihnimin yalnızlık kodlamasını. Her nerede olursan ol bil ki ben ihtiyaç duyduğun yerde bekliyorum seni. Gel... Hatta gitme... Her kimi ve neyi yanına alırsan al ama gitme,kal. Çoğalalım... Büyüyelim ama beraber yaşayalım... Yalnızlığımın anahtarı sen ol. Sırtımı dayadığım,kokusuna hayat bağısladığım, kal...Her şeyini al gel ve bende kal...benimle kal...