27 Nisan 2016 Çarşamba

Dönüşüm

Dün gece o kada rmoralim bozuktu ki düşündüm.! İyi olmayı seçiyorum dedim kendi kendime. Bugün iyi olan ne yaşadıysam onun ruh halinde kalacağım.Tabi bunu düşünmem için beni iyileştiren,yargılamadan dinleyen, arkadaşın varlığını yadsıyamam. Neyi mi düşündüm;
...
18.30 civarıydı... Annemler dışarıdaydı,kız kardeş işten gelecekti ben ise her zaman ki tekliflerin çok dışında,çok daha itina gösterilmesi gereken ve pek önemli bir teklif hazırlamakla uğraşıyordum. Bir yandan da akşam yemeğini hazırlamaya koyuldum. 24 saat önce bilgi verdiğim mesul müdürümün bilgisayar başına geçtiği anda karşılıklı yazışıyor,hazırlamam gereken teklif için kendisinden yardım istiyordum. Daha önceki binlercesinden  kat ve kat farklıydı çünkü. Ben yazdım o düzeltti.O söyledi ben yeniledim.Tam son halini gönderecektim ki,bilgisayar bozuldu. Kapanmıyor,açılmıyor.Mutfakta yemek yanıyor. Mesul müdürüm bilgisayar başından kalkmadan da halletmem lazım. Nasıl panik haldeyim. Dedim ki oğlum sen şu bilgisayarı kapat ve aç pilini çıkar tak hemen açılsın geliyorum ben. Mutfağa gittim koşarak geldim ki oturmuş,almış kucağına bilgisayarı bakıyor öyle. Lenn niye düzeltmedin diye çıkışmaya başladım. Ne biliyim ben,ne yapmak lazım ki,bilmem ki gibi bir takım saçmalamalar. 
Aldım bir hırssa elinden, pili çıkardım taktım düzelmedi. Panik haldeyim. Demez mi şarjını çıkarırsan bilgisayarın kapatabilirsin.Sonra da açarsın düzelir. Madem biliyorsun neden yapmadın diye başladım bağırmaya.
Görmüyor musun telaş içindeyim insan bir yardımcı olur sanki zor bir şey istedim diye söyleniyorum.Ki benim ona söylenmişliğim sayılıdır. Yani öyle her lafa söze tartışma olmaz bizim evde.Hele ki Doğanla benim aramda. Bilirim onun ergen psikolojisini. Önceden de çocuk diye sabrımız fazlaydı ona. Yani her daim iletişimimiz iyiydi paşayla. O ne yapıyorsa izahı mümkündür aramızda. Konuşarak anlaşabiliriz kavgaya,tartışmaya ne hacet. Biz anlatırız o dinler. bu devran böyle yürür gider.Çok şükür...Bin şükür...
Ama öyle zor durumda kalıp yardım etmemesine bozuldum ki tutamadım bu sefer kendimi. Baktım ki cevap vermiyor duruyor öylece karşımda.Hafiften söylendi sadece iyi ki bilgisayardan anlıyoruz herkes de yükleniyor diye. Sus konuşma dedim.Kapa çeneni.Bana yakışmadı o da ablasına yakıştırmadı zaten. Ayağa kalktı önüme dikildi. Sakin ol bebişim tamam düzeldi işte dedi.
Baktı,yüzüne bakmıyorum. Özür dilerim dedi.
Dileme dedim istemiyorum özür falan bebek misin sen anla biraz halimden.
Öyle sakin öyle mülayim bir tavırla geldi,yaklaştı iyice gel öpeyim dedi.
ÇEvirdim kafamı başka yöne. Yaklaştı iyice o pamuk elleriyle tuttu yüzümü. Ya gel işte gel öpeyim de barışalım. Zaten hep bunları seni öpeyim diye yapıyorsun demez mi. Gülmeye başladım... Kocaman öptü...Bekledi... Ben de öptüm rahatladı odasına gitti.
Bir kez daha şükrettim. Allahım bana hediye ettiğin bu can için sonsuzdur sana minnetim.
Daha bebekti belki 1 yaşında var yoktu.Gece ben ona kızdım diye sabahlamış,gözüne uyku girmemiş. Annesi hadi uyusana artık dediğinde ablam bana küstü nasıl uyuyayım demişti.
Sabah yanıma gelip öpüp baırşalım mı dediğinde ben sana küsmedim ki,insan kardeşine küsebilir mi dediğimde o gülümsemesi hala gözlerimin önünde.
Annem dedi ki sonra bir daha bu çocuğa küstüm sana deme.
Hele gece vakti hiç söyleme.Küseceksen gündüz küs,barış.Ne çektim senin yüzünden,dert oldu yavruma senin o yüzünü asmaların.
O gün bu gündür küsmeyiz birbirimize.Kızacaksak da kızar hemen ardından sakinleşip konuşur anlaşırız illaki. Her ne olursa olsun küslüğümüzü,kırgınlığımızı konuşarak sonlandırırız.
Benim yüzümden uykusu kaçarsa gecelerim kararır benim. Nasıl üzerim bile isteye.

O üzülürse benim canım daha çok yanar sebebi her ne ise.
Yani demem o ki;  kırsanız da, üzseniz de, hata yapsanız,bile isteye yanlış da olsa tavrınız kırmak dökmek yerine yapıcı olmayı biliniz. Bunu isteyiniz. Bir yolu illaki vardır. Özür dilemek öyle geniş kapsamlıdır ki.Bazen bir öpücükden geçer yolu,bazen bir bakış kafi.
Önemli olan niyettir. Ben seni üzmek istemedim ki mesajını verebildiğiniz sürece, öncesinde ne söylediğiniz,ne kadar bağırdığınız,ne kadar umursamaz davrandığınızın bir önemi yok bence.
Sevdiklerinize değer veriniz. Onlar için önemli olduğunuzu biliniz ve siz de kalbinizdeki yerlerini hep belli ediniz.Kırmayınız...Dökmeyiniz... Hayat kısa gidip yanaklarna bir buse konduruveriniz...
Sonra bırakın onlar benim gibi sayfalarca yazsın,günlerce mutlu olsun.Herkesin ifade şekli farklı.Siz bildiğiniz yolda sevginizi ifade ediniz. Ne olur bunu yapınız. Yaş,mevkii bilmeden sevginizi sevdiğinize akıtınız...

25 Nisan 2016 Pazartesi

;)



Hayaaaat seni seviyoruuum...! :) 

18 Nisan 2016 Pazartesi

Öyle İşte

Bugün hem maddi hem de manevi anlamda kendimi iyi hissettiğim bir gün geçirmekteyim. Eğer bugün tüm gün boyunca üzerinde durduğum,günün yoğunluğunda soluklandığım  o konuyu uyulamaya da geçirirsem,çok daha iyi hissedeceğim kendimi.
İnsan içinde hangi duyguları,düşünce ve halleri barındırır ise karşısına o tür insanlar ve durumlar çıkarmış. Çok doğru buoluyorum bunu. Hayatımdaki herkes bir şekilde benden b ir parça taşıyor ruhunda.
En yakın iletişim kurduğum,çok sevdiğim insanların tümü bir şekilde benimle ortak paydada buluşmaktalar. Öyle ya da böyle benzeşiyoruz birbirimizle.
Bugün bir mail aldım. Diğerlerinden çok farklı idi.Heyecanla ben de varım tabi ki,ne yapabiliyorsak yapalım diye yanıtladım.Ama an itibari ile aklım,zihnim,duygularım o meseleye öylesi kilitlendiki,sanki gittim o işi yaptım hallettim de huzura erdim.
Gün boyu o meseleyi nasıl halledebiliriz diye öyle çok konuştuk ki,bir ara tutamadım kendimi,vallahi çok heyecanlandım iyi ki beni de dahil ettin deyiverdim.
Söylemesem ve haberin olsa kızardın dedi. Hem de ne kızmak, fena bozulurdum. Bir yerde bir çocuk bir sebeple gülümseyecek de ben ona şahitlik etmeyeceğim.Peh...
Kolay mı öyle benden gizli mutluluk halleri.
Allah'ım fırsat ver...Aklımıza koyduğumuz fikri uygulamayı nasip et. İnsanlık içn incir çekirdeği ama bizim için ruh serinliği olacak.
Neyse... Bak yine heyecanlandım. Ben alışmışım her şeyi hemen halletmeye,zamana yayınca uykum falan kaçıyor. Bir manyaklaşıyorum. Görmediğim insanların mutlu olduklarını hayal edip içinde bulunduğum sıkıntıları görmezden geliyorum.
Ayhh neyse... Siz zaten ne demek istediğimi anlamadınız. Ben de daha bir şey yapmış değilim.
Kafasını kaldırmadan çalışan,yerinden kalkamayacak kadar yorgun olan zatı muhteremin duygu karmaşası deyin geçiverin.
Ben biraz meditasyon yapıp dinleneyim. Yarın 9 da başlayacak olan mesai saatim sanıyorum 7-45 lere kadar çekilecek. Çok erken saatlerde işler var çünkü teknisyenler yetişemeyince telefonlar susmaz.İtinayla ikna çalışmalarına başlarım. Bir de maşallahım var, uykunun en derin yerinde müşterim arasa kalkıp sanki zaten oturuyor da telefon bekliyormuşcasına ilgileniyor,ikna ediyorum. Tamam iş aşkı falan ama bu durum pek de normal değil aslında. İnsan bir uyku mahmuru falan olur değil mi?
güne bu kadar hızlı başlamak bilmem ki  iyi mi 
İyi geceler olsuun...

14 Nisan 2016 Perşembe

Gıda Zehirlenmesi

Pazar günü kız kardeşimin doğum günüydü. Günlerce hazurlık yaptım. Ofisine sürpriz hediyesini gönderdim.Notlarla mutlu etmeye çalıştım. Sıradan bir pastayı onun çok eveceği hale getirmek için farklı yerlerden değişik süslemeler alıp renklendirdim. Kurstan geldiğinde ışıl ışıl yanan pastası karşıladı onu. Pek mutlu oldu.
.Ohh be dedim,değdi işte.Çok yoruldum,çok kafa yordum ama değdi.
Yedik içtik güzelce.Pastamızı daha geç vakit yemeyi düşündük her nedense.
20:00 sıralarıydı.Çok severim aslında çikolatalı pastayı. Yarım dilim ver bana,çok ince olsun dedim.
O yarım dilim pastadan sonra ben benden geçtim.
Yarım saat sonra aşırı karın ağrısı,çok fazla bağırsak bozulması. Üşüme,titreme...
O gece çok ama çok zor geçti. Hem daha önce gıda zehşrlenmesi yaşadığım için biliyordum hem de hastaneye gidebilecek durumda değildim. Evde kendi kendime atlatmak istedim. Günde 3 litre su içip aynı zamanda vücudun kaybettiği mineralleri geri kazanmak için çok uğraştım. Bembeyaz bir benizle 2 gün geçirdim. İyi beslendim,çinko,potasyum,protein ve diğer vitamin değerlerini almaya çalıştım vücuduma.Yaşadığım halsizliği anlatabilmenin yolu yok. Sağ elimi sol kolumun üstüne getirmeye üşendiğim vakitlerdi. Ki ben hareketli bir insanım. Üşenmek,halsiz kalmak,yatıp dinlenmek bana göre bir durum kesinlikle değil. Bu yaşadığım durum beni fazlasıyla yordu.
Biraz kendime geldiğimde firmayı şikayet ederken buldum kendimi.
Bu pastadan bir bebek de yiyebilirdi ve  ölümle sonuçlanabilirdi. Benim bilinçli olduğumu fark edince sus pus oldu gıda mühendisi. Agresifleşmeden ama hiç de alttan almadan yaptığımız konuşmada kaç kez özür dilendi saymak mümkün değildi.Ama iş işten geçmiş idi.Kabulü yersiz bir özürdü.
Bir dilim pasta alıp test etmek istediklerini belirttiler. Siz bilirsiniz ben sonuçtan eminim,kendiniz de öğrenmek isterseniz gelin alın kalan pastayı dedim. Öyle de oldu ama sonucu henüz paylaşmadılar. 2 gün oldu.
Kaç günde yapılıyor ki böyle testler,var mı bileniniz?
Sonuç olarak şuan iyiyim. Toparladım gayet enerjik bir halde devam ediyorum. Ama bu halde çalışmaya devam etmek,yattığım yerden üzerimde battanineyle insanlarla konuşmak ve hastaneye gidememiş olmak oldukça zor bir durumdu. Psikolojim de etkilendi doğrusu. Kolay kolay dışarda bir şeyler yiyemeyeceğimi sanıyorum. Bu konuda bilincimi nasıl temizleyeceğim bilmiyorum.
Velhasılı kelam geçti gitti. Çok iyiyim şimdi. Arada karın ağrısı geliyor olsa da hafif...Bir risk kaldığını düşünmüyorum ama kendime iyi bakmaya devam ediyorum.
bu yazı içime sinmedi.Çok daha detaylı ve iyi olmasını tercih ederdim ama kafamı ancak bu kadar toparlayabildim.Affedin...
Sağlıkla...

12 Nisan 2016 Salı

Öyle İşte


Bir toparlanayım da anlatacaklarım var...

10 Nisan 2016 Pazar

Yarım Elma Gönül Alma



Günler önce  haftanın bloğu seçildiğimde havalara uçmuştum sevinçten. Özellikle de orada kullanılan cümleler,mutluluğumu ifadesiz kılmıştı.

Ardından Metebilgenin sayfasındaki yazının altına bir yorum gelmişti de ben de bir aşağıda yazdığım yazıyı kaleme almıştım. "şiştim" demişti bi okuyucu. Sayfamı incelemiş sonrasında da bu yorumda bulunmuştu. Anlayamamış,anladığım kadarıyla da bozulmuştum doğrusu. Ben nasıl şişiririm ki bir insanı. Nasıl huzursuzluk veren yazılar yazarım.Nasıl sayfama giren biri kendi hanesine dönerken böyle hisseder kendini diye yemiştim kendimi.
bunu da bir alttaki yazıda alenen yazmıştım.
Şimdi yine yoruma değil de buradan yazmak istedim. Handan ablanın sayfasındaki yorumları gördüm,okudum. Bana yaptığın yorumları da gördüm,okudum.Çok mutlu oldum.
İşte ileitşim kurmak böyle bir şey. Gönül almak, kendini,demek istediğini ifade etmek için çabalamak...
Çok ama çok teşekkür ederim bu çaban için. Seni bir anlaşmazlıkla tanıdım ama şu yorumlar var ya öyle kıymetli ki anlatamam sana. Çok insan gördüm,bildim,tanıdım. Kimin ne için mücadele verdiğini,insan kaybetmenin değil kazanmanın önemine inananların azlığını gördüm bildim.Söyleyeceğini söyleyip kenara çekilen,ben biliyorum ya kendimi nasıl anlarsa anlasın o onun derdi,diyen öyle çok insan varken senin bu kendini anlatman... 
Kırılmamıştım sana. Tanımıyordum ki zaten.İnsan tanımadığı birine kırılmaz benim bildiğim. Ama gerçekten tamir etmek istemiştim bu anlaşmazlığı. Neden böyle hissettiğini sorgulamıştım kendi kendime. Ve esas duygum üzülmek olmuştu.Bir insanı nasıl şişiririm ben diye. İşte kavramlar öylesi farklı algılanabiliyor ki, bunun en büyük örneği olduk biz.
Sen ne söyledin ben ne anladım...
Kendini anlatmak içn yazdın da yazdın. 
Şimdi ben de buradan tüm okuduklarıma cevap vermek istedim.
Kardeşimin doğum gününü kutluyorduk maillerini gördüm.Bilgisayarı açtım ve buradan uzun uzun yazmak istedim.
Sana kırılmadım sadece üzülmüştüm beni yanlış algıladığın için.
Öyle güzel anlattın ki kendini,geri durmak ne demek koşup sarılmak istedim tam manasıyla.Ki ben öyle sarılmayı seven biri de değilim. 
Öyle özenli okumuş analiz etmişsin ki beni,patronumu şikayet edişlerimi,eskilerden bir doğum günü kutlamasını, ve hattta şuan benim bile hatırlayamadığım bir otobüs konusunu dile getirmişsin. Bunu düşündüm de bulamadım ben bile,neye kızmış neyi dile getirmişim acaba günün birinde.
Böylesi dikkatin için,böylesi özenin için,bir insan kırmak değil de kazanmak üzerine kurulu çok sayıda cümlen için çok teşekkür ederim.
Sanırım yaş olarak benden büyüksün,dolayısı ile hayat tecrüben ve insanlara bakış açındaki genişlik,anlama ve kendini anlatmandaki hayran kaldığım tavrın...Seni hiç tanımadım,iki gün önce varlığından bir yanlış anladığım cümle ile haberdar oldum. Lakin çok teşekkür ederim...
Tüm kalbimle,gerçekten, çok teşekkürler.
Bir insanı bu kadar kısa sürede bu kadar kalbinin derinliklerine kadar tanıyabildiğime çok sevindim.
Çok incesin...Eğer alttaki yazımda kırıcı bir ifade olup da seni üzdü isem özür dilerim.
sevgilerimle

7 Nisan 2016 Perşembe

Dönüşen Enerji

Şuan nasıl bir ruh halindeyim ifade edemiyorum. Halsiz bir şekilde koltuğa gömülmüş bir yandan da arkadaşlarımın doğum günü için hediye seçeneklerine göz gezdiriyordum. Malum çaptan düşmek, kendi halime takılı kalıp da insanları boş vermek bana uygun bir seçenek değil.
Ama gerçek şu ki 2 gündür hoşlanmadığım bir halsizlik içerisindeyim. Bir an önce yarın olsun,öteki güne geçelim de daha iyi olayım nolur diye dua edip duruyordum. Bloğuma bir kaç yorum geldiğini gördüm. İçlerinden biri anlayamadım bir şey yazmştı. Haftanın bloğu da neydi,beniml ene ilgisi vardı,kim seçmişti. Hemen gittim Handan Ablanın bloğuna. 11 sene önce tanıştım kendisiyle blog camiasında. Beni belki de bir çok yakınımdan daha yakınen tanır,bilir.Hiç yüz yüze gelmedik reel hayatta ama sanal da diyemem ben onunla olan tanışıklığımıza.
Hayatlarımızla ilgili epey şey biliyoruz,samimiyetimize inanıyor, birbirimizi tanıdığımızı düşünüyoruz. 
İşte bu handan sultan beni haftanın bloğu seçmiş. Seçilmiş olmak,hem de enerjimle, hayata bakış açımla... Bunun bana ne hissettirdiğini anlatmak çok güç.
Gözlerim hala dopdolu. Ben ki kaskatı bir insanım, bir sarılıp ağlayasım var şuan kendisine. 
Beni halsizliğimden sıyırıp dirilttiği için, hafızasında böylesi güzel bir yer ayırıp-tanımladığı için, günümdeki enerjimi kötüden iyiye dönüştürdüğü için çok teşekkür ederim.
Gerçekten,çok mutlu hissediyorum kendimi. Yazarken kim ne düşünür diye düşünerek yazmıyorum ben,fakat böylesi güzel düşünülmek,böylesi doğru algılanmak çok iyi hissettirdi kendimi.
Olumsuz her yoruma da saygım var elbet. Mesela bir yorumcu demiş ki,şiştim bloğunu okurken. Olabilir olabilir elbet ama ben yazarken hiç şişmedim şimdiye kadar, hep en enerjik halimle yazdım ki hayatım boyunca da enerjim nadiren düşmüştür.
Bu halde nasıl şişirebildim bir insanı sadece merak ettim. Bilirsem kendimde pozitif sandığım tarafın eksiğini daha iyi sarıp tamir edebilirim. Veyahut kendimi anlatırken daha doğru yansıtmaya çaba gösteririm. Belli ki yanlış anlaşıldığım bir yer olmuş. 
Velhasıl_ı kelam, içtenlikle yorum yapan herkese çok teşekkür ederim... Mutlu bir ömür yaşıyor olmamda, hayatımın son 11 senesinin tüm zorluk ve güçlüklerinin altından kalkabiliyor olmamda payınız bir hayli fazla.
Sevgiler...

5 Nisan 2016 Salı

Günlerden Bir gün

Uykusuzum, yorgunum,yoğunum... Bir bardak kahveden umut besleyecek kadar yenilmişim bugün hayata. Dönüşüm muhteşem olacak eyy Hayat,haberin ola.:)