15 Ağustos 2015 Cumartesi

Anlamanızı Beklemeden...



Öyle uzun yazmak istiyorum ki... Okunmak kaygısı duymadan,içimi boşaltmak hafiflemek,rahatlamak arzusundayım.

...
Bu ara o kadar zor şeyler yaşıyorum ki inanamazsınız. Gerçi ben hayatımın her döneminde zorluklar yaşadım. Hep zordu hep mücadele etmek ya da çözüm aramak durumundaydım. Ve bu dönemlerimde ne "tesadüftür ki" yalnızdım. Yine yalnızım.
Beni alaşağı eden bir hastalıkla mücadele etmekteyim. Mucize bekledim sabahlara dek dua ettim. Mucizeyi yaşıyorum şimdi. Düşünce gücümle sağlık bulduğuma inanıyorum. Ama öyle ağır ki bu dönem... Birileriyle paylaşarak hafiflemek isterdim.Nasıl olduğum merak edilsin,iyi olmam için yalandan da olsa bir şeyler yapılabilsin dilerdim. Sitem değil söylemek istediğim,yalnızlığımı ifade şeklim.

Eskiden telefonumda dakikalarım bitmez iken 1 haftada bitiverdi bu sefer. Aramadığım hastane konuşmadığım doktor kalmadı neredeyse.Maille ulaştıklarım da cabası.
Hani sen yoksun ya yanımda ben kimseye derdimi anlatmıyorum artık. Çünkü kimse gerçekten iyi olmam için dinlemiyor beni biliyorum. Kendi dertleri benimkinden ağır ise öteleniyorum,dinliyormuş gibi yapılmasından haz etmiyorum. Çünkü ben hiç kimse için mişli mışlı tavırlar sergilemiyorum.

Yani demek istediğim çok yalnızım...Kendime yetebiliyorum.Lakin bazen bir destek istiyor ruhum.
Bu akşam çok sevdiğim biri dedi ki; şu yaşıma kadar senin kadar güçlüsünü görmedim. Geçen gün bir başka sevdiğim insan,bu gücünü nereden alıyorsun diye sordu. Yaşamımın sırrını merak ediyormuş.Öyle güzel ki bunları duymak. Nasıl şarj oldum bilemezsiniz. Güçlü görünmek, her şeyin altından kalkabiliyor olduğumun sanılması ne büyük mutluluk. Bunun içindi zaten 30 yaşımın çabası.
kimse bilmesindi 1 haftadır şantımın sızladığını,sancı içinde kıvranmaktan dolayı evimin işini bile hakkıyla yapamadığımı. Acıdan adım atamadığımı ama sancımın geçmesi için yürümek mecburiyetinde olduğumu. Kimse bilmesin her gün kapıcıya aldırmadığım bir ekmek için dışarı neden çıktığımı. Sancılardan dolayı başımın döndüğünü,müşterilerimle konuşurken dünyanın başıma çöktüğünü.

Ameliyattan başka çaren yok derken doktorun biri,bir mucize olduğunu,bir ilaç ile ömür boyu yaşarsam iyileşemeyeceğimi ama daha da kötüleşmeyeceğimi duyduğum günler...Hayat hikayemi bilgisayara geçirirken doktorun bana dönüpte, senin şu an tekerlekli sandalyede hayata küsmüş halde etrafından gelip geçen hayatı izliyor olman gerekirdi,oysa senin gözlerinin içinden hayat akıyor. Nasıl bu kadar pozitif enerji dolusun,bunun için ne yapıyorsun demesi... Ne hissedeceğimi bilemediğim o an,hayatım geçerken gözümün önünden, ben başka türlüsünü bilmiyorum. Bana böyle öğretildi.Başka türlüsünü bilmiyorum ki deyişim. Doktorun seni taktir ediyorum demesi. O taktir... Üzülsem mi sevinsem mi... Tam da bunun için değil miydi...Yıllar önce katıldığım o seminerde de beyin cerrahını şaşırtan hayat hikayemle onlarca insan ve engelli çocuğa umut olmamış mıydım. Ben benim yaşadıklarımı yaşayan ve bu hikayeye ortak olan ucundan kıyısından olabilecekleri bilen insanlara yaşamın diğer yüzünü göstermek amacında değil miydim. İçimdeki enerjiyi her daim iyileşmek niyetiyle kullanmıyormuydum. 
Pes esmek nedir yahu... Nasıl bir şeydir ki o.!
30 yaşımda belki 30 farklı durum içinden ne zaman başladığını bilmediğim ama her daim kendi içimdeki güçten beslendiğim enerjiyle çıkmamışmıydım ben.

Bu ara neden böyle serildim yerlere peki.Neden sağlığım için bu denli uğraşırken,özler oldum bazı insanları. Özler oldum yanımda oluşları. Kendimi bir teslim etsem de bıraksam tüm ruhumdakileri diyebileceğim insanları arar oldum şu ara. Ben ki kimseye ihtiyaç duymayan boyundan büyük güce sahip olan,cürmü kadar yer yakan minik insan. Neden bu kadar yalnız bırakıldım.
Bu muydu hakkım. Sana ihtiyacım var diye mi alnıma yazmalıydım. Anlaşılmıyor mu zayıf tarafım. Herkes gücümü farketse de birileri yıprandığımı göremez mi,bilemez mi. Ben itiraf etmesem de tutup kulağımdan sarsıp kendime getiremez mi. İçimdeki gücü hatırlatıverseler ne olur sanki.

Çok şey mi bekliyorum hayattan. Sağlık yok onu biliyorum. İnsanlıkta mı yok... Kimseye hiç bir şey veremedim mi ben bu hayatta. Ne zaman alabileceğim geri dönüşlerini. Yahu acı çekiyorum biri de gelip silsin gözyaşlarımı.Bu olmasın kaderim...  Hastane hastane dolaşırken ben dik durmak çabasındayken, 15 yaşındaki erkek kardeşim telefondan mesajlar yazdı her gece. Ne mi diyordu mesajında; tek bir kalp koyuyordu her gece, günlerce. O kalp koyup susuyordu ben üzüntüden durmayan gözyaşlarımı mutluluktan akıtmaya başlıyordum. İyi sonuç alana kadar, bana destek olan o hayatımın anlamı, canımın parçasının bana hissettirdikleri şuan tekrar peydah oluyor yüreğimde.Gözlerimden akan yaşlar klavyemin tuşlarını bozacak cinsten.Neyse...
Hep deriz ya en sıkıştığımız noktada; hayırlısı... Hayırlısı işte. Kim neden sıkıştı,neden beni bu aciz halimle baş başa bırakmayı yeğledi bilmiyorum ama tek bildiğim yalnızlıktan fazla yoruldum.Kendi başıma mucizeye kavuştum,hastalığımın seyrini değiştirdim ama yalnızlığımı delip geçemedim.
Şimdi yine içimdeki güce sığınırım... Her ne yaşanacaksa hayırlısı...Uzun ve karanlık bir yol var önümde. Gün ve gün aydınlanan,yorucu,yıpratıcı.
Bu da geçer ya hu ! Bu günler de biter. İnşallah bir gün benim de kalbim güler...

5 yorum:

esra yağız dedi ki...

merhaba,
ben de kendimi onnncaaa kalabalığa rağmen bazı anlar yapayalnız hissediyorum. Nasıl bir his bilirsin.. :) Beni anlayan, tanıyan, bilen, annem-babam,eşim-dostum bana bazen çoook yabancı..bu his bazı anlarda canımı öyle acıtıyor ki, çaresini, telafisini bulamadım bi türlü..çok sevdiğim bir laftır "beklentiler sadece üzer.." sevgiyle kal

Kelimelerle Dans dedi ki...

esra yağız; öncelikle hoş geldin sayfama. son başlayayım yorumuma. çok severim o sözü ben de. ve kimseden bir şey beklememeyi öğrenecek kadar büyüdüğümü düşünürüm. ama bazen insan zayıf düşebiliyor,biri farketsin de tutup kaldırsın istiyor.beklenti değil de insani bir yardım sadece. değerlerdiklerine dair küçük bi sitem belki...Yalnızlığı çok iyi bilirim. Ve yalnızlıkla baş etmeyi de pek ala bilirim. Onca kalabalıkta insan her daim kendi başınadır zaten buna inanırım böyle düşününce beklenti içinde de olmuyorsun bir süre sonra. Ama ne olursa olsun önem verdiklerimizden geri dönüşler almak mutlu eder insanı.hayata bağlar. yorgunluğunu giderir...iyi ki varsın diyenler,varolmalı zor zamanlarımızda yanımızda...

silence dedi ki...

"Bak koşuyorum hâlâ
Çünkü ben bir yaşam maratoncusuyum
Bu yüzden yaşamın en yalnızıyım.
Bu sonsuz yarışın sonunda…
Beni geçemezsin."
demiş Aziz Nesin ..

Sen maraton koşan bi Oz büyücüsüsün.................finish.........................finish ...........finish senin daha çokkk finishlerin var :)

Kelimelerle Dans dedi ki...

kadife; bana şu an hissettirdiklerin tarifsiz !

DARK_BLUE dedi ki...

Geçmiş olsun.. bir hocam insanların yükselmeleri için zemini hissetmeleri gerek derdi ya da öyle bir şey :) demem o ki her ne kadar güçlü olsak ya da öyle görünsek de zaman zaman zayıflığın dibine vuruyoruz.. umarım atlatmışsınızdır..

Yorum Gönder