8 Mayıs 2014 Perşembe

Çok Bilmenin Korkusu

2 gündür midem bulanıyordu.Bir tuhaflık vardı bu işte çünkü kendimi tanıyorum.Bulantıya sebep olacak bir beslenme tarzı ya da yaşayışım yoktu son günlerde.Üşütmüş de değildim yani.
Dün akşam üzeri buraya esas gelme amacım olan yürüyüşe çıkalım dedik.İstanbul özellikle de benim bulunduğum mevkiide aşırı derecede köpek bulunduğundan yürüyüşlerim çok kısıtlanıyordu.Annemlerin yanına en çok da bu sebeple gelmiştim çünkü şant ameliyatının en önemli özelliği her gün istisnasız yürümekti.Vücut şanta ancak böyle alışabilirdi.Ağrıyla,sancıyla,karnımı tutarak yürüdüğümü çok bilirim.Herkes sen yeni ameliyatlısın evde otur bak nazara geleceksin derken ben yürümem gerektiğini bilir adım atmak için kendimi zorlardım.Yoksa başka türlü iyileşemeyecektim.Çok büyük bir ameliyat geçirdiğim halde,dinlenmek yerine mücadele etmek zorundaydım,biliyordum.Yoksa hayata eskisi kadar iyi dönemezdim.

Bu bilinçle annemlerin yanına,yazlık eve gelmiştim geçen hafta.Burada havalar öyle soğuk ki oturduğumuz yerde popomuz donuyor adeta.Ne bahçe keyfi yapabildik,bir günün dışında,ne de uzun yürüyüşlere fırsat bulabildik.Dün akşam annem bu böyle olmaz deyip neler giyeceğimi de tembihleyip sarıp sarmalayıp çıkardı beni yürüyüşe.Giderken dedim ki daha yolun başında;midem bulanıyor benim fazla uzatmayalım bu seferlik.Annem kızdı önce niye geldin o zaman yürümeyeceksen,sağlığın için mecbursun gibi cümlelerle zorladı beni.Dedim ki canım istemiyor değil vallahi midem bulanıyor.Yürüyüşten kaçtığımı düşünüp söylenmeye devam etti.Aradan kısa bir süre geçti ki kendimi zorlar halde adım atarken yerde kapak gördüm.Anneme "yanında boş poşet var mı" dedim ki aynı anda onun aslında bunu yanlış anlayabileceğini düşünmüştüm.Bir anda arkasını dönüp panik halde midem bulanıyor zannederek verdiği tepkiye ben gülme krizine girdim.Yok dedim kapak gördüm de yerde.
Neyse efenim bana çok uzun gelen bir yürüyüş yaptık dönerken de iyice bir fırtınamsı rüzgara tabii olduk.Eve geldiğimde baş ağrısı biraz zorladı önce.Hafif bir ağrı krizi geçirdim.Geçeceğini biliyordum.Geçti.
Bir iki saat sonra midem bulanıyor demeye başladım yine.Bir ilaç içtim.Geçmedi.Bulantı hissi kendini istifraya bıraktı.Ben böbrek hastası bir insan olarak ömrümce sayısız kez mide problemleri yaşamışımdır.Ama böylesi istifra hiç olmamıştı.Banyodan odaya gelirken sayılı adımlar atılacak mesafede tekrar tekrar geri döndüğüm bir geceydi.
Mide bulantısında ne var ben çok dağa ağırlarını yaşadım.bu da hastalık mı diyeceğim.Öyle düşünmek istiyorum ama düşünemiyorum.Dün geceden beri korkudan neler düşledim ne kadar dualar ettim.Şantın tıkanmasının ilk belirtisi mide bulantısıdır çünkü.Ardından gelen baş ağrıları ve daha bir çokları.Midenin nasıl bulandığı,ne şekilde istifra ettiğiniz de önemlidir bu hususta.Ve ben dün gece yaşadığım olayı buna bağladığım için ömrümden ömür gitti.Annem önce böyle olduğunu düşünmedi.İstersen hastaneye gidelim serum takılsın dedi.
Beyin cerrahının buradaki hastanede olmayışı beni tedirgin ettiğinden gitmedim.Ameliyat sonrası kriptiz raporu İstanbul'da ki evimde unuttuğumdan da korkum iyice arttı aslında. Bulantımın durmayışı,ardından sıvı alımının artması,hafifçe  titreme nöbeti...Bir de ateş gelseydi düşünemiyorum kendimi.Neyse ki o hal stabildi. Ben ki başım ağrırken işime ara vermemişim dün gece patronuma mesaj çekip yarın sabah işe başlayamayacağımı kendimi iyi hissetmediğimi anlattım.Sabah biraz uyursam düzelirim diye düşündüm.Ama kalkınca devam eden sorunlar korkumu çoğalttı.İstanbul'da ki aile doktorumuzu aradı annem.Benim tüm sağlık sorunlarımı bilen,telefonla dahi beni yönlendirerek şifa bulmamı sağlayan,beyin ameliyatını bile ona danışmadan karar vermediğim doktorum.Ona sağlığım için çok şey borçluıyum.Allah her daim kendisinden razı olsun.
Benim aklıma takılan soruları bir bir giderdi.Neyi ne kadar ve nasıl yaşadığımı sordu.Şanttan olduğunu sanmaıdğını,salgına yakalandığımı düşündüğünü ifade etti.İlaçlarımı değiştirdi.bol sıvı önerdi.Zaten o söylemese de ben ağzımı musluğa dayamış gibi yaşıyorum dün geceden beri.Biliyorum ki vücudumdan yüksek oranda potasyum eksildi.Bunu da karşılamam için bir takım besinlere ihtiyacım var.İştahsız olmak gibi bir şansa sahip eğilim.Yoksa halsiz düşerim. İştah durumumu doktorum da sormuş,sakın yemeden kesilmesin diye tembih etmiş. Kusma durumumun şiddetinin bu gün azalması ve şekil değiştirmesi de iyiye gittiğimin işaretiymiş.Dün geceki gibi olsaymışım şanttan şüphelenmek çok yerinde olacakmış.
Allah'ım her zaman diyorum;ben çok şey bilmek istemiyorum.Ne kadar bilirsen o kadar korkarsın.
Korkuyorum...
Bildiklerinizi uygulayabiliyorsanız ve kendinizi tanıyorsanız çok daha hızlı şifa buluyorsunuz ama bildikleriniz ışığında korkmanız da kaçınılmaz.

Doktorum soruyor bana,gıda zehirlenmesi olabilir mi diye.Hayır diyorum kesinlikle değil.Onun belirtilerini yaşamıyorum.Kusmalarımın şiddetine bakılırsa şanttan olabilir diye düşündüm ama buradakiler şantı bilmezler ise yanlış tedavi uygulanmasından daha çok korkuyorum. Kriptiz raporu da evde kalınca tek çarem sizsiniz.
Korkma dedi.Salgına yakalandın büyük ihtimalle.Dün geceki gibi olmazsın bir daha.Olur isen önce beni ara.

Şu dakikalarda işimle ilgili sistemi açtım,halsizce başına geçtim.Bünyem zorlandığı için biraz şant uçlarım ağrıyor ama tehlikeli bir durumda değilmişim doktorumun da onayıyla.
İnşallah dün geceki gibi olmam da,bu tip bir korkuyu tekrar yaşamam.

Bir önceki yazıdan sonra bu olmadı diye düşünülebilir ama ben hala güler yüzümden bir şey kaybetmiş değilimm...Hamd etmeye,mutluluğa giden yolları aralamaya devam...Biz isteyeceğiz hayat verecek...

İstemekten vazgeçme...!




7 yorum:

Handan dedi ki...

Bulantı ve kusma zaten normalde de insanı tuş ediyor, senin durumunda daha da zor olmalı. Bilgi hem iyi dediğin gibi hem de kötü. Neyse, geçti geçti:-) Aman epikriz raporunu unutma bir daha, hep yanında tut, çok önemli birşey o.

Persephone dedi ki...

Canım geçmiş olsun...Evet bazen çok bilmek sıkıntı,bazen de iyi oluyor...Ama bence biliyor olmak daha iyi,ürkütücü olabilir ama en azından en kısa zamanda problemin kaynağını bulmak için bir şeyler yaparsın...Bilmediğin zaman ise boş ver geçer deme ihtimali çok yüksek...Bilmek iyidir yine;)Yüzünden gülücükler eksik olmasın...Sevgiler...

kahvetelvesi dedi ki...

Ömründen ömür gitmiştir eminim :( Neyse ki düzelme korkularını gidermiştir...
Ben de o raporun fotokopilerini al, annene, iş yerine , çantana, varsa arabana bir nüshasını koy derim ..Çok mu pimpirikliyim ne..Ama önemli olduğu da ortada...
Eminim, herşey yolunda gidecek ve eski halinden iyi olacaksın..Sevgilerimle...

Hamiyet Akan dedi ki...

Canım çok geçmiş olsun :( Allahın izni ile şanttan kaynaklanan bir sorun değilmiş ve olmayacak inşallah bunun için dualarım seninle. Her daim yüzünün güleceği günler seninle olsun bitanem.

Kelimelerle Dans dedi ki...

Handa abla;geçti,geçti...ama korkusu da yetti...

persephone;evet canım.benim sağlık alanındaki biraz fazla bilgiye sahip oluşumun tek sebebi kendimi korumak ve bilinçsiz doktorların elinde heba olmamaktır.İnsan istemeden bilinçleniyor bazen.Buna mecbur kalıyor...iyi de oluyor...

kahve telvesi;aynen öyle oldu.İstanbul'a gider gitmez raporumu çoğaltacağım ama en önemlisi buradaki hastanede beyin cerrahının olmaması.Olsa dahi benim her doktora güvenimin olmaması.Aksi taktirde bilincim açık olduğu sürece raporu ezbere anlatabilir,durumumu izah edebilirim :)

Hamiyet;sağolasın...hepimiz iyi olalım.hastalık da sağlık da yaşamın içinden konular...olacak ve geçecekler...

daisy dedi ki...

Geçmiş olsun balım.

Kelimelerle Dans dedi ki...

daisy;sağol canım,geçti...

Yorum Gönder