29 Eylül 2024 Pazar

Durum raporu

 Alerjik reaksiyondan dolayı zaten sorun yaşıyorken kır düğününe icabet edince çok kötü hale geldi durum. Günler süren savaştan galip çıktım çıkmasına da. Her sefer olduğu gibi enfeksiyon böbreklere indi orada tutundu kaldı. Cumartesi günü ağır bı kanama geçirdim. Saate baktım doktor hastaneden çıkmış. En has ilacım olan suya abandım,toparladım da. Ama bugün tam evden çıkacakken mide bulantısı,ateş vs klasik böbrek enfeksiyonu belirtileri baş gösterdi. Merve istersen gelme sen dedi ama mecburdum,gittim. Dönüş yolunda daha eve gelmeden minibüsten indim bı hava aldım,toparlandım sonrası yürüme. Eve kendimi nasıl attım bilmiyorum. Bir böbrek ilacı,bir soğuk algınlığı ilacı içtim. Anne limonatasından da büyükçe bir bardak vücuda gönderdim şifa niyetine. Yarına tüm mikroplar benden uzaklaşmış olur diye düşünüyor,pazar gününe kadar zımba gibi olmaya niyet ediyorum. Çünkü öyle uzun uzadıya hasta olmak ve naz yapmak gibi bir lüksüm yok. Yine de siz naz yapıyormuşum gibi ilgi gösterebilirsiniz tabi:) Çünkü hızlı toparlanıp daha Eskişehir e gitme moduna gireceğim. Biletler alındı,otelden yer ayırtıldı. Bir tek o moda girmek kaldı. Bir de bir kaç kıyafet siparişi veriyordum internetten yarım kaldı bugün halsizlik gelince. Hayır yani bana ateş demeyin de ne derseniz deyin. Ateşin de geliyor olma ihtimali beni düşürüyor. Bu da böyle bı tramwatik bir şey işte.  

Çok güzel bir hafta olsun hepimize. Mutluluk,huzur ve sağlık yakanıza yapışsın.

26 Eylül 2024 Perşembe

Hastalıklara Bir de Bu Açıdan Bakalım Mı?

Her hastalığın enerjisel bir karşılığı var.
Yaşanan hiçbir şey sadece fiziksel değil yani.

Ses kısılması  ve boğaz ağrısı; neyi söylemeden içine attın? sorusuna karşılık gelir.
Kulak duymuyorsa; neyi duymayı redettin? sorusunun karşılığıdır.
Gözler akıyorsa; neyi okumayı ya da görmeyi istemedin sorunun karşılığıdır.

Daha pek çok şey...

Doğru sorular sorup cevapları samimiyetle verdikten sonra,yapılması gerekeni yaparsanız iyileşirsiniz. 
Bu farkındalıkla gidip kısılan sesim için limonlu su vs içip şifalanayım. Ev yapımı anne limonatası her zaman hayat kurtarır ve tüm bilimsel ve enerjisel tavsiyelerin üstündedir.:)


23 Eylül 2024 Pazartesi

Mevkiisine Yakışmayan İnsanlar

 Kendimi berbat hissettiğim bir gündeyim. Dünden kalan bir sebebi zaten vardı,bu sabahki müşteri görüşmesi üstüne tüy dikti. 

Ben şirketteki en sakin insanım. Hem ofiste hem saha ekibindeki herkes içinde en sakin,en dinleyebilme ve ortayı bulabilen kişiyim.

...

Bir çok otelden oluşan bir zincir müşteri portföyüm var. Her biri birbirinden nezih insanlar. Sorun olabiliyor, konuşarak ve hizmet kalitesini arttırarak çözüm sunuyoruz. 

Sabah telefonum çaldı. Ekranda yazan isim bir otelin sorumlu tatlı mı tatlı bayanıydı. Ama gelen ses ismini daha önce duyduğum ama hiç görüşmediğim otel müdürüydü.

Başladı sövmeye. Konuyu asla anlatmıyor. Nerede böcek gördü de neden çözüme kavuşmadı. Biz neler önerdik de kendisi bizden neler talep etti vs bunlara asla girmeden beddualar havada uçuyor. Hakaretler peşisıra...

Beni asla konuşturmuyor ki araya girmeyi ve karşımdaki haksızsa susturmayı ve kendimi dinletmeyi bilirim. Bunu da kavgaya sebep vermeyecek şekilde yaparım. Sonu genelde özür dilemeyle biter falan. Asla konuşturmadığı gibi hak etmediğim hakaretler devam ediyor. Bı ara dedi ki sizin ünvanınız nedir ?

Müşteri yöneticisiyim dedim,portföyünüzle ben ilgileniyorum.  Bırak sen işi yönetemiyorsun baksana dedi. Eğer dedim şuan bağırmak yerine sorunun ne olduğunu söyleme zahmetinde bulunursanız ben size hızlı çözüm getireceğimin garantisini veriyorum. Ama siz sorunu anlatadsn çözüm getirmediğimize dair bizi sucluyorsunuz. Bunu da çok çirkin bir üslupla yapıyorsunuz. 

Sonra yalan olduğunu anladığım bir kaç şey söyledi. Bu konuda uyarıları yapacağımızı,aynı durumla karşılaşmayağının sözünü verdim. Meğer söyledikleri yalanmış. Neyse tehditler edip,bela okuyup,hakaretler edip telefonu kapattı. 

Kapatınca bitti sandı.

Önce o müşteriye hizmet veren teknisyenimi arayip istişare ettim. Bana bunları yapan adam hakkında görüşlerini aldım. İş hakkında eksiğimiz gediğimiz var mı,sorun nereden kaynaklanıyor dinledim,öğrendim. Ardından genel müdürümüzü aradım. Konuyu,duyduğum lafların hepsini aktaramadan özetledim. Sen kapat dedi ben şimdi döneceğim sana.

Ve uzun bir görüşmeden sonra beni aradı. O adamla aralarında geçen görüşmeyi anlattı. Sen demiş benim personelimin sesi titreyerek beni aramasına sebebiyet veremezsin. O  kadın demiş en akıcı konuşan kişi iken iki lafı bir araya zor getirdi de bana durumu anlattı. Sen personelimin mevkisini nasıl yargılar da ayar verirsin. Önce talebini iletirsin, çözülmez ise beni hep aradığın gibi arar şikayet edersin. Bir kadınla hiç bir şartta o tonda konuşamazsın. 

Ama demiş ben seninle daha yüksek tondan konuşuyorum şimdi. Aynı mevkideyiz,ikimizde erkeğiz. Söyelemek istediklerin varsa dinliyorum seni. 

Kelimelerle dans hanımdan özür dilemek istiyorum demiş. Ben senin yerine dilerim sakın onu arama zaten açmaz da demiş bizim müdür. 

O zaman demiş sen ilet. Bunları,şunları da ilave et. 

Neyse sonra iş aktini iptal etmemeye,bizimle devam etmeye karar vermiş. Şimdi dedi müdürüm,sen ara oradaki kadını planlamanı yap. Olanları anlat,bı güzel konuşun. Adamla muhatap olma. 

Aradım kadını. Nasılsınız dedim. En az sizin kadar kötüyüm dedi. Siz uzaktasınız ben birlikte çalışmaya devam ediyorum. Sizden sonra canımı okudu dedi. Birbirimiz için üzüldük bir de. Sonra iş planlamamızı yaptık. Asla dedim asla sizin telefonunuzdan da olsa beni kendisi aramasın bundan sonra. Ben bu üslupla,bı ahlak seviyesinde biriyle görüşmek istemiyorum. Bunun önüne geçemez iseniz size hizmet vermeyeceğim. 

Söz verdi,özür diledi. Üzüntüsünü tekrar dile getirdi. Teknisyenin aradı,abla üzülme lütfen,isterse. Ben gidip yüz yüze görüşeyim kendisiyle dedi. Yok dedim daha da körüklemeyelim ateşi. Yeteri kadar alev aldı ortalık. Sen beni bırak da sakın tekrar gittiğinde adamla tartışmaya yol açacak bir iletişime girme. tamam dedi,söz verdi. Öte yandan bizim genel müdür arayıp,iyi misin diye yoklayıp durdu.

Sabah sabah neler oldu böyle diye ben de kendimi ve durumu yokluyorum arada. Başım ağrıyor. Geçer. Her şey geçer. Her şey ama her şey olup biter. Saygı mühim. Eğer bir mevkiiniz varsaki bence her iş, her pozisyon kıymetli. Oraya yakışmalı. Orayı hak etmeli. Neyse çok uzadı bu konu ama daha çok konuşulur gibi.

Gününüz güzel geçsin. İletişimde olduğunuz herkese iyi gelin.

22 Eylül 2024 Pazar

Eskişehir Planı

 Ve yeniden Eskişehir tatili gündemimizde.

Tüm şartları ayarlarsak pek yakında tekrar o bize çok iyi gelen şehre yolculuk edeceğiz. Kimbilir belki bu sefer çok çok daha iyi gelir.

Başlıksız Yazı

 Yazacak hem çok fazla şey var. Hem de hiç bir şey yok aslında.

Önüm-arkam, sağım-solum Melike olmuş durumda. İyi ki öyle oldu. Hayat bu açıdan muazzam. Ve farkettim ki bu benim koruma kalkanım. Kendim için oluşturduğum zırhım. Onun dünyasında beni yıpratan çok şey var ama dış dünya da az yorucu değil. En azından diğer hiç bir şeye takılı kalmadan konfor alanında yaşayıp gitmeyi sağlıyor. Gözümün içine bakıp benim ruh halimle şekillenen bir yavrudan bahsediyoruz yahu dahası var mı ?

Dün gece mesela. Düğündeydik. Keyfimi kaçıran bir şey oldu.  Gözyaşlarım akmaya başladı. Melike gözümün içine bakıp, öpücük attı. O an da dedim,ömrümce de diyeceğim inşallah,bana sen lazımsın yavrucuğum. Sen olunca tamamım. Sen varken mutlu ve coşkulu. Ve çok sevdiğim herkes ve her şey gibi çok yorucusun. Bazen kalbim dayanmıyor ritmine yetişmeye ama sonra senin beni hayata nasıl bağladığını hatırlıyorum. Gücümü toparlıyor ve yanında,senden önde senin için koşmaya devam ediyorum. Ben zaten hep koşuyorum. Çünkü yorulunca başka bir şeyi düşünmeye fırsat bulamıyorum. Ve şimdi yine yorucu bir tatil planı yapma zamanı. Hem seni hem de kendi zihnimi bı güzel yormalı.

17 Eylül 2024 Salı

Küçük mutluluklar

 Geçen hafta olanlar... Kendimi toparlamakta çok zorlandım. Öyle çok üzüldüm ki haline,günler sürdü toparlanmam. Şehir dışı planına neden hevesin yok diye sordu bir arkadaşım. Nasıl olsun ki, anlatamıyorum ve atlatamıyorum o dakikaları diyemedim. Heves dediğin nedir ki dedim. Gelir illaki, çıkarırım tadını sen merak etme.

Dün gece... Yolun yarısını taksiyle devam etmek durumunda kaldık. Saniyelerle yetiştik. Siz de burada olun, ihtiyacımız olabilir dedi. Elbette dedim. Ve dakikalar içinde içerden gelen konuşma ve gülüşme sesleri. Nasıl şükrettim, nasıl... O mutluluk paha biçilemezdi. Kapı açıldı ve mutlulukla bana sarıldı. Beni o ana mumyalayabilirsiniz mesela. 

...

Sonra deniyor ki kendi hayatına bakmalısın.  Önüne,yaşamına dahil olacak insanlara,konulara,durumlara odaklanmalısın. 

Çok başka yerlerden bakıyoruz hayata (!)

Benim beklentilerim çok başka.  Anlamıyorsun. Anlık mutlulukların benim için aslında hiç de anlık olmadığını anlamıyorsun. Öyle koca koca beklentiler yerine ufacık gibi görünen ama bana dünyaları veren mutluluklara ihtiyacım olduğunu anlatamıyorum. 

Ve bir kız çocuğu büyütüyorum. Bu dünyada en çok istediğim şeylerden biri olan evlat... Ne güzel dahil oldun yaşamıma. Ne iyi geldin bana. Tüm eksikliklerimi kapattın da koca bir dünya sundun. Yeter de artar bile. Yani yetmez de yetinirim diyelim biz bence . Hayat hep bir açlık halı neticede:)

Eskişehir

 Eskişehir 

İlk kez evden uzakta,şehir dışında 1 gece,2 gün geçirme fırsatım oldu. Kız kardeşim ve kızıyla.

İlk gün planladığımı gibi olmadı. Otele gitmek için yanlış tramwaya binince 2 tramwayla bütün şehri dolaştık. 1sn bile oturmadan ve sırtımızda çok ağır sırt çantalarıyla. 10dk bile sürmeyecek yolu 2saatte tamamlayınca o gün bir yere gitmeye halimiz kalmadı. Akşam çıkıp çevrede dolaştık sadece. Bu bile çok iyi geldi. Ertesi gün yine tüm yükümüzle,çok güzel bir gezi sonrası yurdumuza geri döndük. Otel odasına girer girmez burası çok loş yahu şu perdeyi bir açayım dememle ve sadece perdeye dokunmamla üzerime düşmesi bir oldu. Ne olduğumu şaşırdım. Çok kısa süre sonra Melike'nin altın künyesi koptu neyseki odanın içinde görebileceğimiz şekildeydi. Hemen ardından çocuk yere bir düştü ki,kafasını çarptı. Çok korktuk demeye gerek yok herhalde. Hemen evi arayıp okuyup üfleyin,bize biseyler oluyor dedim. Neyse ki sonrası güzeldi. Bugün aşırı yorgun ve sırtımın tutuk olması ve bu halde tekrar dışarı çıkıp,2 araç değiştirip ilçe merkezindeki işimizi halletmek mecburiyeti dışında her şey çok güzel. AA bir de dün gece dönerken tam trenden inince kızın uykudan uyanamamasın kaynaklı bir ağlama krizi geldi ki. Minibüse binip eve gelemedik. Gecenin o saati bilmediğimiz yerlerde taksi aramak ve oralardan eve gelme çabası da yıpratıcıydı. Şükür ki taksiye binince sakinledi de biz de rahatladık. 

Bugün, dün,önceki gün ve epeydir çok yorgunum. Ne zaman böyle olsa günlerce evden çıkmadan dinleneceğim derim ve hiç de öyle olmaz. Yine olmadı. Yarın olur inşallah. Bir kaç gün evden çıkmazsam,cumartesi günkü düğüne gayet canlı kanlı hazır olurum inşallah.

Bu arada dün Eskişehir'de yemek yediğimiz belediyeye ait bir mekanda,tam kalkmak üzereyken masaya garson kız geldi. Siz dedi. Ne kadar enerjiksiniz. Bayıldım size. Böyle pozitif insan görmemiştim ne zamandır. Çok sevdim sizi dedi. Ve aşırı yorulduğum günün sonunda dedi bunu. Ahh dedim ne diyeceğimi bilemedim,teşekkür ederim. Sebebi şu olabilir; şehrini, insanlarınız öyle güzel,öyle yardımsever,öyle doğayla iç içe bir yaşam alanını var ki çok sevdim. Çok iyi geldiniz bana. Olsa olsa sizden aldığımı yansıtmışımdır. Yoksa bu yorgunluğa böyle görülmek ve hissedilmek başka türlü açıklanamaz. Kız çok mutlu oldu. Ben çok mutlu oldum. Hiç tanımadığım biri tüm güzel duygularla sarıldı sanki bana. Gerçekten çok iyi geldi Eskişehir bana. Karşılaştığınız herkes size iyi gelsin inşallah.

11 Eylül 2024 Çarşamba

Değişmeyen

 Hala aynısın dedim. Hiç değişmemişsin dedi.

...

Değişmeyenlerden biri de  onun hala kimseye hesap ödetmeyişiydi.

Bu hikayede değişen tek şey,geçen yılların farklılaşan tarihleriydi belli ki. 



10 Eylül 2024 Salı

Hayaller Hayatlar

 Hayat öyle acayip ki.

Nice dertlerin içinde,hayaller kurdurtuyor insana.

9 Eylül 2024 Pazartesi

Denge

 Muhteşem bir günün ardından,berbat geçen bir gün. 

Hayatta her şey denge tabi. Bunun böyle olması çok normal. Ama ben ne yaptım ? O olağanüstü güzellikteki zamanı aldım kalbime mühürledim. Her keyifsiz vakitte çıkarıp çıkarıp kullanır bu dengeyi de bozarım:) 

O değil de, çok kötü bir gün geçirdiğini söyledikten hemen sonra,ama burada şunu söylemiştin,şurada şunu yapmıştın deyip yargılamak ve kendini suçlu hissettirmek nedir ? 

Cevabını aramıyorum.  Sadece gerek yoktu diyorum. Hiç gerek yoktu.

7 Eylül 2024 Cumartesi

Çocuk(lar)

 Minibüsü bir kaç adımla kaçırdığım ve arkadaşımı beklettiğim için içimden söverken,bir adım ötede biri seslendi. Arkadaşlarım ve henüz tanışma fırsatı bulamadığım minik yavruları. Ben seni arıyordum, müsaitsen gel diye dedi, arkadaşım. Alelacele konuşup durağa geçme gayretindeyken ahh o bal çocuk. Al beni kucağına diye açmaz mı kollarını. Oğlumu sevmeden nereye dedi. Gel bı öp kokla da öyle git. Biraz sevdim ve bolca içime çektim o güzelliğini. Çocuk dediniz mi akan sular duruyor bende, malum.  Zaaf deyin,ya da çok sevgi. Çocuklarla aram çok iyi.  Bugünüme renk katan tüm çocuklara, tüm yüreğimle teşekkür ederim. Varlığım daha da anlam kazandı. Kendimi muhteşem iyi hissettim. Tüm yorgunluğum uçtu gitti. Pamuk gibi bir insancık oluverdim. Bu günün tekrarı tez vakitte olur dilerim. Zira dünya çocuklarla çok başka güzel.

6 Eylül 2024 Cuma

 Bı bakıyorum da;

Hayatım nerdeeen nereye gelmiş.


4 Eylül 2024 Çarşamba

Bir Oda İki Uzman

 Bu gün o odada iki uzmandık aslında. Karşıt taraflar gibi görünsek de aynı cepheden bakıyorduk. Süreçten çıkarımlarımız benzerdi. Yaptığımız yorumlar birbirine eş. Öyle yükseldim ki ve öyle yoruldum ve öyle üzüldüm ki. Daha yol uzun, bakalım neler yaşayacağız. Ne deneyimler kazanacağız. 

Bu yolda bizimle birlikte yürür müsünüz diye bir teklif geldi. Elbette dedim. Sonuna kadar,sonuca kadar. Bir telefon uzağınızdayım ve hep yanınızda. Bu sürecin içine dahil olan herkese kazanımları bol olsun inşallah. Evrenin en yüksek şifasıyla.


Hayat akışı



...

Hayat öyle hızlı ve öyle acayip ve öyle kusursuz akıyor ki. Ben izlerken şaşkınlıktan şaşkınlığa koşuyorum. Mucizesi bol günler görmek dileği,duası ile

1 Eylül 2024 Pazar

Kokuların Duygusu

 Eskiden koku hediye etmeyi çok severdim. Bı koklayıp,kesin çok sever ve çok yakışır deyip alırdım. Hep de beğendiğini ifade ederdi. Ve bence çok da yakışırdı. 

Geçenlerde erkek kardesimle bir AVM ye gittik. Marka bir parfümeriye soktu beni. Bana yardım et parfüm alacağım dedi. Hay hay dedim zevkle. Ama ben neyi sevdiysem o bir başkasıyla ilgilendi. Bu marka daha iyi,şu seri daha kalıcı vs deyip durdu. Yahu boşver markayı, kapa gözünü,seç kokunu dediysem de yok,dinlemedi. Gençlik mi,marka tutkusu mu ne derseniz deyin işte. Kendi zevkine göre bir ürün seçti çıktık. Çalışanları da epeyce güldürmüş olabiliriz. Hem sen bu işi biliyorsun deyip hem seçtigim hiç bir ürüne yönelmemesi ve benim bir şey alırken bu kadar bir dükkanda asla kalmayı tercih etmemem sebebiyle biraz didiştik tatlı tatlı. 

Bedenim oradayken aklım ve duygularım nerelere gittiiiii,geldi. Kokular önemlidir. Canlıdır, hatıraları canlandırmakta çok önemli role sahiptir. 

Ve bu yazıyı,yıllardır kullanmadığım ve çookk sevdiğim parfümümü kullandığım gün yazıyorum. Kokuları ve anıları bir tek ben mi bu kadar önemsiyorum bilmiyorum. Ama yaşanan her bir an çok kıymetli bunu biliyorum. Burnunuza hep güzel kokular gelsin ve kalbiniz ve ruhunuz hep mis koksun.

Hiç işte

 Sonra diyorlar ki; her şeyi kendi başına halletmek ve bu kadar güçlü durmak zorunda değilsin.

Destek isteyip de gelmeyecekse,boşu boşuna kalkanları indirmeye hiç gerek yokmuş.

EvvelAllah... Ben bana da, dünyaya da yeterim. 

Hepimiz yetebiliriz de işte, bazen birilerinden bı destek isteme gafletinde bulunuyoruz. Hiç gerek yok aslında. Hiç.