Doğum günüydü ayın 7.si
annesi,dayısı,ben,annem ve babam bir pasta kesip kutladık. Sevdiği hediyeleri hazırladık. O bayıldığı omzu açık bluzlardan birini aldım ona. Neden çünkü bana hayran. Benim sevdiğimi sevecek illa.
Hediyelerini verince biz hiç bir şey söylemeden kendiliğinden bir konuşma yaptı.
"Arkadaşlar bugün aldığınız hediyelerle beni çok mutlu ettiniz,teşekkür ederim"dedi. Gözlerimizden yaşlar aktı. Şaşkınlıkla birbirimize baktık. Her birimizin dilinde şükürle karışık bir iç çekiş.
ertesi gün
Melike geldi,sarıldı seni çok seviyorum anneteyze,sen benim kıymetlimsin dedi.
Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Sevilmek,sevgiyi göstermek ne harika bir şeydi.Keşke tanısan sende onu. Keşke herkes tanısa. Onun masumiyetinden kendine pay alsa. Ruhunu sevdiğim,hassasiyetine sarıldığım,azıcık yüzümü düşmüş görse çırpınıyor tüm gönlüyle,beni hoş etmeye.
Sevdiğim ve iletişimde olduğum kim varsa onu anlatıyorum herkese. Öyle keyifli ki onun dünyasından bakmak hayata. Onun evreninin bir parçası olmak. Keşke diyorum sıklıkla,keşke sana da anlatabilseydim Melikeyi. Bugün şöyle dedi biliyor musun. Yine ağzımı açık bıraktıran laflar etti.Şöyle yaptı inanabiliyor musunn diye arasam seni. Ya da müsait değildir belki diye çekinip durmadan yazsam dursam. Deli miyim neyim,anlatsam nolacak ki. Benim yerimden bakamaz ki kimse,benim kadar sevemez ki onu. Laf olsun işte. Yine de bir keşkedir gidiyor dilimde.
Bu hayatta en çok istediğim şeylerden biriydi anne olmak. Hiiç hayalini kurmadığım bir muazzamlık noktasından anneteyzelikten geldi buldu beni. Nasıl şükrettiğim belli değil. Keşke bu halimi görseydi dediğimde içimin sızlamasını tam oradan hissedebilirsin şüphesiz. Gerçi her şeye şüpheyle yaklaşan bu ruhum nasıl bundan şüphe etmedi o da enteresan.
0 yorum:
Yorum Gönder