Bazen diyorum ki arasam(açmaz ki)döksem içimi,ne olduysa bu süreçte bıktırana kadar anlatsam. Biliyorum ki sıkıldığını hiç hissettirmeden dinlersin. Ve eminim bu sefer,bunları mı taktın kafana,sen de çok abartıyorsun ama deyip beni rahatlatamazsın. Yani böyle demek gelmez içinden. O kadar basit olmadığını anladığında benimle birlikte dertlenirsin. Sırf bu yüzden bile anlatmak istemem aslında. Yine de bı delilik anıma bakar. Sahi keşke bu kadar delirsem be.
Ama yok çok sakinim. "tatildeyim." Bol oksijenli bir tatil. Zaten başka da bir şey yok :)
Daha ne olsun. Eskiden de sevmezdim hareketli vakitleri. Şimdi hiç. Elimde kitabım,yanımda canımın içi aşkım kızım. Aklımda vakti zamanında huzurun dibine vurduğum özel vakitler. Kimse kusura bakmasın da ben yaşadığım hiç bir şeyi unutmuyorum. Hele güzel olanları. Onları gönlüme bı saklıyorum,kimsecikler görmüyor,ben keyfine tekrar tekrar varıyorum. Yoksa bunca yorgunluğun altından nasıl kalkılır hiç bilmiyorum.
Hani geçen gün Melike gelip beni uyandırırken dedi ya; anneteyze sen her şeyi bilen bı kadınsın diye. O an şok oldum. Çok anlamlıydı bu cümlesi. Beni koyduğu yeri,bana bakışı vs. Ama bilmediği bir şey var. Ben elbette her şeyi bilmiyorum ama anılarımı saklamayı çok iyi bilirim. O sebeple de kolay düşmem zaten. Heybem hep dolu şükürler olsun. Hopl bı güzel anı göz kapaklarımın hemen arkasında. Keşke hayatın içine ömürlük katabilseydim bı çoğunu ama olsunnn. Yaşanan her ana sonsuz şükürler olsun. İyi ki böyle bı ömür yaşadım. İyi ki böyle bir ömür yaşattın.
Dilerim benim için de benzer şeyler söyleyenler olur. Bilemiyorum. Kimin hayatina katkı,kimin yaşamına zorluk oldum hiç bilmiyorum. Çabamdan ve niyetimden eminim sadece. Olduğu kadar. Yine de keşke demekten alıkoyamıyor insan kendini. Keşke... Keşke. Keşke. Neyse.
Çok ama çok sevdim. Çok da sevildim. Keşke bı anlık sinire yenik düşüp kalp kırmak gibi meziyetlerin olmasa idi. Ömürlük bı mutluluk çıkabilirdi. Pekala çıkardı,tadından yenmezdi. Yoo gayette yenirdi. Her haliyle,her şekliyle,her duygusu ile bayılarak yediğim bir yemek gibiydi o 13 sene. Her anında emek/emeğimiz büyük. Şimdi hangi hayatlara emek veriyorsun kimbilir. Bildiğim ve sana hep ama hep söylediğim, aynı tadı alamayacağına eminim. Kendimden biliyorum pektabiki. Sahi ben sonsuza kadar engelli mi kalacağım senin iletişim yollarında ? Buna gerek var mı gerçekten. Bu kadar mı yordum seni. Bu kadar mı yani gerçekten?