25 Mart 2016 Cuma

Özlemek Hali





O halde uğraşmayayım dibine kadar hissettiğim duyguyu anlatmaya.


12 Mart 2016 Cumartesi

Zaten Varolan Yalnızlık

Bir şeyler yazayım istiyorum. Anlatacaklarım da var ama sıralayamıyorum.
Hangi birini nasıl düzgün bir dille anlatsam bilemiyorum.
Farkettim ki son zamanlarda, /uzun bir zamandır/ kimseyle dertleşmiyorum.
Herkesin zaten kendi içinde yalnız olduğuna inanan hatta bilenlerdenim. Yine de zaman zaman dertleşir, paylaşırdım kalbimdekileri. Ne oldu da hepten içimde saklar oldum bilmiyorum. Nasılsın diye sorduklarında hep iyiyim cevabını verirdim çocukluğumdan beri.Bunu bir yazıda da belirtmiştim çok önceleri.Ama bazen ben de iyi olamıyorum. Ya da çok iyi oluyorum da altında yine de anlatacak,paylaşacak sebeplerim oluyor. Kime anlatsam ki.Kimse yok gibi geliyor bazen etrafımda. Bom boş sanki dünya.
Varolanlar da beni ne yapsın,herkesin derdi başından aşkın. İyiyim diyen biriyle kim neden uğraşsın.

Hem ben demiyor muyum hayat zaten tek başına diye. Neden şimdi bunu irdeliyorum ki ?
Bilmem... 
Belki de dün gece yıllardır görüşmediğim birinin telefonunun hiç beklemediğim anda karşıma çıkıvermesindendir. Çıksa ne olacak gerçi,aramayacağım,besbelli.

Gününüz aydın olsun lütfen. Bunun için ne gerekiyorsa yapınız...

10 Mart 2016 Perşembe

Kısa Konuşmadan Uzun Mutluluk

Saat 13 civarı telefonum çaldı. Çok uzun zamandır sesini duymadığım arkadaşım/Avon bölge müdürümdü.Senin evin oradan geçiyordum aklıma geldin bir arayayım dedi. Ve kısa bir sohbetten sonra ekledi.
"Bu saatte kimi aradıysam ya uyuyordu ya hayattan bezmiş bir moddaydı. Herkes bir oldu olan azıcık enerjimi de emdiler.Sen öyle enerjiksin ki insanın güne seninle başlayası geliyor ve hatta akşamı seninle noktalamak bile dinlendirir eminim beni.
Ne zaman arasam pozitifsin,öyle ki bu hayatındaki insanlara da kötü olma şansı vermiyordur eminim. Ben en azından seninle konuşunca diriliyorum,enerjimi topluyorum.Sen nasıl başarıyorsun bu denli pozitif olmayı ? "
Öyle mutlu oldum ki duyduklarıma.
Ben hep böyleyim dedim. Özel bir sebebi yok bu halimin. Her halde enerjim sabittir benim. 
Çok keyifli olamıyor insan her zaman. Hayat zor tabi ki,binbir dert,kaygı,tasa var hayatlarımızda,benim de var hem de pek fazla. Ama bunu hayatımın içine yayıp önümü tıkamasına izin vermiyorum. Ve mümkünse hayatımdaki hiç kimsenin de gününü kötü geçirmesini istemiyorum. Birileri bir yerlerde benim enerjimden faydalanıp kendini iyi hissederse tamamdır bu iş. Benden mutlusu yok.
Olmaz mı hiç dedi,senin hayatında olan,yakından iletişim kuranlar ne şanslılar ahh keşke daha sık görebilsem seni dedi. Ara dedim...Ne zaman istersen,ben buradayım. Enerjim sana da yeter bana da.

Benim ki azalırsa senden faydalanırım ben de. O zamana kadar ikimize de yeter bu ışık.Yok dedi senin ki dünyaya yeter; gülümsedim.Gülümsediğimi görmedi.Ama biliyorum ki o benden sonra günün diğer yarısını daha iyi geçirdi.
Bu kısa konuşmadan uzun ve tarifsiz mutluluk duydum.  Zaten içimde varolan enerji başkalarının da işine yarıyormuş ya bunu bilmek...Bilmem ki nasıl ifade edilir. Koca bir tebessüm sadece kalpte yerini alan.Gerisi teferruat... Gülümseyin hayata ve yaşadığınız zorluklara. Hayatınızı iyileştirmek için yollar arayın. Hiç bir şey yapamıyorsanız başkalarına negatif enerjinizi yansıtmamak için çaba harcayın. Kimsenin enerjisini çalmaya hakkınız yok,unutmayın... 
Farkındalığı yüksek bir gece ve mutlu yarınlar dileriimm...

9 Mart 2016 Çarşamba

Gün Ayyyy Dııınnnnn

Dün çok yorulmama rağmen sabah öyle dinç uyandım ki hatta vaktimden de önce. 8.55 de kalkıp 9 da bilgisayar başında olan ben.,8.30 da uyanıp aynı dakika bilgisayarı açmaya yeltendim.Kalkayım da çalışayım bari dedim.
Sanki patronum bilse madalya verecek erken başladığım için. Pehh...
Ona kalsa 7/24 çalışır moddayız zaten. Mesai saati benim kendimi kandırmam bir nevi.
Dün akşam güya 17.30 da biten mesaimden sonra elimde 3 büyük poşet ve kol çantasıyla zar zor yürürken bindim otobüse.Neyse ki otura bildim bu sefer.Ardı ardına telefonlar geldi .Hepsine de bakacağım illaki. Sanki bir çiple kontrol ediliyorum da bakmasam ceza verecekler bana. Sorumluluk işte,kolay gelinmiyor buralara :)
Yaklaşık 5-6 kez telefonla konuşup programı yerine oturttuktan sonra 1 de mail geldi ki,cevap verip bu sabaha programa almam gerekiyordu. Eller kollar dolu,boyumca ağırlığın altında zaten ezilmişken ne zor oldu. ! İnsan isteyince her şey oluyor.

Yolculuk boyu ve sonrası... İşler işler hep işler... Benim hayatımın önemsenecek kısmında hep iş var. Hatta sonrasındaki buluşmada bile bir kısmı işti aslında. Teslim edilecek olan siparişler ve görmekten büyük mutluluk duyulan arkadaşlıklar. Yeni insanlar tanıdım ayrıca,farklı yüzler,farklı fikirler bildim.Yeni yerler gördüm.Yeni eşyalar,yeni bir yaşamın başlangıcına tanıklık ettim.
Hayırlı olması dualarıyla yeni hayatlarına eski tanıdıkları uğurladıktan sonra elim kolum boş,kitabımı okuyabilmenin rahatlığı ve oturabilmenin mutluluğuyla bindim otobüse.
Onca ağırlığa bir de kitap taşıdım ya aferin bana. Onca iş arasında kendime zaman ayırabiliyorum hala.Sevdiğim şeylere,yapmak istediklerime vs
Sorumluluklarınızı severseniz,onları yük gibi değil de hayatınızı kolaylaştırmak için araç görürseniz bence oluyor bu iş.Hayattan daha da çok zevk alıyorsunuz hatta.

Şimdi mesela,kolum öyle ağrıyor ki o poşetleri taşımaktan,ama güneş de bana bakıyor karşıdan.
Ben bir balkona çıkayım,güneşle sarılayım,kucaklaşayım. Derin derin diyafram nefesi alıp çakralarımı açayım da hayatı daha da farkında olayım.

Gün aydı mı size de ? ;)

6 Mart 2016 Pazar

Haftasonu Günlüğü



Akşam üstü uyumadan önce anlatacaklarım vardı. Uyanınca yazarım dedim ama unutuverdim işte.
Nasıl geçti haftasonum ondan bahsedeyim bari.
Dün... Deniz Yusuf'um anneannesine gelmiş.Teyzesi bizi özlediysen gel dedi anneciği. Cumartesi günü tam gün çalışıyorum aslında ama ayakkabılarımı da tamirden almam gerekiyordu,işler de tam açılmamıştı zaten. Önce Kadıköy'e gider alırım oradan da Üsküdar'a teyzeme geçer Deniz Yusuf'u severim dedim. Patronum biraz bozulsa da pek iyi oldu.12 ye kadar çalıştım sonra çıktım yola. Önce Kadıköy sonra Üsküdar.2 saatlik bir zaman geçti yolda. Çok da uykum vardı aslında ama gittim sevdim en sevdiğim kuzenimin biricik yavrusunu.
Öyle güzel,öyle tatlı ki maşallah. 3 aylıkken görmüştüm,6 aylık oluvermiş bile.Deniz gibi mavi gözleri,Yusuf gibi güzel yüzü,ah o tebessümü... Ah o sanki beni hep görüyormuş gibi yüzümden yüzünü ayırmayışı. Ahh çocuğum ben sensiz nasıl duracağım şimdi. !
Teyzemin diğer 2 torunda oradaydı. Daha önce Umut'tan bahsetmiştim size. 8 yaşında oldu bile. Kardeşi kayra bir buçuk yaşında. Onları da sevdim tabi ki,öptüm kokladım.Umut zaten tüm aile ve sülale için ayrı,özel bir çocuk bizim için. Babası lösemiyle tanıştığında,anne karnından merhaba demişti bize. Babası onun varlığına olan heyecan ve umut ile atlatmıştı o menen hastalığı. Şimdi ailemizin kıymetlisi o. Neyse konumuz Yusuf Deniz.
Daha konuşmuyor,anlatamıyor derdini,sevgisini ama öyle ilgi isteyen ve öyle harika gülümseyen bir çocuk ki. Nasıl anlatıyor ona olan sevgimizi alıp kalbine yerleştirdiğini.
Ahh çocuğum ben sensiz nasıl duracağım şimdi. !

Bugün... dün gece bir sıkıntı yaşamıştım,gece pek uyku tutmadı.Sabah 11 gibi uyandım. Bir kaç saat sonra hemen karşıdaki markete gidip birer dondurma aldım. Tam çıkacaktım ki,yarın akşam halamın doğum günü.Kasanın önünde duran Osmanlı Kolonyasından aldım,bu sene de böyle olsun,mis gibi koksun yeni yaşın dedim.
Eve geldim, biraz uyudum uyandım,yemek yaptım yedim,yedirdim o arada çayı koymuştum,şimdi çay içmekteyim.
Bu gün de bitti,sağlıkla,şükürle.Yeni hafta huzurla başlasın inşallah...

Üstte papatyalar bıraktım size,kolonyanın kokusunu alamadınız ama papatyaların kokusuyla mis gibi bir haftaya başlayın diye...

1 Mart 2016 Salı

Sessiz Mutluluk

Öyle gergindim ki, istemsizce gözlerimden yaşlar geldi. Akan yaşları durdurmaya çalışırken ağlamaya başladım.
Karşıma geçti,gözlerimin içine baktı,ne olduğunu sordu. Anlattım.
Geçecek canısı dedi. Canımın yanması geçti.
Aslında söylediği o iki kelimelik cümleden çok beni sessizce dinleyişi ve halimden anlar bakışı içimi eritti.Üzerine bir de kalbinden gelen o iki kelime eklenince ben benden geçtim,sinirimi bir kenara bırakıp şükrümü eda ettim.

İyi ki var sevdiklerim. İyi ki böyle bir kardeşe sahibim.