20 Mayıs 2015 Çarşamba

Kesik Dil

(Az sonra satır arasında okuyacağınız kırmızı ile boyanmış cümle mübala değil,tamamen gerçektir.)

Ne diyeyim ki. ! İçine edeyim böyle işin.


Diş hastanesi yerine kapsamlı bir özel hastane tercih edeyim ki, beyinle ilgili herhangi bir problem olursa müdahele edilebilsin diye düşündüm
Aylık gelirimin önemsenecek bir kısmını 4 seans boyunca gittiğim özel hastanenin diş doktoruna verdim.O da hediye olarak dilimi kesti !
Allah'ım ne olur bir kez sadece bir kez sıradan bir tedavi göreyim.Hiç bir anomali gelişmeden iyileşeyim.
Diş ağrım dursa ne olur ki. Bir başka tarifsiz acının içine düştüm.!




Bu gece mütemadiyen yaşlar dökülüyor gözümden...Yoruldum gerçekten,her şeyden(.)

17 Mayıs 2015 Pazar

İstediğim Tam da Buydu

Hissettiklerimi nasıl anlatsam bilemedim.Denemek isterim,belki aktarabilirim bugün içimde oluşanları.

En baştan başlayayım,ya da ortadan dalayım...
Bir buçuk yıl önce aralık ayının başıydı. Amerikaya gidiyorum deyip de bizi toplaması. Veda yemeği vermek için Kadıköy'de bir cafede buluşmamız. O gün çok garip hissetmiştim kendimi. İlk defa gidecek olan biri,böylesi merasimle,kendini ve eylemini bilerek uzaklaşıyordu hayatımdan. Gözlerimin içine bakarak sarıldı.Zor olacak biliyorum dedi. Mutlu olacaksın, kalbim seninle dedim.Bir kare toplu fotoğraf çekiminden sonra ayrıldık birbirimizden. Bir kaç hafta sonra aynı ay içinde beyin ameliyatı oluşum sebebiyle hayattan oldukça uzaklaştım. Bir çoğunuz o günlerime tanıksınız.Yorumların varlığı, yanımda olanların desteğiyle yeniden döndüm hayata. Çok zor oldu ama bitti şükür. Ve ben bu süreçte Oğuz'un o çok sevdiğim,sohbetinden çok şey öğrendiğim,bir çok taşıta bnip saatlerce yol gidip yanına vardığım annesini ihmal ettim.
Sanki oğuz varken annesini severdim de,gidince unutmuş gibi oldum. Ameliyatımdan sonra ilk arayanlardan ve ne olur sesini duyur bana diyenlerdendi.Keza Oğuz'da amerikadan gecenin bir yarısı telefon edip,yanındayım sakın unuttum sanma,konuşabilecek duruma gelmeni bekledim demişti. Unutmadım... Hiç kimsenin benim için yaptıklarını unutmadım. İyileri bine katladım,kötüleri böldüm parçaladım,unuttum. Yani demem o ki ben uzun bir zamandır çağrıldığım halde bir türlü gidemediğim ayla ablayı bugün ziyarete gittim.
İki gün önce oğuzla konuştum.Taa amerikalardan bir ses duydum...Ne kadar özlediğimi bir kez daha fark ettim. VE o gün bir şey daha fark ettim; annesini ihmal etmiştim. Hemen facebooktan mesaj yazdım. Seni özledim,iyi misin dedim.
İyiyim bana gelirsen daha iyi olacağım dedi.Seni bekliyorum,söz vermiştin, bir türlü gelmedin kızım yazdı.
Pazar günü evdeysen yanına geleceğim dedim. Ve o hiç bilmediğim yerdeki evine,tarifi üzerine elimle koymuş gibi buldum. Evet çok yoruldum 3 minibüs değiştirerek gittim,aynı şekilde döndüm.Şantım acıdı,çok yoruldum. Olsun...
Öyle iyi hissettim ki kendimi onun yanındayken... 90 küsur yaşında anneannesini gördüm,tanıştım,çok sevdim.4 yaşındaki yeğeni egemeni tanıdım bayıldım,annesi ayla ablayla sohbeti ne kadar özlediğimi bir kez daha bir kez daha farkına vardım. Erkek kardeşi ziyahanla az da olsa sohbet edip güler yüzüyle keyiflendim onu da çok özlemişim.
Benim için yapılan çilekli pasta... Kahvenin yanında turuncu bardakta su...!
Bunların benim için ne demek olduğunu anlayabiliyor musunuz?
Bir erkek arkadaş... ailesini tanıdığım,kendisini çok sevdiğim,haa unutmadan, onun sayesinde işe girdiğim,hayatıma ince dokunuşları olan,amrikadan bile yetip,kitap okuyamıyorsan al sana çözüm deyip bir kaç yol öneren, kendimi o konuda pek iyi hissettiren insan. Dost değil adı belki evet herşeyimizi paylaşmıyoruz özelimiz var birbirimizden kaçırdığımız belki de paylaşmaya gerek görmediğimiz.Ama paylaştığımız şeyler öyle özel ki...
Bir erkek arkadaş ve onun ailesi. Öyle iyi ağırlandım ki... Kendimi öyle özel ve iyi hissettim ki...Yine gel diyen,gitmesen olmaz mı,biraz daha kalsan diyen alzaymır hastası bir anneanneden tutun da, 4 yaşındaki çocuğa kadar...Oğuz amerikaya gitmiş ne yazar...
Allah'ım binlerce kez şükürler olsun sana,bana böylesi bir anı yaşattığın için. İçim cız etti bir an,aklıma neler geldi neler... Onları anlatmayacağım,bu gün hissettiklerim,yaşadıklarımdan bin kat daha güzel. Keşkelerimin,hissettiklerime gölge düşürmesine izin vermeyeceğim.
Dilerim siz de en az benim kadar bu gibi durumlara vakıf olabilirsiniz. Benzer bir durumu daha önce yazmıştım hatırlarsınız belki. Ama ben dilerdim ki daha fazla yazabileyim.Daha çok arkadaşımı bu gibi durumlarda anlatabileyim...Kısmet... Hayırlısı...

11 Mayıs 2015 Pazartesi

Kader



Bu yaz hiç gelsin istemiyorum. Göç mevsimi yaklaştı haneme. Ardarda gitmeler başlıyor çok yakında. Hem bir başıma kalmak,tek başıma yaşlanmak istiyorum.Hem de gitme demek,nolur benimle kalın,bırakmayın demek istiyorum.
İnsanlardan izole bir yaşam sürdüğüm bilmem kaçıncı gündeyim. Böyle olmamdan mutluluk duyan da vardır elbet ben de mutsuz değilim.Ama içimdeki o tarifsiz  boşluğu anlatabilecek kaleme de sahip değilim.Ne ara bu hale geldim bilmiyorum.Her yaşananın bir sebebi vardır,buna inanırım. Peki ben bu yaşadıklarımın neresinde yanlış davrandım. Hangi hatamın kurbanıyım...

Bir sesine ömrümü vereceğim,gözlerine baktığımda beni anladığına şüphe duymadığım insanlar neredeler.
Kızınca,üzülünce,hasta olunca,yaşamın dibe vurunca ya da mutluluktan göklere yükseldiğinde kimler var yanında? Kimler olsun istersin ya da !

Yaz gelmesin bu yıl...Çünkü kalbim hala karakış...
Yorgun,yılgın,sessiz ve soğuk.Dünyanın üzerine çöreklenen kızgın güneş dahi ısıtamıyor içimi.İyisi mi gelmesin yaz, gidenler gitsin, yürüsünler güneşe doğru, ben mabedimde kalayım.Kalbimin iflah olmaz boşluğunda, yokluğa bir adım daha yaklaşayım.
Mevsim yaz iken,kış hissediyor isem ben;   donarak ölmektir, belki de  kaderim. !

7 Mayıs 2015 Perşembe

Anlayış



Neyi özlediğimi anlatmayacağım,anlatamayacağım.
Zaten biliyorum ki  anlaşılamayacağım. 

1 Mayıs 2015 Cuma

Heyecan Giderici Çay





Baharın gelmesi şerefine müjdeleyici bir haber gelse.
Kalbim yerinden çıksa,heyecanımı dizginlemek içini içi sıcak çay dolu bir çay bardağına hapsetsem ellerimi.Güç alsam! 

Öyle yansa ki ellerim ama hissetmeyecek kadar heyecanlı olsam.Tutulsa dilim,kendimi ifade edemesem. Dudaklarım aralansa hafifçe gülümsesem. Tek yapabildiğim bu olsa ve sen beni anlasan. Gözlerimden mektup gibi aksa kalbimden geçenler. Satır satır okusan. Kelime kelime anlasan,sarsan beni kollarınla.Sarılsam sımsıkı, kalbinin kapakçıklarına.Saklansam ruhunda,örtsen bedeninle,hiç görünmesem.
Kimse gölge etmese mutluluğuma.

. . .