28 Şubat 2015 Cumartesi

Zamanı Geri Alsak ?





Biliyor musun; sen iyi uykular dilemeden, huzura dalamıyorum ben.
Hani bana kızdığın için "iyi geceler" dedin ya.Hiç iyi bir gece olmadı bana. Keşke kızsaydın , bağırsaydın da sıradan bir iyi geceler mesajının yanına tebessüm kondurup ruhuma neşe olsaydın.
Sen şimdi kalbime kara bulutlar yağdırdın...
Özür dilesem, zamanı geri alıp, kalbime neşe tohumları eker misin yine ? !

Özūr dilemek büyüklük ise; abinin, kardeşini affetmesinin büyüklüğü, paha biçilemez herhalde.

27 Şubat 2015 Cuma

Lâ Havle

Sabah bir mesaj;
Kelimelerle dans, bu benim yeni telefon numaram, kaydedersin
Mesaja cevap vermedim,lazım olunca bu hattan ulaşırım kendisine diye içimden geçirerek,numarayı kaydettim.
Bir kaç saat sonra telefon çaldı. O esnada diğer telefonda olduğumdan açamadım. Aradan 2 dk geçti ve beni arayan numaraya dönüş yaptım. Patronumu aradığını söyledi, kendisinin telefonun bana yönlendiğini notu varsa iletebileceğimi, ya da nasıl yardımcı olabileceğimi sordum.
Tersledi. Patronunu ver bana dedi. Veremeyeceğimi, kendisinin yanımda olmadığını ama bu numaradan aratabileceğimi belirttim. İngilizce mi konuşuyorsun sen, dediklerinden hiç bir şey anlamıyorum. Doğru düzgün anlat,düzgün konuş benimle şeklinde bir kaç cümle duydum. La havle... diyerek sakinliğimi korudum.
Gel gelelim kadın hırsını alamadı devam etti. Bana eşini sordu. Yanında mı dedi. Bugün eşiyle hiç konuşmadığımı, kendisini de uzun zamandır görmediğimi ifade ettim. Keza patronumla görüşüyorlar ise de ben ofiste değilim bugün dedim. İnanmadı... Gelmiştir yanınıza diyerek bir kaç cümle savurdu.(patronumla pek çok ortak arkadaşımızın olmasının ilk kez dez avantajını yaşadım)
Derin bir nefes aldım,ya sabır diyerek sakinliğime sakinlik kattım. Eşinin telefonunu istedi benden ki o zaman durumu anladım. Ben de olmadığını ama eğer patronumda var ise kendisine dönebileceğimizi anlattım. Asabi ve sert cümleleri ile mübarek cuma vakti canımı yaktı. 
Bir kadın ki, kalbi kırılmış... Bir kadın ki eşi tarafından terk edilmiş, bir kadın ki, değersiz olduğu hissettirilmiş... Karşısına ilk çıkan kadını harcamakta sakınca görmez... Hele ki eşinin yakın iletişimde olduğu arkadaş çevresinden iseniz, acımaz...dikenli tırnakları ile, yırtar ruhunuzun derisini.
Maksat sizi üzmek değildir. Yaşadıklarının acısını bir şekilde çıkarmak istemesidir. Ve bu anda en iyi gelen şey bir başka kadını üzmektir.
...
Üzüldüm...
Kendim için değil...O adam için üzüldüm... Bunları yaşamayı hak etmeyen bir insan olduğu için üzüldüm... Annem derdi ki, Allah çiftleri birbirinin zıttı şekilde birleştirir. İyiye iyi pek az zaman denk gelir. Kötü demek benim haddime değil tabi ki, tanımıyorum neticede. Ama o çocuk ki öyle güzel kalpli,öyle sakin ve anlayışlı.Güzel ahlaklı ve insaniyetli...Tanıyorum neticede.
Umarım düzelir araları. Umarım sevgileri galip gelir kavgalarına. Umarım kırılan kalplerini onarabilirler pek yakında.
Üzüldüm kadının haline. Acıdım hatta. Kanatları kırılmış halde, hiç suçu olmayan,konudan tamamen habersiz bana saldırmasına.
Umarım rahatlamıştır... Umarım beni kıran sözleri,kalbine ferahlık katmıştır...

“Lâ havle ve lâ kuvvete illa billâh. (Güç ve kuvvet ancak Allah’tandır)." Allah tüm yalnız, güçsüz ve korunmasız kullarına güç kuvvet versin inşallah...



25 Şubat 2015 Çarşamba

Hande

bu yazıya nasıl ve nereden başlayacağımı bilemedim.Aslında çok yorgunum ama neyse onu geçelim, biz konumuza dönelim.

Hande...
Kız kardeşimden farksız bir bağ var aramızda. Bir kez olsun bana hitabında, abla kelimesinin önüne adımı koyduğunu duymadım. Öz ablası gibi sever,sayar değer verirdi. Ailedeki kuzenlerin aksine yaşıma en yakın olan kuzen idi. (Diğerleri bebeklik ile üniversite çağı arasındalar.)
Çok güzel şeyler paylaştık kendisiyle. Çok da sıkıntılı zamanlarımız oldu. Hep bir aradaydık. Bir kez olsun küslük,dargınlık girmedi bizim hayatımıza. Annesi o gün bana bağırdığında,Hande için hak etmediğim sözleri işittiğimde bile karşı çıkmadım teyzeme. Aksine, gidip de Hande'ye yüklenmesin diye bırak dedim döksün içini bana. Nasılsa hatalı değilim,biliyorum ya yeter bana. 
Hep çok sevdim onu,diğerlerinden ayrı sevdim. O da beni sevdiğine inandırdı hep. 
Geçtiğimiz yıl...
Kırıldım ona. Bekledim,gönlümü almasını ama almadı. Farketmedi bile kırıldığımı. Daha çok üzüldüm. Hep sessiz kaldım. Sakince bekledim. Kırıldım ama Küsmedim. Bir adım atsın bin adım gideyim diye bekledim.
İyice uzaklaştık birbirimizden. Evet o zaman zaman arayıp buluşalım teklifinde bulundu ama benim henüz bir büyük ameliyat geçirmiş olmam sebebiyle onun istediği yere , istediği tarihte gidemedim. Ne o fedakarlık etti yolundan,tavrından, huyundan;ne ben fedakarlık ettim inadımdan,kırgınlığımdan ona olan geri duruşumdan.
Ama hep çok sevdim. Hep dualarımda yer verdim. Bir süre sonra baktım ki hala yaklaşmıyor bana. Hiç bir şey olmamış gibi davranıyor, kırgınlığım yerini sükunete bıraktı. Önemsemedim uzunca süre. Kendi haline bıraktım,onu da, ona olan duygularımı da.
Bir ay kadar önce idi sanırım,belki de daha yakın vakitte.Bir akşam üstü telefon çaldı. Arayan Hande idi. En son annemin ayağı alçıya alındığında aramıştı. Bu sefer kimse hasta değildi,acaba ne olmuş olabilirdi? ...
Abla dedi,yanında kimse var mı
Hayır dedim,bilirsin telefonla konuşurken uzaklaşıyorum herkesten. Annemler içerideler.
O zaman git teyzemlerin yanına,heyecandan düşüp bayılırsan tutsunlar seni.
Nasıl yani dedim,
Teyze olmanın heyecanına dayanamazsın diye düşünüyorum dedi.
Bir çığlık attım ki, o çığlıkla içimdeki tüm negatif duygularım kalbimden çıktı,gitti sanki.
O bir anne idi şimdi. Onun karnında,kanından bir yavru beslenmekteydi. Benim küçük kız kardeşim, büyümüş anne olmaya hazırlanıyordu. İçindeki bebek henüz bir kaç haftalık imiş lakin o çoktan benimsemiş. Heyecanı sesine yansımış,mutluluğu gözünden okumaya gerek yok,kalbine mıhlanmış...
...
Her şey o haberle değişti. Ne oldu bana bilmiyorum ama birden yumuşadı içimdeki kızgınlık,kırgınlık ve daha ne var ise işte ona dair halledemediğim bir çok şey.
Sonrasında konuşamadık. Aramadım,aramadı.
Ve yine bugün...Ne olduysa oldu bana. Mesaj attım Hande'ye. Cumartesi günü Allah izin verir ise buluşacağız onun istediği, benim ise çok sevdiğim Kadıköy'de.
Aslında,onu ilk yalnız gördüğümde içimdekileri anlatacak,beni anlamasını bekleyecektim. Hiç bir şey yokmuş gibi yapamayacağımı çok kez anneme söylemiştim.
Ama şimdi sanki hiç bir şey olmamış gibi. Evet aklımdan neler geçmiyor ki...Ama hayat kısa... Ömür tükeniyor... Üzmek yerine mutlu etmeye vakit ayırmak gerekli.
Zamanı geri çeviremeyiz ki. Beni kırdığı noktayı zaten ne söylese, nasıl davransa telafi edemez ki.
Çok az insana kırılırım hayatımda. 1-2 dir en fazla. 
Artık olan oldu. O bir anne ben ise teyze olacağız inşallah. Bu bağ bizi daha yakın,daha sıcak, daha mutlu kılmaya yetmez ise,daha ne bekleriz ki hayattan. Bize verebileceği en büyük nimeti vermedi mi?

...

Umarım haftasonu güzel bir gün geçiririz.Onu şimdi düşünmeyelim. Bir başka bebek haberini verme sözü ile yazıyı noktalayalım. O bebek haberi ki,biraz farklı...inşallah yazının hakkını verebilirim.Hatta bir değil iki bebek haberi var cepte. Önceliği hangisine vereceğimi henüz bilmiyorum. İkisi de kendi içinde  ayrı birer hikaye. 

19 Şubat 2015 Perşembe

Sevdiğinin Sevdiğini Seven İnsanlar...

Bundan uzun yıllar önce idi.Kız arkadaşı ile beni tanıştırmak istedi. Kızın, o günü bana zehir edişini kimseyle paylaşmadım.İçimde de büyütüp, ona karşı sevgimi eksiltmedim. Kızı anlamaya çalışıp saygı duyarken, erkeği hep çok sevdim.  Ama bu yaşanan durum içime öylesi işledi ki,o günden sonra hiç bir arkadaşımın yanında,üçüncü kişi varken, tam anlamıyla rahat olamadım.
Acaba beni kıskanır mı diye hep tavırlarımı kısıtlama gereği gördüm. Kimisi anladı beni,samimiyetime inanıp güvendi,kimisi kıskanmaya devam etti. Yapabileceğim bir şey yoktu. Tek bildiğim arkadaşlarımı ne kadar saf sevgi ile sevdiğimdi. Herkes kıskanabilirdi lakin fesatlık başka bir şeydi.
...

Aradan uzun yıllar geçti.Gün geldi. Çocuk bir başka kız ile karşıma dikildi. Seni tanıştırmak istiyorum, ben çok seviyorum acaba sen de sevecek misin dedi.
Hay hay dedim. Senin sevdiğini sevmemek ne mümkün. Senin o güzel kalbine yer etti ise, ben şimdiden açtım yüreğimi kendisine. Lakin içimde hep bir şüphe. Ya yine aynı şey olur ise. Ya yine bir kıskançlık krizinin ortasında kalır ise küçücük bedenim.
Ona bu buluşmayı ayarladığı için çok sevindiğimi dile getirirken, buluşma anına kadar da gerginliğim devam etti. Geçen haftalarda, Bostancı'da bir kafede 2 saat boyunca gelmelerini beklerken, aynı şeyleri yaşamamak için de bolca dua ettim. Öyle güzel bir buluşma gerçekleşti ki. Umduğumdan biraz farklı idi. Bana kendini yabancı hisseden, aileye girmek çabasında olup kendi hal ve tavırlarından emin olamayan, yani pek çekingen bir insan vardı karşıma. Bu sefer roller değişmiş, karşımdaki insan kendini dizginler olmuştu. İstediğim bu değildi lakin kendimi yanlış ifade edeceğim her hangi bir durumun oluşmaması, bana olan bakış açısının güzelliği, mutlu etti.
Saatler sonra yürümeye başlayınca,koluma giren, adımlarını benim yanımdayken yavaşlatan, ara sıra gözümün içine baktığını sezdiğim güzel ve özel zamanlar geçirdik. Ben onu sevmeye zaten şartlıydım da o da beni sevmişti.Bunu hissettirdi.  Her nedense içim çok rahat değildi. Ya bana karşı bir ön yargı oluştu ise içinde. Ya o da kıskandıysa beni en değerlisi bildiği ama benim için değerini anlayamadığı sevdiğinden...

Aradan günler geçti. Abimle konuşurken, aralarının açık olduğunu fark ettim. Soramadım ama faturayı kendime çıkardım.
Bu gün; o gün pek az vakit geçirdik. Seni yeni tanıdığım için pek konuşamadım ben. Yine buluşalım mı diye bir mesaj aldım. Bu mesajı ilgim,sevgim olan bir erkekten alsa idim en fazla bu kadar sevinirdim. Tabi ki dedim; karlar kalksın en kısa zamanda ayarlayalım. Çok sevindiğini belirtti. En kısa zamanda yeniden görüşmek üzere temennisiyle sohbeti noktaladık.
Ben abimin hayatında özel olan bir kadınla tanışmaktan, abimin bana ne denli değer veriyor olduğunu bir kez daha hissetmekten, o kız ise sevdiği erkeğin en yakınlarından biri olan,hep adından söz edilen,ailesinden bilinen, kız ile tanışmış olmaktan mutluluk duyduk.
Her tanışma, her buluşma böylesi kaliteli olsa. Böylesi kartlar açık, böylesi kendinden emin vakitlerde tanısak, yeni insanları.

İçimizde acabalar olmadan, kendimize güvendiğimiz gibi, hayatımızdaki adam/kadına biçtiğimiz değeri doğruca,onun yaşamındaki diğer özel insana da verebilsek. Yanlış anlaşılma korkusu olmadan sevgimizi,ilgimizi, saklamak zorunda olmadan yaşayabilsek tüm buluşmaları. Hayatımıza yeni bir insan katmanın güzelliğini yaşasak hep,endişe ve takıntılardan uzak...
 Sevdiğimiz bizimdir, bir başkası aynı şekilde sevse dahi onu, önemli olan onun kimi sevdiğidir en çok. Dilerim siz en sevilen olmuşsunuzdur,sevdiğiniz adam ya da kadınların hayatlarında. Bu sebeple bırakın kıskançlığı. Sevdiğiniz insanların değer verdikleriyle iyi anlaşın. Bu size büyük kazanımlar sağlayacaktır. Kaybedeceğiniz tek şey, kalbinizden söküp atacağınız kıskançlık olsun. Bence kıskançlık, insanın ruhuna fazlalık. Yerine konacak bir çok olumlu duygu sizi bekliyor olacak. Sevdiklerinizin sevdiğini sevebilmeniz,kendinizi aşabilmeniz umudumla.

18 Şubat 2015 Çarşamba

Mahkeme Duvarlı Ayna




Uzun zamanın aksine,bu ara bir çok kişi ile tanıştım. Her ne kadar sanal ortam buna aracı olsa da,garipsediğim bir durum. Ben herkesten bir şeyler öğrenirken,hakkımdaki genel kanı; mahkeme duvarı gibi olduğum. Arada sıcak kanlı bulanlar da olmuyor değil ama sanırım ben aldığımı yansıtan bir aynayım... 


17 Şubat 2015 Salı

İyi Gidiyoruz...İyileşiyoruz...

/İlgiyle dokunun,hayatınızdakilere. Önemseyerek bakın... İyileşecekler,göreceksiniz. Kendinizi iyi hissedeceksiniz. /

Sessiz, sakin yatıyoruz. Ateşimiz 40 lardan 37.5 lere düştü an itibari ile. El ele oturuyoruz yatağın içinde. Vücut direnci öyle düşmüş ki,abla ağlamak geliyor içimden dedi bir ara. Ağla bebeğim, tutma kendini dediysem de yapamadı. Yanımda kal dedi sadece. Aldım getirdim salonda yatak açtık.Şimdi el eleyiz,o yatıyor ben yanında başını okşuyorum.Öpsene diyor beni,gelsene yanıma,tutsana elimi.

Bir çok konuda zevklerimiz aynıdır,ablasının bir tanesi ile. Yemek konusunda da benzer şeylerden hoşlandığımız doğrudur genelde. Popeyes markasındaki dürümlü tavuklara biteriz ikimizde. Ateş biraz düşünce abla dedi alsan da yesek şimdi. Yarın ateşin düşerse alırım demiştim,dün gece. Bugün karlı bir sabaha uyanınca ben eve hapis tabi. Ama söz  de verildi bir kere. İnternet siparişi verelim dedim ama almak istediğimiz menüde kararsız kalıp bir kaç şey sormamız gerekince olmadı öyle.
Karda ayağım kayacak diye korkudan da çıkamıyorum evden. Aklım verdiğim sözde,gözüm canımın en özel köşesi olan kardeşimde.

Ayağım fena...Zor adım atıyorum. Kullandığım kremler ve haplar hala etki etmedi 15 gün sonraya aldığım ortopedi bölümündeki randevumun bugün tesadüfen girdiğim sistemde iptal olduğunu,doktorun izne ayrıldığını gördüm. Yeni randevuyu bir hafta sonraya alabildim. Belki yarın özel hastaneye giderim. Önemli olan sıkıntımdan anlayacak bir doktora denk gelebilmek ki bu benim için şans değil. Bütün seceresini okuyup öyle gidiyorum doktora. O beni bilmiyor ama ben neyle karşılaşacağımı büyük ölçüde biliyor oluyorum.

Önce oğluş iyileşsin, ablası sözünü yerine getirsin. Gerisi kendiliğinden girer yola zaten.


16 Şubat 2015 Pazartesi

Hastalıklı Ruh Hali




Hayatımdaki insanların her birini çok önemsiyorum. aile,arkadaş her kim ise. Sevmediğim kimsenin,elektriğim tutmayan hiç kimsenin yaşam çizgimde varolmaması prensibindeyim. Ben rol yaparak ilişkileri yürütemiyorum çünkü. Ya seviyorum ya da  her ne yapsalar sevemiyorum.
Neyse... Şuan hissettiklerimi yazamayışımın bana getirisi üstteki cümleler.
Canımdan öte canım, kardeşim hasta bugün. Okuldan geldiğinden beri yatıyor. Ne bilgisayar görüyor gözü,ne yemek içmek. Sabah da evden kahvaltı etmeden çıkmış zaten. Eve gelene kadar da aç kalmış,canı hiç bir şey almamış. Üşütmüş,ateşi çıktı. İlaçlar,şuruplar...Şimdi biraz daha iyi. Zaman zaman 40 lara geliyor ateşi. Abla yanımda kal diyor. Loş ışıklı odasında sessizce baş ucuna oturup alnını okşuyorum,dudaklarımı yanağında,başında gezdiriyorum. O anlatıyor,ben dinliyorum. Tam kalkacak oluyorum ki başından, ablanı göndereyim biraz da o gelsin diyorum. Sen kal,o geldi gitti,sen gitme diyor. Allah'ım ayırma bizi... Yaşamlarımızda her ne olursa olsun birbirimizden,aramızdaki bu kuvvetli bağdan koparma bizi. Sevdiklerimin varlığından uzak kalmak gibi bir korkum vardır çocukluğumdan bu yana. Kimi sevsem uzaklaşır çünkü benden. Bu kısır döngü hep yaşanır hayatımda. bunu kırmak adına bilinç altımı kuvvetlice şartlarım zaman zaman.
Allah'ım,şifa ver oğluşuma, tez zamanda. Ve ne olur beni sevdiklerimden,değer verdiklerimden uzak bir hayat yaşamamı gerektirecek hale getirme.


Özetlenmiş Cümleler

Anlatacak çok şey var. O zaman aynı başlıkta farklı satır başları oluşturma zamanı...

Daha dün konuşmadık mı,geçmiş faturaları saklamanın önemini. ben savunmadım mı o kağıt parçalarının pek kıymetli olduğunu,5 yıla kadar saklanması gerektiğini duyduğumu. bugün banka ile ilgili bir sorun oldu geçmiş dönem borcunun ödenmediği bilgisini aldım. dekontlarımı kontrol eder nasılsa haklılığımı çıkarırım dedim. gel gör ki her ay düzenli mailime gelen dekontlar temmuz 2014/ocak 2015 arası yok. ve bana lazım olan 2014 eylül dekontu. hay ben böyle işin...! evren bi kere de duyma sesimi... bi kerede konuştuğum konuyu çıkarma karşıma gözünü seveyim; yordun beni.
...
Ve şimdi bir heyecan düşer içerime.Nefes alışım değişir, hayallerim önüme dizilir. Beklemek bazen ne keyifli iştir...

...
3 haftadır ayak damarım acıyordu.Yürümemi öylesi etkiliyor ki,acım yüzümden anlaşılacak diye ödüm kopuyordu. Tüm bu acıya rağmen gezip,dolaşmaktan vazgeçmiyordum. İçimdeki yaşam enerjisi bunu gerektirir çünkü.Ben hastalığa boyun eğemem.
Dün öyle zorlandım ki,yürürken. Hele bir de uzun otobüs yolculuğundan sonra ayağa kalkıp bir kaç adımda eve girmek oldukça zorlaştı.Günlerdir annemin yaptığı masajlar işe yaramaz oldu. Devlet hastanesinden randevu aldım,2 hafta sonraya ! Eğer o güne kadar kendiliğimden iyileşmezsem doktorun dediklerini yapar düzelirim herhalde.
Bu sabah annem eczaneye gidip,eczacıyla iş birliği yapıp bir sürü krem ve ilaç almış. Her 4 saatte bir masaj başlıklı kutusu ile sürülen krem ve kas gevşetici hapım var. Damarım öyle bir hal aldı ki,bana kalırsa tıkandı. Bacağımın üst kısmında damarın tam da bittiği yerde bir sertlik var.ne masajla,ne de ilaçla açılmıyor günlerdir. Her bir harekette de fazlaca can yakıyor. Umarım bu ilaçlar işe yarar da, doktora gerek kalmaz. Yoksa iş biraz uzar gibi geliyor. Farklı testler, tanısı konulamamış sonuçlar beni bekler...
...

15 Şubat 2015 Pazar

Aşk mı, Bağımlılık mı?

Aşk mı, Bağımlılık mı?
ben neden yazmadan yapamıyorum. Konuşma dili gayette kuvvetli biri olmama rağmen,neden hissettiğim her şeyi yazma gereği duyuyorum?
Yazmazsam içimde birikiyor da neden beni boğuyormuş gibi hissediyorum.
İyi-kötü,lüzumlu-lüzumsuz her şeyi neden yazma gereği duyuyorum. Yazmaya aşığım derken yoksa ben bağımlı mı olmuş oluyorum?
İyi mi ediyorum, fazla mı oluyorum... Ben mutlu olmak üzerine bir dünya kurmuş iken, neden kendimi hep düşünmek üzerine zorluyorum.
Özgürce yazamadığım bir aklın içinde, duygularımın esiri oluyorum.


Aşık mıyım, bağımlı mı bilmem ama yazmadan yaşayamıyorum.
...



Sızlayan Vicdan...



Gümdemi sallayan her konuda konuşmayı sevmem. Çok önemli olsa dahi,genellikle fikir beyan etmem.Çok şey düşünür,yazmamayı seçerim. Lakin bu konuda susamadım. 20 yaşında bir çocuğun böylesi vahşete kurban gitmesine susulamaz. Konuşacağımız hiç bir söz, yazacağımız hiç bir cümle onu geri getirmeyecek olsa da;  vicdanı olanları,n bu konuda  susamayacağını,doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorum. Yazacak çok cümlem var hali hazırda. O  fikirlerini,mantığını,pek sevdiğim adam benim,bizim yerimize kısaca özetlemiş söylenmesi gerekeni. İç sesim her ne kadar susmuyor olsa da ben susayım, Okan Bayülgen'in cümleleri yerini alsın sayfamda. Siz altına imzamı attığımı varsayın... 


13 Şubat 2015 Cuma

İnandıklarınız Sizin Gerçeğinizdir

Günlerdir yazmıyor muşum,şimdi fark ettim. Ne yazsam bilemedim.Ara verince böyle oluyor nedense. Anlatacak hiç bir şey yokmuş gibi sanki. Aslında öyle mi? 
Satır satır yazmak,cümle cümle konuşmak, dakikalarca anlatmak,içimdeki heyecanı paylaşmak istiyorum. Tüm bunlar yerine heyecanımı baskılıyorum. 

Yarın 14 şubat... Kalp kırmayın,sevginizi sevdiğiniz herkese geç olmadan verebilmenin yollarını arayın. Bu özel günde büyük bir enerji olacak evrende. Herkes aynı güne sığdıracak sevgi gösterisini. Dolayısı ile yadsınamaz bir güç olacak yer yüzünde,sevgiye,olumlu olan her şeye dair. Güzel olan her şeyden nasibinizi alabilmeniz dileğimle.
Acı dolu bir hikayeyle başlamış olan sevgi günü, böylesi güzel hale getirildi ise, düşüncelerinizin ve duygularınızın gücünü önemsiz saymayın... Bir bakın hele sevgililer günü nasıl ortaya çıkmış da nasıl gelmiş günümüze. Siz hala prangalarınızı yıkamamaktan mı bahsediyorsunuz bana...

İnanın içinizdeki güce... İstediğiniz her şeye inanın... İnandıklarınız sizin gerçeğinizdir.

......
3 haftadır sağ bacağımın damarı çok acıyor. Sanki  her adımımda şiş saplanıyor.bazen oyle ağrıyor ki, yürüyemeyecek kadar tutuluyor. Buna ragmen ben ne yapiyorum, elimden geldigi kadar gezip-tozuyorum. Inanin bana, içimdeki güce / yaşam enerjisine ben bile hayran kaliyorum.

8 Şubat 2015 Pazar

Dip Not / Mutluyum

Özel bir gündü.
Önemli konuların konuşulduğu,ilk karşılaşmaların olduğu.

Bugünü hiç unutmayacağım.

Sabahın 9.30 da kalkıp erkenden düştüm yollara.Önce Kadıköy oradan Bostancı.Bilenler bilirler ki oturduğum yer neredeyse İstanbul dışı.Yine de planlanan saatte randevu yerinde olmak gibi bir prensibim vardır.Mitingden dolayı kapanan yollarda bir saat yürüdüm.Geç kalacağımı telefon ederek bildirdim ama görüşmemiz kısa sürdüğünden,sonraki randevuma geç kalmadım.Lakin tam tamına 2 saat bekleyen taraf oldum.Yine de bundan şikayetçi değilim.Bu günü bana yaşatan herkese,bu günden nasibimi almamı sağlayan her türlü güce minnettarım...

Çok uzun zamandır böylesi güzel bir gün yaşamamıştım.Günde bir şey yok aslında,bana hissettirilenlerin güzelliğidir bugüne değer katan...
Velhasılı kelam; mutluluk da yakışırmış bana,öğrenmiş oldum...


7 Şubat 2015 Cumartesi

Altıya Katlanan Özlem

/Müziği kapatın bu gece,gözlerinizi de kapatın.Sevdiklerinize sarılın.Uzakta iseler,arayin.Gönüllerini okşayın.Hayat sandığımızdan kısa./

7 şubat 2009 tam da bu saatler.Sabaha karşı hıçkırıklarımızı tutma çabasıyla hayata tutunmaya çalıştığımız vakit...
Bir adım sonramızı hesap edemediğimiz...Yokluğuyla nasıl başa çıkacağımızı bilemediğimiz.
Arkadaşım,hayata bakış açım,merhametim,ailemin temel taşı,kraliçem,çok özelim,pek kıymetlim,yokluğu derinden hissedilenim,babaannem...Sensiz geçen zaman hızlı akmadı bana/bize.Hep hatırdasın, hep anılarda,dualarda... 6 yıl oldu bizi eksik bırakalı.Ne kadar genişlese de aile,sizsiz hep 2 eksik olacak.Dedem ve babaannem... onlarla aynı evde yıllarca yaşayabilme şansına sahip olmanın avantajını her daim hissediyorum... İyi ki siz bana aile olmuşsunuz da dilerim ben size torun olabilmişimdir layıkı ile. Mekanın cennet olmuştur inşallah. Özlemle ve çok büyük sevgimle anıyorum seni. Bu gece gel rûyama da,gidişinin ağırlığını unuttur bana. Olmaz mı ? Telepatik yol artık işe yaramaz mı,kavuşma ihtimali o kadar uzak mı . !

6 Şubat 2015 Cuma

Müziğin Ritmi ile Yazıların Şekli


Yazılarım sizde nasıl etki yaratıyor bilmiyorum.Ben yazarken müzik dinlemeyi sevmiyorum ama siz yazdıklarımı okurken hangi müzikleri dinlemeyi seversiniz diye düşündüm durdum.Sayfamı her yenilediğinizde bambaşka müziklerle karşılaşacaksınız.Umarım beğenir,sayfamda güzel vakit geçirirsiniz...
Hem belki dinlediğiniz müziğin ritmi ile yazdıklarımın size verdiği etki de değişir.Ortaya bambaşka duygu halleri çıkar ki pek hoşuma gider bu durum.Keyifli vakitler efenim...
:)

Şuan için toplam 10 şarkı var.Türküden pop a yerliden yabancıya çeşit çeşit hazırladım sizin için.En beğendiklerinizi merak etmiyor değilim...

Şarkı listesi

ahirim sensin
fikrimin ince gülü
garip adam
gayret et güzelim
happy
istanbuldayım
sigaramın dumanı
yağmurun elleri
yeniden başla
söyleyemedim


4 Şubat 2015 Çarşamba

Beni Bana Anlatsana

Keşke;
hayattan yorulduğumda,isteklerimden yıldığımda,bana hayallerimi hatırlatacak ve kaldığım yerden umutla devam etmemi sağlayacak insanlar olsa,yanımda.
Bazen ne çok ihtiyacım oluyor içimdeki benin bana anlatılmasına.